Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

Loading...
LÜTFEN KULAK VERİN "COVİD" TEHLİKELİDİR

















SON YAZILAR :
Loading...


Dünya Şehirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dünya Şehirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03 Ağustos 2021

Mogadişu

Mogadişu (Somali dilindeMuqdisho), Afrika'nın doğusunda, Hint Okyanusu kıyısında bulunan Somali devletinin başkentidir. Aynı zamanda Banaadir eyaletinin de merkezidir. Piri Reis’in Muğdiş dediği şehre Somali dilinde Muqdisho, Arapça kaynaklarda Makdeşû, İtalyanca’da Mogadiscio, Türkçe eserlerde Mogadişu (Magdişu) denilmektedir.


Tarih

Mogadişu’nun kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bazı tarihçilere göre Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan zamanında (685-705), Portekizli tarihçi Joao de Barros’a göre ise Basra Körfezinden gelen yedi kardeş tarafından 887 yılında kuruldu. Ancak 10. yüzyılda Arabistan’ın çeşitli bölgelerinden ve özellikle Abbasi kuvvetleriyle Karmatiler arasında şiddetli mücadelelere sahne olan Lahsâ’dan gelen Araplar’la, İran’ın Şiraz ve Nişabur şehirlerinden buraya göç edenler tarafından kurulduğu genellikle kabul edilmektedir. Bu önemli sahil şehri daima iç bölgelerden gelecek yerli saldırılarına ve Hint Okyanusu’ndan yönelecek deniz saldırılarına açıktı. Mogadişu’ya 10. yüzyılda yerleşen Mukrî, Cid‘atî, Akabî, İsmâilî ve Afîfî gibi büyük kabileler kendi aralarında otuz dokuz küçük zümreden oluşan bir birlik tesis ettiler ve şehrin idaresi için ortak bir yönetim kurdular. Zamanla Mukrî ailesi şehirde üstünlük elde etti, Kahtânî nisbesiyle bilinen bir ulema sülalesi oluşturdu ve şehri yönetecek olan kadıların ancak Kahtânîler’den seçilebileceğini diğer zümrelere kabul ettirdi. Bu ulema sınıfının yönettiği şehir 12. yüzyılda önemli bir ticaret merkezi oldu. 13. yüzyılda Ebû Bekir b. Fahreddin burada küçük bir sultanlık kurmayı başardı ve Mukrîler’le anlaşarak şehir kadılarının onlar arasından seçileceğini bildirdi. Başşehirdeki Mescid-i Cum'a ve diğer iki büyük caminin 1238, 1268 ve 1269 tarihli kitabelerinden 13. yüzyılda buradaki refah seviyesinin oldukça yüksek olduğu anlaşılmaktadır.

1331 yılında Sultan Ebû Bekir b. Ömer zamanında Mogadişu’yu ziyaret eden İbn Battuta sultanın Makdişu dili konuştuğunu, ancak Arapça’yı da bildiğini, bu hanedan döneminde şehrin büyük gelişme gösterdiğini ve çok canlı bir ticaret hayatının olduğunu belirtmektedir. Mogadişu’nun Mısır ve Arap yarımadasıyla ticari ilişkileri oldukça gelişmişti. 14. yüzyıldan itibaren Mogadişu ülkenin kuzey pazarını elinde bulunduruyordu. 14-15. yüzyıllar

 

Mogadişu’nun tarihteki en müreffeh dönemini oluşturmaktadır. 16. yüzyılın başında sadece şehrin değil Habeş de denilen ülkenin isminin Makdişu olduğunu ve burada yaşayan halkın Makdişu dili konuştuğunu Piri Reis belirtmektedir. 1499’da Hindistan’dan dönüşünde Vasco da Gama donanmasıyla Mogadişu’ya bir saldırı düzenlemişse de şehri işgal edemedi. 1507’de gerçekleştirilen saldırılar da başarısızlıkla sonuçlandı. 16. yüzyılda Mogadişu’da yönetim Muzaffer sülâlesinin eline geçti. Bu sırada Somali asıllı göçebe Heviye kabilesi, yine Somali asıllı olup Makdişu Sultanlığı ile ittifak yapan yerel Acurân Sultanlığı’nın topraklarını işgal ederek Mogadişu’nun ekonomik açıdan geri kalmasına sebep oldu. 1585’te Emir Ali Bey, Hint Okyanusu sahillerini iki kadırga ile dolaşarak önce Mogadişu’yu, ardından Mombasa’ya kadar diğer sahil şehirlerini Portekiz saldırılarından kurtarıp Osmanlı Devleti’ne bağladı.


1698 yılında 
Umman Sultanı Seyf b. Sultân, Mombasa’yı Portekizliler’den alınca Mogadişu ve diğer Somali sahil şehirleri de Ummanlılar’ın eline geçti. Fakat Umman buradaki birliklerini geri çektiği zaman yeni bir idari boşluk oluştu. Bu gelişmeler Mogadişu’yu her yönden iyice zayıflattı ve şehir Hamarven ve Şangani adıyla ikiye bölündü. Somali etnik grubu yavaş yavaş eski Arap şehrine girmeye başladı. 1752’de Umman Sultanlığı adına Mogadişu’dan Afrika’nın güneyindeki Cap Delgado’ya kadar olan sahiller Arap bölgesi ilân edildi ve Portekiz hakimiyetine son verildi. Ancak Mogadişu şehri bir başka Somali asıllı kabile olan Darandolle’nin eline geçti. İmam unvanı taşıyan reisleri karargâhını Şangani’de kurdu. 1823 yılında Mogadişu ismen Umman Sultanı Seyyid Saîd b. Sultân’a bağlandıysa da buranın idaresi yine Somali yerli reislerinin elinde kaldı. 1843’te Mogadişu’ya ilk defa Ummanlılar tarafından Somali asıllı bir vali tayin edildi. Zanzibar Sultanı Bergaş b. Saîd Mogadişu’yu 1871’de doğrudan idaresine aldı. Mogadişu, 1892 yılında İtalya tarafından kiralandı ve burası İtalyan himayesindeki kıyı olarak ilan edildi. Zengibar Sultanı Seyyid Ali b. Hamûd 1905’te Mogadişu’yu İtalya’ ya sattı. 1911 yılında İtalya Somali’yi sömürge ilan ederek Mogadişu’yu başşehir yaptı. 1938’de İtalya’nın Etiyopya ile yaptığı savaş esnasında 50.000 kişinin yaşadığı şehirde nüfusun % 40’ını İtalyanlar oluşturuyordu. II. Dünya Savaşı sırasında İtalya’nın Somali sömürgesi İngilizler tarafından işgal edildiyse de şehrin idaresi geçici olarak tekrar İtalya’ya bırakıldı.


