Göktürkler inanç ve düşünce yapılarına göre Göktanrı (Tanrı veya Tengri) tarafından devlet kurma görevinin kendilerine verildiğine inanır ve bu doğrultuda hareket ederlerdi. Bu yüzden kendilerini Göktürk olarak tanımlamışlardır. Gök rengi, yani mavi kutsaldı. Yine ibadetler göğe en yakın yerlerde, yükseklerde yapılırdı. Bugün hâlen Anadolu'daki Türkmenler, belli kutlamalar için yüksek dağlara, tepelere çıkmaktadırlar.
Göktürklerde hükümdar soyunun adı yazılı Çin kaynaklarına ve Türk sözlü geleneğine göre Asen (Asena, Zena, Aşena, Aşina 阿史那) dir. Bu kaynaklarda Göktürk Kağanlığı'nı kuran bu ailesi kendi tanımlamada dişi bir kurdun soyundan geldiği anlatılmaktadır.
Kurt başlı tuğ
Doğu Göktürk kağanlarından Şipi Kağan (609~619), Suy Hanedanın son ve Tang Hanedanı’nın ilk yıllarından Çin’in iç siyasetine müdahale etmiştir. 617 yılında Çin otoritesine karşı isyan eden Çinli general Liang Shidu'ya kendi askerlerini komuta ettirmiş ve Tadu Bilge Kağan unvanı ve kurt başlı tuğu armağan vermiştir. Aynı şekilde Liu Wuzhou'ya Dayan Kağan (定楊可汗) unvanı ve kurt başlı tuğu vermiştir.
Sanat ve edebiyat
Orta Asya'da yapılan araştırma ve kazılarda GökTürkçe yazılı eserler bulunmuştur. Para, taş ve ağaç üzerine yazılan metinlerden, para ve taşlar üzerine yazılanlar günümüze kadar gelmiştir.
İlk Türk abidelerinde yazılara altıncı yüzyılda rastlanmıştır. Bunlar kısa metinlerdir. Elde kalan Bengü Anıtları, Orhun Yazıtları veya 'Türük Bengü Taşları' da denen üç büyük yazıttır. Taşların üzeri oyulmak suretiyle yazılmıştır. Bu yazıtlar; Göktürk Kağan'ı Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adlarına yazılıp, dikilmiştir. Yazıtlar kireç taşına yontularak yazıldığından zaman ve açık havanın tahribatına maruz kalıp, bozulmuştur. Bu yüzden bazı satırları ve birçok kelimeleri okunamaz durumdadır. Kül Tigin kitabesi, içlerinde en az tahribata uğrayanıdır.
Meclis
Göktürk Kağanlığı'nda bir meclisin var olduğu, Çin kaynaklarından ve Orhun Yazıtları'ndan anlaşılmaktadır. Göktürklerde meclis sözünün karşılığı toy idi. Bu meclisin üyelerine toygun (Çince: 忽里勒台) denirdi.
Göktürk kağanları toyun doğal başkanı oluyorlardı. Kağan olmadığı zaman toya, hanedana mensup olmayan aygucı başkanlık ederdi. Bu kişiler ayrıca başbakan konumunda idiler. Göktürkler hakkında ilk bilgileri veren Çin kaynağı Chou Shu'nun 50. bölümünde, Göktürklerin henüz devlet olarak kurulmadıkları döneme ait bilgileri verirken, bazı rivayetlerden bahsedilmektedir. Bu rivayetlerden sonra esas tarihi bölüme geçilirken, doğruluğu belli olmayan bir öyküden söz edilmektedir:
Daha boy aşamasında olan Göktürkler, kendi aralarında bir önder seçmek için hepsi bir araya toplanmış, ağaçlık bir yerde yükseğe sıçrama yarışması düzenlemişlerdi. Sonuçta en yükseğe sıçrayan önder olarak seçilmiştir. 545 yılında ilk Çin elçisi An-no-p'an-t'uo, Göktürk merkezine vardığında, Göktürkler, kağanları Bumin Kağan ile birlikte sevinmişler ve:
Şimdi büyük ülkenin elçisi geldi, bundan dolayı ülkemiz gelecekte yükselecektir. diyerek birbirlerini tebrik etmişlerdi. Bu kayıtlar ile Göktürklerin henüz devlet haline gelmeden bile meclis veya ona benzer işlevi gören bir yapıya sahip oldukları anlaşılmaktadır.
Toyun kağan seçiminde oynadığı rolü gösteren en iyi kanıt ise 582'de taht değişikliği sırasında meydana gelen olaylardır. Taspar Kağan'ın ölümünden sonra, onun ölmeden önce kağan olarak tayin ve vasiyet ettiği Ta-lo-pien toy tarafından kağan olarak tanınmadı. Çünkü Ta-lo-pien'in annesi Türk kökenli değildi ve bir Çin prensesiydi. Bu yüzden toy tarafından İşbara daha layık görülerek kağan seçildi. Bu tarihi olay Göktürk kağanlarının, meclisin onayını almadan tahta geçemediğini ve Göktürklerin gelişmiş bir hukuk yapısına sahip olduklarını göstermektedir.
