Zürafa (Giraffa camelopardalis), soyu tükenmemiş canlılar arasında karada yaşayan en uzun ve gevişgetirenler arasında da en büyük; Afrika’da yaşayan çift toynaklı memelidir. Bilimsel tür adı deveye benzer şekline ve leoparda benzeyen beneklerine ithafen verilmiştir. Ana ayırt edici özelikleri oldukça uzun boynu ve bacakları, tüylü deriyle kaplı boynuzları ve beyaz-krem bir ten üstünde siyah ve kahverengi arasında değişen benekleridir. En yakın yaşayan akrabası okapi ile birlikte zürafagiller (Giraffidae) familyasında sınıflandırılır ve derileri ile beneklerinin renk ve şekillerinden ayırt edilen dokuz alt türü vardır.
Zürafalar, tuhaf görünüşleri nedeniyle hem eski hem de modern birçok kültürün ilgisini çekmiş, çok sayıda resim, kitap ve çizgiromana konu olmuştur. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından asgari endişe altındaki türler arasında sınıflandırılmış olsa da eski dağılım bölgesine yerel olarak bazı yerlerde soyu tükenmiş ve üç alt türü de tehlikedeki türler listesinde yer almaktadır. Yine de zürafalara çok sayıda ulusal parklarda ve av alanlarında sıklıkla rastlanmaktadır.
Kökenbilim
Türün bilimsel ismi olan Camelopardalis kelimesinin kökeni Grekçeye dayanmakta olup, bu dildeki deve ve leopar sözcüklerinin birleşimi ile oluşturulmuştur. Camelopard, İngilizcede ilk 14. yüzyılda gözükmüş, ancak kullanımı günümüzde arkaik bir hale gelmiştir. Birkaç Avrupa dilinde bu şekil kayıtlara geçmiştir.
Zürafa sözcüğünün dayandığı bilinen en eski kökeni Arapçada yer alan zarāfah (زرافة) kelimesidir ve bu sözcük "hızlı-yürüyen" manasına gelmektedir. Bu sözcüğün Arapçaya Somaliceden alıntılanmış olabileceği öne sürülmüştür. Bu kelimenin türevleri, İtalyancada giraffa olarak 1590'larda, Orta İngilizcede jarraf, ziraph ve gerfauntz, Fransızcada giraffe olarak geçmektedir. Türkçeye ise 15. ve 16. yüzyılda girmiştir.
Sınıflandırma ve evrimi
Zürafa Gevişgetirenler alt takımında sınıflandırılmaktadır. Gevişgetirenlerden çok sayıda tür Orta Asya, Güneydoğu Asya ve Kuzey Amerika'da Eosen döneminin ortalarından kalma fosillerle tanımlanmıştır. Bu dönemdeki ekolojik koşullar bu türlerin hızlı dağılımını kolaylaştırmış olabilir. Zürafa, okapi ile birlikte Giraffidae familyasının yaşayan son iki bireyidir. Bu familyada 10'dan fazla fosille tanımlanan soyu tükenmiş cins bulunmaktadır. Bilinen en yakın akrabaları Climacoceratidae familyasına ait soyu tükenmiş geyik benzeri hayvanlardır. Yaşayan tek üyesi Amerika antilobu olan Antilocapridae familyası ile birlikte diğer iki familya Giraffoidea üst familyasında sınıflandırılır. Bu hayvanların, aynı zamanda geyiğin de atası olan soyu tükenmiş Palaeomerycidae familyasından evrimleşmiş olmaları büyük ihtimaldir.
Boynun uzaması zürafa soyunda erken dönemlerde başlamış olarak görünmektedir. Zürafalar ve eski ataları arasında yapılan karşılaştırmalarda ilk olarak kafatasına yakın olan omurların uzadığı sonraları uzamanın daha aşağıdaki omurlarda olduğu görülmektedir. Zürafa benzeri hayvanlardan biri çeşitli araştırmalara göre 25 ila 20 milyon yıl, 17 ila 15 milyon yıl ya da 18 ila 14,3 milyon yıl önce yaşadığı zannedilen ve kalıntıları Libya'da bulunan Canthumeryx cinsidir. Bu orta boyutlu hayvan ince ve antilop benzeri bir yapıya sahiptir. Hint altkıtasında 15 milyon yıl önce ortaya çıkan Giraffokeryx cinsi okapi ya da küçük bir zürafaya benzer, boynu uzamış ve zürafalarda görülen boynuzlara sahiptir. Giraffokeryx, daha büyük boyutlu Sivatherium ve Bramatherium cinsi zürafa benzeri hayvanlarla aynı klâd içinde yer almış olabilir.
