Katkıda bulunanlar
İcatlar-Keşifler
FUTBOL |
BLOGLARIMIZ
23 Nisan 2022
22 Nisan 2022
Hepimiz için Sonsuza kadar Bağımsız bir Türkiye
"cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"
25 Mart 2022
SİSTEMLİ YAŞAMAK !
12 Mart 2022
İstiklal Marşı'mızın Kabulünün 101. Yılı Kutlu Olsun
İstiklal Marşı’mızın Kabulünün 101. Yılı Kutlu Olsun
Tarih 12 Mart 1921.
İstiklal Marşı şiiri kabul edildikten hemen sonra, kürsüden bir kez daha okunuyor ve bütün milletvekilleri bu kez ayakta dinliyor. Meclis yetkilileri birkaç gün sonra Mehmet Akif Bey' e 500 liralık para ödülünü vermeye geliyorlar. Almayı reddediyor.
"Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir" diyor.
Meclis yetkilileri ısrar ediyor. "Bu parayı kasamızda tutamayız. Siz alın, isterseniz bir yere bağışlayın" diyorlar.
Mehmet Akif Bey bunun üzerine parayı alıyor ve hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlıyor....
08 Mart 2022
KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN...
Ayın altında kağnılar gidiyordu.
... Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru.
Toprak öyle bitip tükenmez,
dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişmiyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleriyle.
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık, kısacıktılar,
ve pırıltılar vardı hasta, kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizliyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar,
bizim kadınlarımız :
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yârimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru.
Nazım HİKMET
01 Mart 2022
Yeşilay
Yeşilay, sigara, alkollü içki ve diğer uyuşturucu gibi alışkanlıklar ile mücadele eden ve bütün zararlı alışkanlıklardan halkın ve bilhassa gençlerin korunması için yaptığı çalışmalarla kamuya hizmet veren bu sebeple de “Kamuya Yararlı Cemiyetler” arasında yer alan bir kurumdur. Kamuya Yararlı Cemiyetler, çalışmaları memleket çapında faydalı olan, ülke ve toplum menfaatine hizmet eden cemiyetlerdir.
Yeşilay, 19 Eylül 1934 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu tarafından aynı tarih ve 2-1288 sayılı alınan karar ile kamuya yararlı cemiyetler arasına alınmıştır. Aynı zamanda Yeşilay, gönüllü (amatör) bir halk kuruluşu ve genel yapısı ile bir dokümantasyon ve arşiv merkezidir. Dokümantasyon; kendi konularında belge, bilgi ve haber toplama ve değerlendirme işlemleridir. Arşiv ise; bu belge ve haberlerin değerlendirilmeleri ile birlikte tasnif edilerek saklandığı yer demektir. İşte bu işlemle elde edilen bilgileri, hazırladığı dokümanlarla (bülten, broşür, kitap, kaset, bildiri, afiş, yazılı başvuru, rapor gibi) kamuya, ilgili makam ve kuruluşlara sunar. Bununla insanlara ve yetkili özel ve resmî kuruluşlara gerekli olan önlemlerin alınması için uyarı ve önerilerde bulunur. Eski adı Hilal-i Ahdar Cemiyeti'dir.
Yeşilay'ın sembolü, karşıdan bakıldığında iki ucu sağa bakan yeşil bir hilâldir. Yeşilay sembolündeki hilâl, Türk bayrağından alınmıştır. Hilâldeki yeşil renk, huzur ve mutluluğu temsil etmektedir.
