Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

Loading...
LÜTFEN KULAK VERİN "COVİD" TEHLİKELİDİR

















SON YAZILAR :
Loading...


24 Ocak 2020

SEVERMİŞİM MEĞER

Keyif dolu bir Hafta sonu dileğiyle
 

SEVERMİŞİM MEĞER

yıl 62 Mart 28
Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım
akşam oluyor
dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer
akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer
toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen
ben sürmedim
platonik biricik sevdam da buymuş meğer

meğer ırmağı severmişim
ister böyle kımıldanmadan aksın kıvrıla kıvrıla tepelerin eteğinde
doruklarına şatolar kondurulmuş Avrupa tepelerinin
ister uzasın göz alabildiğine dümdüz
bilirim aynı ırmakta yıkanılmaz bir kere bile
bilirim ırmak yeni ışıklar getirecek sen göremeyeceksin
bilirim ömrümüz beygirinkinden azıcık uzun karganınkinden alabildiğine kısa
bilirim benden önce duyulmuş bu keder
benden sonra da duyulacak
benden önce söylenmiş bunların hepsi bin kere
benden sonra da söylenecek

gökyüzünü severmişim meğer
kapalı olsun açık olsun
Borodino savaş alanında Andırey’in sırtüstü seyrettiği gök kubbe
hapiste Türkçeye çevirdim iki cildini Savaşla Barış’ın
kulağıma sesler geliyor
gök kubbeden değil meydan yerinden
gardiyanlar birini dövüyor yine

ağaçları severmişim meğer
çırılçıplak kayınlar Moskova dolaylarında Peredelkino’da kışın
çıkarlar karşıma alçakgönüllü kibar
kayınlar Rus sayılıyor kavakları Türk saydığımız gibi
İzmir’in kavakları
dökülür yaprakları
bize de Çakıcı derler
yar fidan boylum
yakarız konakları
Ilgaz ormanlarında yıl 920 bir keten mendil astım bir çam dalına
ucu işlemeli

yolları severmişim meğer
asfaltını da
Vera direksiyonda Moskova’dan Kırım’a gidiyoruz Koktebel’e
asıl adı Göktepe ili
bir kapalı kutuda ikimiz
dünya akıyor iki yandan dışarda dilsiz uzak

hiç kimseyle hiçbir zaman böyle yakın olmadım
eşkiyalar çıktı karşıma Bolu’dan inerken Gerede’ye kırmızı yolda ve yaşım on sekiz
yaylıda canımdan gayri alacakları eşyam da yok
ve on sekizimde en değersiz eşyamız canımızdır
bunu bir kere daha yazdımdı
çamurlu karanlık sokakta bata çıka Karagöz’e gidiyorum Ramazan gecesi
önde körüklü kaat fener
belki böyle bir şey olmadı
….
çiçekler geldi aklıma her nedense
gelincikler kaktüsler fulyalar
İstanbul’da Kadıköy’de Fulya tarlasında öptüm Marika’yı
ağzı acıbadem kokuyoryaşım on yedi
kolan vurdu yüreğim salıncak buluklara girdi çıktı
çiçekleri severmişim meğer
üç kırmızı karanfil yolladı bana hapishaneye yoldaşlar 1948
yıldızları hatırladım

severmişim meğer
gözümün önüne kar yağışı geliyor
ağır ağır dilsiz kuşbaşısı da buram buram tipisi de
meğer kar yağışını severmişim

güneşi severmişim meğer
şimdi şu vişne reçeline bulanmış batarken bile
güneş İstanbul’da da kimi kere renkli kartpostallardaki gibi batar
ama onun resmini sen öyle yapmayacaksın

meğer denizi severmişim
hem de nasıl
ama Ayvazofki’nin denizleri bir yana

bulutları severmişim meğer
ister altlarında olayım ister üstlerinde
ister devlere benzesinler ister ak tüylü hayvanlara

ayışığı geliyor aklıma en aygın baygın en yalancısı en küçük burjuvası
severmişim
yağmuru severmişim meğer
ağ gibi de inse üstüme ve damlayıp dağılsa da camlarımda yüreğim
beni olduğum yerde bırakır ağlara dolanık ya da bir damlanın
içinde ve çıkar yolculuğa hartada çizilmemiş bir memlekete gider
yağmuru severmişim meğer

ama neden birdenbire keşfettim bu sevdaları Prag-Berlin treninde
yanında pencerenin
altıncı cıgaramı yaktığımdan mı
bir eski ölümdür benim için
Moskova’da kalan birilerini düşündüğümden mi geberesiye
saçları saman sarısı kirpikleri mavi

zifiri karanlıkta gidiyor tren
zifiri karanlığı severmişim meğer
kıvılcımlar uçuşuyor lokomotiften
kıvılcımları severmişim meğer
meğer ne çok şeyi severmişim de altmışında farkına vardım bunun
Prag-Berlin treninde yanında pencerenin yeryüzünü dönülmez bir
yolculuğa çıkmışım gibi seyrederek

NÂZIM HİKMET
(19 Nisan 1962)

22 Ocak 2020

Kel Hasan Efendi


Kel Hasan Efendi1874 tarihinde doğan 1929 yaşamını yitiren tuluat oyuncusu ve tiyatro yöneticisidir. Bazı kaynaklarda doğum tarihi 1874 ölüm tarihi 1925 olarak da geçmektedir. Kel Hasan Efendi fakir bir ailenin çocuğu olarak Kadıköy’de yoğurtçuluk yaparken hevesli olduğu tiyatroya başladı. Henüz küçük bir çocukken ünlü komik Abdürrezzak Efendi’nin rollerinin neredeyse tümünü ezberlemişti. Sahneye ilk kez Küçük İsmail yönetimindeki tiyatronun Kadıköy Kuşdili’ndeki gösterileri sırasında çıktı (1893). Başrolde oynamak istemesine karşın bu rolü Abdürrezzak Efendi’nin oynaması üzerine ikinci komik olarak nitelendirilen külhanbeyi rolünü üstlendi. Bu konumunu sürdürmek istemedi; Abdürrezzak Efendi’yle tartışarak topluluktan ayrıldı. Kendisiyle birlikte topluluktan ayrılan Agâh Efendi’yle Şehzadebaşı’nda Hayalhane-i Osmani Kumpanyası adlı bir tiyatro topluluğu kurdu. Topluluğa Külhanyanve Papazyan’dan başka kanto için Küçük Eleni de alındı. Kel Hasan, Mardiros Mınakyan’ın o günlerde çok tutulan dramlarına karşılık sürekli komedi sahneledi. II. Abdülhamid döneminde Abdi Efendi’nin saraya alınması üzerine tuluat tiyatrosu alanında rakipsiz kaldı, ünü yaygınlaştı. İkinci meşrutiyet’ten (1908) sonra yaygınlaşan batı ağırlıklı tiyatro çalışmalarına ayak uyduramadı. Bir ara Burhanettin Tepsi ve Naşit Özcan’la birleştiyse de eski başarısına ulaşamadı. 1925’e senesine kadar sahnede kaldı. Tuluat tiyatrosunun en tanınmış oyuncularından olan Kel Hasan, özellikle canlandırdığı ibiş tipiyle halkın beğenisini kazandı. Abdürrezzak Efendi’nin yarattığı bu tiplemeyi, kısık sesine karşın keskin zekâsı ve hazırcevaplığıyla uzun yıllar yaşattı. Saçı olmadığı için “kel” lakabıyla anılan Hasan Efendi eski tip oyunların yanı sıra yeni tip oyunlara da ağırlık verdi. Başına yırtık bir fes giyer, kaşlarını siyaha, burnuyla yanaklarını kırmızıya boyar; sırtında İstanbuliniyle (bu kıyafeti ustası Abdürrezzak Efendi’den almıştı), sahneye çıkmadan boş bir gaz tenekesini sahneye fırlatır, ardından elinde bir tavan süpürgesi, başında yırtık bir fes ve üzerinde renkli bir giysiyle kendisi belirirdi.

