MİLAS
Milas, Muğla'nın 13 ilçesinden birisidir.
2014 senesine kadar 13 mahallesi, 114 köyü ve 5 beldesi olan kent yeni çıkan büyük şehir yasası ile ilçe sınırları içerisindeki bütün yerleşim birimlerinin mahalle olmasıyla ilçe sınırları içerisinde toplam 132 mahalle sayısıyla ayrı bir konuma gelmiştir. 2012 yılında 55.348 ilçe merkezi 72.658 kırsal olmak üzere toplam 128.006 nüfusa sahipken 2014 yılında bütün belde ve köylerin mahalle olmasıyla ilçe nüfusu 129.128 oldu.
Karya Uygarlığı'na ve Menteşe Beyliği'ne başkentlik yapmış ilçe merkezi ve yanı başında yer alan, tarihin pek çok döneminde Milas'ın müstahkem kalesi işlevi görmüş Beçin başta olmak üzere ilçede tarihleri derin, köklü bir geçmişe uzanan pek çok yerleşim bulunmaktadır. Düzenli kent merkezi, antik kalıntıları, tarihî değeri bulunan eserleri ve evleri, canlı çarşısı, dünyaca ünlü Milas halıları ile turistik açıdan pek çok ilginç özelliği bulunan, ancak Bodrum'a giden yolcuların bazen kenarından geçerek gözden kaçırdığı bir yerdir. Günümüz Milas'ının yerleşiminin belkemiğini Yörük-Türkmenler oluşturmaktadır. İlçe Bodrum güzergâhının üzerinde olduğu için hızla gelişip, göç almaktadır.
Anadolu dillerinde yerleşim yerlerinin tipik bir soneki olan -asa, Milas'ın tarihî ismi Mylasa'da kendini gösterdiği için, kentin çok erken tarihlerde kurulmuş olduğuna işaret etmektedir. Bazı dilbilim araştırmacıları, Milas isminin ilk hecesi olan Mil- 'in Likyalıların kendileri için kullandığı isim olan Trmili 'de de zuhur ettiğine dikkat çekerek bu halkın Milet (Millawanda) yöresinden güneye sonradan Likya olarak bilinecek Teke Yarımadası'na göçleri döneminde kurulmuş olabileceğini ileri sürmektedirler. İsmin Sisifos'un ve Aeolus'un neslinden geldiği iddia edilen bir Mylasa'dan kaynaklanmış olabileceğine dair savlar ise mesnetsiz bulunmaktadır.
Kent merkezi
Milas şehri, hükmettiği geniş ve verimli ova, ve sırtını dayadığı dağlardaki, günümüzde de işletilmeye devam eden, zengin mermer yatakları ile tarih boyunca avantajlı bir konumda olmuş, bulunduğu mevkiden sahil şeridine kolaylıkla erişilebilmesi de ilave bir şansını oluşturmuştur.
Milas kent merkezi içindeki en eski eser Hisarbaşı mahallesinde, Hisarbaşı tepesinin doğusunda bir podyum üzerine inşa edilmiş olan Augustus (Uzunyuva) Tapınağıdır. Tapınağın Korent başlıklı tek sütunu hala ayaktadır.
Kentin eski surlarından bugüne ulaşan tek kalıntı ise, yörede Baltalıkapı olarak bilinen kapı kemeridir. Kapı M.Ö. 1. yüzyıla tarihlenmektedir. Kemerinin kilit taşı üzerindeki çift yüzlü balta motifinden dolayı yörede Baltalıkapı olarak anılmaktadır.
Kentteki bir başka antik çağ kalıntısı ise M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiş ve çok iyi korunmuş bir mezar anıtı olan Gümüşkesen Anıtı dır. Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen Halikarnas Mozolesi'nin daha küçük bir modelidir. Sodra Dağı eteklerinde Gümüşlük mahallesindeki mezar anıtı yüksek bir kaide ve basamaklı bir çatıdan oluşmaktadır.
Milas'ın doğusunda Milas ovasında uzanan iki katlı su kemerleri erken Bizans dönemine aittir. Kemerlerin inşaatında antik dönem mimari parçalar da kullanılmıştır.
Kent merkezindeki önemli mimari yapılar arasında aşağıdakiler sayılabilir:
- Çöllüoğlu Hanı: 1719-1720 yıllarında yapılmıştır. Hisarbaşı mahallesindedir.
- Milas Ulu Camii: Milas’ın en büyük camisidir. 1378’de Menteşe Beyliği döneminde yapılmıştır. Hoca Bedrettin mahallesindedir.