593 yılında gerçekleşen bir diğer olay da; Tou-lan Kağan'ın Çin asıllı eşi Çin'de kendi sülalesini yıkıp iş başına gelen Sui Hanedanı'na karşı bazı Çinliler ve Soğdlar ile iletişim kurarak, birtakım gizli etkinliklerde bulunuyordu. Bunu öğrenen Sui Hanedanı durumu kağana bildirdi. Kağan önce bunlara karışmak istemedi ise de, Çin elçisi Göktürk toygunlarından (milletvekili) birine rüşvet vererek, kağanın hatununun kurduğu gizli planı ortaya çıkartınca devlet meclisi üyelerinin hepsi, bu gizli plandan dolayı kağanla alay ettiler. Zor durumda kalan kağan, bunun üzerine Çinliler'i (asi olanları) ve Soğdları cezalandırdı. Bir diğer olay da Bilge Kağan'ın 723 yılında, şehirlerin surlarla çevrilmesi ve Budizm ve Taoizm'in kabul edilmesi için ileri sürdüğü önerilerin Göktürk toyunda kabul edilmemesidir.
Diğer taraftan halkın tahta çıkma töreninde kağanı bir keçe üzerine koyarak, havaya kaldırması, kağanın seçimine, halkın katılımı olarak düşünülmüştür. Toylara başta kağan olmak üzere katılan sivil veya askerî devlet erkanı şunlardı: hatun, aygucı veya üge (başbakan), tegin (şehzade, prens), kül-çor, apa, erkin, tudun (vergi memuru), il-teber (yüksek devlet memuru, idareci), tarhan, buyruklar, şadapıt gibi unvanlar taşıyanlar. Toylarda önce dini, millî törenler yapılır, devletin bütün sorunları görüşülür, sonra ziyafetler verilirdi.
Hükümet
Orhun Yazıtları'nda geçtiği üzere, Göktürklerde hükûmetin karşılığı ayukı tabiri idi. Hükûmet meseleleri devlet meclisi toyda görüşülüyordu. Ancak, coğrafi şartlar ve ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle toy her zaman toplanamıyordu. Memleket işlerinin asıl görüşülmesi gerektiği anlarda ayukı (hükûmet) devreye giriyor, bütün asıl meseleler, o an için ayukıda konuşuluyordu. Ayukının en önemli görevi toyun verdiği kararların ülke çapında uygulanmasını sağlamak, icraatleri takip etmekti. Ayukı buyruklardan (bakanlardan) oluşan bir hükûmetti. Buyruk adı verilen bakanların başında bir nevi sadrazamın, başbakanın karşılığı olan aygucı bulunurdu. Aygucılar hükümdar adına ordu komutanlığı yapan, diplomatık ilişkileri yürüten, geniş yetki ve sorumluluk sahibi olan kişilerdiler. Çin kaynaklarına göre Göktürk hükûmeti 9 bakanlıktan oluşuyordu. Bakanların yazıtlardaki karşılığı ise buyruk idi.
Hükûmet üyelerinin taşıdıkları unvanlarından ve yazıtlardaki ifadelerden gayet önemli kişiler oldukları anlaşılmaktadır (çor, ilteber, buyruk-çor vb.). Kimi hükûmet üyelerinin merkezin dışındaki bölgelerde özellikle askerî vali durumunda oldukları, bazılarının tudunluk (vergi memurluğu) yaparak, vergi toplama işleriyle meşgul oldukları bilinmektedir.
Hükûmetin başında ise hanedandan olmayan aygucılar veya ügeler bulunurdu. Bunlara ilaveten devlet merkezinde ayrıca tamgaçı ve bitikçiler bulunurdu. Tamgaçılar, katip ve mühürdar, bitikçiler ise haberleşmelerden sorumlu katip idiler.
Görüldüğü gibi Göktürk Kağanlığı'nın devlet teşkilatında; devlet başkanlığı, yasama kurulu toy ve hükûmet birbirlerinden ayrı kurumlar idi. Yani ayrı işlevleri vardı. Ancak, hükümdarlığı şahsında temsil eden kağan (devlet başkanı) ülkeden birinci derecede sorumlu olduğu için bütün yönetimi elinde bulunduruyordu. Başbakanların atamasını yapıyor, töre değişikliklerini toya öneriyor, devlet mahkemesine (yargu) başkanlık ediyordu. Çünkü Tanrı'nın siyasi iktidar ile donattığı tek kişi kağan idi. Diğer eski Türk devletlerinde olduğu gibi, Göktürklerde de milletin hemen her şeyi kağandan beklemesi (doymak, giyinmek, çoğalmak, huzur ve güvenlik) tam otoriteyi doğuruyordu.
