Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı.
Bütün köy ahalisi toplandı.
İçlerinden birinde şemsiye vardı.
Bu inançtır.
Babalar bebeklerini havaya hoplatır,
çocuklar gülmekten bayılır.
Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler.
Çünkü babaları onu tutacaktır.
Bu güvendir.
Yatağımıza girerken,
yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize
dair garantimiz yoktur.
Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.
Bu ümittir.
Ve bu üçü varsa, hayatınız güzeldir...
Ders Bitmiştir Şimdi Başlıyoruz
Bir ağustos böceği doğmadan önce
toprağın altındaki bir lavrada ortalama
olarak 12 yıl bekler.
Evet, tam 12 yıl. 12 yıllık hapislikten sonra
dünyaya gelen garibanın ömrü
adında yazılıdır: AGustos.
Yani topu topu bir ay...
Şarkı söyleyen
yalnızca erkek ağustos böceğidir.
Çünkü dişi, en güzel şarkıyı söyleyeni
kendine eş seçecek ve çiftleşecektir.
Düşünsenize, 12 yıl toprağın altında bekle,
dışarı çık.
Ömrün bir ay...
Buldun, buldun... Bulamadın, bir daha yok :))
Siz olsanız çalışırmıydınız?
Sanal Dostluk
KADIN KALBİ MEZAR GİBİDİR .
GİREN DIŞARI ÇIKAMAZ .
ERKEK KALBİ BAKKAL GİBIDİR .
GİREN ÇIKANIN HESABI OLMAZ !
Çanakkale'den 30-32 yaşlarında bir kadın,
kucağındaki süt bebeğiyle otobüse biner.
Yanına da iri kıyım bir adam oturur. Otobüs Ezine'ye ulaştığında kadın
çocuğunu emzirmek amacıyla memesini açar ve çocuğun ağzına verir.
Ancak çocuk inatla memeyi emmek istemez.
Kadın çocuğa kızar ve sert bir sesle;
-Al yoksa amcaya veririm!..
Adam göz ucuyla bakar ve önüne döner...
Ayvacık'a geldiklerinde kadın yine memesini çıkarır
ve çocuğu yine emzirmek ister,
çocuk yine emmez ve yine aynı sözler
kadının ağzından dökülür;
-Al yoksa amcaya veririm.
Bu olay her durakta tekrarlanır ve hepsinde de
aynı şeyler yaşanır.
Küçük kuyu, Altınoluk, Güre, Akçay derken
Edremit'e kadar gelinir.
Edremit'te de kadın;
-Al yoksa amcaya veririm
diyince adam patlar
-Hanım hanım yeter artık!..
Vereceksen ver.
Ben taa Ayvacık'ta inecektim,
buralara kadar geldim...
Fazlası ile zampara olan bir adam tövbekar olmak istemiş.
Ne yapayım ne edeyim derken '40 gün 40 gece
bir mağaraya kapanıp dua etmesi' söylenmiş.
Adam mağaraya kapanmış.
1 gün 2 gün 3, 4, 5 derken 39 gün olmuş.
39'uncu gün dışarıda bir yağmur bir yağmur,
ortalığı sel götürüyor. Bir bakmış ki mağaranın kapısında
yağmur iliklerine kadar islemiş bir bayan...
Güzel mi güzel. Bayan hemen içeriye girmiş.
Adam, bayanın üstünü kurutmak için ateş yakmış.
Fakat bayana hiç yaklaşmamış.
Bayan üzerindekileri kurutmak için çıkartınca,
kendisinin korktuğunu söylemiş
ve adamın kendisine sarılmasını istemiş.
Adam sarılırken tövbesini bozmak istemiyormuş,
fakat bayan cilvelenince 'tövbe' diye şey
kalmamış ve iş bitmiş!..
Kadın kahkahalar ile gülmeye başlayınca merakla sormuş:
- Neden gülüyosun yahu?
- Ben şeytanım... Senin tövbeni bozmak
için geldim ve başardım!
Bu sefer adam kahkahalarla gülmeye başlamış
kadın-şeytan sormuş:
- Niye gülüyorsun?
Adam:
- Bu dünyada becermediğim bi şeytan kalmıştı.
Onu da becerdim ya; boşver gerisini!..
Mona Liza Afganistanda...
Temel aşk gemisinde elinde viski,
yanına bir Amerikalı oturmuş,
o da bir viski söylemiş sohbete başlamışlar.
Temel:
- 'Penu m faprigalarum, sanayi desislerum varidu.
Pir yangın çiktu hebisi pirden yandi.
Haçan pen de sikortadan parayi aldum;
tekraruğraşacak takadim kalmadu,
yiyip içup kezeyrum' demiş.
Amerikalı:
- 'Benim de okyanus kenarında sahil boyunca
bir restoran zincirim vardı.
Bir kasırga çıktı, hepsi uçtu yok oldu.
Ben de sigortadan parayı aldım,
ve aynen ben de yiyip içip geziyorum' demiş.
Temel'in gözleri dalmış gitmiş.
Söyleneni duymaz, anlamaz olmuş.
Amerikalı dürtmüş,
- Ne oldu?
- Ula sen kasirgayi nasi çikarttun daa? …
Asalet Boyda Değil, Soyda Olmalı.
İncelik Belde Değil, Dilde Olmalı.
Doğruluk Sözde Değil, Özde Olmalı.
Güzellik Yüzde Değil, Yürekte Olmalı...
0 Yorum:
Yorum Gönder