26 Haziran 1960'ta bağımsızlığını ilan eden Somali Devleti' nin, daha sonra 1 Temmuz 1960'ta Somali Cumhuriyeti' nin başkenti oldu.

Kardeş şehirler

  • Türkiye Ankara, Türkiye (2000)
  • Türkiye İstanbul, Türkiye (2012)

13 Haziran 2021

Ulan Batur,

images6

Ulan Batur (Moğolca:, Ulaanbaatar), Moğolistan başkenti ve en büyük şehridir. Moğolca'da "Kızıl Bahadır" anlamına gelen şehrin eski ismi Urga'dır. 2014 yılı itibarıyla nüfusu 1.3 milyondan fazladır.

Ulan Batur, Orta Kuzey Moğolistan'da, Tuul Nehri üzerinde bir vadide, 1,310 metre rakımda yer almaktadır. Şehir, ülkenin kültür, sanayi ve mali kalbi ve Moğolistan karayolu ağının merkezidir. Rus Trans-Sibirya Demiryolu ve Çin demiryolu sistemi şehirden geçmektedir.

04-Ulan-Bator-City

Tarihçe

Şehir, 1639 yılında bir göçebe Budist manastırı merkezi olarak kurulmuştur. 1778 yılında bugünkü konumu olan Tuul ve Elbe nehirlerinin birleştiği yere taşınmıştır. 1911 yılında Qing Hanedanı'nın yıkılmasının ardından Moğolistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra 1924 yılında ülkenin başkenti ilan edildi. Ulan Batur, 20. yüzyılda önemli bir üretim merkezi haline geldi.

Cengiz Gan

Coğrafya

Ulan Batur, Moğolistan'ın biraz doğusunda, deniz seviyesinden 1,310 metre yükseklikte, Tuul Nehri üzerinde, Bogd Han Dağı'nın eteğindeki vadide yer almaktadır. Ormanlarla kaplı olan Bogd Han Dağı şehrin güneyinde bulunmaktadır ve 2250 metre yüksekliği Ulan Batur'un en yüksek noktasıdır.

Ulan Batur, muson etkisinde soğuk yarı kurak iklime (Köppen BSk) sahiptir. Ulan Batur, yüksek rakımı, nispeten yüksek enlemi, herhangi bir kıyıya yüzlerce kilometre uzakta olması ve Sibirya antisiklonunun etkileri nedeniyle dünyanın en soğuk ulusal başkentidir. Şehirde yazlar kısa ve sıcak, kışlar ise oldukça uzun, soğuk ve kuru geçmektedir.

IMG_1682

Yönetim

Ulan Batur, başkent statüsüne sahip doğrudan yönetilen bir şehir olup dokuz ilçeye (??????, düreg) ayrılmaktadır. Bu ilçeler Baganur, Bagahangay, Bayangol, Bayanzürh, Çingeltey, Han-Ul, Nalayh, Songinohayrhan ve Sühbatur'dur. Her ilçe mahallelere (?????, horo) ayrılmakta olup toplam 121 adettir.

ub

gandan-monastery-ulan-bator

Ulan Batur, 5 yılda bir seçilen 40 üyeli bir şehir meclisi tarafından yönetilmektedir. Belediye başkanı şehir meclisi tarafından atanmaktadır. 

Ulaşım

Cengiz Han Uluslararası Havalimanı şehrin 18 km güneybatısında yer almakta olup ülkenin tek uluslararası havalimanıdır. Ulan Batur'un Trans-Sibirya demiryolu ile Çin demiryolu sistemine bağlantıları bulunmaktadır. Ulan Batur'u diğer şehirlere bağlayan karayolların büyük bir bölümünde asfalt bulunmamaktadır.

Ulan Batur'da büyük bir şehiriçi otobüs ağı bulunmaktadır. Bunun yanında şehir içi ulaşım troleybüs, dolmuş ve taksiler ile de sağlanmaktadır. Şehirde aynı zamanda metro hattı inşa edilmesi planlanmaktadır.

 

ulaanbaatar-FILL-w650h310

Türk Büyükelçiliği

 

İletişim Bilgileri

Telefon:

+976 11 329 545 - 310 148 - 311 200

Faks:

+976 11 313 992

E-posta:

embassy.ulaanbaatar@mfa.gov.tr 

Büyükelçilik Posta adresi:

Türkiye Büyükelçiliği 15160 Enkhtaivny Caddesi 17 Ulanbator Moğolistan 

Çalışma Saatleri

    Pazartesi - Cuma (09:30 -12:30 )(14:00 -18:00 )

10 Mayıs 2021

Lima


 
Lima, bir Güney Amerika ülkesi olan Peru'nun başkentidir. Büyük Okyanus kıyısında bir liman olan Callao'dan 12 km içeride Rimac nehri üzerinde kurulmuştur.

Peru'nun siyaset, endüstri ve bilim merkezi olan Lima, krallar'ın şehri olarak tanımlanmıştır. Çünkü bu şehrin kurulacağı yer, Peru'da her yıl 6 Ocak'ta kutlanan Krallar Şenliği sırasında belirlenmiştir.

Yeraltı mezarlarıyla ünlü San Francisco Kilisesi günümüze kalan nadir eserlerden biridir.

Lima özellikle havacılıktaki telsiz iletişiminde kullanılan "NATO Alfabesi" kapsamında "L" harfininin kodudur.

Lima’nın Tarihi

Lima’nın yüzyıllar boyunca afet derecesinde büyük depremlerle, kolonizasyonla, baltalanmış bir tarihi var ama ülke her seferinde de küllerinden yeniden doğmayı başarmış.

Pachacamac kazı alanından elde ettikleri bilgiler, Kristof Kolomb ve diğer İspanyol istilacılarından önce Lima’nın dini bir merkez olduğuna işaret ediyormuş. O dönemde burada kabile kabile Latin Amerika yerlileri yaşıyormuş. Daha sonra hepsi 15. yüzyılda İnka Uygarlığı çatısı altında birleşmişler.
1532’de Francisco Pizarro önderliğindeki kafile “Yeni Dünya”yı keşfediyor. 3 yıl sonra 180 adamla buraya tekrar dönüp fetihe başlıyor. 10 ile 16 milyon nüfuslu Inkaları sadece 180 adamla (detaylarını Peru tarihi yazımızda bulabilirsiniz) yenince, “Ciudad de los Reyes” adını verdiği Lima’ya vali olmuş.