Göktürk Kağanlığı devlet sisteminde Çin kaynaklarının ifadesi ile 28'den fazla unvan olduğu gibi, bu unvanları taşıyan kişilerin birer makama da sahip olmaları gayet doğaldır. Göktürk yazıtları da unvanlar ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir. Yazıtlara göre devlet hiyerarşisi şöyle sıralanmaktadır: kağan, kağan ailesi, budun (millet), şadapıt beyler, tarhanlar, buyruk beyler (bakanlar), Dokuz Oğuz beyleri vb. Çin kaynakları ise kağan ve hatunu söyledikten sonra en büyük unvan olarak yabgu sonra şad, tegin, tudun, ilteber, erkinden söz etmektedir.
Ekonomi
Göktürk Kağanlığı'nın ekonomik yapısı kendi kendine yetme esasına dayanan aile ekonomisi ve devlet ekonomisi olmak üzere iki başlık altında incelenir. Orta Asya'nın iklim koşulları gereği ekonominin temeli hayvancılık olmuştur. Bunun yanında savaş ganimetleri, vergiler, tarımsal etkinlikler, avcılık, el sanatları ile ticaret de diğer ekonomik öğeler arasında yer almıştır.
Aile ekonomisi
Orta Asya'nın doğa ve iklim koşullarının gereği olarak kendi kendine yeterli olma zorunluluğu üzerine kurulan aile ekonomisinde Göktürkler gereksinimlerini kendi kaynaklarından sağlamışlardır. Geçim kaynaklarının en önemlisi hayvancılık olmuştur. Göktürkler, ekonomik getirisi fazla olan at ve koyun başta olmak üzere deve, keçi ve sığır sürüleri de yetiştirmişlerdir. Sürülerin fazlalığı gücün ve zenginliğin göstergesi sayılmıştır. Yetiştirilen hayvanlar genellikle canlı iken satılmış, bunun yanında gereksinim fazlası olan hayvansal ürünler, etler, konserveler, deri, yün ve yünlü ürünler de satılan hayvansal ürünlerin arasında yer almıştır. Ayrıca avlanan sansar, kakım, kunduz, sincap, tilki, kaplan, pars, panter gibi hayvanlar ve bu hayvanların ürünleri de önemli ekonomik kaynaklardan olmuştur. Böylece Göktürkler en önemli geçim kaynakları olan atlara ve koyunlara dokunmadan hem et gereksinimlerini karşılamış hem de bu hayvanların kürklerini işlenmiş ya da işlenmemiş olarak satıp gelir elde etmişlerdir. Ülke içerisinde ekonomi değiş-tokuş esasına dayanırken, Göktürkler gereksinim duyduğu eşyaları ya çevreden ya da belirli aralıklarla ülkeye gelen tüccarlardan elde etmişlerdir. Göktürk Kağanlığı'nda üretim tarzları, sahip olunan yer altı ve yerüstü kaynaklar, yaşam koşulları ve askerlikle ilgili gereksinim, toplum içerisinde çeşitli mesleklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Göktürk Kağanlığı'nda başlıca meslek demircilik ve madencilik olmuştur. Bu madenci ve demirciler Altaylar Bölgesi'nde demir, Tanrı Dağları'nda, Kaşgar-Kuçar bölgesinde altın, gümüş, kurşun, kükürt gibi madenleri işlemişlerdir. Madenci ve demirciler dışında halıcılar, kilimciler, keçeciler, debbağlar, çizmeciler, çorapçılar, börkçüler, dokumacılar, terziler, marangozlar ve tahta oymacıları da bu meslek gruplarına örnek olarak verilebilir. Göktürk Kağanlığı'nda oldukça kalabalık bir halde bulunan bu meslek grupları üye oldukları esnaf ve zanaatkar kollarına göre kılıç, kalkan, kargı, mızrak, ok temrenleri, insan ve atlar için zırhlar, tolgalar, at teçhizatı, eyer ve koşum takımları, kazanlar, ibrikler, kovalar, çadır ve otağlar, arabalar, tabaklar, maşrapalar, ince bronz işlemeli tasvirlerle süslenerek yapılan kömür mangalları, heykeller, ok kutuları, kılıç kapsarları, kemer tokaları, katış uçları yapmışlardır. Bu eşyalara sahip olmak bir güç ve zenginlik göstergesi sayılmıştır.