20 Ocak 2020

Sustum.

 
 
sustum..
kelimelerden kuleler yaptım
içimde büyüttüm hepsini
teker teker kustum...
önce ayrılık döküldü dudaklarımdan
daha sonra da özlemler...
Yine de yükselmeye devam etti kuleler
Her giden kelimenin yerini bir sürü kelime aldı çünkü..
Ben kustukça çoğaldılar...

sustum...
söyleyecek çok şeyim vardı
yokmuş gibi davrandım
içimde birikti nefretler, hayal kırıklıkları...
sessiz çığlıklar savurdum gök yüzüne
fayda etmedi..
içimde büyümeye devam etti kelimeler...

Şimdi kelime kusuyorum yerli yersiz etrafa
kulelerimi yıkmak için uğraşıyorum
ama faydasız...
her giden kelime bir yenisini bırakıyor yerine
nedenler, nasıllar, niçinler
büyüyorlar ve çoğalıyorlar içimde...
Boğazımda düğümleniyor bir kaçı da
adeta gitmemek için savaş veriyorlar içimde
nefesimi kesene kadar sıkıyorlar boğazımı

Ne yapacağımı bilemiyorum...
Sussam mı konuşsam mı bilemiyorum...
Aslında kime ne söylemem gerektiğini de bilemiyorum..
Bazen "boş ver sadece sen ağzını aç nasıl olsa kelimeler kendiliğinden dökülürler" diyorum
ama onu da yapamıyorum..

Ne zaman konuşmaya kalksam yutkunuyorum
geri kaçıyor boğazımdan kelimeler
Sallanıyor kelimelerden yaptığım kuleler
Önce artçılar başlıyor
Daha sonrada depremler oluyor
Yine de yıkılmıyor kuleler
Çünkü o kadar sıkı sarılmışlar ki "Umut" denen o kelimeye
Yıkılmıyorlar..
 
 
 

18 Ocak 2020

GÜZEL BİR GÜN; KEYİFLİ HAFTA SONLARI OLSUN


Patronluk İçin mi Yöneticilik İçin mi?
Adamın biri sabah saat 10 a doğru bir elinde, içinde inek pisliği olan bir tenekeyle kafeye gelmiş,
- "Bana bir çay.."
diye seslenmiş,
- "Şimdi geliyor efendim.."
demiş garson ve çayı getirmiş.. Çayı bir yudumda içmiş adam, almış eline pislik dolu tenekeyi başlamış kafenin her tarafına serpmeye ve çekmiş gitmiş.. Ertesi sabah yaklaşık yine aynı saatlerde tekrar elinde pislik dolu tenekeyle gelip yine
- "Bana bir çay..!"
demesiyle,
- "Hop..! Bir dakika bakalım.."
demiş onu görür görmez tanıyan garson.
- "Dünden beri senin pisliğini temizlemeye çalışıyoruz.. Neden öyle yaptın ki?.."
- "Merak edilecek bir şey yok.."
demiş adam.
- "Üst düzey yöneticilik için hazırlanıyorum.. Sistem aynı.. Gel, çayını iç, etrafa bok at, millet senin yaptığını temizlemeye çalışırken tüm gün ortadan kaybol..!"

Hafta sonunun Görünümü

Koçlara yeni aşk, Boğalar üzülecek, İkizler her konuda destekleniyorsunuz. İşte burç yorumlarınız.

CUMARTESİ

KOÇ
Para konularında büyük hatalar yapmaya, para kaybetmeye ve hatta çaldırmaya açıksınız. Bazı şeyleri hayatınızdan tamamen çıkartıp atma arzuları içinde olabilirsiniz. Bazı dostlarınızın farkında olmadığınız ihanetleri olabilir. İçinizi sıkan ve tereddütte kaldığınız bir konuda heyecan verici gelişmeler olabilir. Bir düşmanınızın arkanızdan çevirdiği dolapları tam zamanında öğrenerek gereken tedbirleri alabilirsiniz.

BOĞA
Bugün bazı şeyler öğrenmeniz, ciddi düşünceler içinde olmanız olasıdır. Bu dönemi yalnız geçirebilirsiniz. Israrcı yaklaşımlarla karşı tarafı kaçırtmaktan başka bir şey elde edemezsiniz. Olayların akışından uzak durduğunuz takdirde daha pratik çözüm yollarını da görebileceksiniz fakat bunu son çare olarak düşünmeli ve olaylar sıcakken üzerine gitmeli ve son raddeye kadar zorlamalısınız.

İKİZLER
Paraya çok gerek duyacağınız gelişmeler olabilir. Bu olduğu  takdirde bir dostunuzdan yardım görebilirsiniz. Planladığınız bir yolculuk varsa henüz uygun dönemde olmadığınızı bilmelisiniz. Bugünlerde biraz bencil olabilirsiniz. Şimdiye kadar sakin giden ve kararsız kaldığınız bir konu aniden hareketlenebilir. Yeni kimselerle tanışabilir, bunlarla olumlu ilişkiler geliştirebilirsiniz.

YENGEÇ
Dikkatli davranmazsanız aynı işi birçok kere yapmak zorunda kalmanız olasıdır. Daha sakin düşünmeye çalışmalısınız. Önünüze çıkan zorluklar karşısında yardım aramanız boşuna. Çevrenizden aradığınız destek ve yardımı bulamayabilirsiniz. Kolayca başa çıkmanız mümkün olan konular size  yapılması imkansız ya da çok zor işler olarak görünebilirler.

ASLAN
Olayları takip etmeyi ve ilerisi için hazır olmayı ihmal etmemelisiniz. Karşılaşacağınız bazı dertler küçük maddi kayıplar ve biraz zaman kaybıyla atlatılabilecek türden şeylerdir. İlerisi için endişelenecek bir durum yok. Gerek duyduğunuz parayı  bulabileceksiniz. İlişkilerinizin sağlığı açısından daha kararlı tutumlara girmenizde fayda var.

