Hakkari adı, eskiden Van gölünün güneyinde ve bir bölümü de İran’a doğru uzanan yörelere yerleşmiş “Hakkar” kabilesinin isminden gelmektedir. Arap dili, coğrafyası ve tarihlerinde bölge adı “Hakkariye” olarak geçmekte olup, “Hakkarlar’ın Şehri” anlamına gelmektedir.
Yörede yapılan araştırmalarda ele geçen belgelerden ve çevrede bulunan kaya isimlerinden bölgenin tarih öncesi çağlarda yerleşim yeri olduğu, sırayla Sümerler, Akadlar, Urartular ve Asurluların uzun süre yaşadıkları tespit olunmuştur.
1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile Musul dahil beş bölgesi ulusal hududlar dışında kalan Hakkari aynı yıl il statüsü kazanmıştır. 1933 yılında Van İline bağlanmış, 1936 yılında yeniden il statüsü kazanmıştır.
Hakkari Dağları
Hakkâri dağları genellikle batı-doğu yönünde uzanır ve Orta İran Çöküntü Alanı'nı güneyden çevreler . Hakkâri Dağlarının il alanı içinde kalan kesimleri Habur, Zap, Avarobaşin vadileri ve Yüksekova Çöküntü Havası ile parçalanmıştır.
Sıradağın Botan Havzası'na bakan bölümleri, il sınırları dışında kalmaktadır ve akarsuların oluşturduğu derin vadilerle parçalanmıştır. Bu çok yüksek yaylalarda, kışlar uzun ve sert geçtiğinden, yerleşik yaşam yok denecek denli azdır.
Hakkâri il topraklarını ortadan bölen Zap Suyu Vadisi'nin doğusunda, Hakkâri Toroslarının ana kütlesi olan kuzeydoğu ve güneydoğu yönünde açılarak İran ve Irak sınırlarına dek uzanır.
Zap suyunun doğusunda Sümbül dağı ile başlayıp Gevar ovasının Güneyi boyunca İran sınırına dek uzanan bu yüksek sıra dağla, güneydeki Irak sınırı arasında kalan alan Şemdinli yöresinin en sarp kesimidir.Cilo ve Şemdinli yörelerindeki yüksek dağlardan çıkan ve güney yönünde akan akar sular , kalkerler ve volkanik kayaçlardan oluşan toprakların zamanla oymuş ve birtakım sarp bölmelere ayırmıştır. Cilo dağından güney batı yönünde Zap suyu dirseği içine doğru uzanan geniş dağ kütlesi, bu şekilde yontulmuş ve parçalanmıştır.Bu engebeli kütle üzerinde 3.000m'yi geçen çok sayıda doruk vardır.3.250m yükseltili Beridalo ve Yekboy dağları ,3.250m yükseltili Samur dağı,3.460m yükseltili Gare Dağı bunların başlıcalarıdır. Avarobaşın Çayı (Rubareşin) ile Şemdinli Çayı arasında ,geniş ölçüde volkanik kayalardan oluşan Sat Dağları (İkiyaka Dağları) uzanır.Kütlenin üzerinde 3.540m yükseltili Sat Dağı ile 3.356m yükseltili Gevaroki Dağı önemli doruklardır.
Cilo Dağı'yla, Şemdinli yöresinin yüksek dorukları ve sınır dağlarının yüksek bölümleri ,derin çukurlar, irili ufaklı taşlar ve buzullarla kaplıdır.
Genellikle, çıplak olan bu dağların, yalnızca güneye bakan bölümlerinde ve yer yer vadi yamaçlarında meşe ve ceviz ağaçlarına rastlanır. Yüksek kesimler karlarla kaplıdır.
Hakkari Doğal Yapı
Hakkari İli, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güneydoğu ucunda 42 10've 44 50' doğu boylamları ile 36 57 ve 37 48' kuzey enlemleri arasında yer alan bir sınır ilidir . İl merkezinin denizden yüksekliği 1.720 m' dır. 9.521 km2'lik il alanı , güneyden Irak, doğudan İran toprakları ; kuzeyden Van , batıdan Şırnak illeriyle çevrilidir .
Yeryüzü şekillerinin yaklaşık %88'ini dağların oluşturduğu Hakkâri illinde toprakların %86'sı tarıma elverişlidir .Bununla birlikte ekili - dikili alanın il alanı içindeki payı ancak %1.4'tür .