Devlet ekonomisi
Göktürk Kağanlığı'nın devlet ekonomisi devletlerarası ticarete dayanmıştır. Bunun yanında yenik ve Göktürklere bağlı ülkelerden alınan vergiler, armağanlar ile İpek Yolu'ndan elde edilen gelir, ganimetler, yağmalar, askerî yardımlar, savaşlarda alınan tutsaklar için ödenen kurtuluş fidyeleri ile savaş tazminatları devlet ekonomisini oluşturan öğeler arasında yer almıştır. Göktürk Kağanlığı ülke içerisinde kendi toplumundan, gücü oranında ve uğraş alanına göre vergi toplamıştır. Bu vergiler evlerden alındığı gibi, her bir boydan ya da boy üyelerinin durumuna göre toplu olarak da alınmıştır. Göktürk Kağanlığı'nda iktisadi ve mali işlerle tudun denilen ekonomi bakanı ilgilenmiştir. Vergiler tudunlara bağlı olan amga / imga denilen devlet hazinedarları tarafından toplanmıştır. Göktürkler para da darp ettirmişlerdir. Göktürkler darp ettirilen ve şekil olarak diske benzeyen bu Göktürk parasına satir demişlerdir. Göktürklerin ekonomik tutumu, aynı zamanda askerî stratejilerini ve dış politikalarını büyük ölçüde etkilemiştir. Göktürk Kağanlığı, Çin başta olmak üzere Bizans, Sasani ve Hindistan ile ticari alışverişte bulunmuştur. Özellikle Göktürk Kağanlığı'nın dış alım ve satımlarında ilk sırada Çin yer almıştır. Göktürk Kağanlığı ile Çin arasında sürekli devam eden bir elçilik ve kervan akışı olmuştur. Çin İmparatoru Kao-tsu 622 yılında Göktürkler'in Çin sınırına saldırıda bulunmaları üzerine Göktürk kağanına bir elçi göndererek şu isteklerde bulunmuştur: Sayı bakımından Çin İmparatorluğu ile Göktürk Kağanlığı aynı değildir. Göktürkler Çin topraklarını ele geçirse bile buralarda yaşayamazlar. Üstelik elde ettiğiniz ganimetlerin hepsi milletinizin eline geçti. Size ne kaldı? Siz en iyisi ordunuzla birlikte geri dönün ve Tang İmparatorluğu'ndan gelen altın paraların ve ipekli kumaşların hepsi cebinize girsin. Göktürkler Çin imparatorunun bu önerisini kabul edip geri dönmüşlerdir. Bu tarihi kayıt Göktürklerin, Çin'i ele geçirmekten çok, askerî güçleri sayesinde denetim altında tutarak ekonomik gereksinimlerini elde etmek amacını güttüklerini göstermektedir. Göktürk ekonomisinde, pazar kimliğinde olan kervanlar, önemli bir yer tutmuştur. Sasani ile Çin başta olmak üzere birçok ülkeden, Göktürk ülkesine kervan gelmiştir. Göktürkler uzak yerlerden gelen kervanlara arkış demişlerdir. Yabancı ülkelerden gelen bu kervanlar genellikle Göktürk kağanlarının karargâhını yani orduyu takip etmişlerdir. Göktürkler ticaret ile uğraşan kişilere satıkçı demişlerdir. Göktürk tüccarları ise genellikle hayvan sürülerinin ticareti ile ilgilenmekteydi. Nitekim 584 yılında Göktürk kağanı İşbara Kağan Çin sarayına mektup yazarak koyun ve atlarla ipek değiştirilmesini istemiş, bunun üzerine bin at Çin tarafından satın alınmıştır. Yine 588 yılında yaşanan bir diğer tarihi olay da Tu-li Kağan'ın Çin imparatoruna bir elçi göndererek 10 bin at, 20 bin koyun, 500 deve, 500 sığır sunarak bir pazaryeri kurulmasını istemesidir. Bu iki tarihi kayıt Göktürk ekonomisinde hayvancılığın yerini göstermesi bakımından önemlidir. Bunun dışında Göktürk tüccarları Bizans İmparatorluğu'na işlenmiş ya da işlenmemiş demir satmaktaydı. Bizans imparatorunun izniyle Göktürk tüccarları ile birlikte Soğdlu tüccarlar da İstanbul'da ticaret merkezi kurmuşlardı. Göktürkler, demir ile at başta olmak üzere koyun, et, konserve, yün, yağ, bal, yünlü kumaş, ipekli giysi, zamk, boynuz, kılıç, zırh, kalkan, topuz, eyer, ham ya da işlenmiş madenler ihraç etmişlerdir. Ayrıca Göktürkler tilki, samur, sincap, sansar, kakum, kunduz, kaplan gibi av hayvanlarının kürklerini de ihraç etmişlerdir. Bunun yanında Göktürkler, dış ülkelerden ise ipek başta olmak üzere hububat, pirinç, ipekli işlemeler, işlenmiş cam ve gümüşler, çeşitli süs eşyaları ile yerleşik toplumların yaptıkları ürünleri ithal etmişlerdir. Göktürkler batıda İpek Yolu için Çin ve Sasani gibi devletlerle savaşmaktan kaçınmamıştır. Göktürkler armağanlar, yağmalar ve ticaret sayesinde elde ettikleri ipekleri Soğd şehir devletlerindeki tüccarlar sayesinde batıya satıp ticari üstünlüğü ele geçirmeye çalışmışlardır. Göktürk-Bizans ittifakı ile iki yönden saldırıya uğrayan Sasani İmparatorluğu 579 yılına kadar düzenli olarak Göktürklere yıllık 40000 altın ödemiştir. İstemi Yabgu'nun ölümünden sonra Türk Şad'ın vergi miktarını arttırması üzerine Sasaniler, Göktürkler ile karşı karşıya gelmiş ve yenilgiye uğramışlardır. Yine Göktürk-Bizans ittifakının bozulması üzerine Göktürkler 576 yılında Kerç Kuşatması ile Ukrayna'daki Kerç Kales'ni fethetmiş, bunun üzerine Bizans İmparatorluğu Göktürk Kağanlığı'na yıllık vergi vermeyi kabul etmiştir. Bu tarihi kayıtlar Göktürklerin yaptıkları savaşlarda, fetihlerde ve çıktıkları seferlerde ekonomik etkenlerin en az diğer etkenler kadar değer taşıdığını göstermektedir. Sahip olunan ekonomik güç ve olanaklar, Göktürklerin otoritesini ve egemenliğini pekiştirmiştir.