BAŞAK
İsteklerinizin olmasına uygun etkiler altındasınız fakat gene de fazla yüksekten uçmamaya gayret etmelisiniz.  Gelebilecek olan yardımları dikkate almayıp, her şeyi kendinize göre programlamanız lazım. Çevrenizdeki talipleri yeniden değerlendirir ve bir daha düşünürseniz karlı çıkarsınız. Gereksiz masraflar yapmanız veya bütçenizin üzerinde harcamalar yapmaya mecbur olmanız da mümkündür

TERAZİ
Kişiliğiniz ve uğraştığınız konulara göre bir çok farklı olayla karşılaşabileceğiniz bir gündesiniz. Çevrenizde farkında olmadığınız bir veya birkaç düşmanınız olabilir ve bunların bazı faaliyetleri size gerçekten de zarar verebilir. Ev ve iş çevrenizde size rahatsızlık veren gelişmeler olabilir. Oldukça acelecisiniz ve bu yüzden de bazı iyi fırsatları kaçırabilirsiniz.

AKREP
Daha çok gruplaşmalar, arkadaşlıklarınızın, beklentilerinizin ve isteklerinizin ön planda olacağı bir dönemdesiniz. Ayrıca mistik konulara ve yeni düşüncelere de ilginiz olacaktır. Grup çalışmalarına katılmak isteyecek ve özellikle liderliğin size verilmesinden büyük mutluluk duyacaksınız. Arkadaşlarınız tarafından çok seviliyor ve onlarca el üstünde tutuluyorsunuz.

YAY
Sorumluluklarını bilen bir insan olarak davranmanız ve hiçbir şeyi savsaklamamanız gerekir. Kararsızlığınızı yenin ve bunun bir fırsat olduğunu anlayın. Süregelen ilişkilerinizde birlikte olduğunuz kimsenin tutumlarını ihtiyatlı karşılamanızda fayda vardır. Sizin yarı zekanızda olmayan kimseler size akıl öğretme hevesinde olabilirler.

OĞLAK
Sosyal konular sizi her zamankinden fazla düşündürebilir. Kafanız iyi çalışmaktadır ve sorunlara çok kolay ve kullanılışlı çözümler bulabilirsiniz. Duygusal konularda yumuşak hislere sahipsiniz. İyi anlaşabilir, anlayabilir ve anlaşılabilirsiniz. Eğer siz bir kadınsanız ve istediğiniz bir erkek varsa o kişi bugün sizinle yakından ilgilenecektir.

KOVA
Bugün içine kapanıklığa ve duygusal çöküntülere açık olacağınız bir dönemdir. İnsani ilişkiler sizde sebepsiz sıkıntı ya da üzüntülere sebep olabilirler. Kendinizi çok yalnız hissettiğiniz bir zamanınızda  aniden, artık ümit kesmiş olduğunuz bir dostunuz ya da sevgiliniz sizi arayabilir ve ondan büyük bir psikolojik destek görebilirsiniz. .

BALIK
İş, aşk, şansa bağlı her şeyde başarılı olmamanız için bir sebep yok. Size karlı bir iş teklif edebilirler. Bu işin kazancı ilk bakışta görüldüğü kadar çok olmayabilir. Yapmak istediğiniz fakat bir süreden beri fırsat bulamadığını şeyler için hazırlanmalısınız. Kendinize çekidüzen vermelisiniz. Mutlu beraberlikler ve başkalarıyla birlikte olumlu kararlar almak gibi şeylere açıksınız.

PAZAR

KOÇ
Sosyal çalışmalar ve ortaklıklar açısından bazı fırsatlar yakalamanız olasıdır. Ancak ortaklıklar da bazı çıkar çatışmaları yaşayabilirsiniz. Daha dikkatli olun ve ilkelerinize sahip çıkın. İkili ilişkilerinizde son derece hareketli ve keyifli olacağınız bir gündesiniz. Sahip bulunduğunuz esprili ve neşeli tavrınız etrafınızda bulunan insanlara da yansıyacak. Arkadaşlarınızı ve yakınlarınızı etkileyebilir, isteklerinizi kabul ettirebilirsiniz.

BOĞA
Bütün hayatınızı değiştirecek olan büyük sürprizlere hazır olmalısınız. Gene de bu olumlu gelişmeleri hemen bir gün içinde beklememelisiniz. Zamanla her şeyi teker teker göreceksiniz. Bugüne gelince.  Müzik, araba veya bilgisayarla ilgili olan ve size büyük zevk veren bazı işler yapabilir veya bazı şeyler satın alabilirsiniz. Duygusal ilişkilerinizde de mutlu bir gün yaşayabilirsiniz.

İKİZLER
Bugün ani başlayan beklenmedik arkadaşlıklar size sosyal alanda değişik fırsatlar getirebilir. Çevrenizde size ihtiyacı olan ve ancak sizin yardımcı olabileceğiniz kimseler olabilir. Yardım elinizi uzatabilirseniz, sizin için fazla önemli olmayan  ama onları çok rahatsız eden sorunlarını çözebilirsiniz. Bazı iş teklifleri almanız ve teklifleri değerlendirmekte kararsız kalmanız mümkündür.

YENGEÇ
Bugün önünüze mali alanlarda yeni kaynaklar yaratabilme, para konusunda daha akılcı davranma fırsatları çıkabilir. Bunları değerlendirmek için olumlu bir gününüzdesiniz. Ancak işyerinizde karşı cinsten bir kişiyle bir sürtüşmeye girmeniz olası. Böyle bir tartışma ortamı sizi üzebilir ve zihinsel olarak yorulmanıza neden olabilir. Dostlar tarafından sevildiğinizi hissetmek onların yanında enerji tutumunuzla yeni projeler üretmek size çok büyük keyif verecek.

ASLAN
Zekanız ve akılcı kararlarınızla çok iyi sonuçlar elde edebileceğiniz entelektüel alanda önemli başarılar yakalayabileceğiniz bir gününüzdesiniz. Ani, beklenmedik gelişmelerle daha iyi bir sosyal konuma ulaştığınızı görebilir bu sosyal konumda da çok güçlü olduğunuzu hissedebilirsiniz. Şansınızın yanı sıra sizin bu olumlu konuma gelmenizi sağlayan asıl gelişme, akılcı fikirlerinizdir.

BAŞAK
Güne başlarken size çok faydalı olabilecek bir hesaplaşma yapmanız mümkün.Bu değerlendirme sırasında kendinizi sosyal alanda pek hoşunuza gitmeyen ama aslında faydalı olan değişik şartlara adapte etmenin yollarını bulacak ve kendinizi yeni konumlar içinde nasıl ifade edebileceğinizi daha iyi düşüneceksiniz. Nerelerde güçlü olduğunuzu daha iyi anlayacak ve daha iyi kararlar verebileceksiniz.

