İsmail Hakkı Dümbüllü (D. 1897 - Ö. 5 Kasım 1973) Geleneksel Türk Tiyatrosunun son temsilcisi, Orta oyunu ve Tulûat sanatçısıdır.
Yaşadığı dönemin en ünlü güldürü sanatçılarındandır. Kel Hasan Efendi'nin yanında çalışarak tulûat sanatını öğrendi. Sözlü kültür tiyatro geleneklerini radyo, sinema gibi mecralara da aktarıp geleneksel Türk tiyatro sanatının daha çok kişi tarafından bilinir hâle gelmesi ve orta oyunu türünün devamlılığını sağlamada etkili oldu.
Gözlemeci, Kavuklu'ya Hile, Çifte Hamamlar, Ters Biyav ve Kanlı Nigâr oynadığı oyunlar arasında en çok bilinenlerdir. 1940'lı yılların sonlarında sinemada bir ‘halk komiği’ tanımlamasıyla yıldızlaşan Dümbüllü; oynadığı filmlerde en çok Nasreddin Hoca tiplemesi ile özdeşleşmiştir.
Hocası Kel Hasan Efendi'nin orta oyununu temsil eden kavuğunu ve tuluat sanatının simgesi kabul edilen fesini devralan Dümbüllü, bu iki simgeyi 1968'de Münir Özkul'a devretmiştir. Bu iki simge Türk tiyatro oyuncuları arasında geleneksel bir törende devredilmeye devam etmektedir.
1897 yılında İstanbul’un Üsküdar semtinde doğdu. Babası padişah II. Abdülhamid'in silahşörlerinden Zeynel Abidin Efendi, annesi Fatma Azize Hanım idi. Ailesi ona "İsmail Hakkı" adını verdi. Üsküdar İttihat-ı Terakki Mektebi’nde ilköğrenimini tamamladıktan sonra askeri ortaokula devam etti. Tiyatro merakı yüzünden askeri ortaokuldan atıldı.
Tiyatroya Karagöz Hüseyin'in sahnesinde amatör olarak başladı. 1917'den itibaren Kel Hasan Efendi'nin tiyatrolarında profesyonel olarak sahneye çıktı. 1926 yılına kadar Kel Hasan'ın yanında çalışarak tuluat geleneğini öğrendi. Kavuklu Hamdi, Komik Naşid Efendi, Küçük İsmail Efendi, Abdürezzak gibi dönemin ünlü orta oyuncuları ile çalışma fırsatı buldu. Kantocu Peruz Hanım'ın söylediği "Dümbüllü" kantosuna bir gazel ekleyerek söylemesi nedeniyle "Dümbüllü İsmail" olarak tanındı. Kel Hasan’ın bir konuşmasında, kardeşi Recep Sefa’ya “oğlum sen dramatik adamsın, hiçbir zaman komik olmazsın, işte komiklik bu adam mahsustur, benden sonra bu adam bu sanatın ehli gözüküyor” dediği aktarılmaktadır.
İsmail Dümbüllü, 1928'de Tevfik İnce ile Direklerarası'nda Hilal Tiyatrosunu kurdu. Kendisi orta oyunundaki Kavuklu'nun yeni şekli olan Uşak rolüne çıkarken, Tevifik İnce Pişekar karakterinin yeni şekli olan Jön (evin beyi) rolüne çıkıyordu. 1933’ten sonra birlikte Anadolu turnelerine çıktılar. Gezginci tiyatroyu geleneksel oyunla birleştirerek halka sundular. Gözlemeci, Kavuklu'ya Hile, Çifte Hamamlar, Ters Biyav ve Kanlı Nigâr oynadığı oyunlar arasında en çok bilinenlerdi.
Dümbüllü, sanatını tiyatro dışında radyoda da icra etti. Tuluat ve orta oyunu dağarcığından oyunları radyoda canlandırarak radyo yayınlarını geleneksel Türk tiyatrosunu halka anlatma aracı olarak kullandı. TRT İstanbul Radyosu’nda on beş günde bir yayımlanan ve sunuculuğunu Orhan Boran’ın yaptığı müzik eğlence programında Dümbüllü’nün Tevfik İnce ile birlikte rol aldıkları bölüm dinleyicilerden büyük ilgi gördü.
