İş sağlığı ve güvenliği, 'İSG' kanun, yönetmelik ve tebliğler ile çalışanların korunmasını sağlamaya yönelik inceleme ve uygulamalar bütünüdür.
İş güvenliğinin önemi
Hızlı sanayileşme ve teknolojik gelişmeler ile doğru orantılı olarak özellikle iş yerlerinde çalışan kişilerin güvenliği ile ilgili bazı sorunlar da açığa çıkmıştır. Bu sebeple bir takım önlemleri önceden alarak iş yerlerini güvenli hale getirmek gerekmekte olduğundan iş güvenliği oldukça önem kazanmıştır.
İş sağlığı ve güvenliği
İş sağlığı ve güvenliği; işin yapılması sırasında iş yerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması ile ilgilenen bilim dalıdır. Bir kuruluşun gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenen tüm insanların (çalışanların, geçici işçilerin, alt yüklenici çalışanlarının, ziyaretçilerin, müşterilerin ve iş yerindeki herhangi bir kişinin) sağlığına ve güvenliğine etki eden faktörleri ve koşulları inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır.
İş yerlerinde işin yürütülmesi ile ilgili olarak oluşan tehlikelerden, sağlığa zarar verebilecek şartlardan korunmak ve daha insanî bir iş ortamı meydana getirmek için yapılan metotlu çalışmalar.
Genel anlamda, hem çalışanları korumayı (İş Güvenliği), hem de bütün işletmenin ve üretimin güvenliğini, yani etraftakilerin ve çevrenin korunmasını esas alan tedbirlerin bütünüdür.
İş yerinde çalışan işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamayı, bir başka ifadeyle, iş yerinde doğabilecek, iş kazası ve meslek hastalıkları gibi her türlü riske karşı gerekli tedbirleri almayı, bu husustaki şartları yerine getirmeyi, bu hedefleri yerine getirmeye yardımcı olabilecek araç-gereçlerin eksiksiz bulundurulmasını öngören, genelde bunların uygulanmasından işverenin sorumlu tutulduğu fakat işçilerin de öngörülen tedbirlerle ilgi olarak usul ve şartlara uymalarını isteyen bir kavramdır.
Kanuni Dayanak: 6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, işveren ve çalışanların, iş yerindeki iş güvenliği ve iş sağlığının sağlanması ve mevcut koşulların iyileştirilmesi için yetki ve sorumluluklar ile hak ve ödevleri düzenler. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, herhangi bir alanda, herhangi bir unvan ve şekil ile çalışan herkes için geçerlidir. Kamu ve özel sektör ayrımı gibi bir durum 6331 Sayılı Kanun için geçerli değildir. İş yerlerindeki tüm işçi ve işverenlerin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili görevleri bu kanunda belirtilmiştir. İşçileri iş kazaları ve meslek hastalıklarından korumaya yönelik önlemleri almak ve onları bu konuda bilgilendirmek, İş Sağlığı ve Güvenliğinin temelini oluşturmaktadır. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun Beşinci Bölüm’ü (m.77-89) İş Sağlığı ve Güvenliği’ne ayrılmıştır. Bu bölümde; iş sağlığı ve güvenliği konusunda işçilerin ve işverenlerin yükümlülükleri, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğine aykırı bir durumun tespiti halinde iş yerinin kapatılması veya işin durdurulması, iş sağlığı ve güvenliğinin iş yeri seviyesinde örgütlenmesi (iş sağlığı ve güvenliği kurulu, iş yeri sağlık birimleri ve iş yeri hekimi, iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanlar, sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi), çalışma hayatında kadın ve çocuk işçilerin korunmasına yönelik hükümler düzenlenmektedir.
İSG'nin bilimsel dayanakları
Temel Mühendislik Bilimleri
Tıp
Ekonomi
Hukuk
Psikoloji
Sosyoloji
İSG'nin Türkiye'de belirlendiği yasalar
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
4857 Sayılı İş Kanunu
Türk Ceza Kanunu
Borçlar Kanunu
Türk Tabipleri Birliği Kanunu
Çevre Mevzuatı
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu
Türk Ticaret Kanunu
İSG'nin ilgi alanları
İş sağlığı ve güvenliği konusunda işverenin yükümlülükleri
İş sağlığı ve güvenliği konusunda işçilerin yükümlülükleri
İş sağlığı ve güvenliği konusunda devletin yükümlülükleri
İş sağlığı ve güvenliği kurulları
İş yeri sağlık birimleri ve iş yeri hekimliği
Çalışma hayatında çocuk işçilerin korunması
İşverenler kanunu
Çalışma hayatında kadın işçilerin korunması
İşçi sağlığını olumsuz yönde etkileyen bazı faktörler
Gereğinden fazla sıcak ve nemli ortamlarda veya kirli havada çalışmak.
Yetersiz ışıklandırma.
Fazla gürültü.
Bedeni, gözü ve(ya) kulağı yoğun olarak yoran işler.
Çalışma tempoları.
Ara verme imkanlarının az olması.
Gece işi veya vardiya işler.
Ağır çalışma şartları.
İş yeri atmosferinin kötü olması ve iş stresine sebebiyet verebilecek bütün olumsuz etkenler.
Avrupa Birliği Ülkelerde İş Güvenliği
ESAW (Avrupa İş Kazası İstatistikleri) 1990‘lı yıllarda AB ülkelerinde iş yerlerinde gerçekleşen kazalar hakkında karşılaştırılabilir bilgi toplamayı ve bir veri tabanı oluşturmayı amaçlamıştır. Bu amaçla bir anket çalışması gerçekleştirmiş ve bu çalışmanın sonuçlarını bir rapor haline getirerek yayımlamıştır. Burada iş kazalarında ulusal bilgilendirme sistemi üzerine (National Declaration Systems of Accidents at Work) üye ülkelere gönderilen ve doldurmaları istenen sorulara verdikleri cevaplar aktarılmaya çalışılmıştır.