1543’te Lima, Peru Genel Valiliği başkenti ve kraliyet mahkemesinin merkezi olduktan sonra prestij kazanmaya başlamış. Daha sonraki yüz yıl içinde de Amerika Kıtası’nın geri kalanı, Avrupa ve Uzak Doğu ile yaptığı ticaretle git gide gelişmiş.

Gelişimi boyunca korsanların (kimisi devlet destekli, kimisi bildiğiniz korsan) cirit attığı yerlerden biri olmuş. Bu nedenle, şehri Pasifik Okyanusu’ndan gelebilecek tehditlerden korumak için 1684-1687 yıllarında kıyıdan surlarla çevirmişler.

1746 yılında, Surlar ve Callao Limanı şiddetli bir depremde yerle bir olmuş ve şehir büyük zarar görmüş. 18. yüzyıl boyunca şehrin yeniden inşaa süreci devam etmiş. Bu dönemde şehirde birçok Barok kilise ve malikaneler (casonas) yapılmış. İnşaaya sıfırdan başlayan şehir ekonomik gücünü ve açık denizlerde ticaretteki tekel kontrolünü büyük ölçüde kaybetmiş. Buenos Aires gibi rakiplerinden geri kalmış.
 
1800’lerin başında Latin Amerika’da İspanyol yönetimine karşı bağımsızlık savaşı başlıyor. Önce Arjantin, daha sonra Şili ve son olarak 1820’de Peru’ya gelen General José de San Martín önderliğindeki özgürlük orduları Lima’yı denizden kuşatıyor. 1821’de İspanyollar Lima’dan çekilip, dağlara geriliyorlar.

1824’te Peru bağımsızlık kazandıktan sonra Lima, Peru Cumhuriyeti’nin başkenti oluyor. Fakat ekonomik durgunluk ve siyasi kargaşalar kentsel gelişimi baya sekteye uğratmış. Bu düşüş 1850’lerde gübre ihracatı sayesinde kamu ve özel gelirlerin artmasıyla sona ermiş. Şehir çok hızlı gelişmeye başlamış. Bu da nüfusta çok büyük gelir uçurumları yaratmaya başlamış.

1879’da tam Lima belini doğrultmaya başlarken Şili ve Peru arasında Pasifik Savaşı patlak veriyor. 4 sene süren savaş sırasında Lima büyük yıkım ve yağma yaşıyor. Şili birlikleri kütüphaneler ve müzelerdeki değerli kamu mallarını ve zenginlerin özel eşyalarını ülkelerine kaçırıyorlar. Savaş sonrasında şehrin bir kez daha yeniden inşa edilmesi gerekiyor. 1890-1920 yılları arasında yeniden inşaa, şehir planlaması ve büyüme dönemine giriliyor. Şehrin bugünkü planlaması bu dönemden kalma. Şehre yukardan bakınca, matematik defterine benziyor. Paris’ten esinlenerek büyük bulvarlar ve ızgara plan sokaklar yapılıyor.

1940’da bir deprem yine şehri yerle bir etmiş. Ama aldığı göçlerle şehir büyümeye devam etmiş. Özellikle 1980’lerde And Dağları bölgesinde yoğunlaşan terör insanları Lima’ya sığınmaya mecbur bırakmış. Gecekondulaşma başlamış, suç artmış, şehir bir çöküş yaşamış. Hala da sancıları devam ediyor.
1992’de Lima modern tarihinin en karanlık zamanlarını yaşamış. Gerilla haraketi yürüten Peru Komünist Partisi, Sendero Luminoso (Shining Path yada Işıklı Yol) terör örgütü şehirde birçok terör olaylarına, ölümlere ve çatışmalara neden olmuş. O dönemde Peru güvenlik güçleriyle gerillalar arasında yaşanan çatışmalarda 70 bine yakın kişinin öldüğü tahmin ediliyor.
Bugün ise, iyi çalışan, hizmet veren belediyeler, ekonomik kalkınma ve yılların getirdiği küllerinden doğma refleksi sayesinde Lima, birçok alanda hem Peru’nun hem de Güney Amerika Kıtası’nın en önemli metropollerinden biri.

Lima Hakkında Genel Kültür

Lima’ya İsmini Veren Kahin

Etimolojik olarak Lima, eski İspanyolca metinlere göre burada yaşayan yerlilerce Itchyma olarak anılıyormuş. 15. Yüzyıldaki İnka Uygarlığı hakimiyetinden önce burada ünlü bir kahin yaşıyormuş. Ziyaretçilerinin kahine koydukları isim Keçuva dilinde Limaq yani konuşan demekmiş. Daha sonra bu kahinin yeri, bölgeyi fetheden İspanyollar tarafından yıkılıp kiliseye çevrilmiş ama kahinin vesayeti bölgeye ismini vererek yaşamaya devam etmiş.
Bir şehir olarak Lima, 1535’de “Krallar Şehri” olarak kurulmuş. Fakat bu isim fark edeceğiniz gibi pek tutmamış. Eski haritalarda hem Lima hem de Krallar Şehri bir arada kullanılıyormuş. 



 
 
Lima, Chillón, Rímac and Lurín Nehirleri arasında kalan 800 km2 lik çöle kurulmuş. Dağlarla çevrili şehir, Pasifik Okyanusu’nun hemen dibinden yükselen dik falezlerin üzerine kurulu ve denize paralel yamaçlarıyla ünlü.
Lima’da İklim
Gelelim Lima’nın havasına. Buranın ılık ve sıcak arası gidip gelen bir havası var. Tropikal kuşakta ve çöl bir alanda olmasına rağmen Pasifik Okyanusu’ndan gelen soğuk su akımının yarattığı serinlikle biraz olsun rahatlıyor. Sıcaklıklar genelde tüm yıl boyunca ne 14 derecenin altına düşüyor ne de 30 derecenin üstüne çıkıyormuş. İki ana mevsimi var. Biri Aralık-Nisan arası yaz, diğeri de Haziran-Ekim arası kış. Arada kalan aylar da iki ana mevsim arası geçiş ayları. Sabahları bazen sahil tarafı sisli olabiliyor. Yazın gün batımı kırmızı, turuncu, pembe tonlarında çok renkli olduğundan Limalılar bu duruma “cielo de brujas” yani “cadıların gökyüzü” adını takmışlar. Burası dünyada Kahire’den sonra en kuru ikinci başkentmiş.