Van Gölü'nün güneydoğusuna düşen ve doğuda İran, Irak sınırına dek uzanan Hakkâri il alanı , Türkiye'nin en sarp ve dağlık yörelerinden biridir . 1941'de yapılan Birinci Coğrafya Kongresi'nde , "Hakkâri Bölgesi" olarak adlandırılan Doğu Anadolu'nun güneyindeki bu yöre Asya ve Avrupa dağlarının birbirine yaklaşması ve sıkışmasıyla yükselmiştir. Yüksek plato ve dağlar, genellikle kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanan havzalarla parçalanmış olmakla birlikte, vadilerin çok der , dik ve genç olması nedeniyle, ovalık alanlar son derece sınırlıdır.
Hakkari Platolar ve Yaylalar
Hakkari il alanının, %10,3'ü platolarla kaplıdır III. Zamanının sonlarında Avrupa ve Asya dağlarının birbirlerine yaklaşmasıyla yükselen bölgede kalkerli ana yapı ,iklim ve suyun etkisiyle kubbeleşmeye başlamıştır. Kubbeleşmenin başlamasıyla ,toprakların, suya buzul ve ısı farkına dayanıksız yerleri ,vadi ve çöküntü olukları şeklinde oyulmuştur.Böylece ,dar boğaz ve çöküntü alanlarıyla parçalanmış geniş plato düzlükleri ortaya çıkmıştır.Bunların en önemlileri Nordüz , Feraşin ,Mirgezer ve Mendin platolarıdır.
Nürdüz Platolasu
Botan Suyu'nun yayı içinde kalan ,çok geniş ve yüksek bir platosudur.Nordüz Platosu'nun çok küçük bölümü , Hakkâri İlinde kalmaktadır.Van'nın Çatak yöresinde başlayan plato Hakkari İl merkezinin kuzeyindeki Karadağ'a dek uzanır.Güneybatıda , Beytüşşebap yöresindeki Feraşin platosuyla birleşir.
Nordüz Platosunun , en alçak yeri 2.100m en yüksek yeri 2.750m dolayındadır.Çok yüksek olan platoda kışlar çok uzun ve sert geçer .Bazı kesimlerde kar örtüsü yedi ay kalır kimi kesimlerse ise on iki ay hiç kalkmaz.. Orman ağaçlarından tümünden yoksun olan platoda , bitki örtüsü açısında genellikle bir tek düzelik görülür.
Feraşin Platolasu
Botan Suyu ile Habur Suyu'nun su bölümü çizgisini oluşturan dağların güneye bakan bölümünde yer alan Feraşin Platosu çayır ve otlaklar bakımından Nordüz Platosu kadar zengin değildir. Beytüşşebap'a doğru eğilim olan platonun yüksekliği 2.000m'nin üstündedir. Bu platonun, çayırlarla kaplı yaylalık alanlarında , hayvancılık yapılmaktadır.
Mendin Platolasu
Mordağ'ın kuzey doğusunda yer alan Mendin Platosu, yükseltisi genellikle 2.000m üzerinde olan bir düzlüktür. İran topraklarına doğru eğimli olan bu platonun yüksek kesimlerinde kışlar çok sert geçmektedir. Bodur ağaç ve ağaçlıkları dışında önemli olan bir doğal örtüsü yoktur. Yükseltinin 2.000m'reye düştüğü yerlerde, çaylılarla kaplı yaylalık alanlar bulunur. Buralarda daha çok hayvancılık yapılır. Yer yer arpa ve buğday ekilmekte ise de, yazların çok kısa olması nedeniyle pek önemli boyutlarda değildir.
Bu önemli platoların dışında ha 'de özelikle Yüksekova yöresinde bulunan Gevar Platosu ekonomik etkinlikler açısından önemlidir. Bu platoda zengin çayırlarla kapalı, geniş yaylalara "Zoma " adı verilir. Bu kesimler ilde hayvancılık yapılan önemli yerlerdir.
Akarsular
Hakkari il toprakları, Dicle Havzası içersinde kalır. Dicle Irmağına katılan Büyük Zap ve Habur suları ile Büyük'a Zap karışan Avarobaşin, Şemdinli ve Hacıbey sularının havzaları da bu ana havza içinde kalmaktadır.