TERAZİ
İş hayatınızda bir ikilem içinde bulunuyorsunuz. Bir yandan harekete geçme arzusuyla yanıp tutuşurken, başarısızlığa uğrama korkusu sizi frenliyor. Bu sonsuza kadar böyle devam edemez. Olayları yeniden gözden geçirin ve artık kararınızı verin. Aynı karmaşayı duygusal hayatınızda da yaşayabilirsiniz. Romantik yaşantınızda sizi hem mutlu hem de huzursuz edebilecek gelişmeler karşınıza çıkabilir.

AKREP
Uzun vadeli planlar yapmaya, uzun yolculuklara ve çevreden teşvik görmeye açık olduğunuz bir zamandasınız. Bu zamanda küçük gayretlerle büyük şeyler kazanabilirsiniz. Neşelisiniz. Uyumlu ilişkiler geliştirebilirsiniz. Hayatınız mutlu bir şekilde değişebilir. Yeni bir konuma erişebilirsiniz. Duygusal ilişkileriniz heyecan ve mutluluk vericidir.

YAY
Bugün biraz fazla gayret göstermenizi gerektiren ancak bunun karşılığını da görebileceğiniz gününüzdesiniz. Günlük işlerde karşılaşabileceğiniz karışıklıklar iş arkadaşlarınızdan bazılarının kıskançlıklarından kaynaklanabilir. Yani siz çalışmalarınızda dikkat çektikçe bazı kişiler işlerinizi baltalayabilirler. Sakin davranırsanız ve durumları gerektiği şekilde değerlendirirseniz olanlardan zarar görmezsiniz.

OĞLAK
Mesleki açıdan ilerleyebileceğiniz güzel fırsatlar yakalayabileceğiniz bir döneme giriyorsunuz ve bunu önümüzdeki hafta içinde siz de göreceksiniz. Yolunuza altın bir fırsat çıkabilir. Dikkatli olun ve onu yanlış kullanmayın. Bugün sezgileriniz son derece güçlüdür ve çevrenizdeki bir çok şeyi hissedebilir, size söylenenlerin ardındaki gerçekleri anlayabilirsiniz.

KOVA
Hisleriniz düşünceleriniz, aşk ve evlilik ilişkileriniz de karışıktır. Süregelen bir ilişkiniz ya da evliliğiniz bile olsa karşı cinsten, başka birisine kafanızın takılmış olması ve kendi içinizde mücadele halinde olmanız mümkündür. Bu durumun da sizde sinir bozukluğu yaratması normaldir. Beklenmedik durumlarda ve beklenmedik şeylere aşırı sinirlenebilirsiniz.

BALIK
Hayatınızda köklü reformlarda ha doğrusu bu yönde başlangıç veya planlar yapabilirsiniz. Sanat ve güzel şeylere karşı ilginiz artabilir. Yeni ve güzel eşyalar alabilirsiniz.  Sevdiğiniz kimselerle beraber iyi vakit geçirebileceğiniz dinlenme günü yaşayabilirsiniz. Hayat size bazı zevkli sürprizler hazırlıyor. Mutluluk getirici çabuk kararlar alabilirsiniz.

15 Ocak 2020

JAPONLAR "SENİ SEVİYORUM" DEMEZ

  


JAPONLAR "SENİ SEVİYORUM" DEMEZ

Bir Japon firması 'hediyelik fasulye' yapmış. Fasulye tanelerinin üzerine lazerle 'seni seviyorum' lafını kazıyorlarmış. Nemli toprağa gömülmüş fasulyeyi alıp uygun gördüğünüz kişiye...
hediye ediyormuşsunuz. Beş gün sonra fasulye filizlendiğinde de ortaya 'seni seviyorum' yazısı çıkıyormuş.

Bu haliyle de elbette haber değeri var ama bir malumatı eklersem sanırım daha da ilginç hale gelecek.
Böyle bir ürünü Fransız yahut Brezilyalı bir firma da üretebilirdi. Sonuçta,
aşk meşk filan evrensel meseleler. Fakat 'seni seviyorum' diyen fasulyelerin Japonya'da satışa çıkması gayet anlamlı.
Çünkü orada çiftler birbirlerine asla 'seni seviyorum' demiyormuş!

Tabii ki de Japonya'da 'seni seviyorum' demeyi yasaklayan bir kanun yok.
Hatta 'aşk'a karşılık gelen 'koi' diye bir sözcük de varmış. Ancak kimse bunu kullanmıyormuş! Bir Japon, aşkından ölse dahi en fazla 'suki desu' diyormuş. Yani, 'senden hoşlanıyorum'. Onlara göre bunun nedeni, 'sevginin kelimelerle değil, davranışlarla ifade edilmesi gerektiğine inanmaları' imiş.
Hadi bunu çok güzel açıklamışlar. Kulağa bayağı hoşgeliyor. Peki Japonca'da 'canım, cicim, hayatım,tatlım, meleğim' gibisinden sevgi sözcüklerinin hiç olmamasına ne diyorsunuz?

'Seni seviyorum'u geçtik, kimse kimseye 'kınalı kuzum' da demiyormuş yani!
Evli çiftler birbirlerine, çocukları olana kadar ''ano ne!'' (hey!),
çocuklardan sonra, ''okaasan'' (anne) ve ''otoosan'' (baba), torun torba
sahibi olduklarında ise, 'oi!' (hey sen!) diye hitap ediyorlarmış. Bu
konular için deniyor ki, Japonlar kadın-erkek ilişkilerinde çok kör topal ilerliyor. Yeni nesil aşmak istese de gelenekler önlerinde Beton Bayram olarak dikiliyor. Onlar da çaresiz boyun eğiyor. Böyle gelmiş,böyle gidiyor.

Velhasılı kelam, Japonlar'ın 'seni seviyorum' diyen fasulyeleri aslında
toplumsal bir ihtiyacın itelemesinin sonucu. Çok isteseler bile alışkın
olmadıkları için 'seni seviyorum' demeyi tuhaf buluyorlar. Kültürleri bu cümleyi hayatlarına almaya izin vermiyor.



13 Ocak 2020

Günaydın iyi haftalar olsun herkese ...

 

 
Günaydın herkese!
Uyandıktan hemen sonra bir bardak suyunuzu içtiniz mi?
İçtiyseniz, birazdan ikinciyi içmeye de hazır edin kendinizi, çünkü, sağlıklı bir metabolizma için sabahları içilen suyun faydaları tartışılmaz...

