Vezüv yanardağı ( Latince Mons Vesuvius) Napoli'nin doğusunda bulunan, 1281 m yüksekliğindeki aktif bir yanardağdır.
Avrupa ana karasındaki son yüz yılı içinde aktivite gösteren tek yanardağdır. Diğer iki benzer yanardağ olan Etna ve Stromboli adalarda yer almaktadır. Vezüv'ün MS 79 yılındaki püskürmesiyle Pompei, Herculaneum ve Stabia kentleri haritadan silinmiştir. Vezüv yanardağı aynı zamanda Spartaküs'ün başlattığı isyana ilk ev sahipliği yapan yerdir. Spartaküs MÖ 73'te kendisiyle birlikte Capua'daki gladyatör okulundan kaçan 77 arkadaşıyla Vezüv Yanardağı'na sığınmıştır. Vezüv aktif yanardağlardan bir tanesidir
Stratovolkan türünde olan Vezüv yanardağı, lavlarını en son 1944 yılında gökyüzüne püskürtmüştür.
Her ne kadar İtalya’nın Sicilya Adası’nda bulunan Etna Yanardağı ve Stromboli Adası’nda bulunan ve ada ile aynı ismi taşıyan Stromboli Yanardağı günümüzde belli aralıklarla faaliyete geçiyor olsa da, her iki yanardağ adada bulunduğu için Vezüv yanardağının 1944 yılındaki patlaması, Avrupa ana karasında son yüz yıl içerisinde gerçekleşen tek volkanik patlamadır.
Vezüv Yanardağı sadece 79 ve 1944 yıllarında değil tarih boyunca yüzlerce kez patlamıştır. 1631 yılında da patlayan bu dev 4.000 kişinin ölümüne neden olmuştur. Ancak bu patlamaların en ünlüsü Pompei ve Herculaneum şehirlerini yok eden M.S. 79 yılında iki gün boyunca süren patlamadır.
Vezüv Yanardağı’nı bu kadar tehlikeli yapan, şehrin merkezine çok yakın olması ve etrafında bulunan yerleşim alanının bu korkunç tehdide rağmen giderek genişlemeye devam etmesidir. Nitekim 2016 yılının verilerine göre 972.130 yani neredeyse 1 milyon nüfusu bulunan Napoli şehri, 2017 yılının verilerine göre yaklaşık 60 milyon nüfusu bulunan İtalya’nın 1/60’ini oluşturmaktadır. Ayrıca 2017 yılının verilerine göre Pompei bölgesinin nüfusu 25.196, Ercolano (Eski adıyla Herculaneum) bölgesinin nüfusu ise 53.231’dir.
Yani, M.S. 79 yılındakine benzer olası bir volkanik patlamada, yaklaşık 1 milyon kişi atalarının kaderini paylaşabilir fakat böylesine büyük bir tehdide rağmen bölge insanları yaşamlarına devam etmekten çekinmiyorlar. Bu insanlar, ya tehlikenin büyüklüğünün farkında değiller ya da çok kaderciler.
Günümüze tekrar döneceğiz ama şimdi geçmişe giderek, M.S. 79 yılında gerçekleşmiş bu volkanik patlamanın büyüklüğünü daha iyi anlayabilmemiz için 1944 yılındaki patlama ile karşılaştıralım isterseniz.
Vezüv Yanardağı’nın 79 ve 1944 Yıllarındaki Patlamaları Arasındaki Farklar
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki bu iki patlama kesinlikle özdeş bir patlama değildir. 79 yılındaki patlamanın gücü ve etkisinin yanında 1944 yılındaki patlamaya bir havai fişek desek yeridir.
1. 1944 yılındaki patlama sub-plinian bir patlama, 79 yılındaki ise sub-plinian’dan daha etkili olan plinian patlama olarak sınıflandırılır.
2. 1944 yılındaki patlamada kaya ve küllerden dolayı çöken binaların etkisiyle 26 kişi hayatını kaybederken, 79 yılındaki patlama neticesinde bina büyüklüğündeki küllerin altında kalan yaklaşık 200.000 kişi hayatını kaybetmiştir.
3. 79 yılındaki patlamanın etkisini bilim insanları ikiz kuleleri örnek göstererek açıklıyorlar. Şöyle ki; ikiz kuleler çökerken açığa çıkan toplam gücün 1,6 kton olduğunu belirtiyorlar ve bu olay esnasında yükselen toz bulutunun gücünün, Vezüv Yanardağı’nın 79 yılındaki patlamasındaki toz bulutunun gücünün 1/10.000’den daha az olduğunu söylüyorlar.
4. 1944’te sadece bazı binalar hasar görürken, 79 yılında ise koca bir şehir 22 metre kalınlığındaki bina büyüklüğündeki cüruflarla kaplanmıştır.
Umarım bu farklılıklar 79 yılındaki patlamanın büyüklüğünü zihninizde biraz olsun canlandırabilmiştir.
Şimdi patlamanın diğer detaylarına, Pompei ve Herculaneum şehirlerinin korkunç sonlarına geçelim.
Pompei ve Herculaneum Şehirleri’ndeki İnsanların Feci Sonu
Vezüv Yanardağı, 79 yılında patlamadan önce patlayacağının belirtilerini aslında göstermişti ama o dönemin insanları ne yazık ki bunu anlayamamışlardı. M.S. 62 yılında o bölgede büyük bir deprem meydana gelmişti. Bu depremler yer altındaki magmayı tetikleyerek yer yüzeyine doğru çıkmasına neden olabilmekteydi. Maalesef dönemin insanları bunu bilemediğinden deprem sonrasında oluşan hasarları gidererek hayatlarına devam etmişlerdi.
