Merkezi yönetimin en yakınındakilere bile ilaç olmadığı günlerde kendi yağıyla kavrulan, ayaklanan, savaşan insanlar Türk devriminin belli ki önemli adımlarından olan bir girişimin öncüleri oldu.
Birinci Balkan Savaşı sonunda Osmanlı Devleti Balkanları tamamen terk ederken 10 Ağustos 1913'te imzalanan Bükreş Anlaşması ile Batı Trakya, Bulgaristan'a bırakılır. Ve bölgede Türklere karşı bir Bulgar zulmü başlar. Bu arada Doğu Trakya ve Edirne Bulgarlardan geri alınır.
Hem mezalimin etkisi hem de geri alınan toprakların morali ile Edirne’ye çekilmiş olan Türk akıncı müfrezelerinden umum çeteler Kumandanı Eşref Kuşçubaşı liderliğindeki 16 subay ve 100 erden oluşan gönüllü grup, buradaki mezalimi önlemek amacıyla 15 Ağustos 1913’te Batı Trakya’ya girer ve 31 Ağustos'ta Gümülcine, 1 Eylül'de İskeçe'yi kurtarıp 2 Ekim'de Dedeağaç'ı çatışmasız teslim alır. Ayrıca bu gönüllü kuvvetler Kurtardıkları bölgelerde geçici yönetimler kurarlar. Ve Batı Trakya düşmandan arındırılınca 31 Ağustos'ta Gümülcine'de merkezi bir hükumet oluşturulur.
Bu geçici hükumetin başında ise Müderris Salih Hoca vardır. Bu geçici hükumet ileride kurulacak olan cumhuriyetin bir çekirdeği Olarak kabul edilir. Bu arada Osmanlı gelişmelerden endişe eder ve Batı Trakya'ya gönderdiği kim varsa geri dön emri verir. Ancak bu emir ters teper ve 25 Eylül 1913'te Süleyman Askeri Bey'in devlet başkanlığında cumhuriyet idaresi benimsenerek tam bağımsızlık ilan edilir.
Bu devletin sınırları doğuda Meriç, batıda Struma/Karasu, kuzeyde Kırcaali-Ortaköy hattı ve güneyde Adalar Denizi’ne ulaşır. Devletin ismi, Batı Trakya Türk Cumhuriyeti'dir.
Marş besteleyen, pul bastıran, pasaport çıkartan ülke 29 bin kişilik ordu kurar ve bütçe oluşturur. Adlî durumlarda ise Osmanlı Yasa ve tüzüğünü kabul eder. Ayrıca Batı Trakya Ajansı kurulur ki kendilerini dış dünyaya tanıtabilsinler ve bir sesleri olsun. Bu arada Yunan ve Bulgarlar Cumhuriyet'i tanırlar.
Bölgedeki gelişmeler sonucunda büyük devletlerin müdahalesinden çekinen Osmanlı 29 Eylül 1913'te İstanbul Antlaşması ile Batı Trakya Bulgaristan'a bırakılır. Bunun yanında Bulgarlar, anlaşma ile Batı Trakya Türklerine ayrıcalık mahiyetinde geniş haklar tanıyacaklarını da taahhüt ederler. Ancak Osmanlı işin peşini bırakmaz ve Batı Trakyalı yöneticileri ikna etmek üzere 1913'ün Ekim başında Cemal Paşa'yı bölgeye gönderir.
Osmanlı'nın bu tavrı bölgede hayal kırıklığı yaratsa da Cemal Paşa görevini başarır ve Batı Trakya Türk Cumhuriyeti 25 Ekim 1913'te mevcudiyetine son verir.
0 Yorum:
Yorum Gönder