Günümüze kadar Başkanları
S/N | Ad | Başlayış Tarihi | Bitiş Tarihi |
---|---|---|---|
1 | Mazhar Osman USMAN | 5 Mart 1920 | Ocak 1945 |
2 | Fahreddin Kerim GÖKAY | Ocak 1945 | 22 Ocak 1950 |
3 | Celal Feyyaz GÜRSEL | 26 Ocak 1950 | 17 Mayıs 1952 |
4 | Şükrü Hazım TİNER | 17 Mayıs 1952 | 17 Eylül 1955 |
5 | Safiye ELBİ | 17 Eylül 1955 | 26 Mayıs 1956 |
6 | Şükrü Hazım TİNER | 26 Mayıs 1956 | 25 Ocak 1960 |
7 | Vecihi DİVİTÇİ | 25 Ocak 1960 | Kasım 1960 |
8 | Aytekin OZAN | Ağustos 1961 | Aralık 1961 |
9 | Fahreddin ZAİM | Aralık 1961 | Ocak 1962 |
10 | Aytekin OZAN | Nisan 1962 | Kasım 1962 |
11 | Abdülkadir KARAHAN | Kasım 1962 | 17 Mart 1963 |
12 | Yusuf Ziya İNAN | 17 Mart 1963 | 27 Eylül 1964 |
13 | Ayhan SONGAR | 04 Ekim 1964 | 12 Şubat 1968 |
14 | Kemaleddin NOMER | 12 Şubat 1968 | 29 Kasım 1969 |
15 | Selahaddin KAPTANAĞASI | 29 Kasım 1969 | 27 Mart 2004 |
16 | Mustafa Necati ÖZFATURA | 27 Mart 2004 | 13 Ekim 2010 |
17 | Muharrem BALCI | 13 Ekim 2010 | 1 Kasım 2012 |
18 | İhsan Karaman | 1 Kasım 2012 | 23 Mayıs 2015 |
19 | Mücahit Öztürk | 23 Mayıs 2015 |
27 Şubat 2022
Miraç Kandili
14 Şubat 2022
Seven sevilen herkesin "SEVGİLİLER GUNU" nu kutlarim...
13 Şubat 2022
03 Şubat 2022
Regaib Kandili ve Üç Aylar
Regâib, arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir. "Reğa-be", kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"'den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. Kelime olarak "Regâib"in aslı budur.
Receb'in ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir. Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur'an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder. Perşembe günü oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Receb ayında oruç tutmak faziletlidir.
Peygamberimiz (a.s.m)' ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.
Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da recebül esabb denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demek... Sabbe, Arapçada dökmek demek... Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsab derler; o da aynı kökten... Receb-ül esabb; Allah'ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir.
Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa'ban bakım ayıdır. Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler. Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor.
Onun için, "Receb ayı tevbe ayıdır." demişler. Yâni kul ne yapacak?.. "Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet..." diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girecek.
Şa'ban ayı ibadetlere devam etme ayıdır. Ramazan da mükâfatlarını alma ayıdır. Böyle çeşitli kelimelerle bu ayların birbirleriyle irtibatlı olduğu beyan edilmiştir.
Regaib ile ilgili ayet-i Kerimeler:
Regâib kelimesi Kur'an'da geçmemektedir. Ancak "reğabe"den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân'da sekiz yerde geçmekte ve "reğabe"nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır .
Ayrıca, "Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin." (Tevbe Suresi, 36) Hz. Peygamber'in ( a.s.m ) ( aşağıda hadisler bölümünde bulunan) bir hadisinde, ayet-i kerimede işaret buyurulan haram ayların, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğu vurgulanmaktadır: "
Receb Ayı ve Regaib Gecesi ile İlgili
• Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder. [Gunye]
• Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb'in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. [Miftah-ül-cenne]
• Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Yala]
• Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İbn-i Asâkir]
• "Receb-i Şerîf'in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur." buyuruyorlar. (Camiu-s sağir)
• İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: "Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O'nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O'nu hiç oruç tutmayacak zannederdik." buyurmuştur. (Müslim)
• Muhakkak zaman, Allah'ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye'l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır." (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)
• "Recep ayı Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1/423)
• Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( r.a. )'dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: "Allahım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)
• Receb'in ilk cuma gecesini ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan. [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.] [Saadet-i Ebediyye]
• Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, "Geçmiş günahların affoldu" der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. [Taberânî]
• Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip "Ya Rabbi onu mağfiret et" derler. [Ebû Muhammed]
• Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, "Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi." buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, "Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum." buyururdu. (Tirmizî)
• Receb ayında yapılan dua kabul edilir, günahlar affedilir. Bu ayda günah işleyenin cezası da kat kat olur. Hz. Hüseyin ( r.a) anlatır:
"Kâbe'yi tavaf ederken, yanık sesle Allahü teâlâya dua eden bir kimsenin sesini işittik. Babam bunu çağırmamı emretti. Güzel yüzlü, temiz bir kimseydi. Ancak sağ tarafı felç olmuş, kurumuş, hareketsiz idi. Ona, "Sen kimsin, durumun ne böyle?" dedim. O kimse dedi ki:
"Adım Menazil... Ben çalgı çalmak, şarkı söylemekle şöhret salmış, Arabistan'ın ünlülerinden bir gençtim. Hep nefsin arzuları peşinde koştum. Receb ve Şaban aylarında bile, bu günahlara devam ederdim. Salih babam, beni bu günahlardan kurtarmaya çalıştı. Bana, "Allahü Teâlânın azabı şiddetlidir, bir anda kahredebilir. Kötü arkadaşlardan vazgeç, bu kötü işleri bırak! Melekler ve bu aylar senden şikâyet ediyorlar" dedi. Nasihate hiç tahammülüm yoktu. Babamın üzerine yürüyüp, döverek susturdum. Üzüntülü ve kırık kalble, "Bu aylarda oruç tutup, geceleri ibadet ediyorum. Beytullah'a gidip şerrinden korunmak için, Allahü teâlâdan yardım dileyeceğim" dedi. Bir hafta oruç tutup, Kâbe'ye giderek, "Ey Rabbim, mazlumların âhını yerde bırakmazsın. Bu ayda, bu mübarek yerlerde yapılan duaları red etmezsin. Hakkımı oğlumdan al, onu felç et!" diye dua etti. Henüz duası bitmeden sağ tarafım felç oldu. Beni gören, "Baba bedduasına uğramış kişi" derdi."
Hz. Hüseyin, "Baban bu hâline ne dedi?" buyurdu. O genç, "Babamdan özür diledim. Onun da babalık şefkati galip gelerek beni bağışladı. Beddua ettiği yerde, bu sefer şifa bulmam için hayır dua etmek üzere deve ile gelirken, devenin ürkmesi ile babam düşüp öldü. Şimdi çaresizim." diyor. Hz. Ali bu felçli gence dua ediyor, Receb'de yaptığı bu dua bereketiyle de Hak teâlâ ona şifa ihsan ediyor.
Regaib Gecesi ile İlgili Risale-i Nur'da Geçen İfadeler:
Üstadımız! Nur talebelerinin okudukları bir eşi, bir benzeri daha dünyada olmayan "Cevşen-ül Kebir" isimli Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz Hazretlerinin duasını ve çok sevablı, çok nurlu, çok faziletli salavat-ı şerifelerinizi elde ettik, okumağa başladık. Sizin devam ettiğiniz bu pek kıymetdar, çok mübarek evradlar; bizim zikrimiz, bizim virdimiz oldu elhamdülillah! Fakat en ziyade Risaleleri okumağa gayret ediyoruz, ehemmiyet veriyoruz. Çünki Nur Risalelerini ne kadar sık sık okursak, bu dualardan daha ziyade feyz alıyoruz. Duaları, evradları mübarek gecelerde, hususan Leyle-i Regaib ve Leyle-i Mi'rac ve Leyle-i Berat, Leyle-i Kadir ve Cuma geceleri gibi vakitlerde okuyoruz. (Hanımlar Rehberi: 158)
"Evvelâ: Tekraren hem sizin Receb-i şerifinizi ve Leyle-i Regaib'inizi tebrik, hem Safranbolu'lu kardeşlerimizin tebriklerine mukabeleten şuhur-u selâselerini ve dört leyali-i mübarekelerini ve Nurlarla gayet ciddî alâkalarını tebrik ederiz." (Emirdağ L. - 1: 166)
Evvelâ: Seksen küsur sene bir ömr-ü manevîyi sizlere kazandıracak olan şuhur-u selâse-i mübarekeyi ve bilhassa bu geceki Leyle-i Regaib'i tebrik ediyoruz. (Kastamonu L.: 147)
"Evvelen: Seksen sene bir manevî ömr-ü bâki kazandıran şuhur-u selâsenizi ve mübarek kudsî gecelerinizi ve leyle-i regaibinizi ve leyle-i mi'racınızı ve leyle-i beratınızı ve leyle-i kadrinizi ruh u canımızla tebrik ve herbir Nurcunun manevî kazançları ve duaları umum kardeşleri hakkında makbuliyetini rahmet-i İlahiyeden rica ve hizmet-i Nuriyede muvaffakıyetinizi tebrik ederiz." (Emirdağ L.-2: 121)
Birinci Sualiniz: Mü'minin mü'mine en iyi duası nasıl olmalıdır?