Tarım
Orta Asya'nın iklim koşulları Göktürkleri tarım yapmaktan alıkoymasına rağmen, kışlaklarda, hayvancılık gereği yapılan göç güzergahlarında ve ele geçirilen ülkelerdeki ekime uygun topraklarda az da olsa tarım yapıldığı bilinmektedir. Göktürkler, buğday, arpa, darı, çavdar ve at yemi olarak burçak ve yulaf ekmişlerdir. Göktürkler çiftçilere tarıgçı / tarıdacı, ekilen tarlaya da tarıglag demişlerdir. Göktürk kağanı Kapgan Kağan, 696 yılında Çin ile yaptığı antlaşmanın bir maddesinde, Çin'in Göktürkler'e 3000 adet tarım aleti ile yaklaşık 1250 ton tohumluk darı vermesi koşulunu getirmiştir. Göktürkler döneminden kalan sulama kanallarına da rastlanmıştır. Göktürkler döneminde yapılan ve yüksek teknik bilgiye dayanan Tötö Kanalı'nın boyu 10 km'ye yakındır. Bütün bu tarihi kayıtlar Göktürklerin azımsanamayacak ölçüde tarım ile uğraştığını göstermektedir.
Göktürk Kağanları Listesi
Doğu Kağanları
Kağan | Kağanlık yılları | Unvanı | Notlar |
---|
Bumin İl Kağan | 551-552 | Türkçe Bumin İl Kağan (yazıtlarda Bumin Kağan), Sogdça’da βwmyn γ'γ'n ve Çincede Tŭmèn Yīlì Kĕhàn (T’u-men Yi-li K’o-han) | Adı: Türkçe Bumin ya da Tümen, Çincede Tŭmèn (T’u-men) |
Yĭxījì Kağan | 552-553 | Çincede Yĭxījì Kĕhàn (Yi-hsi-chi K’o-han) | Adı: Türkçe Ḳara, Çincede Kēluó (K’e-luo) 科羅. |
Mùgān Kağan | 553-572 | Eğer Mugan Türkçe ise Eski Türkçede sözcükler M ile başlamadığı için Buḳan Ḳaġan olması gerekir ancak Türkçede Buḳan diye bir sözcük ya da adın varlığı bilinmiyor (ne var ki Kırım’a saldıran Gök Türk komutanının adı Yunanca kaynaklarda Boukhanos Βουχανος olarak geçiyor); Soğdçada Mwγ'n γ'γ'n (Mwx’n x’γ’n olarak da yazılıyor), Çincede Mùgān Kĕhàn (Mu-kan K’e-han) 木杆可汗. | Kağan olmadan önceki unvânı: Çincede Yāndū Sìjīn (Yen-tu Ssu-chin) 燕都俟斤 (Sìjīn 俟斤 = İrkin/Erkin). |
Tapar/Taspar Ḳaġan | 572-581 | Soğdçada T’sp’r γ'γ'n ve Çincede Ta/Tuóbō Kěhàn (T’o-po K’e-han) 佗鉢可汗. | Adı: Türkçede Tapar ve Soğdçada T’sp’r (Taspar ya da Tatpar). |
Ānluó Kağan | 581 | Adı Soğdça Umna olup Çincede Ānluó (An-luo) 菴羅 olarak geçmesine karşılık kağanlık unvânı alıp almadığı bilinmemektedir. | (İç Savaş, devlet birkaç yönetici arasında bölünür, Nevêr tarafından birleştirilir) |
Işbara Ḳaġan | 582-587 | Türkçede Işbara Ḳaġan, Soğdçada Nw’’r γ'γ'n ve Çincede Ĕrfú Kěhàn (Er-fu K’e-han) 爾伏可汗 ile Shābōlüè Kěhàn (Sha-po-lüeh K’e-han) 沙鉢略可汗. | Adı: Soğdça Nw’’r (Nevêr/Ñevar/Nivar), Çincede Shètú (She-t’u) / Niètú (Nieh-t’u) 攝圖. |
Baġa Ḳaġan | 587-588 | Türkçe Baġa Ḳaġan ya da Yabġu Ḳaġan, Çincede Mòhè Kěhàn (Mo-he K’e-han) 莫賀可汗 ya da 莫何可汗 ve Yèhù Kěhàn (Ye-hu K’e-han) 葉護可汗. | Kağanlık öncesi adı ve unvânı: Türkçede bir olasılıkla Çulluġ, Çince’de Yèhù Chŭluóhòu (Ye-hu Ch’u-luo-hou) 葉護處羅侯 (Yèhù 葉護 = Yabġu). |
Dūlán Kağan | 588-600 | Çincede Dū/Dōulán Kěhàn (Tu/Tou-lan K’e-han) 都蘭可汗. | Adı: Çincede Yōngyúlǘ (Yung-yü-lü) 雍虞閭. |