Lima’nın Nüfusu & Demografisi

Peru nüfusunun %29 ‘u Lima’da yaşıyor. Nüfusunun etnik dağılımı ise çok çeşitli.
Mestizolar yani yerli ırk ve Avrupa ırkının melezi kişiler  : %60
Avrupa kökenli: %15
Asya kökenli: %8 (Tüm Latin Amerika’daki en yoğun Çinli nüfusu buradaymış!)
Yerli ırk: %14
Afrika kökenliler: %3
2014 yılı verilerine göre Lima’nın nüfusu 9,752,000. 
 
Ekonomi

Lima Peru’nun endüstriyel ve finansal merkezi. Tüm Peru’nun Gayri Safi Milli Hasılasının yarısını Lima tek başına sağlıyormuş. Hizmet sektörünün çoğunluğu da burada toplanmış. Lima Güney Amerika Kıtası’ndaki en geniş ihracat ve kargo ağına da sahipmiş. Gelişmiş kargo ağına mı DHL’e mi kabahat bulmak lazım bilmiyorum ama İstanbul’dan bize Lima’ya yollananlar 2 gün geç geldi. Callao Limanı, hem balıkçılık hem de ticaret anlanında Güney Amerika’nın en gelişmişiymiş. Bu limandan en çok ihracatı yapılan ürünler yağ, çelik, çinko, pamuk, gümüş, şeker ve kahveymiş.
Lima’da ciddi bir sosyo-ekonomik anlamda da uçurum var. Nüfusun %82 si aylık 615 USD ve altı maaşla geçiniyormuş.

Mimari

Lima, Avrupa, And Dağları, Asya ve Afrika kültürlerinden fazlaca etkilenmiş. Özellikle sömürgecilik, göçler, ve yerli kültürler burayı çokkültürlü bir merkez haline getirmiş. Tüm bu özellikleriyle Lima’nın şehir merkezi olan tarihi Cercado de Lima bölgesi, 1988 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Miras Listesi’ne alınmış.  San Francisco Manastırı, Valilik Binası, Lima Katedrali, Santo Domingo Manastırı, Torre Tagle Sarayı bu bölgede koruma altındaki bazı önemli yapılar.
Tüm “Yeni Dünya’nın” en eski üniversitelerinden biri olan ve sömürgeci İspanyol rejimi sırasında kurulmuş 1551 tarihli National University of San Marcos burada bulunuyor.
Lima şehir dokusu açısından değerlendirildiğinde karışık denebilecek bir mimari tarza sahip. İspanyol Sömürgecilik Dönemi, Barok ve Neo-Klasisizm etkilerinin görüldüğü balkonlarıyla meşhur erken sömürgecilik dönemi mimarisinden, Fransız tarzı Neoklasikten Art-Nouveau’ya geçen bağımsızlık sonrası dönem mimarisinden ve 1960’lar modern mimarisinden yapılar var. Elbette 21. yüzyılın gökdelenlerini de unutmamak gerek. Ayrıca Lima’da birçok büyük güzel park da var.
 
 
?



 
Lima’da Mutfak
Lima, İspanyol ve sömürgecilik dönemi kültürlerinin batılı ve oryantal pişirme pratiklerinin karışımından oluşan mutfak kültürüyle “Güney Amerika Kıtası’nın Gastronomi Başkenti” ünvanına da sahip. Son yıllarda uluslararası bilinirliğe sahip restoranların yanı sıra Lima’dan çıkma Peru kahvesi ve çikolatası da isim yapmaya ve ödüller almaya başlamış. 2014 yılında Lima’dan Central 15. sıradan, Astrid & Gaston 18. sıradan mutfak sanatlarının en prestijli sıralaması olan Dünyanın En İyi 50 Restoranı arasına girmiş. 2008’den beri Lima’da gastronomi kültürü her sene Eylül ayında yapılan Latin Amerika’nın en büyük yemek festivali olan “Mistura” ile kutlanıyormuş.
Burada nerede ne yenir için Peru Mutfağı yazımıza göz atabilirsiniz.
Lima’da Şehir hayatı
Şehrin Kuzey ve Güney uçlarında Lima’nın restoranlar, barlar, gece klüpleri ve otellerle dolu plajları yer alıyor. Yaz aylarında buralar dopdolu oluyormuş (biz o halini göremedik). Lima’da klasikten moderne, deneyselden performans odaklıya canlı ve aktif bir tiyatro kültürü var. Müzeler bakımından da Lima, tüm ülkenin en zengini.
Turizm
Bugün Lima, UNESCO koruması altındaki tarihi yerleri, gece hayatı, yerel ve uluslararası gastronomi ağı, müzeleri, geleneksel ve çağdaş festivalleri, sanat galerileri gibi tüm bu özellikleriyle bir turist çekim merkezi.
Lima son yıllarda önemli etkinlikerin de merkezi haline geliyor. 2013’te Lima, 2019 Pan American Games’in düzenleneceği şehir olarak seçilmiş. Ayrıca 2014’te Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi’ne ev sahipliği yapmış.
 

 

30 Nisan 2021

Kuala Lumpur


Kuala Lumpur (kısaca KL) veya resmî adıyla Kuala Lumpur Federal Toprağı (Malayca: Wilayah Persekutuan Kuala Lumpur), Malezya'nın başkenti ve en kalabalık şehridir. Şehir 1857'de Gombak ve Klang nehirlerinin birleştiği yerde kurulmuş olup Putrajaya ile birlikte Selangor eyaleti içinde adacık halinde bağımsız olarak yer alır. 2015 yılı itibari ile şehrin nüfusu 1.7 milyon olup metropolitan alanının nüfusu ise 7.2 milyondur ve Güneydoğu Asya'nın en hızlı gelişen metropollerinden biridir.
Malayların dışında yoğun Çinli ve Hint nüfus barındıran Kuala Lumpur'da, Malay, İslam, Hint ve Çin kültürleri bir arada bulunur. Kozmopolit ve hızla yenilenen bir yapıya sahiptir. Dünyanın en yüksek yapılarından olan Petronas İkiz Kuleleri bu kenttedir.
Tarihçe
Kuala Lumpur 1857 yılında kurulmuştur. 1880 yılında Selangor Sultanlığı ve 1895 yılında da Federal Malay Devletleri'nin başkenti oldu. II. Dünya Savaşı sırasında 1942 yılında Japon İmparatorluğu tarafından işgal edilmiş olup işgal 15 Ağustos 1945 tarihinde Japonya'nın teslim olmasına kadar devam etmiştir. Kuala Lumpur 1972 yılında şehir statüsü aldı ve 1 Şubat 1974 tarihinde Selangor eyaletinden ayrılarak federal toprak ilan edildi
Coğrafya
Kuala Lumpur Malay Yarımadası'nda deniz kıyısına 30 km uzakta Gombak ve Klang nehirlerinin birleştiği noktada yer almaktadır.
İklim