Elcevab: Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Çünki bazı şerait dâhilinde dua makbul olur. Şerait-i kabulün içtimaı nisbetinde makbuliyeti ziyadeleşir. Ezcümle: Dua edileceği vakit, istiğfar ile manevî temizlenmeli, sonra makbul bir dua olan salavat-ı şerifeyi şefaatçı gibi zikretmeli ve âhirde yine salavat getirmeli. Çünki iki makbul duanın ortasında bir dua makbul olur. Hem bi-zahr-il gayb yani "gıyaben ona dua etmek"; hem hadîste ve Kur'anda gelen me'sur dualarla dua etmek. Meselâ:
Allahumme inni es'elukel afve vel-afiyete livelehu fid-dini ved-dünya vel-ahiret
Rebbenatina fid-dünya haseneten ve fil-ahireti haseneten ve gıne azabennar.
gibi câmi' dualarla dua etmek; hem hulûs ve huşu' ve huzur-u kalb ile dua etmek; hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra; hem mevâki'-i mübarekede, hususan mescidlerde; hem Cum'ada, hususan saat-ı icabede; hem şuhur-u selâsede, hususan leyali-i meşhurede; hem ramazanda, hususan leyle-i kadirde dua etmek kabule karin olması rahmet-i İlahiyeden kaviyyen me'muldür. O makbul duanın ya aynen dünyada eseri görünür veyahut dua olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek aynı maksad yerine gelmezse, dua kabul olmadı denilmez; belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir. (Mektubat)
26 Ocak 2022
Günaydın Hayat...
İçinde bulunduğunuz durum ve hal, yani hayatınız, yaşadığınız çevre ve insanlarla doğrudan alakalıdır. Çevrenizde, olumsuz, sürekli şikayet eden, yalan söyleyen, dedikodu yapan kişiler var ise siz de bundan etkilenirsiniz. Yaptığınız işin niteliği veya çalıştığınız şirketin iş ahlakı da sizi etkiler. Yaptığınız işe, varsa patronunuza, çalışma arkadaşlarınıza bir bakın. Negatif mi, pozitifmi? Birlikte olduğunuz kişiyi de düşünün. O'nda sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler nedir? Hayatınızdan memnunsanız sorun yok. Ancak, hayatınızda negatif olay ve kişiler çok ise kendinizi ciddi şekilde sorgulamanız gerekir. Tüm bunlar neden hayatınızda ve bu durum siz de rahatsızlık yaratıyor mu? | |
Çevremde neden düzgün insan yok? Neden insanlar bana yalan söylüyor? Neden insanlar arkamdan dedikodu yapıyor? ...sorularını sık soruyor musunuz? Şimdi söyleyeceğim şeyler biraz canınızı sıkacak. 'Hadi canım sende?' diyebilirsiniz. Hatta büsbütün deli saçması bile gelebilir. Ama ne yazık ki böyle! Siz ne iseniz hayatınızda öyledir. Karşınıza çıkan insanlar da. Yalan söylediğiniz için yalan söyleyen insanları hayatınıza çekersiniz. Birilerinin ardından konuştuğunuz, için birileri de sizin dedikodunuzu yapar. 