Dicle Havzası
Hakkari beylerinden Zahid Bey, beyliğini iki oğlu arasında paylaştırmıştı. Oğullarından Seyyid Mehmed, Vastan(Gevaş), Melik Dicle havzası, sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu 'unda en büyük havzalarından biridir. Havzanın ülke sınırları içinde, yaklaşık , 5.500km'lik su toplama alanı vardır. Yıllık ortalama su hacmi 18 milyar metre küpe ulaşmaktadır Dicle havzasının kuzey kenarını oluşturan Hakkâri yöresi engebeli ve yüksektir.Akarsular bol sulu olmalarına karşın, geniş tabanlı vadiler oluşturamamaktadır. Bu nedenle, bölge havzasının genellikle görülen olumlu gelişmelerden, genellikle yoksun kalmıştır.
Dicle Havzası
Van il topraklarında Haravil Dağı'nın kuzey yamaçlarından olan Büyük Zap Suyu güney batı yönünden akarak Albayrak İlçesi'nin doğusuna gelir. Albayraktan sonra güneye dönerek Başkale'nin doğusundan Hakkâri il sınırlarına girer. Mordağ'ın batı ucunda Nehil Suyu ile birleşmeye dek yatağı pek derin değildir. Başkale'ye dek vadisi de fazla geniş değildir. Hakkâri iline girinceye dek, çok geniş düzlükler oluşturan Başkale Ovaları'nın ortasından akar. Bu ovala il topraklarında, Bağışlı yöresine dek uzanır.
Karadağ ile Cilo Dağı arasındaki dar vadi olduğundan akan Büyük Zap Suyu, Hakkâri il merkezinden sonra geniş bir yay çizerek Samur Dağı'nın çevresini, batı-güneydoğu yönünden geçer ve Çukurca yöresinden Irak sınırlarına girer. Büyük Zap Suyu'nun ülke sınırları içindeki uzunluğu 180-190 km'dir. Bunun, yaklaşık 100km'lik bölümü Hakkâri il alanında kalmaktadır. Besleme alanı, karlarla örtülü yüksek dağlarla çevrili olduğundan suyu her mevsim boldur.
Hakkâri'nin Şemdinli ve Dağlıca yörelerinin sularını toplayan Avarobaşin ve Şemdinli suları ile Hacıbey Deresi de Büyük Zap Suyu'nun kollarıdır.
Harbur Suyu
Nordüz ve Feraşin platolarından doğan Habur Suyu, önce güneybatı yönünden akarak Beytüşşebap'tan geçerek; sonra güneye dönerek
Tanin ve Altın dağları arasındaki çöküntü oluğundan geçip, Irak topraklarına girer. Irak'tan Zaho'yu geçtikten sonra ,yeniden, Türkiye il sınırlarını oluşturacak şekilde akar ve Siirt il sınırında Dicle'yle birleşir. Dicle ile birleşmeden önce Uludere yöresinden kaynağı alan ve Siirt'in Irak il sınırını oluşturacak şekilde akan Hezil Suyu'nu alır. Habur Suyu'nun Hakkâri il topraklarındaki bölümünün uzunluğu, yaklaşık 60km'dir.
Göller
Hakkâri'de özellikle Cilo, Sat ve Karadağ üzerinde buzul ve krater gölleri bulunmaktadır . Bu dağların yaklaşık 2.600m'den yüksek yerlerinde Özellikle kuzey yamaçlarında büyüklü, küçüklü buzul yalakları görülür. Buzul yalaklarından bazıları kapalı çanak biçimindedir. Bazıları sonradan akarsuların oyma ve aşındırması ile vadi ağzını bağlamış durumdadırlar. Çanaklaşmış buzul yalakları, zamanla buzul göllerine dönmüştür. Buzul göllerinin oluşumunu açıklanması bakımından, bunların en önemlisi Gelyana Gölü'dür.
Hakkâri il alanı,Dicle Irmağı'nın kolları olan Zap ve Habur Suları havzaları üzerinde yer alır. Hakkâri yöresini örten Doğu Torosların yayı, neojen otlarından aşınmış, daha sonra şiddetli yükselmelere uğramış ve kubbeleşmiştir dağlardır. Yüksek yerlerde buzul oyma ve birikintileri ortaya çıkmıştır. Buzulların gerilmesinden sonra, akarsu oymaları sonucu, derin karstik vadiler oluşmuştur.
Zap Vadisi
Havaril Dağları'nın güney yamaçlarından başlayan, Zap Vadisinin başlangıçta fazla dar değildir. Başkale yakınlarında vadi daha da genişler.