Qĭmín Kağan | 600-609 | Çincede Yīlìdou Qĭmín Kěhàn (Yi-li-tou Ch’i-min K’e-han) 伊利(?)啟民可汗. | Adı: Türkçe Tölis, Çincede Tūlì (T’u-li) 突利. |
Shĭbì Kağan | 609-619 | Çincede Shĭbì Kěhàn (Shih-pi K’e-han) 始畢可汗. | Adı: Çincede Duōjíshì/Doují (Tuo-chi-shih/Tou-chi) 咄吉世. |
Tūlì Kağan | 619-621 | Türkçe Tölis Ḳaġan ve Yabġu Ḳaġan, Çincede Tūlì Kěhàn (T’u-li K’e-han) 突利可汗 ve Yèhù Kěhàn (Ye-hu K’e-han) 葉護可汗. | Adı: Türkçede bir olasılıkla Çulluġ, Çincede Chŭluóhòu (Ch’u-luo-hou) 處羅侯. |
İllig Ḳaġan | 621-630 | Türkçe İllig Ḳaġan ve Çincede Xié/Jiélì Kěhàn (Hsieh/Chieh-li K’e-han) 頡利可汗. | Adı: Çincede Duōbì (To-pi) 咄苾. |
Dabu Kağan (âsî) | 630-638 | Çince’de Dabu Kěhàn (Ta-pu K’e-han) (?)(?)可汗. | |
Yugu Şad | 638-639 | Çincede Yugu Shè (Yü-ku She) (?)(?)殺. | |
Yiminishusilipi Kağan | 641-643 | Çincede Yĭmí Níshú Sìlìbì Kěhàn (Yi-mi Ni-shu Ssu-li-pi K’e-han) 乙彌泥孰俟力苾可汗 ya da Yĭmí Níshú Qílìbì Kěhàn (Yi-mi Ni-shu Ch’i-li-pi K’e-han) 乙彌泥孰俟利苾可汗. Soğdça Nîzek adının Çincedeki biçimi Níshú’dur (Ni-shu) 泥熟. 俟 karakteri Sì (Ssu) ve Qí (Ch’i) olarak okunmaktadır. | Adı: Çincede Simo (Ssu-mo) 思摩. |
Yizhu Chebi Kağan (âsî) | 638/639-648/650 | Önce Çabış (Çavuş; Çincede Chēbí [Ch’e-pi] 車鼻) iken sonradan Çincede Yĭzhù Chēbí Kěhàn (Yi-chu Ch’e-pi K’e-han) 乙注車鼻可汗 olarak geçen unvânı aldı. | Adı: Çincede Hubo (Hu-po) 斛勃. |
Āshǐnà Nizek Beg Kağan (âsî) | 679-680 | | Adı: Soğdça-Türkçe Nizek Beg olabilir, Çincede Āshǐnà Níshúfú (A-shih-na Ni-shu-fu) 阿史那泥熟匐. Fú 匐genellikle Türkçe Beg için kullanılmıştır. |
Āshǐnà Fúniàn Kağan (âsî) | 681 | | Adı: Çincede Āshǐnà Fúniàn (A-shih-na Fu-nien) 阿史那伏念. |
İltiriş Ḳaġan | 682-691 | Türkçe Ḳutluġ Ḳaġan ve İltiriş Ḳaġan, Çincede Gǔduōlù Kěhàn (Ku-tuo-lu K’e-han) 骨咄祿可汗ve Xié/Jiédiēlìshī Kěhàn (Hsieh/Chieh-tieh-li-shih K’e-han) 頡跌利施可汗. | Adı: Türkçe Ḳutluġ, Çincede Āshĭnà Gǔduōlù (A-shih-na Ku-tuo-lu) 阿史那骨咄祿. |
Ḳapġan Ḳaġan | 691-716 | Türkçe Bögü Ḳaġan ve Ḳapġan Ḳaġan, Çincede Mòchuò Kěhàn (Mo-ch’o K’e-han) 默啜可汗. | Kağanlıktan önceki unvânı: Türkçe Bögü ya da Beg Çor olduğuna ilişkin görüşler vardır, ben Beg Çor’u daha doğru buluyorum; Çincede Mòchuò (Mo-ch’o) 默啜. |
İnel Ḳaġan | 716 | Türkçe İnel Ḳaġan (bir görüşe göre İni İl-Ḳaġan, ancak ben şimdilik İnel görüşünü destekliyorum), Çincede Yíniè Kěhàn (Yi-nieh K’e-han) 移涅可汗. | Adı: Türkçe Bögü olabilir, Çincede Fújù (Fu-chü) 匐俱. |
Bilge Ḳaġan | 716-734 | Türkçe Bilge Ḳaġan, Çincede Píjiā Kěhàn (P’i-chia K’e-han) 毗伽可汗. | Adı: Çincede Mòjílián (Mo-chi-lien) 默棘連. |
Yīrán Kağan | 734-740 | Çince’de Yīrán Kěhàn (Yi-jan K’e-han) 伊然可汗. | |
Teŋri Ḳaġan | 740-741 | Türkçe Teŋri Ḳaġan, Çincede Cheng/Dēnglì Kěhàn (Ch’eng/Teng-li K’e-han) 登利可汗. | |
(Adı ve unvânı bilinmiyor; Bilge Ḳaġan'ın oğullarından biri). | | | |
