Uzak bir galaksi kümesi üzerinde çalışmalar yürüten bir grup bilim insanı, Big Bang’den sonra evrenin tarihinde gerçekleşmiş en büyük patlamayı keşfetti. Bu patlama, yüzlerce milyon ışıkyılı uzaklıktaki Ophiuchus galaksi kümesine dahil olan bir galaksinin merkezindeki süperkütleli kara deliğin patlaması yaydığı ışınımlar ile Dünya’da teleskoplarımıza yakalandı.
Kendinden sonraki en büyük patlamanın tam beş katı büyüklükte enerji açığa çıkarmış olan bu patlama rekorun da sahibi oldu. Curtin University’de görevini yürütmekte olan Profesör Melanie Johnston-Hollitt, bu olayın eşi görülmemiş derecede enerjik olduğunu belirtti. Evrendeki galaksi oluşumu, kara deliklerin evrimi ve evrenin yakın geçmişindeki hareketliliği hakkında kavrayışımızı derinden değiştirecek olan keşfin, galaksi merkezlerinde bugüne kadar görülmüş patlamalar ile karşılaştırıldığında çok önemli bir farkla daha büyük olduğu ancak bunun sebebinin ne olduğunun bilinemediği belirtildi.
Patlamanın ani olmadığını ise gayet iyi biçimde biliyoruz. Tüm radyo dalgası yayılımları ve yavaş çekim patlama yüzlerce milyon yıl sürmüş olmalı. Patlamanın gerçekleştiği Ophiuchus galaksi kümesi ise Dünya’dan 390 milyon ışıkyılı uzaklıkta bulunuyor. Patlama ise o kadar büyük bir güç üretti ki galaksi kümesinin plazmasında yani kara deliği de çevreleyen süper-sıcak gazda bir çökme yarattı. Çalışmanın başyazarı Naval Research Laboratory’den Dr. Simona Giacintucci, patlamanın galaksinin sıcak gaz yatağında 15 Samanyolu galaksisinin sığacağı büyüklükte bir ‘krater’ oluşturacak etki yarattığını belirtiyor.
Bu kavite ise, galaksi kümesine ait daha önceki X-ray teleskopları ile alınan görüntülerde mevcuttu. Ancak önceleri bilim insanları, bu miktarda büyük bir enerjiyi gerektirdiği için bu sıcak gaz çöküntüsünün bir patlama dolayısıyla olmuş olmasına ihtimal vermemişti.
Ancak mevcut araştırma ile ortaya çıktı ki, bunun sebebi gerçekten de bir patlamaydı.
Keşif ise, ancak araştırmacılar aynı glaksi kümesine radyo teleskopları ile baktıkları zaman mümkün oldu. Ophiuchus’a ait radyo teleskobu verileri, X-ray verileri ile üst üste örtüşerek oturdu ve NASA’ya ait Goddard Space Flight Center’da görev yapan Dr. Maxim Markevitch’e göre bu uyuşma hem bir patlamanın olduğunu ve büyüklüğünü hem de tam lokasyonunu bize gösteren şey oldu.
Araştırmacılardan Prof. Johnston-Hollitt (MWA) keşfin bir nevi arkeolojik özellik taşıdığını ve dev bir türe ait ilk kemikleri bulmaya benzediğini ifade etti. Şimdi ise düşük frekanslı dalga arayan radyo teleskopları ile bunun gibi başka patlamaları da gözlemleyebileceğimizi belirten araştırmacı farklı dalgaboylarındaki yayılımları gözlemleyerek böyle kompleks keşiflerin mümkün olduğunu ortaya koydu.
MWA teleskop ağında (faz I projesi kapsamında) sadece 2048 anten ile yapılan keşiften sonra anten sayısı 4096’ya çıktığında duyarlılığın 10 kata kadar artacağı ve benzer birçok keşfin yapılabileceği belki de yeni rekorlar kırılabileceği kaydedildi.
0 Yorum:
Yorum Gönder