1. Lenf sisteminizi dengeler: Lenf bezleri günlük fonksiyonlarınızı gerçekleştirmenize, vücut sıvılarınızı dengelemeye ve enfesksiyonla mücadeleye yardımcı olur.
2. Daha parlak bir cildiniz olabilir: Toksinler cildinizden atıldıkça daha temiz ve böylece daha parlak bir cilde sahip olabilirsiniz.
3. Kilo kaybına yardımcı olur: Sabahları içeceğiniz 2 bardak su, metabolizmanızın %24 oranında daha hızlı çalışmasını sağlar.
4. Yeni kas ve hücre oluşumunu hızlandırır.
5. Boş mideye içilen su, bağırsakları temizleyerek besinleri daha iyi absorbe etmesine yardımcı olur.

11 Ocak 2020

Neşeli hafta sonları "8 yıl önce de aynıydı"

 
 
 
Rifat Serdaroğlu: İNSAN / HUKUK DEVLETİ / EKONOMİ

Sosyal Devlet ilkesini gerçek anlamda uygulayan ülkelerde, ekonomi insan içindir. Eğer bir ekonomi yönetimi ülke insanının yaşamını kolaylaştırıyor, zor gününde ona sahip çıkıyor ve genel ekonomiyi de dengeli götürebiliyorsa “başarılı” olarak kabul edilir.

Eğer genel ekonominin iyi gittiği, ülkenin büyüdüğü söyleniyor fakat o ülke insanları her g...
ün fakirleşiyor ve “kamu hizmeti” vermesi gereken devlet kurumları tarafından soyuluyorlarsa orada ters giden bir şeyler var demektir.

Örnek vermek gerekirse;
Kaynağında “İnsan” olan ekonomilerde Sanayi o ekonominin kalbi ise, bankalar da vücuda kan taşıyan damarlardır. İkisinden de vazgeçilmez, ikisi de kıymetlidir. Ama bu ilişkide hassas denge, ekonomiyi yönetenler tarafından çok dikkatle korunmalıdır.
İstanbul Sanayi Odası, 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ile bilgileri yayınladı.
2012 yılında 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun toplam kârı: 24,1 Milyar Lira olarak gerçekleşti. Buna karşın sayıları 49 olan Bankaların 2012 toplam kârı ise:
23,6 Milyar Lira olarak açıklandı!

Rakamlar dikkatle incelenirse, 1 Bankanın kârı neredeyse 10 Büyük Sanayi Kuruluşunun kârına eşit hale geldiği görülebilir. Bu doğru bir tercih değildir. Denge Sanayi kuruluşlarının aleyhine bozulmuştur. Bir ülkede sanayiciyi, mevcut tesislerini yenileyemez ve yeni yatırım yapamaz hale getirirseniz, ekonominin kalbi teklemeye başlar. Yatırım yapamıyorsanız, istihdam sağlayamazsınız, ihracatınızı arttıramazsınız. Sanayiniz rekabet edemez hale gelir ve dış pazarlarınızı kaybedersiniz.

Bir de, ekonominizin gelişmesini, ülke zenginliğinin artmasını ve insanlarınızın bu zenginlikten pay almasını istiyorsanız, içteki ve dıştaki yatırımcılara, ülkenizde “Hukuk Devleti” ilkesinin tüm kurum ve kurallarıyla uygulandığını inandırmak zorundasınız.
Bu ülkeye yatırım amacıyla gelmek isteyenler, haklı olarak yatırımlarının “Uluslararası Tahkim ve Hukuki Güvence” altında olduğuna inanmak isterler.
11 yıllık tek başına iktidarlarının sonuna yaklaşırken Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan, “Eğer Türkiye Hukuk Devleti olamazsa, dünyanın ilk 10 ekonomisine girmesi hayal olur” diyerek Türkiye’nin Hukuk Devlet olmadığını açıklamıştır.
Daha dün AB Dışişleri Bakanları, Ergenekon-Balyoz davalarında ciddi hukuk ihlalleri yapıldığını, bu tip uygulamaların Hukuk Devletinde olamayacağını ilan etmediler mi?

Bugün ülkemizin çok önemli sanayicilerimizden bir dostum aradı ve şunları söyledi;
“1,5 yıldır bir Alman firmasıyla ortak yatırım için çalışıyorduk. Para- kredi-yatırım-ortaklık şartları dâhil her konuda anlaşmaya vardık. Biraz önce beni arayıp yatırım ortaklığından çekildiklerini bildirdiler.
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. 1,5 yıllık emeğim, yaptığım masraflar, gelecek beklentilerim hepsi bir anda çökmüştü. Niçin, diye sorduğumda, bana şunu söylediler. Biz para yatıracağımız ülkede güvende olmak isteriz. Sizin Başbakan Yardımcınız Türkiye’nin henüz Hukuk Devleti olmadığını söylüyor. Başbakanınız, açıkça iş adamlarınızı tehdit ediyor ve onları batırmakla korkutuyor.
Koç Grubu dünyanın saygın kuruluşlarından biridir. Bizim ekonomik danışmanımız Koç Üniversitesinde her sene en az iki konferans verir.
Koç Grubuna bunu yapan kafa, bize neler yapmaz.
Şimdilik özür diliyoruz, ilerde birlikte çalışma umudumuzu korumaya devam edeceğiz…”

Değerli Okurlar;
Dünyanın en korkak varlığı paradır. Siz ülkenin Başbakanı olarak, sıfır seviyesindeki ekonomik bilginizle, ortaçağdan kalma fikirlerinizle aklınıza her geleni söyler ve “Hukuk Devleti” ilkesinin olmazsa olmaz şartı Lâiklik İlkesini paspas yaparsanız, ciddi hiçbir yatırımcı ülkenize gelmez.
Ancak, uluslararası tefeciler ülke insanını ve ülke ekonomisini soymak için gelirler, sizi bir güzel dolandırırlar ve siz tüm Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan dış borcun 3 katı borçla, el elde baş başta, kalakalırsınız.
Hiçbir şey bilmediğinizden iftardan- iftara lüks salonlara doldurulmuş bindirilmiş kıtalara veya devlet memurlarına konuşmaktan başka bir şey yapamazsınız.

Türkiye’nin “Kabadayı’ya”, “Bitirim’e”, “Milli Ordusuna düşman, Bölücü hainlere dost” olan 1923 öncesinde kalmış particilere ihtiyacı yoktur.
Türkiye’nin gerçek Devlet Adamlarına, Vatanseverlere ihtiyacı vardır.
Demedi demeyin…

Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Temmuz 2013
İLK KURŞUN
 

10 Ocak 2020

Hoca...

 

 
BUNLARI GÖRÜNCE MÜSLÜMAN ZANNEDİYORSUNUZ DEĞİL Mİ !

ŞALVAR, POTUR, SARIK, TÜRBAN GİBİ KIYAFETLER, BİZE YAHUDİLERİN SOKUŞTURDUĞU, İSLAM DIŞI KIYAFETLERDİR.
ANAD...
OLU TARİHİNDE,
SELÇUKLU ZAMANINDA VE OSMANLI ZAMANINDA,
100 YIL ÖNCESİNE KADAR NAMAZ TAKKESİ YOKTU.
İSLAMI YAHUDİLEŞTİRİRKEN, YAHUDİ TAKKESİ "KİPA" YI DA NAMAZ TAKKESİ DİYE YUTTURDULAR.