Tüm Avrupa Birliği ülkelerinde ekonomik sektör/branş ayrımı yapılmaksızın bir iş yerinde kaza olduğunda bu durum derhal ilgili kuruma bildirilmektedir. Tüm üye ülkeler Hollanda ve Yunanistan hariç iş kazalarıyla ilgili farklı bir sigorta programına sahiptir. Birçok durumda (12 üye ülke) söz konusu program 50 yıldan daha eski bir geçmişe sahiptir. Tüm ülkelerde (Hollanda hariç) işçiler için sigorta zorunludur. İngiltere, İsveç, Lüksemburg, Avusturya ve Portekiz‘de tüm kendi adına çalışanlar (self-employed) için sigorta zorunlu hale getirilmiştir. Almanya, Fransa, Danimarka, İtalya, İspanya ve Finlandiya‘da kendi adına çalışanların sigorta kapsamında olması bazı özel faaliyetler için (başlıca tarım, balıkçılık) zorunludur.
Sigortacılık, kamu sosyal güvenlik sisteminin bir parçası olabilmekte (Hollanda, Fransa, Birleşik Krallık), özel sigortacılık faaliyetleriyle yürütülebilmekte (Finlandiya, Belçika, Portekiz, Danimarka) ya da çok veya az devlet kontrolü altında fayda gütmeyen özel organlarca ( Almanya, ispanya, İtalya, Avusturya, Yunanistan, İsveç, İrlanda, Lüksemburg, İsviçre) sunulan hizmetlerce götürülmektedir. Bazı ülkelerde bu bahsedilen sigortacılık faaliyetleri birlikte de ( örneğin, Finlandiya, Portekiz, Belçika, İspanya, Danimarka, İsviçre) yürütülebilmektedir. Bazı durumlarda Devlet (Belçika, Portekiz, Danimarka) kendi işçileri için sigorta hizmeti sunmaktadır. Serbest piyasa şartlarında özel sigorta şirketleri de faaliyet göstermektedir. Üye ülkeler içerisinde sadece İspanya‘nın fayda gütmeyen organlar içerisinde sigortacılık sisteminin yönetilmesinde rekabeti desteklediği görülmektedir.
İstatistikler
2010 SGK iş kazaları ve meslek hastalıkları
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’nun iş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin 2010 yılı istatistikleri yayımlandı. Sonuçlar yaklaşık 10 milyon çalışana ilişkin verileri kapsıyor. SGK verilerine göre 2010 yılında 62 bin 963 iş kazası yaşandı, 533 meslek hastalığı tespit edildi. Bunların 1.454’ü ölümle sonuçlandı. 2009 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında; meydana gelen iş kazalarında yüzde 2 azalma, meslek hastalığı sayısında yüzde 24 artış olduğu görüldü.
Verilere göre faaliyet grupları bazında sıralama yapıldığında, 2010 yılında en fazla iş kazasının 8 bin 150 kaza ile Kömür ve Linyit Çıkartılması faaliyetinde yaşandığı görüldü. Bunu 6 bin 918 kaza ile Makine ve Teçhizatı Hariç Fabrikasyon Metal Ürünleri İmalatı, 4 bin 621 kaza ile Ana Metal Sanayi izledi.
En fazla iş kazasının yaşandığı iller sıralamasında ilk üç sırayı İstanbul (7 bin 991), İzmir (7 bin 942) ve Bursa (7 bin 580) aldı. Yaşanan iş kazalarının en önemli nedenleri; bir veya birden fazla cismin sıkıştırması, ezmesi, batması ve kesmesi, düşen cisimlerin çarpıp devirmesi, kişilerin düşmesi ve makinelerin sebep olduğu kazalar şeklinde sıralandı. Bu nedenlerle yaşanan kazalar, toplam kazaların yüzde 82’sini oluşturdu.
2010 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kaybedilen işgünü sayısı, bir önceki yılın verilerine göre yüzde 4,6 oranında azalma ile 1 milyon 516 bin 24 olarak belirlendi. Bunların yaklaşık 50 bini hastanede yatarak tedavi şeklinde geçirildi.
Verilere göre en çok iş kazası;
Yaş gruplarına göre dağılımda 25-29 yaş grubundakilerde, • İş yerinde çalışan sigortalı sayılarına göre 1-3 arası işçi çalıştırılan iş yerlerinde, • İşçinin son işveren nezdindeki çalışma süresine göre 3 ay-1 yıl arası kıdemlilerde, • 2. iş saatinde yaşandı. Meydana gelen iş kazaları sonucu yaşanan geçici iş göremezlik sürelerinin kişi başı ortalama 24 gün olduğu tespit edildi. Bu oran erkeklerde 24, kadınlarda 18 olarak hesaplandı.
Sonuçlara göre ölümlü iş kazası sayısı 2010 yılında da artış gösterdi. 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 23 artış ile 1.444 kişi iş kazası sonucu yaşamını kaybetti. 2010 yılında iş kazalarında en yüksek ölüm oranı 264 ile “Bina İnşaatı” faaliyet grubunda meydana geldi. Bunu 133 ile Kara Taşıma. ve Boru Hattı Taşımacılığı, 107 ile Bina Dışı Yapıların İnşaatı, 104 ile Özel İnşaat Faaliyetleri izledi.
0 Yorum:
Yorum Gönder