Kuala Lumpur için İklim ortalaması
Aylar
Ock.
Şub.
Mar.
Nis.
May
Haz.
Tem.
Auğ.
Eyl.
Ekm.
Kas.
ara.
Sene
En yüksek °C
35
36
37
36
35
36
36
36
35
36
35
34
Ortalam Yüksek °C
31.9
32.8
33.1
33.0
32.8
32.5
32.1
32.2
31.9
31.8
31.4
31.5
32.3
Ortalama düşük °C
22.1
22.3
22.8
23.4
23.1
22.1
22.7
22.7
22.7
22.9
22.9
22.5
22.7
En düşük °C
19
21
20
21
22
20
19
19
20
21
21
19
Yağış miktarı mm
163
145
218
285
184
127
129
146
192
272
275
230
2.266

Kaynak:Ulusal Çevre Ajansı, Singapur Ocak 2007
Yönetim
Kuala Lumpur'da yerel yönetim Kuala Lumpur Şehir Meclisi tarafından sorumlu olup Federal Topraklar Bakanlığı'nın denetimi altındadır.
Kuala Lumpur'un 1 Şubat 1974 yılından beri federal toprak olmasından beri sekiz belediye başkanı tarafından yönetildi. Malezya'da yerel hükümet seçimlerinin 1970'ten beri askıya alınmasından dolayı belediye başkanları federal bölge tarafından atanmaktadır.  Kuala Lumpur'un şimdiki belediye başkanı Datuk Muhammed Emin Nureddin Abdülaziz'dir.
Belediye Başkanları:
1. Tan Sri Datuk Lokman Yusuf (1972)
2. Tan Sri Yakub Latif (1973 - 1983)
3. Tan Sri Datuk İlyas Ömer (1983 - 1992)
4. Datuk Dr. Mazlan Ahmed (1992 - 1995)
5. Tan Sri Datuk Kamerüzzaman Şerif (1995 - 2001)
6. Datuk Muhammed Şeyd Muhammed Tevfik (2001 - 2004)
7. Datuk Ruslin Hasan (2004 - 2006)
8. Datuk Abdülhakim Burhan (2006 - 2008)
9. Tan Sri Ahmed Fuad İsmail (2008 - 2012)
10. Tan Sri Ahmed Faysal Talib (2012 - 2015)
11. Datuk Muhammed Emin Nureddin Abdülaziz (2015 - devam ediyor)
Kuala Lumpur idari olarak Bukit Bintang, Titiwangsa, Setiawangsa, Wangsa Maju, Sentul, Kepong, Segambut, Lembah Pantai, Seputeh, Bandar Tun Razak ve Cheras olmak üzere 11 semte ayrılmaktadır.
Ekonomi
Kuala Lumpur Malezya ve Güneydoğu Asya'nın en önemli ekonomik ve finans merkezlerinden biri olup çevresindeki kentsel alanlar ile birlikte ülkenin ekonomik açıdan en sanayileşmiş ve en hızlı büyüyen bölgesidir.
Ulaşım
Kuala Lumpur'a Sepang'ta yer alan Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı hizmet vermekte olup KLIA Ekspres tren hattı ile şehir merkezine ulaşılabilmektedir. Şehir içi ulaşım otobüs, taksi ile hafif raylı sistem, havaray ve banliyö hatları gibi raylı sistemler aracılığı ile yapılmakta olup demiryolu taşımacılığında KL Sentra İstasyonu şehrin ana ulaşım noktasıdır.
Kardeş şehirler
•  Malakka, Malezya (15 Nisan 1989'dan beri)
•  Isfahan, İran (2005'ten beri)
•  Ankara, Türkiye (24 Haziran 2006'dan beri)
•  Meşhed, İran (3 Ekim 2006'dan beri)
•  Chennai, Hindistan
•  Karaçi, Pakistan
•  Kazablanka, Fas
•  Lenkeran, Azerbaycan
•  Osaka, Japonya
•  Şiraz, İran


Kuala Lumpur’da Gezilebilecek Yerler

KLCC | Kuala Lumpur City Centre (Şehir Merkezi)

KLCC yani Kuala Lumpur şehir merkezini tanımlayabilecek tek bir söz var, o da “Kuala Lumpur’un kalbi”. Gerçekten de modern görünümü, geniş caddeleri, sıra sıra dizilen 5* otelleri, iş ve alışveriş merkezleriyle bu alan, şehre iş ve ticaret amaçlı gelen kişilerin olduğu kadar gezginlerin de ilgisini çekmektedir. KLCC de görülebilecek yerlerin başında bir zamanlar dünyanın en yüksek binası olarak kayıtlara geçen Petronas Twin Towers gelmektedir. Bu kule  aynı zamanda Malezya’nın en önemli petrol şirketlerinden birinin de iş binası olarak kullanılmaktadır. Her biri toplam 88 kattan oluşan bu ikiz kulelere yazının ilerleyen bölümlerinde daha ayrıntılı değineceğiz. Şehrin merkezinde yer alan ve Kuala Lumpur’un en modern alışveriş merkezlerinden biri Suria KLCC‘dir. Bu alışveriş merkezi içerisinde yerel ve dünya markalarına ait ürünlerin satıldığı mağazaları görebilirsiniz. KLCC’de görülebilecek bir diğer alan Dewan Filharmonik Orkestra Konser Salonu‘dur. Eh bu bilgilerin ardından KLCC için şu kelimeleri kullanmak sanırım yanlış olmaz: İş-Sanat-Alışveriş.