ARAPÇA DİLİNDE,
İSLAM'DAN ÇIKMIŞ ADAMA "MÜRTED" OLDU DENİR.
İSLAM'DAN ÖNCEKİ DİNLERE DÖNENLERE "MÜRTECİ" DENİR.
İSLAMI YAHUDİLEŞTİREN ZİHNİYETE; "İRTİCA" DENİR.

OYSA, İSLAM SON GELEN DİN OLARAK "İNKILAPÇIDIR", HATTA "İHTİLALCİDİR"..
KÖLELERİNİZİ AZAT EDİN DİYEREK, "İHTİLAL" YAPMIŞTIR.
BUNA KARŞIN, İSLAMDAN ÖNCE FİRAVUNLARA İNANANLARA "MÜMİN" DENMEZDİ, "MÜRİD" DENİRDİ.
İSLAM GELDİ, "MÜMİN" OLMA ESASI GETİRİLDİ.
KUR-AN'DA HİÇ BİR YERDE; "MÜRİD" KELİMESİ YOKTUR.
ÇÜNKÜ MÜRİD; ALLAH'SIZ ADAM DEMEKTİR !..

İSLAMDA TARİKAT OLMAZ, ÇÜNKÜ İSLAM; "MÜMİN" OLMA ESASLIDIR.
ANCAK TARİKATTA "MÜRİD OLMA" ESASI VARDIR.
DİN DIŞIDIR, İSLAM DIŞIDIR...
TÜM TARİKATLAR "SATANİST" KARAKTERLİ, YAHUDİ TARİKATIDIR.

İSLAMDA "İRTİCA" OLMAZ.
"İRTİCA" YAHUDİLEŞMENİN ADIDIR..
"İRTİCA", KENDİNDEN ÖNCEKİ DİNE DÖNMEK DEMEKTİR.
MAALESEF TÜRKİYE'DE,
TARİKATLAR SAYESİNDE "YAHUDİ İRTİCA" GELDİ.

DİĞER YANDAN,
YAHUDİ MASONLARI DA, "LAİKLİK" DİYE YUTTURANLAR, ASLINDA "YAHUDİ İRTİCADIR".
BUNLARIN LAİKLİĞİ, ATATÜRK'ÜN TARİF ETTİĞİ LAİKLİK DEĞİLDİR.
ÇÜNKÜ ATATÜRK, MASON LOCALARINI TEMELLİ KAPATARAK,
"DEFOLUN GİDİN, YAHUDİ UŞAKLARI" DEDİ...
OYSA Kİ, NUR TARİKATI İKTİDARDA OLDUĞU HALDE MASON LOCALARINI KAPATMADI.
DİYEMEZLER ÇÜNKÜ, TARİKATLARIN DA PATRONU, YAHUDİ MASONLARDIR...

ŞİMDİ ANLADINIZ MI?
NURCU BÜLENT ARINÇ PKK'LILARIN ÖLÜMÜNE NEDEN ÇOK ÜZÜLÜYOR !
PKK KÜRT TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL,
YAHUDİ TERÖR ÖRGÜTÜDÜR.
YAHUDİ NURCULARIN DA TERÖR ÖRGÜTÜDÜR.
BUNLAR TÜRKİYE'DE YAHUDİ IRKÇILIĞI YAPAN YAHUDİ FAŞİSTLERDİR.

Nedim Çakmak & TC Gül Tan

07 Ocak 2020

Fıskiyeler

M D DTM 005 MD DTM 003 MD DTM 004 MD DTM 007 MD DTM 008 MD DTM 009 MD DTM 010
MD DTM 006

06 Ocak 2020

Hayırlı Haftalar "İllegal"

 
Kalpte olanı gözler asla gizleyemez. 
Kötü niyetli insanların gözleri donuk ve ışıktan yoksun, iyi insanların gözleri ise derin ve parlaktır.
Konuşurken insanların gözlerine bakın.

*Guatama Buddha*

12 Eylül öncesi devrimci çocuklara yardım ve yatakcılıkdan Hatice nine yi göz altına alıp hakimin karşısına çıkarmışlar.
Hakim Hatca teyzeye, Sen bu gençlere ekmek verirmişsin , eve alıp yemek verirmişsin öyle mi demiş.
Hatce teyze: Hakim bey gül yüzlü çocuklardı, kapıma gelirlerse onlara yemek ekmek verirdim; sonra ben kapıma gelene sofra açmadan salmam ki demiş.
Peki demiş Hakim
Hatce Ana sen bu gençler “İllegal” demedin mi ?
Yok Hakim bey ben onlara “İlle galın demedim” demiş.
Yemin edenmi bunların illegal olduğunu bilmediğine demiş hakim bey.
Hatca Teyze
Şah Hüseyinin başı için ben bunlara illegalın demedim demiş.
Hakim “Böyle yeminmi olur başka yemin et” demiş.
Hatca teyze “Gara coğ beni taş kessin ki ” dediğim doğrudur demiş
Hakim “Olmadı başka yemin et “ demiş
Hatce Nine “ Aha Hüseyin Abdalın niyazı” demiş.
Hakim “ oda kim böyle yeminmi olur deyince
Hatce Nine muhtara dönmüş “Ula muhtar bu hakim yezit mi yoksa, hiç kimseyi tanımıyor” demiş.
(yaşanmıştır 1981)

04 Ocak 2020

Goril Binti


 

 

16 Ağustos 1996'da, ABD'nin Chicago kentinde bulunan Brookfield Hayvanat Bahçesi'nde çok ilginç bir olay meydana geldi. Üç yaşındaki bir oğlan çocuğu, primat bölümüne düştü. Bunu gören sekiz yaşındaki bir dişi goril hemen harekete geçti. Çocuğu kucağına alıp emniyetli bir yere götürdü. Bir kütüğün üstüne oturdu ve baygın haldeki çocuğu kucağında sallayarak kendine getirmeye çalıştı. Daha sonra çoc...uğu hayvanat bahçesinin bakıcılarına teslim ederken sırtına, "Hadi bakalım, bak sağ salim kurtuldun" dercesine bir iki kere vurdu..

Dişi gorilin adı Binti Jua idi. Kameralara çekilen olay bütün dünyada gösterildi. Binti kahraman ilan edildi.
Peki, goril Binti'nin bu hareketi niye önemliydi? Çünkü Binti'nin davranışı, "empatinin", yani "kendini başkasının yerine koyarak onun durumunu anlama; ötekinin acısını hissetme" yeteneğinin, sadece insanlarda değil, hayvanlarda da olduğunu gösteriyordu. Dolayısıyla, saldırganlığı anlatırken, "hayvan gibi vahşi" desek de, bu deyişin her zaman geçerli olmadığının kanıtı gibiydi..