- Belen Camii: Duvar örgüsü tuğla-taş karışımı olup, antik dönem eserlerinden yararlanılmıştır. 14. yüzyıla tarihlenen cami, Hisarbaşı mahallesinde, aynı adı taşıyan tepenin üstündedir.
- Milas Ağa Camii: Hacı Abdi mahallesindedir.
- Firuzbey Camii (Kurşunlu Cami olarak da anılır): Bölgenin yönetiminin Menteşe Beyliği'nden Osmanlı İmparatorluğu'na geçtiği dönemde inşa edilmiş mimari açıdan çok önemli bir eserdir. Osmanlı dönemine ait yapılar ise şunlardır. Firuzpaşa mahallesindedir.
Milas'ta ayrıca Osmanlı dönemi eseri olan iki köprü bulunmaktadır. Bunlardan biri kent merkezinden geçen Balavca deresi üzerindedir. İzmir yolundaki Sarıçay üzerindeki tarihi köprü ise acilen restorasyona ihtiyaç göstermektedir. Milas'a bağlı Selimiye beldesindeki Osmanlı dönemine ait iki eserden biri olan Abdülfettah Camii ise, hanı ve hamamı ile bir külliye görünümündedir.
Eski evler
Milas kent gezilerinin ana eksenini 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yıllarında yapılan ve büyük bölümü restore edilerek kullanılmaya devam eden Milas evleridir. İki katlı avlulu evlere giriş avludan yapılır. Evlerin ahşap destekli çıkmaları sokağa taşar. Zemin katlar genellikle depo ve kiler olarak kullanılır. Mutfak,tuvalet,ahır avlunun bir köşesindedir. Avludan üst kata ahşap ya da mermer merdivenle çıkılır.İlçe merkezinde Nedime Beler, Murat Menteşe, Selahattin Oğuz, Servet Akgün evleri olarak tanınan evler ise Cumhuriyet'in ilk döneminde Avrupa’dan gelen Macar ve İtalyan mimarların katkılarıyla yapılmıştır. Bu evler Milas evlerinden farklı olarak dışa açık olarak yapılmıştır. Mutfak ve tuvalet Avrupai tarzda yapı içindedir.
Milas'ta 1950'li yıllara kalan varlığını sürdürmüş bir Yahudi cemaati bulunduğunu da belirtmek gerekir. Sonradan İsrail'e göçen bu Milaslılar, anavatanlarına ziyaretlerini bugün de sürdürmektedirler.
Yakın çevresi
- Beçin Kalesi: Menteşeoğulları Beyliği'nin idari başkentidir. Milas'a 5 km uzaklıktadır.Milas ovasına hâkim bir plato üzerindeki Mutluca Beçin mahallesindeki Beçin kalesi Bizans yapısıdır. Kale Menteşe oğulları döneminde onarım görmüştür. Milas’ı merkez yapan Menteşe oğulları Beyliği, hükûmet merkezini savunması kolay olduğu için Beçin'e taşımıştır. Kaledeki asıl yerleşim 200 metre yukarıdaki iç kale bölümündedir. Bu bölümde bir Bizans şapeli, Menteşe oğulları döneminden Karapaşa Medresesi, türbe, Ahmet Gazi Medresesi, Orhan Bey Camii, hamam, Bey Hamamı, Kızılhan, Yelli Camii ve medresesi günümüze ulaşan yapılar arasındadır.
- Çomakdağ: Tarihî evleri ve başta halıcılık olmak üzere geleneksel sanatları bütün canlılığıyla yaşatan bir köydür. Milas'a yakın bir mesafededir. Çomakdağ köyü Beşparmak dağlarına sırtını dayamışdır. Çomakdağ evleri, dünle bugünü ustaca kaynaştıran mimari üslup taşımaktadır. Taştan yapılmış evlerde bacalar estetik görünüşüyle ilgi çeker. Baca tepelerinde yer alan yarım ay ya da kartal başı şeklindeki figürlere rastlanır. Antik yapılardaki akroterlerden esinlenmiş bacalara başka yerde rastlamak mümkün değil. Kendi içine kapalı köy, gelenekleriyle yaşamaktadır. Düğünler 4 gün sürer. Dibekte buğday dövülür, ovalarda atış yapılır, en iyi atışı yapana oğlak hediye edilir, kadınlar kendi aralarında eğlenir, gelin alma ve duvak günü yapılır.