Aynı şekilde bölge insanları bu yanardağın önceki patlamaları hakkında da bilgilere sahip değillerdi. Bilim insanlarına göre bu insanlar volkanik patlamalar sonucu ortaya çıkan sünger taşlarını yapı malzemeleri olarak kullanmışlardı.
Vezüv Yanardağı tam 2 gün boyunca aralıksız bir şekilde patlamaya devam etmiştir. İlk 12 saatin sonucunda asıl büyük patlaması gerçekleşerek, kızgın gaz ve külden oluşan bir çığ kâbus gibi şehrin üzerini kaplamaya başlamıştır.
Bu patlama sonucunda ortaya müthiş bir kaya, duman ve gaz sütunu çıkmıştır. 30 km yüksekliğine varan bu sütundan şehrin üzerine bina büyüklüğünde cüruflar yağmıştır.
Evet, sanılanın aksine Vezüv Yanardağı’ndan çıkan bu cüruflar aklımıza gelen ufak kül parçacıkları değildiler. Bu cüruflar o kadar büyüktüler ki Pompei şehrini tamamen kaplamış ve bu cüruf tabakası 22 m yüksekliğine kadar ulaşmıştır.
Vezüv Yanardağı patladıktan sonra duman ve gaz bulutu Pompei şehrine doğru, lavlar ise Herculaneum şehrine doğru yönelmiştir.
Filmlerde, kitaplarda tüm yazılarda genellikle Pompei halkının taşlaşmasından dolayı sonlarının çok kötü oldukları söylenir fakat Herculanum insanlarının kaderi bence daha korkunç bir şekilde gerçekleşmiştir.
Pompei şehri küllerle kaplanırken, Herculaneum ise cehennem ateşini bu dünyada yaşamıştır. Şöyle ki; bilim insanlarına göre yanardağın patlaması sonucu açığa çıkan muazzam sıcaklık Herculaneum şehrindeki insanları saniyenin yaklaşık 1/200’de yok etmiştir. Yani insanlar ağızlarındaki lokmayı yutamadan, gözlerini kapayamadan, aldığı nefesi veremeden ölmüşlerdir.
Herculaneum bölgesinde yapılan kazı çalışmaları neticesinde bulunan kafataslarını inceleyen ve kafatasındaki kırıklardan yola çıkan bilim insanları, yüksek olasılıkla oluşan aşırı sıcak dalga yüzünden insanların kafataslarının patlamış olabileceğini söylüyorlar. O kadarki bu sıcak dalga esnasında insan vücudunun içindeki su hemen buharlaştı ve ısınan kan beyni kaynatarak kafatasını patlattı.
Beynin patlamasıyla mı yoksa taşlaşarak ölmek mi? Hangisi daha feci bir sondur; saniyeler içerisinde yok olmak mı yoksa zamanda donup kalmak mı? Bunu bir de siz düşünün isterseniz.
Şimdi de günümüze gelelim. Bu muazzam tehdidin yanı başında yaşamlarını sürdüren yaklaşık 1 milyon insanın durumuna bakalım.
Napoli’yi Bekleyen Korkunç Son
Napoli şehrine 14 km uzaklıkta bulunan bu korkunç yanardağ bilim insanlarına göre yakın zamanda patlayacak ve bu patlama %90 sub-plinian şekilde olacak. Ama 79 yılındaki gibi bir büyük patlamanın olmayacağının garantisini kimse veremiyor. Çünkü bu yanardağ adeta canlı hırçın bir dev gibidir. Kontrol edilemeyen bir dev…
Doğanın gücüyle başa çıkılamayacağını bilen bilim insanları bu yanardağı yakından takip ediyorlar. En yakından izlenen bu volkanın çevresinde ve çeşitli yerlerde 100 adet gözlem istasyonu konuşlanmıştır. Bu gözlem istasyonlarında bulunan sensörlerden alınan ısı ve gaz örneklerine ait veriler eş zamanlı olarak Napoli’de bulunan Vezüv Gözlem Evi’ne gidiyor. Burada aynı zamanda volkanik bir patlamayı tetikleyecek deprem gibi sismik faaliyetler de takip edilebiliyor.
Bilim insanlarına göre bu yanardağın 79 yılındaki gibi patlamaması için hiçbir neden yok. Önemli olan bu patlamanın ne zaman gerçekleşeceğidir. Bilim insanları olası bir patlamadan kurtulabilmek için volkandan 20 km’ye kadar olan yerin boşaltılması gerektiğini savunuyorlar. Napoli’nin, Vezüv Yanardağı’na olan mesafesinin 14 km olduğunu düşünürsek tehlikeye ne kadar yakın oldukları gözle görülür bir gerçektir.
Ne yazık ki Napoli’deki insanlar yıllarca yaşadıkları yeri terk etmeyerek duygusal davranıyor, bu korkunç tehlikeyi bilmelerine rağmen görmezden geliyorlar. 79 yılındaki büyük patlamanın Pompei şehrine doğru olduğunu bildiklerinden bir sonraki patlamanın da o yöne doğru olacağını düşünüyorlar. Fakat bir sonraki patlamanın Pompei şehrinin bulunduğu tarafa doğru olacağının hiçbir garantisi yok. Vezüv her yöne doğru patlayabilir.
Napoli şehri harika güzelliklere sahip bir şehir ve 1 milyon insan doğup büyüdükleri bu şehri çok seviyor. “Gülü seven dikenine katlanır” derler. Buradaki insanlarda güllerini seviyorlar, kokluyorlar ama o gül her an dikenini kendilerine batırabilir.
Çünkü Vezüv, hiçbir yere gitmiyor ve asırlarca durduğu yerde patlayacağı zamanı bekliyor.
0 Yorum:
Yorum Gönder