Dişi gorilin adı Binti Jua idi. Kameralara çekilen olay bütün dünyada gösterildi. Binti kahraman ilan edildi.
Peki, goril Binti'nin bu hareketi niye önemliydi? Çünkü Binti'nin davranışı, "empatinin", yani "kendini başkasının yerine koyarak onun durumunu anlama; ötekinin acısını hissetme" yeteneğinin, sadece insanlarda değil, hayvanlarda da olduğunu gösteriyordu. Dolayısıyla, saldırganlığı anlatırken, "hayvan gibi vahşi" desek de, bu deyişin her zaman geçerli olmadığının kanıtı gibiydi..

03 Ocak 2020

Mutluluk...



Mutluluk; Uyandırılma tedirginliği olmadan huzur içinde uykuya dalmaktır.
Mutluluk; Yazın en sarı sıcağında serin bir denizdedir, bir ağaç gölgesindedir.
Mutluluk; Çıplak ayakla koşulan ıslak çimendedir.
Mutluluk; Sıcak bir günün sonunda esmeye başlayan serin bir yeldedir.
Mutluluk; İnce belli bir çayda içilen tek şekerli demli çayın tadındadır.
Mutluluk; Anlatılan bir fıkranın ardından atılan kahkahadadır. İzlenen bir filmin sonunda dökülen göz yaşındadır.
Mutluluk; Günün ilk aydınlığında, gecenin son karanlığındadır.
Mutluluk; Annenin okşayışında, babanın başında, çocuğun gülüşünde, sevgilinin dokunuşundadır.
Mutluluk; Düşünüldüğünde gülümseten çocukluğa dair bir anıdadır.
Mutluluk; Bir kitapta, bir dergide görülen bir sözün ezberlenip defalarca söylenmesindedir.
Mutluluk; Yarın için hiç bıkmadan beslenen umuttadır.
Mutluluk; Sevgilinin yanağına konulan bir öpücüktedir.
Mutluluk; Mesafeye aldırmadan büyütülen sevgidedir.
Mutluluk; Küçük bir tartışmadan sonra kimin haklı olduğunu düşünmeden sevgiliye söylenen "seni seviyorum" sözündedir.
Mutluluk; Bilgidedir. Her şeyi öğrenebilme çabasındadır.
Mutluluk; Bir aşk şarkısının ezgisindedir. Uykuya dalarken okunan romanın sayfalarındadır.
Mutluluk; Acılarına, hüzünlerinde, zorluklarına rağmen, kaygıya direnerek "yaşıyorum" diyebilmektedir.
Mutluluk yanı başınızdadır, fark etmenizi bekleyen bir gizemdir.
Mutluluk, dönüp dolaşıp içinizde bulduğunuz yeniliklerdedir.
Mutluluk, kendiniz olduğunuzu fark ettiğiniz andadır.
Mutluluk, bir amaç uğruna yaşamınızı adamanızdadır.
Mutluluk, direnme gücünüzü hayat test ettiğinde bulabildiğiniz en son noktadadır.
Mutluluk, yaşamına anlamlı bir amaç yükleyebilecek düşünce gücünü geliştirdiğini fark etmendedir.
Mutluluk, yaşamını kendine, başkalarına ve giderek evrene katılma coşkusuyla doldurmaktadır.
Mutluluk, yakalandığında bazen kayboluveren bir baloncuk gibidir.
Mutluluk, peşinden koştukça uzaklaşan bir hedeftedir.

02 Ocak 2020

Kartallar

 
 
“Bir zamanlar, büyük bir dağda kartallar yuva yaparlarmış. Bir kartal da 4 tane yumurtası ile bu dağda yaşıyormuş. Bir gün bir deprem olmuş.
Ve yumurtalardan bir tanesi dağdan yuvarlana yuvarlana vadide yer alan bir çiftliğe kadar düşmüş. Bu çiftlik bir tavuk çiftliğiymiş.
Çiftlikteki tavuklar, bu değişik ve normalden büyük yumurtayı sahiplenmeye karar vermişler. Yaşlı bir tavuk bu yumurtayı ve içinden çıkacak yavruyu, koruması altına almış.
Bir gün, küçük kartal doğmuş. Çevresinde tavukları görmüş ve kendini bir tavuk zannetmiş. Bütün tavuklar da ona bir tavuk gibi davranmışlar. Ailesini de çok seviyormuş.
İçinden, bazen, “ben kimim?” sorusu geçiyormuş. Ama o bir tavukmuş. Bunu böyle bilmeliymiş.
Bir gün çiftlikte oyun oynarlarken, yukarı baktığında bir grup kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. "Aman Allah’ım, ne kadar güzel uçuyorlar.
Ben de onlar gibi uçmayı çok isterdim" demiş. Tavuklar, bu düşünceye hep birlikte gülmüşler. "Sen bir tavuksun ve tavuklar uçamazlar" demişler.
Küçük kartal, artık daha sık gökyüzüne bakıyor ve uçan kartallar gibi uçmak, özgür olmak istiyormuş.
Ne zaman bu düşüncesinden arkadaşlarına, ailesine bahsetse, hep şu cevabı alıyormuş. "Sen bir tavuksun. Bırak bu hayalleri." Zamanla, küçük kartal da bu düşünceyi kabul etmiş.
Hayal kurmaktan vazgeçmiş ve hayatını bir tavuk olarak yaşamaya karar vermiş. Ve hayatının sonu geldiğinde de bir tavuk! olarak ölmüş.”
Kocaman gökdelenleri yapan, kanatsız olan insanı uçuran, televizyon denen küçük bir kutuyla dünyayı insanoğlunun ayağına getiren, yine insanın ayağını taşıma araçlarıyla yerden kesen, insanın vücudunu  neredeyse ikiye yarıp kalbini avuçları içine alıp onaran  ve bunun gibi mucizevi görünen bir çok şey insan aklının ürünüdür.
Zaman hızla geçiyor ve bizler her geçen gün “İnsanoğlu bunu da mı yaptı!” diyerek hayretler içerisinde gelişmeleri izliyoruz. Bizler bu aklın ne kadarını kullanıyoruz bilemiyorum ama, o aklın çok iyi ve amacına uygun kullanıldığında ortaya neler çıkabileceğini görüyoruz.
İnsanlığa faydalı icatlar yapabilmek için bilim insanı unvanına sahip olmamız  gerekmiyor. Bahçesinden akan suyla elektriğini üreten seksen yaşında amcalarımız, sıcak su ısıtmalı maşrapa icat eden ninelerimiz, su ile çalışan oyuncak kamyon icat eden çocuklarımız hala var şükürler olsun.
Oyuncaklarıyla bir şeyler üretmeye çalışan çocuğun kafasına vurup “mucit mi olucan” diyerek dalga gecen, evinde işe yaramaz şeylerle işe yarar aletler üreten ev hanımının zeka düzeyini tartışan eşler, ilkokula giden çocuğun akıl almaz sorularını geri zekalılık olarak değerlendiren öğretmenler, ve bunun gibi  çoğaltılacak bir çok örnek azımsanmayacak kadar çok inanın.
Her defasında sen tavuksun, kartal değilsin, uçamazsın, kendi haline  göre davran diyen bu insanlar tavuğun ta kendisi aslında. Bizler tavuk değiliz insanız ve Allah'ın bize bahşettiği olağan üstü bir akla sahibiz .Özümüze dönüp insan olduğumuzu hatırlamalı ve insanların tavukça dayatmalarına karşı dik durup aklımızla hareket etmeli ve bu mükemmel yapıyı sonuna kadar kullanmalıyız. Mevcut akılları kullanmak yerine, onlardan gerektiğinde ilham almalı, kendi aklımızı da bir kenara atmamalıyız.
İnanın insanoğlunun elinden ölüm dışında hiçbir şeyin kurtulmadığını o zaman anlayacağız ve aklımızı kullanarak elde ettiklerimizin lezzetinin ne kadar güzel olduğunu kavrayacağız.