- Labranda: Milas'ın kuzeyindeki Koca yayla'da (14 km) bulunan Labranda Türkiye'nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biridir. Çam ve çınar ağaçları arasında,hemen her zaman tatlı bir esintiyle serinleyen havada çok güzel bir antik kenttir. Labranda antik çağda 8 metre genişliğindeki bir kutsal yolla Mylasa'ya bağlıydı. Yolun izlerini bugün de görmek mümkün. M.Ö. 5. yüzyılda kentte bir kutsal olduğu biliniyor. Güney ve güneydoğu’da bulunan iki giriş kapısı ayaktadır. Zeus Tapınağı, stoa, tapınağın güneyindeki büyük teras duvarı, kült yemeklerinin yendiği andron, saray olduğu sanılan büyük yapılar, teras evleri kalıntıları görülmektedir. Kazılarda ortaya çıkarılan Andron pencereli bir yapıdır ve Helen döneminde pencere kullanıldığı kanıtlanmaktadır. Kentte Roma Çağı kalıntıları da görülmektedir. Kutsal alanın 200 metre batısında arkası istinat duvarıyla sağlamlaştırılmış stadyum vardır. Kutsal alanda her yıl yapılan ve 5 gün süren şölenler sırasında stadyumun yarışlara sahne olduğu sanılıyor. Yarışların başlama ve bitiş taşları bugün de yerli yerinde. Labranda’ya çıkarken Kargıcak mahallesindeki kır lokantasında karnınızı doyurabilirsiniz. Saçta yapılan oğlak kavurması ile mis kokulu domatesle hazırlanan menemeni tavsiye ederiz.
- Bafa Gölü: Söke ovası 2000 yıl kadar önce denizdi, burada büyük bir körfez vardı. Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonlar körfezi doldurdu ve ova haline getirdi. Bugünkü Bafa Gölü denizden bir parça olarak arada kaldı. Gölün üzerinde iki ada bulunuyor. İkiz adalardan biri aslında tam ada değil, bir kumulla karaya bağlı. Bafa Gölü’nde kefal, levrek, yılan balığı tutuluyor. Eskiden çok sazan tutulurmuş, fakat gölün suyu tuzlandığı için artık sazan kalmamış. Gölde gezmek isterseniz dolmuş usulü motorlara binebilirsiniz. Adalar, Kapıkırı mahallesindeki Heraklia antik kenti geziliyor. Göldeki adalarda manastırlar, kiliseler kurulmuş. Bunlardan "Yediler Manastırı" en eskisi. Gölün çevresi zeytinliklerle çevrili. Kıyıdaki lokantalarda da bütün yemekler zeytinyağı ile yapılıyor.
- Euromos antik kenti: Selimiye mahallesinde bulunmaktadır.
- Iasos antik kenti: Güllük Körfezi kuzeyindeki Kıyıkışlacık mahallesi ile iç içe bulunan İasos antik kenti Milas sınırları içindeki diğer bir tarihi mekandır.
- Tuzla Kuş Cenneti: Bodrum yolundan sapılarak varılan Boğaziçi (eski adıyla Bargylia) mahallesindedir.
- Uyku Vadisi: Bodrum yolu üzerindeki Gökçeler mahallesindedir. Mağaralar bulunur.
- Gökova Körfezi: Ören mahallesi ve buradaki Keramos harabeleri, Ören'in ötesindeki Çökertme zeybeği ne adını vermiş enfes manzaralı Çökertme, Milas ilçesi içindeki ve ayrı maddelere konu olacak diğer turistik yerlerdir.
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1965 | 68.037 | 12.987 | 55.050 |
1970 | 73.334 | 16.157 | 57.177 |
1975 | 78.685 | 17.929 | 60.756 |
1980 | 81.643 | 20.487 | 61.156 |
1985 | 91.387 | 23.622 | 67.765 |
1990 | 98.710 | 28.741 | 69.969 |
2000 | 112.808 | 38.063 | 74.745 |
2007 | 120.508 | 48.896 | 71.612 |
2008 | 123.501 | 50.141 | 73.360 |
2009 | 123.984 | 50.975 | 73.009 |
2010 | 125.727 | 52.522 | 73.205 |
2011 | 127.094 | 54.068 | 73.026 |
2012 | 128.006 | 55.348 | 72.658 |
2013 | 129.128 | 129.128 | - |
2014 | 132.445 | 132.445 | - |
2015 | 132.437 | 132.437 | - |
2016 | 134.774 | 134.774 | - |
2017 | 136.162 | 136.162 | - |
2018 | 139.446 | 139.446 | - |
2019 | 141.107 | 141.107 | - |
2020 | 143.254 | 143.254 | - |
Not: Büyükşehir yasası nedeniyle köyler mahalle statüsüne geçtiğinden 2013'ten itibaren kır nüfusu tabloda yer almamıştır.