'Ama benim yaptığım şeyler küçük. Ben büyük yalan söylemiyorum. Dedikodu yapmıyorum. Sadece falanca kişiyi kendi aramızda kritik ediyoruz' demeniz faydasız. Çünkü bunların büyüğü-küçüğü, kişiye göre olanı olmaz. Evrende hepsi aynı şekilde karşılık bulur. Pembe-beyaz yalan olmaz. Yalan yalandır. Dedikodu; dedikodu. Aldatma da aldatma! Çok aklınıza yatmadıysa doğru yaptığınız şeyleri düşünün. Ya da sevdiğiniz, çok iyi anlaştığınız kişileri. En yakın arkadaşınızda sevdiğiniz ne varsa, bu sizde de var. Onun çok cömert olduğunu görüyorsanız, siz de cömertsinizdir. Çünkü benzer benzeri çeker. Bu en temel yasadır. Bu yüzden 'neden bütün kötü şeyler-kişiler beni buluyor?' diye sızlanmayın. Çünkü siz nasıl biri iseniz hayatınıza da buna uygun kişiler, olaylar ve deneyimler gelecektir. Çözüm şudur; Bunları, yaptığınız-yapacağınız an farkına varın ve oracıkta kesin. Sonra ise kendi içinize dönün ve bu enerjileri bitirin. Karşılaşmak istemediğiniz her durum için bunu yapın. Yalanlarla karşılaşmamak için önce kendinizde yalanı bitirin. Yani; -Ben her ne olursa olsun dürüst olacağım. deyin. Sürekli bu farkındalıkla yaşayın. Bir süre sonra bunlar bitecek, istemediğiniz kişiler, olaylar hayatınızdan çıkacaktır. Son olarak, şu sözü aklınızdan çıkarmayın; Sen değişirsen, her şey değişir! |
31 Aralık 2021
Akşamdan Kalmanın Etkilerini Giderebilmek İçin Yapabileceğiniz 9 Şey
1. Sabah uyanınca ilk olarak soğuk veya ılık su ile duş alın. Ilık su sizin kendinize gelmenizi kolaylaştıracaktır.
2. İçkinin etkisini nötrlemek için gece boyunca bol bol su için. Su tüketimine ertesi gün de devam edin.
4. Kendinizi doğaya atın, temiz hava alın. Oksijen sizi zinde tutacaktır.
Amaan aman nereye geldik bir anda. 🌿😍
5. "Mekandan sonra bir çorbacıya gidelim!" fikri şehir efsanesi değil. Çorba içmek içtiklerinizin etkisini ciddi anlamda dengeleyecektir.
Ustaaam bize 2 merci 1 de işkembe çek! 😋
6. Vitamin... Bol bol vitamin... Meyveyle, sebzeyle aranızı iyi tutun. Onlar sizin bu yoldaki en büyük yardımcılarınız.
Aşkım ananas ❤️🍍, bebeğim muz 💛🍌...
7. Güzelce dinlenin ama suyunu da çıkarmayın. Saatlerinizi yatakta geçirmeyin.
Asırlardır mezarında uyandırılmayı bekleyen vampirler gibi akşamdan kalmanın etkisini beklerseniz o gün pek geçmez. 🧛
8. Bitki çayları en önemli tavsiyemiz. Özellikle zencefil - nane ve bal üçlüsünün gücüne güvenin.
O an evinizde zencefil bulunmuyorsa; nane - limon kaynatmak ve içine bir kaşık bal atmak da etkili bir çözüm olabilir. 🤩
9. Akşamdan kalmayı önceden engellemek için içkiden önce Hidrodol Plus gıda takviyesi ile destekleyip eğlenceye devam edebilirsiniz!