01 Ocak 2020

Öylesine...

 
 
 
Hani diyorum şu insanoğlu!
Yılların,haftaların,günlerin arkasına sığınarak yaşamasa!
Kurulu düzen,kurulu saat gibidir.
Her yeni yıl,her yeni ay,her yeni gün yeni bir başlangıçtır aslında...
Örselenmiş duygular,toplumsal baskılar,sorgulanan düzen,kirlenen dünya,artan nüfus,trafik kazaları,geçim derdi ve daha binlercesi,yaşantımızı kâbusa çeviriyorsa biz tükenmişizdir!
...
Yaşantımızı kâbusa çeviren her ne ise aslında ilâhi anlamda bizim imtihanımızdır!
Dayanma gücümüzün,sabrımızın,hoşgörümüzün,vicdanımızın sınavıdır bir anlamda!
Siyahla beyazın,artıyla eksinin,doğruyla yanlışın,iyiyle,kötünün hesaplaşması gibi.
Her yeni günde "Hodri meydan"
der gibidir Tanrı!
Zamanın arkasına saklanmadığımız, mücadele edebildiğimiz kadar çalışkanızdır,karşı durabildiğimiz kadar üretkenizdir ve sevebildiğimiz kadar insanızdır!
Tanrı her saniye ve hatta kalp atışımızla birlikte;
Sadece ve sadece bizim manevi doğurganlığımıza alkış tutar!
Asıl oyun budur işte!

Sevgiyle kalın...
 

28 Aralık 2019

Ressam Halil Paşa

Türk resminin Asker Ressamlar kuşağından tanınmış bir ressamdır. Portreleri, İstanbul ve Kahire peyzajları ile tanınır.
1857 yılında İstanbul’un Beylerbeyi semtinde dünyaya geldi. Rodos kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası Selim Paşa, Mekteb-i Harbiye’nin kurucuları arasında yer alan tanınmış bir askerdi.

Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn (bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi)’u bitirdi. Mezun olur olmaz sarayda görevlendirildi, askeri liselerde de resim öğretmenliği yaptı. Israrlı ricaları sonucu, babası onu resim öğrenimi için Paris’e gönderdi. Sekiz yıl kaldığı Paris’te ünlü oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme'nin atölyesinde çalıştı. 1889 yılı Paris Uluslararası Sergisi’nde sergilenen bir resmi ile madalya aldı.

Yurda döndükten sonra askeri okullarda resim öğretmeni olarak çalıştı. 1906’da Harbiye Mektebi'ne resim öğretmeni olarak atandığında "Paşa" unvanını aldı. Ancak, iki yıl sonra Meşrutiyet'in ilanıyla çıkarılan bir yasaya dayanılarak rütbesi albaylığa indirilince ordudan ayrıldı ve bütünüyle resme yöneldi Sanata meraklı öğrencilere resim dersi veren Halil Paşa’nın öğrencileri arasında ilk kadın resim öğretmeni olarak tarih geçen Müfide Kadri de vardı.

Ülkemizin ilk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nde öğretmenlik yapan Halil Paşa, 1917-1918 yıllarında okulun müdürlüğünü üstlendi. Sanat eğitimi için gittikleri Fransa'dan I. Dünya Savaşı’nın patlaması üzerine geri dönen ve 1914 Kuşağı olarak adlandırılan genç ressamları bu okula alarak, okulda yeni bir anlayışla resim yapılmasını sağladı.

Hayatının son yıllarında Mısır'da hidiv ailesinin bir ferdi olan Abbas Halim Paşanın konuğu oldu. Son yıllarını resim yaparak geçiren Halil Paşa, “Mısır saraylarına resmi sokan sanatkâr” olarak tanındı.

1939 yılında İstanbul Beylerbeyi’nde dünyaya geldiği yalıda hayatını kaybetti.

Halil Paşa’nın 3 erkek çocuğu vardır. Büyük oğlu Selim, Mısır Kralı Fuat’ın eski eşi Prenses Şivekar ile evlenmiş, Fransa’da ticaret ile uğraşmıştır; ortanca oğlu Halim Bey genç yaşta hayatını kaybetmiş; küçük oğlu Ali Halil Bey (Sözel) ise Paris’te resim öğrenimi gördükten sonra resim öğretmenliği yapmıştır.


Halil Paşa’nın eserleri iki devreye ayrılarak incelenir. Paris’teki eğitimi sırasında etkilendiği klasik ve realist tarzın etkisindeki eserleri ve yurda döndüğünde yaptığı empresyonizm etkisindeki eserleri[4]. Sanatçı, ilk devre resimlerinden olan "Eldivenli Kadın (Madam X)" adlı tablosu ile Paris’te bir bronz madalya kazandı.

Yurda döndüğünde boğaz kıyılarını resimledi. Yalıların ve kayıkların durgun sulara vuran gölgelerini empresyonist bir anlayışla resmetti. Halil Paşa, Türk resminde ışık sorunu üzerinde çalışan ilk sanatçıydı.




Sahilde Paşa ve Ailesi (1892)
Peyzaj (1897)
Peyzaj (1899)
Madam X (1899)
Göksu Deresine Bakış (1902)
Göksu Deresi (1903)
Boğaz’dan Rumeli Hisarı’na Bakış (1903)
Göksu Deresine Bakış (1902)
Kervansaray Avlusunda Halıcılar (1908)
Kotra, Vapur, Deniz (1916)
Bahçede Kadınlar (1917)
Salacak (1928)


17 Aralık 2019

Bahçe Heykelleri

MD CT 0137 MD CT 0138 MD CT 0139 MD CT 0140 

MD CT 0142

MD CT 0143 MD CT 0146MD CT 0141

MD CT 0144 MD CT 0145  MD CT 0147 MD CT 0148 MD CT 0149 

 MD CT 0151 MD CT 0150

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!