YATAĞAN
Yatağan, Muğla'nın 13 ilçesinden birisidir.
İlçedeki Yatağan Termik Santrali Yatağan halkı için tehlikeli bir kanser kaynağıdır. Eski ve verimsiz yöntemlerle üretim yapmaya devam eden santral nedeniyle çocukların yüzde 95'inin kanındaki kurşun oranı normalin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Santral, zaman zaman Yatağan havasını aşırı derecede kirletmiş ve kapatılmıştır. Yatağan Termik Santrali zaman zaman kara duman yaymaktadır. Nüfus seyrekleşmekte, ilçe büyük kentlere göç vermektedir.
Son yıllarda mermer fabrikaları da çoğalmıştır. Yatağan'da sanayileşmeye örnek mermer fabrikaları bulunur. Ayrıca bu fabrikalarda üretilen mermerler mermer sektöründe ün kazanmıştır. Mermer fabrikalarının akarsulara bıraktıkları mermer tozu akarsulardaki canlı hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca sanayisi gelişmekte olan Yatağan'a fabrikalarda çalışmak üzere dışarıdan birçok gurbetçi vatandaş gelmektedir.
İlçeye bağlı Eskihisar, Yatağanmahallesi Kral Yolu'nun bittiği yerdir. Bölgede Roma döneminden kalma eserler vardır ve kazı çalışmaları hala devam etmektedir.
Tarihçe
Yörenin ilk çağlardaki adı “Karya” daha sonraları da “Menteşe” anılır. Antik dönem tarihçisi Herodot, Karyalıların MÖ 5. yüzyılda Anadolu’da yaşadıklarını söylemektedir. İç Karya’nın zengin maden yatakları, ormanları, verimli toprakları, sahil şeridinin liman kurmaya ve ulaşıma müsait olması, Karya üzerinden saldırıları yoğunlaştırır. Persler, Lidya kralını esir alırlar. MÖ 387'deki “Kral Barışı” ile tüm Anadolu tekrar Perslerin yönetimi altına girer. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender, önce Halikarnassos'u, sonra Muğla’yı Perslerden geri alır. Yöre 200 yıl Karya toprakları olarak kalır. Büyük İskender’in bölgeden çekilmesiyle Karya da karışık dönem başlar. Roma İmparatorluğu 395 yılında doğu ve batı Roma olmak üzere ikiye ayrılır. Karya, Doğu Roma sınırları içerisinde kalır. 800 yılına kadar süren Bizans egemenliği, Abbasi halifesi Harun-u Reşid’in gelmesiyle noktalanır. Yörede, ilk İslami etkiler yayılmaya başlar.
Anadolu 1071 Malazgirt zaferinden sonra, hızlı bir Türkleşme sürecine girer. 1075 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Şah İznik’i alarak Anadolu Selçuklu Devletini kurar.
1231 yılında Moğol imparatoru Cengiz Han’ın Harzem ülkesini istilası üzerine, burada yaşayan Türk boyları ülkelerini terk ederek Selçuklu hükümdarı I. Alaeddin Keykubad’a sığınırlar. I. Alaeddin Keykubad, Kuri Beyin oymağını, denizden gelecek saldırılara karşı koymak üzere Selçuklu sahil ordu komutanlığı emrinde, Milas sahillerine yerleştirir. Bu oymak burada hayvancılık ve tarımla uğraşır. Selçuklular Karya ve çevresini uç beyleriyle yönetmeye çalışırlar. Uç beyi olan Menteşe Bey, Oğuz Türkmen boylarındandır.
Anadolu Selçuklu devleti, 1243 yılında Kösedağ Muharebesinde Moğollara yenik düşünce, Kuri Bey'in torunu Menteşe Bey bu karışıklıktan yararlanarak bağımsızlığını ilan eder. Menteşe Beyliği'ni kurar. Menteşe beyinin adına istinaden bölgeye bu ad verilir. Menteşe Bey, karadan ve denizden Batı Anadolu’yu kuşatarak, Karya bölgesini fetheder. Burası Batı Anadolu’da Türklerin eline geçen ilk bölgedir. Menteşe beyliği 1389 yılına kadar bağımsızlığını sürdürür. Daha sonra Osmanlı devletine bağlanır.