Bu geniş taban üzerinde Başkale Vadileri oluşmuştur. Daha sonra Hakkâri il sınırları içine giren vadide bu düzlüklerdir, Vadi, Nehil Vadisi ile birleşinceye dek sınırda da olsa sürer. Zap Vadisi Cilo Dağı'nın kuzeyinde Nehil Vadisiyle birleştikten sonra güneybatıya döner. Genişçe bir yay çizerek Altın Dağlarıyla Samur Dağları arasında geçer ve Çukurca yöresinde Irak topraklarına girer.
Zap Vadisi, ülkenin en derin ve dar vadilerden biridir. Bunun iki nedeni vardır, Hakkâri Toroslarının temelinde, kretase ve neojen kalkerleri büyük bir yer tutmaktadır. Kalkerlerin suya karşı dirençleri az olduğundan, derin vadiler oluşmuştur. Ayrıca, neojen sonlarında yörede olan şiddetli yükselmelerden dolayı yapılanmada etkisi büyük olmuştur.
Zap Vadisi, yer yer yarma vadi, yer yer de henüz gelişim tamamlanmamış(u) vadi şeklindedir.Bu nedenle, vadinin hiçbir yerinde geniş tarım alanları yoktur. Vadi yamaçlarında, bölgenin yükseltme hareketleriyle uyumlu olarak şekiller oluşmuş ise de buralar çoğunlukla yüzeyin yontulması sonucu birikmiş taş ve molozlarla kaplıdır. Bu düzlüklerde tarım yapma olasılığı yoktur. Vadi yamaçlarının genişledikleri yerlerde, az da olsa küçük tarım alanları vardır. Tarım toprakları çok yetersiz kaldığından vadi tabanına yakın yamaçlarda, yapay taraçalar oluşturulmuştur.
Zap Vadisi'nde sınırlı tarım alanlarında, kuzeyde daha çok olmak üzere, buğday ve arpa ekilmektedir. Ayrıca elma ve dut üreticiliği başta olmak üzere, bağcılık yapılır.
Nehil Vadisi
Yüksekova'nın doğusundaki dağların güney yamaçlarından başlayan Nehil Vadisi, önce güneybatı, sonrada batı yönünden uzayarak geniş bir yay çizer.Başlangıçtan hemen sonra tabanı genişler ve geniş bir düzlük ortaya çıkar. Bu düzlüğe Gevar Ovası adı verilir. Ovanın, batı ucunda, vadi, yeniden daralır ve bir boğaz şeklini alarak Zap Vadisiyle birleşir.
Gever Ovası
Nehil Vadisi'nin geniş düzlüğünü oluşturduğu ovadır.Burası eskiden kapalı bir ova iken Nehil Suyu Vadisi'nin yatağı derinleşerek zamanla Zap Suyu Vadisi ile birleşmiştir. Çöküntü oluğu olması nedeniyle, Doğu Toroslar'ın en büyük düzlüğüdür. Nehil Suyu boyunca uzanan ovanın uzunluğu, yaklaşık30km'dir. Genişliği ise 5ile10km arası değişmektedir.
Ova genellikle düzdür, ama ortasından geçen Nehil Suyu'na yakın yerlerde eğim çok düzensizdir. Alüvyal topraklarla kaplı olan, ova, çok verimlidir.
Nehil Suyu'nda. ovada katılan derenin suyu çok fazladır. Mart sonlarında çevre dağlarının karlarının erimesiyle, ovanın büyük bir kesimi göl olur.Kısa bir süre sonra sular çekilir. Sular kesilince çok büyük çayırlar yetişir. Suların çekilmediği bazı bölgelerde yaz boyunca kalan sular bataklık oluşturur.
Yaklaşık 1.900m yükseltili Gevar Ovası'nda kışlar çok sert ve uzun geçmektedir. Yüksek dağlarla çevrili olduğundan ova üzerinde yoğun atmosfer hareketleri görülmez. Ağır soğuk hava, ova üstüne çöker Yükselti ve iklim koşullarının elverişsizliği, dolayısıyla Gevar Ovasında bütünüyle tarım yapılmaz. Büyük bir bölümü çayır ve mera durumundadır.
Gevar Ovasında, hayvancılık bitkisel üretiminden daha yatkındır. Koyun, sığır, manda ve keçi beslenmektedir.