23 Aralık 2021
10 Aralık 2021
Nobel Ödülü
Nobel Ödülleri (İsveççe: Nobelpriset, Norveççe: Nobelprisen), İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve Norveç Nobel Komitesi tarafından kişiler veya kuruluşlara fizik, kimya, edebiyat, barış ve Fizyoloji veya Tıp alanlarındaki olağanüstü başarılarına verilmektedir. 1895 yılındaki Alfred Nobel'in vasiyeti doğrultusunda, 1896 yılından bu yana Nobel Vakfı tarafından idare edilmekte ve yürütülmektedir. Ekonomi dalında verilen bir başka ödül ise 1968 yılında Sveriges Riksbank ile Merkez bankasının İsveç ekonomisine yapmış olduğu katkılar nedeniyle verilmeye başlanmıştır.
Her ödül ayrı bir komite tarafından verilir; İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi fizik, kimya, ekonomi alanındaki ödülleri, Karolinska Enstitüsü Fizyoloji veya Tıp alanındaki ödülleri ve Norveç Nobel Komitesi edebiyat alanındaki ödülleri vermektedir. Norveç Parlamentosunca İsveç Akademisinden seçilen beş kişilik bir kurul ise barış alanındaki ödülleri verir. Ödül almayı hak eden kişi veya kurum bir madalya, bir diploma ve yıllar içinde değişen miktarda para ödülü almaktadır. 1901 yılında Nobel Ödülünü ilk alanlara 150,782 SEK verildi. Bu ödül Aralık 2007 yılındaki 7,731,004 SEK'e eşitti. 10 Aralık 2008 tarihinde Stockholm'de yapılan Nobel'in ölüm yıldönümü törenlerinde, ödülü kazananlara 10,000,000 SEK para ödülü verilmiştir.
2011 yılı itibarıyla, 20 kuruluş ve 69 ekonomi alanında ödül kazananlar da dahil olmak üzere toplam 826 kişi ve kuruluşa ödül verilmiştir. Dört Nobel ödülü sahibine, Nobel Ödülünü alması amacıyla kendi hükûmetleri tarafından izin verilmedi. Almanya Adolf Hitler hükûmeti, Richard Kuhn (kimya, 1938), Adolf Butenandt (kimya, 1939) ve Gerhard Domagk (Fizyololji veya Tıp, 1939)'ın ödüllerini almasına izin vermedi. Sovyetler Birliği'nin baskısı doğrultusunda Boris Pasternak (edebiyat, 1958) ödülü reddetti. Ayrıca Nobel Ödülü almaya hak kazanan Jean-Paul Sartre (edebiyat, 1964) ve Lê Ðức Thọ (Barış, 1973) ödüllerini almayı reddettiler. Bunlardan Sartre hayatı boyunca tüm resmi ödülleri reddetmiştir. Lê Ðức Thọ ise o yıllarda Vietnam'ın içinde bulunduğu durum nedeniyle ödülü almamıştır.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi bugüne kadar Nobel Barış Ödülünü altı defa almaya hak kazanmıştır. 826 Nobel ödülü kazanandan, 43'ü kadındır; Marie Curie 1903 yılında fizik alanında ilk Nobel Ödülünü kazanan kadın olmuştur. Curie ayrıca 1911 yılında Nobel kimya ödülünü almaya da hak kazanmıştır.
Nobel Ödülü dış nedenler, aday olmamasına bağlı olarak verilmediği yıllardaki para ödülleri, ödülü vermeye yetkili temsilciliklerin fonlarına iade edilmektedir. 1940 ve 1942 yılları arasında II. Dünya Savaşı nedeniyle Nobel Ödülleri verilememiştir.