(Adı ve unvânı bilinmiyor; Bilge Ḳaġan'ın oğullarından biri) | | | |
Ḳutluġ Yabġu | 741-742 | Türkçe Ḳutluġ Yabġu, Çincede Gǔduōlù Yèhù (Ku-tuo-lu Ye-hu) 骨咄祿葉護. | |
Ozmış Ḳaġan | 742-744 | Türkçe Ozmış Ḳaġan (bunu Özmiş diye okuyanlar varsa da yazıtlarda Ozmış olarak yazılmıştır), Çincede Wūsūmĭshī Kěhàn (Wu-su-mi-shih K’e-han) 烏蘇米施可汗. | Kağanlıktan Önceki Unvânı: Türkçe Ozmış Tigin. |
Báiméi Kağan | 744-745 | Çincede Báiméi Kěhàn (Pai-mei K’e-han) 白眉可汗 (Ak Kaşlı Kağan) olduğuna göre Türkçede Aḳḳaş Ḳaġan olabilir ancak elimizde bunu kanıtlayacak yazılı bir belge bulunmamaktadır. | |
Batı Kağanları
Kağan | Kağanlık yılları | Unvanı | Notlar |
---|
İstemi Yabġu (bağımsız değil) | 552-576 | Türkçede İstemi Yabġu (yazıtlarda İstemi Ḳaġan), Çincede Shìdiănmì Yèhù (Shih-tien-mi Ye-hu) | Adı: Türkçe yazıtlarda İstemi; Yunancada Silziboulos ΣΙΛΖΙΒΟΥΛΟΣ / Σιλζιβουλοσ, Dizaboulos ΔΙΖΑΒΟΥΛΟΣ / Διζαβουλοσ, Stembis ΣΤΕΜΒΙΣ / Στεμβισ, Arapça’da Sincibû ve Çincede Shìdiănmì (Shih-tien-mi) / Shìdìmĭ (Shih-ti-mi). Yapılan incelemeye göre Ziboulos, Zaboulos, Cibû ve sonraki Tǒng Yabġu Kağan için kullanılan Yunanca Ziebel, Ermenice Cebu, Gürcüce Cibgu Türkçe Yabġu’ya denk gelmektedir. İstemi ve Stembis ise bu adın Çince çevriyazısına daha yakın durmaktadır. İlk hece olan Sil/Di/Sin/Shì Türkçe Sı sözcüğüne benzemektedir. Bu durumda, Gök Türk yazıtlarında İstemi Ḳaġan olarak geçen bu kişinin gerçek unvânı Sı Yabġu olabilir mi? |
Tardu Yabġu/Ḳaġan | 576-603 | Türkçede Tardu Yabġu/Ḳaġan, Çincede Dátóu Kěhàn (Ta-t’ou K’o-han) ve Bùjiā Kěhàn (Pu-chia K’o-han) | Adı: Türkçede ve Sogdçada Tardu, Çincede Dátóu (Ta-t’ou) |
Chŭluó Kağan | 603-611 | Çincede Níjuē Chŭluó Kěhàn (Ni-chüeh Ch’u-lo K’o-han) | Adı: Çincede Hésànà (Ho-sa-na) |
Shèguì Kağan | 611-618 | Çincede Shèguì Kěhàn (She-kui K’o-han) | |
Tǒng Yabġu Kağan | 618-630 | Çincede Tǒng Yèhù Kěhàn (T’ung Ye-hu K’o-han) | (Bundan sonrakiler Táng [T’ang] Sülâlesi’ne bağlılar; iç savaş başlar) |
Baġatur Küllüg Sìpí Kağan | 630 | Çincede Mòhèduō Qūlì Sìpí Kěhàn (Mo-ho-to Ch'ü-li-ssu-p'i K’o-han; Qūlì = Küllüg [Ünlü]), Hou Qūlìpí Kěhàn (Hou Ch'ü-li-p'i K'o-han) ya da Sì Qūlìsìpí Dūlù (Ssu Ch'ü-li-ssu-p'i Tu-lu) | Kağanlıktan Önceki Unvanları: Çincede Mòhèduō (Mo-ho-to) olan Türkçe Baġatur ve Yǎngsù Tèjìn (Yang-su T’e-chin) (Tèjìn = Tigin). |
Yĭpí Bōluó Sì Yabġu Kağan | 630-633 | Çincede Yĭpí Bōluó Sì/Lü Yèhù Kěhàn (Yi-p'i Po-lo Ssu Ye-hu K’o-han) | Kağanlıktan Önceki Unvânı: Çincede Xi/Tielì Tèjìn (Hsi/li T'e-chin). |
Tarduş Ḳaġan | 633-634 | Türkçe Tarduş Ḳaġan, Çincede Duōluó Kěhàn (To-lo K’o-han) | Adı: Sogdça Nîzek, Çincede Níshú (Ni-shu). |
Işbara İltiriş Ḳaġan | 634-638 | Türkçe Işbara İltiriş Ḳaġan, Çincede Shābōluó Die/Xilìshī Kěhàn (Sha-po-lo Tie/Hsi-li-shih K’o-han) | Kağanlıktan Önceki Unvânı: Türkçe Toŋa Şad, Çincede Tóng’é Shè (T’ung-e She). (İç Savaş, kağanlık ikiye ayrılır) |