Avarobaşin Vadisi
İl sınırları içinde uzunluğu fazla olmayan bu vadi, çok dar ve derindir. Salt Dağı ile Cilo Dağı arasındaki kalkerli ve volkanik alanda, genellikle boğaz şeklinde uzanan bir yağma vadidir.
Salt Dağı ile Cilo Dağı'nın birleştiği sırtın batı yamaçlarında başlayan vadi, çok geniş bir yay çizerek dağları aşar ve Irak topraklarına girer.
Dağlıca yöresi ile sınıra yakın yerlerde, küçük tarım alanları vardır. Burada biraz arpa, buğday,mısır ekilmekteyse de, daha çok hayvancılık yapılmaktadır.
Şemdinli Vadisi
Şemdinli yöresi, Hakkâri'nin en engebeli kesimlerinden biridir. Türkiye-İran sınır dağlarının batı yamaçlarından başlayan Şemdinli Vadisi gerçek bir yarma vadidir. Çok dar ve diktir. Yer yer vadi tabanı ile vadi yamacının en üst noktası arasında ki farkı 1.000m'yi bulur. Vadide, düşeye yakın diklikler gösteren uçurumlar az değildir. Hem yamaçlar hem de vadi, kopan ve yuvarlanan kayalarla, taş parçaları doludur. Bu kesemin volkanik ve kalkerli yapısı nedeniyle, vadide bir çok mağara oluşmuştur. Mağaralarının içlerinden, "kapan"adı verilen patikalar geçer. Şemdinli Vadisi'nin, il sınırlarında dek olan bölümünde tarım alanı yoktur.
Hacıbey Vadisi
Irak,İran ve Türkiye sınırların9ıjn birleştiği noktadan başlayan Hacıbey Vadisi, Karadağ'ın güneyinde Irak'la sınır oluşturacak şekilde, güney batı yönünde uzanır.
Hacıbey Vadisinin oluşturduğu havzaya, Gerdi adı verilir Bu yöre, Hakkâri bölgesinin en alçak kesimidir.İklim özellikleri öbür yörelerden oldukça farklıdır. Yazlar daha sıcak, kışlar daha yumuşak geçer. Bu nedenle, Hacıbey Vadisi'nin il sınırları içindeki bölümde bulunan tarım alanlarında, buğday, arpa, mısır ekimi yanında yaz sebzeciliği ve meyvecilik de yapılmaktadır.
Jeolojik Yapı
Hakkâri kütlesinin temelini, kuzeyde ve merkezde I.zaman kristalen şistleri, güneyde ve doğuda ise daha çok kretase eosen kalkeri oluşturur. Kütlenin güney batısı, oldukça kalın, Çimentolaşmış konglomeralar ve kırmızı kumtaşları kaplıdır.
Yer Altı Zenginlikleri
Hakkâri, yer altı zenginliklerinden yoksun bir ildir. Öyle ki Maden Teknik Arama Enstitüsü'nün il topraklarında yaptığı araştırmalarda yalnız asbeste rastlanmıştır. Merkez İlçe yakınlarında yer alan bu maddenin de rezervi bilinmemektedir.İl topraklarında işletilir durumda her hangi bir maden damarı bulunmamaktadır.
Toprak
Ülke genelinde etkili olan erozyon, Hakkâri il topraklarında da başta gelen sorundur. Erozyonla birlikte, ölçüsüz ve bilgisiz kullanım, ilde yaklaşık 129.000 hektar alanı çıplaklaştırılmış ve tarıma elverişsiz duruma sokulmuştur. 640.000 hektarlık tarım yapıla bilir toprakta yok olmak üzeredir.
Hakkâri, içmeler ve kaplıcaların fazlaca olduğu bir il değildir. İlin tek şifalı su kaynağı, Beytüşşebap İlçesi'ne 4 km uzaklıktaki Ilıcak Köyü'nde yer alan Zümrüt Kaplıcalarıdır. Bileşiminde kükürt bulunan 36 derece sıcaklıktaki su, saniyede 1 lt kaynamaktadır. Mafsal romatizması ve kalp yetmezliği hastalıklarına yararlı olan kaplıca suyunun, kısırlığı tedavi edici bir özelliği olduğunu da söylenmektedir. Hakkâri'ye 136 km uzaklıktaki kaynağın yanında, banyolu ve ikisi açık biri kapalı 3 havuzu bulunan bir motel vardır.