Palaeotragus, Shansitherium ve Samotherium gibi zürafa benzeri hayvanlar yaklaşık 14 milyon yıl önce ortaya çıkmış ve Afrika ile Avrasya boyunca yaşamışlardır. Bu hayvanların kafatasları daha geniş, boyunları daha uzun, kafatasındaki sinüs boşlukları küçük ve boynuzları belli belirsizdir. Paleotragus okapiye benzer ve atası olabilir. Bazı biliminsanlarına göre ise okapi soyu daha öneleri, Giraffokeryx cinsinden önce ayrılmıştır. Boyun omurları boy ve yapı olarak okapi ile modern zürafanın arasında olan Samotherium özellikle ara geçiş dönemi fosili olarak önemlidir. İlk olarak Avrupa'nın güneydoğusunda ortaya çıkan ve 9 ila 7 milyon yıl önce yaşamış olan Bohlinia cinsi muhtemelen zürafanın doğrudan atasıdır. Uzun boynu ve bacakları olan ve benzer diş ile boynuz yapısına sahip Bohlinia cinsi modern zürafalara çok benzemektedir.
İklim değişikliği nedeniyle Bohlinia Çin'e ve Hindistan'ın kuzeyine girmiştir. Burada Giraffa cinsi evrimleşmiş ve yaklaşık 7 milyon yıl önce Afrika'ya girmiştir. Sonraki iklim değişiklikleri Asya zürafalarının soyunun tükenmesine neden olurken Afrika'da bulunanlar yaşamaya devam etmiş ve yeni türlere ayrılmıştır. G. camelopardalis yaklaşık 1 milyon yıl önce Buzul Çağı sırasında Afrika'nın doğusunda ortaya çıkmıştır. Bazı biyologlar modern zürafanın G. jumae türünden geldiğini önerirken; diğerleri G. gracilis türünün daha muhtemel doğrudan ata olduğunu savunmaktadır. G. jumae daha büyük boyutlu ve hantal bir yapıya sahipken G. gracilis daha küçük boyutlu ve daha zariftir. Zürafaların evrimindeki ana itici gücün yaklaşık 8 milyon yıl önce başlayan yoğun ormanlardan daha açık habitatlara geçişin olduğuna inanılmaktadır. Bazı araştırmacılar bu yeni habitat değişikliği ile birlikte akasya türleri de dahil olmak üzere farklı besinlerin zürafanın atalarının yeni toksinlere maruz kalmasıyla birlikte daha hızlı mutasyona ve hızlı bir evrimleşmeye girdiği varsayımını öne sürmüşlerdir. Modern zürafalarda görülen farklı deri desenlerinin ortaya çıkışı da bu habitat değişiklikleri ile çakışması mümkündür. Asya zürafalarının daha çok okapi benzeri renk ve desenlere sahip olduğu varsayılmaktadır.
Alt Türleri
Zürafanın dokuz alt türü tanınmaktadır.
Erkeklerinin boyu 4.4 ve 5.5 metre olup 1.5 ton ağırlığındadır. Bugüne kadar kayıt edilmiş en uzun zürafa 5.92 m. olup 2 ton ağırlığındadır. Dilleri boynuzumsu yapıya sahiptir. Dişileri ise 4.0 ve 5.0 metre civarı yüksekliğe sahiptir ve erkeklere göre daha hafiftir. Dişiler genellikle erkeklerine göre hafif ve daha kısa olurlar. Her iki cinsin de boynuzları vardır, dişilerin boynuzu daha kısadır. Boynuzları kemikleşmiş kıkırdaktan oluşmuştur. Erkekler yaşlandıkça kafasındaki boynuzları da kalsiyumun etkisiyle gelişir.
Zürafaların ses telleri olmadığı bilinmesinin aksine zayıf bir ses teli yapısına sahiptirler. 35–40 cm uzunluğunda siyah bir dile sahiptirler. Boyunlarının uzun olması bakımından kafa kısmınada kan gitmesi için çok büyük kalplere sahiplerdir. Bu büyük hayvanlar günlerinin ortalama 1 saatini (en az 10 dakika, en fazla 2 saat) uyuyarak geçirirler.
Dağılımı
Zürafa soyu, dünya üzerinde tükenmekte olan ve koruma altına alınması gereken bir türdür. Dünyada yaklaşık olarak 100,000 ila 150,000 civarı zürafa bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunların tamamı Afrika'da yaşamaktadır. Kenya (45,000), Tanzanya (30,000) ve Botsvana (12,000) ile en fazla Zürafa popülasyonu bulunan yerlerdir.
Zürafalar genellikle Afrika'nın savanlarında yaşarlar. Bu topraklar onlar için yaşamaya elverişlidir. Çok uzun olmayan ağaçlar ve uzun boyları sayesinde, Zürafalar tehlikeleri uzaktan fark edebilirler. Özellikle besin kaynakları olan Akasya ağaçları bu bölgelerde bulunur. Otlaklarda da yaşarlar.
0 Yorum:
Yorum Gönder