Ödül kazananlar |
|||||||
Yıl |
|||||||
1901 |
— |
||||||
1902 |
— |
||||||
1903 |
— |
||||||
1904 |
— |
||||||
1905 |
— |
||||||
1906 |
— |
||||||
1907 |
— |
||||||
1908 |
— |
||||||
1909 |
— |
||||||
1910 |
— |
||||||
1911 |
— |
||||||
1912 |
— |
||||||
1913 |
— |
||||||
1914 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
||||
1915 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
||||
1916 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
||
1917 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
||||
1918 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||
1919 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1920 |
— |
||||||
1921 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1922 |
— |
||||||
1923 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1924 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
||||
1925 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1926 |
— |
||||||
1927 |
— |
||||||
1928 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1929 |
— |
||||||
1930 |
— |
||||||
1931 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1932 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1933 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1934 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1935 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1936 |
— |
||||||
1937 |
— |
||||||
1938 |
Richard Kuhn[A] |
— |
|||||
1939 |
Adolf Butenandt;[A] |
Gerhard Domagk[A] |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||
1940 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|
1941 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|
1942 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|
1943 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
||||
1944 |
— |
||||||
1945 |
— |
||||||
1946 |
— |
||||||
|
|||||||
1947 |
— |
||||||
|
|||||||
1948 |
— |
||||||
1949 |
— |
||||||
1950 |
— |
||||||
|
|||||||
1951 |
— |
||||||
1952 |
— |
||||||
1953 |
— |
||||||
1954 |
— |
||||||
|
|||||||
1955 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1956 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
|
|||||||
1957 |
— |
||||||
1958 |
Boris Pasternak[C] |
— |
|||||
1959 |
— |
||||||
1960 |
— |
||||||
1961 |
— |
||||||
1962 |
— |
||||||
|
|||||||
1963 |
— |
||||||
|
|
||||||
1964 |
Jean-Paul Sartre[D] |
— |
|||||
|
|||||||
1965 |
— |
||||||
1966 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1967 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
— |
|||||
1968 |
— |
||||||
1969 |
|||||||
|
|
||||||
1970 |
|||||||
|
|||||||
1971 |
|||||||
1972 |
Ödül bu yıl kimseye verilmemiştir |
||||||
|
|
||||||
1973 |
Wassily Leontief |
||||||
Lê Ðức Thọ[E] |
|||||||
|
|
||||||
1974 |
|||||||
|
|
|
|
||||
1975 |
|||||||
|
|
||||||
1976 |
|||||||
1977 |
|||||||
|
|||||||
1978 |
|||||||
|
|||||||
1979 |
|||||||
|
|
|
|||||
1980 |
|||||||
|
|||||||
1981 |
|||||||
|
|||||||
1982 |
|||||||
|
|||||||
1983 |
|||||||
1984 |
|||||||
|
|||||||
1985 |
|||||||
1986 |
|||||||
|
|||||||
1987 |
|||||||
|
|||||||
1988 |
|||||||
1989 |
Tenzin Gyatso,14. Dalay Lama |
||||||
|
|
||||||
1990 |
|||||||
|
|||||||
1991 |
|||||||
1992 |
|||||||
1993 |
|||||||
1994 |
|||||||
|
|
||||||
1995 |
|||||||
|
|
||||||
1996 |
|||||||
|
|
|
|||||
1997 |
|||||||
|
|
||||||
1998 |
|||||||
|
|
||||||
1999 |
|||||||
2000 |
|||||||
|
|||||||
2001 |
|||||||
|
|||||||
2002 |
|||||||
|
|||||||
2003 |
|||||||
|
|
|
|||||
2004 |
|||||||
|
|
||||||
2005 |
|||||||
|
|
|
|||||
2006 |
|||||||
2007 |
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli; |
||||||
|
|
||||||
2008 |
|||||||
2009 |
|||||||
|
|||||||
2010 |
Liu Xiaobo[F] |
||||||
|
|||||||
2011 |
|||||||
|
|||||||
2012 |
|||||||
2013 |
|||||||
|
|||||||
2014 |
|||||||
|
|||||||
2015 |
|||||||
|
|
||||||
|
|||||||
2017 |
Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması İçin
Kampanya |
||||||
2018 |
Olga Tokarczuk[G] |
||||||
|
|
|
|||||
2019 |
|||||||
2020 |
Roger Penrose;Reinhard Genzel; |
Michael Houghton; |
Robert B. Wilson; |
||||
|
|
Charles M. Rice |
|
||||
2021 |
Syukuro Manabe; Klaus Hasselmann; Giorgio Parisi |
|
David Julius; Ardem Patapoutian |
|
|
|
|
Yıl |