 
Chinatown – Petaling Street

Yüksek katlı iş binalarını şehrin merkezinde bırakıp bu kez yolumuza Kuala Lumpur’un etnik görünümlü ve Çin kültürünün en yoğun hissedildiği yerinde devam ediyoruz. Burası Chinatown… Birbirine karışmış yemek kokularını (çoğu zaman itici gelse de) hissederken sıra sıra dizilmiş hediyelik eşya satan dükkanları, sokak satıcılarını, Çin bitkisel ürünlerini, giyimden gıdaya ve hatta elektroniğe kadar pek çok ürünü burada bulmak mümkün. İmitasyon ürünler oldukça fazla ve burada pazarlık etmemek ayıp karşılanıyor. Tropikal meyveleri seviyorsanız eğer, Chinatown içerisindeki Kasturi Walk alanı tam size göre. Burada sadece 3 RM (Ringgit) ödeyerek  harika bir tropikal meyve tabağını afiyetle yiyebiliyorsunuz. Petaling Street isimli sokak Chinatown’ın en populer turistik alanlarının başında gelmektedir. Bu sokak akşamları renkli ışıkları ve sokak satıcılarıyla eğlenceli bir gece marketine dönüşmektedir. Bu gece marketinde yok yok.. Chinatown içerisindeki Central Market ise kapalı çarşı havasında olup, geçmişi 1888 yılına kadar dayanmaktadır. İçerisinde Asya’ya özgü müzik aletlerinden, hediyelikçilere, giyim-kuşamdan, yeme-içmeye ve feng shui masterlarının ofislerine kadar birbirinden farklı pek çok renkli dükkana rastlanmaktadır. Central Market’i gezmeden Chinatown Kuala Lumpur’u gördüm demeyin.
 
 
Kasturi Walk denilen alan Chinatown’da açık hava pazarını temsil eder. Yine bu pazarda da turistik pek çok obje, magnet, kıyafet bulunabilir. Burada ayrıca Türk dönerinin dürüm olarak satıldığı küçük bir büfe de bulunmaktadır. Asya mutfağına sıcak bakmayanlar için evden uzaktaki bu Türk dönercisi iyi bir alternatif olabilir.
 

Central Market
Chinatown’dan bahsetmişken Central Market’i sizlere tanıtmanın tam zamanı diye düşünüyorum. Kasturi Walk denilen açık hava pazarının hemen yanında Chinatown bölgesinde yer alan Central Market’in geçmişi 1888’e kadar dayanmaktadır. Bu bina içerisinde yok yok dersek sanırım yanlış olmaz. Malay, Çin, Hint kıyafetlerinden, hediyelik eşyalara, Asya’ya özgü müzik aletlerinden, şapka ve aksesuara kadar pek çok değişik ürün bu kapalı market alanında satılmaktadır. Hatta dünyaca ünlü feng-shui ustalarının ofisleri bile bu market içindedir. Ben de buraya kadar gelmişken uzakdoğulu bir feng-shui ustasından el falımı öğrenmek de fayda var diyerek bu dükkanlardan birine girdim ve el falı için pazarlığımı yaparak 10 RM’ye feng-shui ustasından yorumları aldım. Malezya’da ve Güneydoğu Asya’nın pek çok ülkesinde feng-shui ustaları büyük ilgi görüyor. Mistik ve dumanlı ofislerin içinde fal baktırmak için gelen kişilere paket programlar çıkarılıyor. Bu paket programların içinde yok yok. El falı, tarot, yıldızınız ne söylüyor vs. hepsi içinde. Böyle bir paket için Kuala Lumpur’un Central Market’inde ortalama 80 RM (yaklaşık 53 TL) ücret isteniyor.

  
 

Bukit Bintang
Kuala Lumpur’un ritmi en iyi Bukit Bintang’da dinlenir diyebiliriz. Alışveriş ve gece eğlencesinin bu bölgede oluşu Bukit Bintang’ı şehrin şüphesiz en turistik ve renkli alanı kılmış. Pavilion, Lot 10 gibi Kuala Lumpur’un en populer alışveriş merkezleri buradadır. Geceleri ise salaş mekanlardan, şık gece klüplerine kadar farklı eğlence ortamları yerlilerin ve tüm turistlerin uğrak yeri oluyor. Bukit Bintang aynı zamanda Kuala Lumpur’da Golden Triangle (Altın Üçgen) olarak isimlendirilen alanın üçte birini oluşturuyor. Nedir bu “Golden Triangle” diyecek olursanız açıklayalım: Altın Üçgen Kuala Lumpur’un populer alışveriş ve eğlence mekanlarının bulunduğu bölgeye verilen isimdir.

Golden Triangle bölgesi Jalan Pudu, Jalan Ampang’ın güneyi, Jalan Imbi’nin batısı ve Jalan Tun Razak caddelerini içerir. “Jalan” Malayca’da yol anlamına gelmektedir. Bu bölgede sayısız eğlence mekanı ve oteller bulunmaktadır. Şehrin merkezinde yer alan Bukit Bintang’a ulaşım da oldukça kolay. Toplu taşıma araçları ve taksilerle buraya ulaşabilirsiniz.

Bangsar

Gece eğlencesinden söz etmişken Bangsar’dan bahsetmemek olmaz. Bu bölge de tıpkı Bukit Bintang gibi renkli ve farklı zevklere hitap edecek türden eğlence mekanlarıyla dolu. Biraz farklı olarak Bangsar’da daha çok, Kuala Lumpur’da yaşayan yabancıları ve üst standartlardaki gece klüpleri ile restorantları görmek mümkün. Bangsar Shopping Centre, Bangsar Village ve Mid-Valley Mall alışveriş için öne çıkan başlıca alanlar.
Putrajaya

Kuala Lumpur’daki kalabalık, yerleşim zorluğu ve başkentteki devlet işlerinin aksaması dolayısıyla Kuala Lumpur’un yakınlarında 1995 yılında Putrajaya isimli bir şehir kurulmuştur. Başkent Kuala Lumpur’a yakınlığı, içerisinde bulunan binalar ve turistik alanlardan dolayı Putrajaya Kuala Lumpur’a gelince görülmesi gereken yerlerden biridir. Şehir kurulmadan önce Putrajaya’nın bulunduğu yerde çiftlik evleri, hurma ağaçları ve kauçuk ağaçları varmış. Putrajaya son derece modern bir şehirdir. Bu şehirde bazı bakanlıklar ve konsolosluklar bulunmaktadır. Burada görülebilecek turistik mekanlar arasında şunlar yer alır:
• Putra Devlet Sarayı
• Putra Camisi
• Putrajaya Meydanı
• Putra Köprüsü
• Putrajaya Bağımsızlık Anıtı
• Millennium Anıtı
• Palace of Justice (Adalet Sarayı)
• Seri Perdana
• Seri Perdana Köprüsü
• Putrajaya Landmark (Putrajaya Ekonomi Merkezi)
• Putrajaya Wetlands Parkı
• Putrajaya Convention Centre
 