Dönemin ünlü komedyenlerinin âşık atışması gibi sahnede birbiriyle atıştıkları “Türkiye Komikler Müsabakası” adlı yarışmalarda sıklıkla Naşit Bey ile karşılaştı. Naşid Efendi'nin 1943 yılında ölümünden sonra orta oyunu geleneğini sürdüren en önemli isim Dümbüllü oldu.
1946 yılından itibaren elliye yakın sinema filminde rol aldı. Harman Sonu (1946), Keloğlan (1948), Dümbüllü Macera Peşinde (1948), İncili Çavuş (1951), Nasreddin Hoca (1965) gibi filmlerde rol aldı. Oynadığı filmlerde en çok Nasreddin Hoca tiplemesi ile özdeşleşti.
Türk tiyatrosunda geleneğin simgesi olan kavuğu ve fesi “Kanlı Nigar” oyununu Altan Karındaş’la birlikte Arena Tiyatrosu’nda sahneleyen Münir Özkul’a 17 Nisan 1968 tarihinde seyirci huzurunda sürpriz olarak teslim etti.
1968'den sonra zaman zaman sahneye çıkmaya, radyo oyunlarında yer almaya devam etti. 1970’te, Nurhan Damcıoğlu ve Halit Akçatepe ile birlikte Çalıkuşu Opereti’nde rol aldı.
Geçirdiği bir trafik kazasından sonra 5 Kasım 1973’te 75 yaşına öldü. Cenazesi, 30 Ekim 1973 tarihinde açılan Boğaziçi Köprüsü üzerinden geçirilen ilk kişi olan Dümbüllü Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Kel Hasan'ın fesi ve kavuğu
Dümbüllü'nün hocası Kel Hasan Efendi'den devralıp 1968'de Münir Özkul'a devretiği fesi ve kavuğu Türk tiyatro oyuncuları arasında geleneksel bir törende devredilmektedir. Bu fes ve kavuk Türk tiyatro oyunculuğu mirasını temsil eder.
Münir Özkul, Dümbüllü'den aldığı ve tuluat sanatının simgesi sayılan fesi Müjdat Gezen'e; Müjdat Gezen ise 2017'de Baba Sahne'nin açılışı sırasında Şevket Çoruh’a devretmiştir. Orta oyununu temsil eden kavuk ise Münir Özkul tarafından 1989’da Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu’nun kurucusu Ferhan Şensoy’a, 2016 yılında Ferhan Şensoy tarafından Rasim Öztekin'e devredilmiştir. Rasim Öztekin 2020 Ağustos ayı itibarıyla tiyatrodan emekli olmuş olması nedeniyle, Kavuk'u "Türkiye'deki sanat yapmanın zorluklarına karşı, sanatı ile kazandıklarını yine tiyatroya yatırarak Kadıköy'de Baba Sahne'yi kuran" Şevket Çoruh'a devredeceğini açıklamış, 20 Eylül 2020 tarihinde Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda düzenlenen özel bir devir teslim töreniyle Kavuk, Çoruh'a devredilmiştir. Böylece 2020 yılında Fes ve Kavuk tek bir sanatçıda buluşmuştur.
Oynadığı Filmler
- Nasreddin Hoca (1971)
- İstanbul Kazan Ben Kepçe (1965)
- Soytarı (1965)
- Serseri Aşık (1965)
- Nasreddin Hoca (1965)
- Temem Bilakis (1963)
- Ekmek Parası (1962)
- Gol Kralı Cafer (1962)
- Şeytan Mayası (1959)
- Fındıkçı Gelin (1954)
- Bayram Gecesi (1954)
- Canlı Karagöz (Mihriban Sultan) (1954)
- Nasreddin Hoca ve Timurlenk (1954)
- Dümbüllü Tarzan (1954)
- Kırk Gün Kırk Gece (1953)
- Yıldızlar Revüsü (1952)
- Vur Patlasın Çal Oynasın (1952)
- Dümbüllü Sporcu (1952)
- İncili Çavuş (1951)
- Ne Sihirdir Ne Keramet (1951)
- Harman Sonu Dönüşü (1950)
- Sihirli Define (1950)
- Keloğlan (1948)
- Dümbüllü Macera Peşinde (1948)
- Kılıbıklar (1947)
- Kızılırmak - Karakoyun (1946)
- Bu Kadar (1945)
0 Yorum:
Yorum Gönder