1402 Ankara Savaşı'ndan sonra, Ankara yöresindeki ahiler Moğol baskısından kurtulmak üzere Anadolu’nun çeşitli yörelerine dağılırlar. Ahi Ebubekir ve kardeşi Ahi Sinan cemaatiyle Menteşe bölgesine gelirler. Burada çoğalarak Ahiköy’ü kurarlar.
30 Ekim 1918 Antlaşmasıyla Osmanlı toprakları paylaşılır. Yöre İtalyanların işgaline uğrar. İtalyanlar 5 Temmuz 1921’de bölgeyi terk ederler.
Ahiköy ya da şimdiki adıyla Yatağan 1848 yılına kadar, Bozüyük Bucağına bağlı mahallesi olarak kaldı. 1848-1864 te Ahiköy Bucak, Bozüyük'te ilçe oldu. Daha sonra İlçelik Bozüyük'ten alınıp Çine'ye nakledildi. Ahiköy, bucak olarak kaldı. 2 Haziran 1944 tarih ve 4662 sayılı kanunla Ahiköy ismi, Yatağan olarak değiştirildi. İlçe merkezi oldu. İlçe; Akyol, Konak olarak iki mahalle, Turgut, Kavaklıdere diye iki bucak ve 48 mahalleden oluştu. Yatağan İlçesi yeni yerleşim olmasına rağmen hızlı gelişme gösterdi. Gelişmesine en büyük etken, ilçenin ana yolların kesiştiği noktada bulunmasıdır. Yatağan isminin verilmesi ile ilgili birden fazla anlatım vardır. Şöyle ki; -Yatağan, 50-100 cm. uzunluğunda kabzasından ucuna doğru hafifçe kıvrılan Türk kılıcıdır. İlk olarak 14. yüzyıl başında kullanılmıştır. Gövdesi kaliteli çelikten, kabzası boynuzdan yapılı ve belde kalın bir kuşak içinde taşınırdı. Bu bıçağın yapıldığı yerler Yatağan ismini alırdı. Denizli Yatağan, bıçakçılığı devam ettirmektedir. Ataları, konar-göçer Yörükleridir. Denizli yöresinden gelip buralara yerleşmişlerdir. Bıçakçılık gibi kesme aletlerini belirli bir süre yapmışlardır. Yatağan ismi, Yatıgan Dağından almıştır. Yatağan dağı görünüş olarak ince uzun bıçağa andırır. Ahi Sinan'ın mezarı Yatağan dağının zirvesindedir. Orada yatana çağırışım yapacak şekilde "Yatan" denilmiştir. Daha sonra Yatağan olarak söylenmeye başlanmıştır.
Halikarnas Balıkçısı, (Mavi Sürgün sayfa 152 de) Ahiköy o zaman nahiyeydi, şimdi kaymakamlık oldu. Ben Bodrum'dayken Yatağan adlı bir kayığım vardı. Ahiköy'ün ilk kaymakamının karısı Bodrumluymuş. Yeni kaymakamlığa yeni bir ad takmak gerekince, oraya "Yatağan" diye kayığımın adını vermişler. demiştir.
Ünlüler
- İlyas Karaöz, Türk siyasetçi; Muğlalı eski senatör, T.C. Devlet ve Tarım eski Bakanı
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1965 | 36.267 | 3.406 | 32.861 |
1970 | 40.297 | 4.275 | 36.022 |
1975 | 41.198 | 4.903 | 36.295 |
1980 | 46.113 | 7.662 | 38.451 |
1985 | 51.016 | 10.090 | 40.926 |
1990 | 42.376 | 11.890 | 30.486 |
2000 | 46.252 | 16.007 | 30.245 |
2007 | 46.275 | 17.421 | 28.854 |
2008 | 46.103 | 17.724 | 28.379 |
2009 | 45.888 | 17.707 | 28.181 |
2010 | 45.830 | 18.051 | 27.779 |
2011 | 45.735 | 18.366 | 27.369 |
2012 | 45.347 | 18.536 | 26.811 |
2013 | 45.295 | 45.295 | - |
2014 | 44.783 | 44.783 | - |
2015 | 44.363 | 44.363 | - |
2016 | 44.504 | 44.504 | - |
2017 | 44.515 | 44.515 | - |
2018 | 44.940 | 44.940 | - |
2019 | 44.879 | 44.879 | - |
2020 | 45.172 | 45.172 | - |
Not 1: 1990 yılında Kavaklıdere ilçesinin kurulması ile nüfus azalmıştır.
Not 2: Büyükşehir yasası nedeniyle köyler mahalle statüsüne geçtiğinden 2013'ten itibaren kır nüfusu tabloda yer almamıştır.
0 Yorum:
Yorum Gönder