 

Petronas Twin Towers (KLCC’de yer alır.)
Malayca Menara Petronas denilir. Petronas İkiz Kuleleri Kuala Lumpur’un simgesidir. Şehir merkezinde yer alan bu ikiz kuleler 1998-2004 yılları arasında dünyanın en yüksek ikiz gökdeleni olma özelliğine sahiptir. Bina aynı zamanda Petronas Petrol Şirketi’nin yönetim binası olarak kullanılmaktadır. Toplam 452 metre yüksekliğe sahip ve 88 kattan oluşan kulelerin inşası için 1.6 milyar Amerikan Doları harcanmış. Mimar César Antonio Pelli çelik, beton ve camdan İslam mimarisini temel alan bir yapı meydana getirmiş ve kuleleri tasarlamış. Petronas’ın 41. ve 42. katları arasında yer alan 170 metre yükseklikteki, 58 metre uzunluğundaki ve 750 ton ağırlığındaki Skybridge isimli köprü her gün binlerce ziyaretçinin akınına uğramaktadır. Petronas Kuleleri’ni ziyaret etmek için sabah erken saatlerde kulenin alt katında yer alan bilet satış-bilgi ofisinden biletlerinizi almanız gerekiyor. Her gün yaklaşık 1700 bilet satışa çıkarılmakta ve biletler yaklaşık 3-5 saat içerisinde tükenmektedir. Biletler kişibaşı 80 RM (yaklaşık 53 TL) olup, 41. kattaki Skybridge’e ve 86. kata çıkışı kapsamaktadır. Kule 88 katlı olmasına rağmen ziyaretçiler ancak 86. kata (370 metre yükseklikte) kadar çıkış yapabiliyor. Güvenlik sebebiyle 87. ve 88. katları ziyaret edemiyorsunuz.
Kulelerden her biri 76 asansöre sahip olup, bunların 29 tanesi her seferinde 26 kişi taşıyan çift katlı asansörlerdir. Asansöre bindiğinizde dışarıda görülen manzara tamamen bilgisayar yapımıdır. Asansör hızından dolayı ziyaretçiler baş dönmesi ve mide bulantısı yaşamasın diye asansör içinde böyle bir tasarım yapılmış. Petronas Kuleleri’nde göreceğiniz manzara eminim hoşunuza gidecek. Şehri ayaklarınız altında hissedeceksiniz. Kuala Lumpur gezimize ait oluşturduğum Youtube videosunu (yazının en altında yer alıyor) izlemeyi unutmayın. Petronas Kuleleri’ni böylece daha yakından görmüş olacaksınız.

      
 
Kuala Lumpur Tower (Menara Kuala Lumpur)

23 Temmuz 1996’ta ziyarete açılan Kuala Lumpur Tower, şehrin telekomünikasyon servisini sağlaması amacıyla inşa edilmiş bir Radyo-TV kulesidir. Tepesindeki antenle birlikte toplam 421 metre yüksekliğe sahip kulenin 276 metre yüksekliğinde bir gözlem alanı ve restorant bulunmaktadır. Ziyaretçiler bu gözlem alanında Kuala Lumpur’un panoramik görüntüsünü ve elbette Petronas Kuleleri’ni karşıdan görme imkanına sahip. Gözlem alanına çıkışlar kişibaşı 49 RM’dir (yaklaşık 33 TL). KL Tower 421 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek 7. telekomünikasyon kulesidir. Kule iletişim amacıyla kullanılmasının yanı sıra, her yıl müslüman Malaylar için büyük önem taşıyan Ramazan ayı başlangıcında Ay’ın hilal olduğu (Ramazan ayının başlangıcını simgeler) anı gözlemlemek için de kullanılmaktadır. KL Tower içindeki asansör, ziyaretçileri tam 54 saniyede 276 metredeki gözlem alanına çıkarırken; 52 saniyede de buradan en alt kata indirmektedir. Kuala Lumpur Kulesi inşa edilirken kulenin hemen yakınında bulunan 100 yıllık jelutong ağacına zarar vermemek için kule, 430.000 RM (yaklaşık 284.000 TL) harcanarak başka bir alana taşınmış. Bu da hemen her yeri yemyeşil tropikal ağaçlarla dolu Malezya’da insanların bu bolluğa rağmen çevreye gösterdiği duyarlılığı ortaya koyuyor. (KL Tower Adres: No. 2, Jalan Punchak Off Jalan P. Ramlee)
 
 

Batu Caves
Kuala Lumpur’un Petronas Kuleleri kadar meşhur bir diğer turistik alanı Batu Caves yani Kuala Lumpur’un hindu tapınak mağarası. Bu devasa mağaranın kalker taşları yaklaşık 400 milyon yıllık ve mağaraya ulaşmak için ziyaretçilerinin toplam 272 basamak çıkması gerekiyor. Mağara adını, eskiden bu bölgeye dökülen Sunagi Batu’dan (Batu Nehri) almaktadır. Ayrıca mağaranın yakınlarında yer alan küçük köyün adı da Batu Caves’dir. Bu mağarada her yıl yılın belli dönemi Hintliler tarafından kutlanan Thaipusam Festivali’ni görebilirsiniz. Bu festival hakkında bilgi edinmek için Thaipusam Festivali yazımıza tıklayabilirsiniz. Mağaranın içine girdiğinizde dini ibadetlerini gerçekleştiren hinduları görüyorsunuz. Batu Caves Hindistan dışında yer alan dünyanın en populer hindu tapınak mağaralarının başında gelmektedir. Mağaranın hemen dışında yer alan 42.7 metre yüksekliğindeki Lord Murugan heykeli şüphesiz mağaranın en dikkat çeken öğesidir. Bu heykel hinduizmde önemli tanrılardan sayılan Lord Murugan’ı temsil etmektedir. Heykelin dışı altın kaplama olup inşası için 24 milyon rupe harcanmıştır. Batu Caves’de hemen her yerde göreceğiniz maymunlara özellikle dikkat ediniz. Maymunlar insanlara alışık gibi görünse de elinizde yiyecek bir şey gördükleri anda üzerinize zıplayabiliyorlar. (Ulaşım: KL Central’dan Komuter trenine binerek gidebilirsiniz.)
 