Yĭpí Tarduş Kağan | 638-642 | Türkçe Tarduş Ḳaġan, Çincede Yĭpí Duōluó Kěhàn (Yi-p’i To-lo K’o-han) | Kağanlıktan Önceki Unvânı: Çincede Yugu Shè. |
Yiqulishi Yĭpí Kağan | 639-640 | Çincede Yiqulishi Yĭpí Kěhàn (Yi-ch’ü-li-shih Yi-p’i K’o-han) | |
Baġatur Yĭpí Yabġu Kağan | 640-641 | Çincede Mòhèduō Yĭpí Yèhù [Mo-ho-to Yi-p’i Ye-hu] | |
Yĭpí Işbara Kağan | 641-642 | Çincede Yĭpí Shābōluó Kěhàn (Yi-p’i Sha-po-lo K’o-han) | Kağanlıktan Önceki Unvânı: Çincede Biheduo Yèhù (Pi-ho-do Ye-hu). |
Yĭpí Shèguì Kağan | 642-649 | Çincede Yĭpí Shèguì Kěhàn (Yi-p’i She-kui K’o-han) | |
Işbara Ḳaġan | 651-656 | Türkçe Işbara Ḳaġan, Çincede Shābōluó Kěhàn (Sha-po-lo K’o-han) | Adı: Çince’de Āshǐnà Hèlǔ (A-shih-na Ho-lu). |
Xīngxīwáng Kağan ve Jìwǎngjué Kağan | 651-667 | Āshǐnà Míshe’nın unvânı Çince, Āshǐnà Bùzhēn’ın unvânı ise Çince Jìwǎngjué Kěhàn (Chi-wang-chüeh K’o-han) | Adları: Xīngxīwáng Kağan’ın adı Çincede Āshǐnà Míshe (A-shih-na Mi-she), Jìwǎngjué Kağan’ın adı ise Çincede Āshǐnà Bùzhēn (A-shih-na Pu-chen). |
Āshǐnà Yuánqìng ve Jiézhōng Shìzhŭ Kağan | 667-692 | Húsèluó’nun unvânı Çincede Jiézhōng Shìzhŭ Kěhàn (Chieh-chung Shih-chu K’o-han) | Adları: Yuánqìng'in adı Çincede Āshǐnà Yuánqìng (A-shih-na Yüan-ch’ing), Jiézhōng'un adı Çince’de Buli Húsèluó (Pu-li Hu-se-lo; Buli = Türkçe Böri [Kurt]). |
I. On Oḳ Ḳaġan (âsî) | 677-679 | Türkçe On Ok Ḳaġan ve Çincede Shíxìng Kěhàn (Shih-hsing K’o-han, “On Boyun Kağanı”) | Adı: Çincede Tuizi (T’ui-tzu). |
II. On Oḳ Ḳaġan | 704-716 | Türkçe On Oḳ Ḳaġan ve Çincede Shíxìng Kěhàn (Shih-hsing K’o-han) | Adı: Çincede Āshǐnà Huáidào (A-shih-na Huai-tao). |
Āshǐnà Xiàn | 705-717 | Kendisi kağanlık unvânı almadığı hâlde On Oklar’ı yönetmek için Çin tarafından gönderilmiştir | Adı: Çincede Āshǐnà Xiàn (A-shih-na Hsien) |
III. On Oḳ Ḳaġan | 739 | Türkçe On Oḳ Ḳaġan ve Çincede Shíxìng Kěhàn (Shih-hsing K’o-han) | Adı: Çincede Āshǐnà Xīn (A-shih-na Hsin). |
Göktürklerin soyağacı
| | | | | | | | Göktürk Kağanlığı (Aşina) Doğu Kanadı (Bumin Kağan) Batı kanadı (İstemi Yabgu) (552 - 582) | | | | | | | |
|
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
| | | | | | | | | | | |
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|
| | | Batı Göktürk (Tarduş Kağan) (582 - 657/739) | | | | | | | | Doğu Göktürk (İşbara Kağan) (582 - 630) | | |
|
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|
| | | | | | | | | | | | | | İkinci Doğu Göktürk İlteriş Kağan (Kutluk) (682 - 745) | | |
|
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
| | | | | | | | | | | | | |
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|
| Hazar Kağanlığı (tartışmalı) | | | | | | | | | | Beş Hanedan Şatuo (Göktürk) (907 - 960) | | |
|
0 Yorum:
Yorum Gönder