Little India Brickfields
Kuala Lumpur’da Hint kültürünün ve özellikle Hint işi ürünlerin satıldığı en önemli yer Little India Brickfields’dir. Eskiden bu bölgede tuğla üretimi yapıldığı için bölgeye İngilizce “Tuğla Alanı” anlamına gelen “Brickfields” denilmiş. Şimdilerde burada Hint bayan elbiseleri olan sareeden, Hint şekerlerine kadar pek çok geleneksel ürünün satışı yapılmaktadır. Buraya gelmişken banana leaf rice (muz yaprağında pilav), samosa (Hint işi börek) yemeyi ihmal etmeyin. (Adres: Jalan Travers ile Jalan Tun Sambanthan yolu boyunca)

Chow Kit Market

İsmini Loke Chow Kit adındaki bir kalay madencisinden alan bu market alanı Kuala Lumpur’un etnik ve kültürel ürünlerinin görülebileceği populer bir pazar alanıdır. Özellikle Malay ürünlerin, tropikal meyvelerin, Malay yemeklerinin denenebileceği bu yer; fotoğraf severler için de hoş bir çekim imkanı sunmaktadır. Chow Kit Market bölgesi ayrıca Amsterdam’daki Red Light bölgesine benzeyen ortamlara da ev sahipliği yapmaktadır. (Adres: Jalan Haji Hussein, Chow Kit)

Thean Hou Temple

Güneydoğu Asya’nın en büyük Çin tapınaklarından olan Thean Hou Temple Kuala Lumpur’daki Hainanese Çinliler’i tarafından tanrı Thean Hou adına yaptırılmıştır. 3 Eylül 1989’da ibadete açılan tapınak 4 kattan oluşmaktadır.Tapınağın ilk katında hediyelik eşya dükkanı bulunurken, 2. katında Çinliler için evlilik töreni sonrası yemek yenilebilecek bir salon, 3. katında evlilik dairesi, idari ofisler ve son olarak 4. katında da ibadetlerin gerçekleştirildiği asıl mekan bulunmaktadır. (Adres: 65 Persiaran Endah, Off Jalan Syed Putra)

Islamic Arts Museum

Güneydoğu Asya’da İslam dininin doğuşu, geçmişi ve etkilerini görmek isteyenlere bu müze şiddetle tavsiye edilir. 1998 ‘de ziyarete açılan müze Güneydoğu Asya’nın en büyük İslam Sanat Müzesi’dir. Ortadoğudan, İran’dan, Çin ve Hindistan’dan İslam sanatının yansımalarını İslamik Sanat Müzesi’nde görmek mümkün. Müze içinde 12 galeri ve İslamik sanat kitaplarının yer aldığı bir adet kütüphane bulunmaktadır. Müze 30.000 metrekarelik alana yayılmış durumdadır. (Adres: Jalan Lembah Perdana, 50480 Kuala Lumpur Her gün: 09.00-18.00 arası açık)
Masjid Jamek
İngilizce Jamek Mosque, Türkçe Jamek Cami olarak isimlendirilen bu cami Kuala Lumpur’un en eski ve turistik önem taşıyan en önemli camilerinden biridir. 1907 yılında inşası tamamlanan ve 1909 yılında Selangor Sultanı tarafından açılışı yapılan Masjid Jamek Moorish, İslam ve Magul mimarisinden etkilenerek inşa edilmiştir. Cami, Kuala Lumpur’un merkezinde Gombak ve Klang Nehirleri’nin kesiştiği yerde konumlanmıştır. 1965’te Masjid Jamek milli cami ilan edilse de bugün artık Kuala Lumpur’da National Mosque (Milli Cami) adı altında başka bir cami bulunmaktadır. National Mosque Kuala Lumpur’da görülmesi gereken bir diğer önemli camidir. (Masjid Jamek Adres: Jalan Melayu/India, 50350 Kuala Lumpur)
Merdeka Square
Günümüzde İletişim Bakanlığı olarak kullanılan Sultan Abdul Samad Building ile Royal Selangor Club arasında yer alan Merdeka Square (Bağımsızlık Meydanı) Malezya tarihinde çok büyük öneme sahiptir. Öyle ki 31 Ağustos 1957’de Malezya bu meydanda bağımsızlığını ilan etmiş ve dünyanın en uzun bayrak direğine (100 metre uzunlukta) Malezya bayrağı çekilmiş. O gün bugündür Kuala Lumpur’da Malezya’nın bağımsızlık günü bu meydanda kutlanmaktadır. Malezyalılar ayrıca dünyada bayrağına en düşkün millet olarak da bilinmektedirler. Malezya’ya yapacağınız ziyaretlerde hemen her yerde bayram havasında bayrakların asılı olduğunu gözlemleyebilirsiniz. En altta yer alan video size bir fikir verecektir. (Ulaşım: Tren ile Masjid Jamek durağında ininiz.)
Kuala Lumpur Gezilecek Yerler | Merdeka Square
Kuala Lumpur’da Görülebilecek Doğa ve Eğlence Parkları: Aquaria KLCC Sualtı Parkı — Butterfly Park Kelebek Parkı — Cosmo’s World Theme Park Eğlence ve Tema Parkı — Desa Waterpark Eğlence ve Su Parkı — Kuala Lumpur Bird Park Kuş Parkı — Kuala Lumpur Deer Park Karaca/Geyik Parkı — Lake Gardens Kuala Lumpur Göl ve yeşilliklerle dolu bir park — Orchid Gardens Kuala Lumpur Orkide Bahçeleri — Titiwangsa Lake Garden Açıkhava aktivitelerinin yapıldığı göl ve bahçelik alan — National Zoo Milli Hayvanat Bahçesi — The Royal Selangor Club Özellikle Cricket sporunun oynandığı bir klüp
Kuala Lumpur’da Ziyaret Edilebilecek Müze ve Galeriler: Jade Museum Yeşimtaşı Müzesi — National Art Gallery Milli Sanat Galerisi — National Textile Museum Milli Tekstil Müzesi — National Planetarium Kuala Lumpur Uzay ve Yıldızevi Müzesi — National Theatre Milli Tiyatro Binası — P. Ramlee Memorial Museum

















 

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!