İklim
Hakkâri İlinde iklim, yörelere göre de değişiklikler göstermektedir. İlin yüksek kesimlerinde Doğu Anadolu'nun sert karasal iklimine yakın bir iklim tipi egemenken, ildeki vadi tabanında Akdeniz ikliminin etkisi görülmektedir.bu iklim koşulları bitki örtüsünde de belirtilmekte, yüksek kesimlerdeki sert iklim, bitkilerin gelişimini engellememektedir.buna karşılık, ildeki vadi tabanında egemen olan Akdeniz iklimi, bu bölgelerde, susam, pirinç ve meyve yetişmesinde olanak vermektedir.
Hakkâri Dağları'nda genellikle gür bir bitki örtüsü yoktur. Ancak, dağların kuzey ve güney yamaçlarıyla vadi etekleri yer yer, orman, funda ve çalılıklarla örtülüdür. Doğal bitki örtüsün azlığına karşın dağlar, sürekli kar altında kalan kuşağa dek bütünüyle doğal orman sınırı içinde kalır. Bölgede rastlanan ağaçlık, parçalarından bu ormanların yaylacılık, yamaçları dikliğe ve yakacak gereksimi gibi nedenlerle yok edildiği anlaşılmaktadır.
İlde, doğal örtüyü oluşturan, bitki türleri de çok çeşitli değildir. En çok rastlanan ağaç meşedir. Bunlar yamaçlarda, seyrek ve kısa boylu, vadi tabanlarına yakın yerlerde ise, sık ve yüksek oranda gelişmektedir. Meşe yetişen kesimlerde yabanıl meyve ağaçlarıyla, alıç ve ardıç da bulunmaktadır. Cilo Dağı'nın Büyük Zap Vadisi'ne bakan yamaçlarıyla, Çukurca, Şemdinli ve Beytüşşebap yörelerinde, ardıç ve söğütten oluşan bozuk korular ve meşeden oluşan baltalık ormanlar vardır.
İl yaban hayvanları bakımından son derece zengindir. Ancak, son yıllarda yapılan düzensiz avlanmalar sonucu, Hakkâri'deki kimi hayvan türlerinin sayısı azalmıştır.
Ekonomi
Geçim kaynaklarının başında sınır ticareti ve hayvancılık gelir. Sınır ticareti Irak Savaşı, hayvancılık ise silahlı çatışmalar nedeniyle sekteye uğramıştır. Bu nedenle işsizlik çok yüksek düzeydedir.
Nüfus
Nüfusu 280.991'dür. Bu nüfusun %62,30'u şehirlerde yaşamaktadır (2019 sonu). İlin yüzölçümü 7.095 km2'dir. İlde km2'ye 40 kişi düşmektedir. (Bu sayı yeni ilçe Derecik'te 53’dür.) İlde yıllık nüfus % 1,91 oranında azalmıştır. Nüfusu en çok artan ilçe: Derecik (% 1,85). Nüfusu en çok azalan ilçe: Çukurca (-%6,24) 04 Şubat 2020 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 5 İlçe, 8 belediye, bu belediyelerde 53 mahalle ve ayrıca 124 köy vardır.
2019 yılı sonunda Hakkâri ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgiler | |||||||||||
İlçe | Nüfus 2018 | Nüfus 2019 | Nüfus Artışı % | Belediye Sayısı | Mahalle Sayısı | Köy Sayısı | Köy Nüfusu | Şehir nüfusu | Şehirde oturan % | Alanı km2[12] | km2'ye düşen kişi |
Çukurca | 17.216 | 16.141 | -6,24 | 1 | 3 | 8 | 7.623 | 8.518 | 52,77 | 725 | 22 |
Derecik | 22.953 | 23.377 | 1,85 | 1 | 6 | 4 | 13.168 | 10.209 | 43,67 | 437 | 53 |
Merkez ilçe | 81.424 | 78.672 | -3,38 | 2 | 22 | 36 | 15.917 | 62.755 | 79,77 | 2.179 | 36 |
Şemdinli | 45.117 | 43.886 | -2,73 | 1 | 5 | 18 | 27.930 | 15.956 | 36,36 | 1.207 | 36 |
Yüksekova | 119.760 | 118.915 | -0,71 | 3 | 17 | 58 | 41.290 | 77.625 | 65,28 | 2.547 | 47 |
HAKKÂRİ | 286.470 | 280.991 | -1,91 | 8 | 53 | 124 | 105.928 | 175.063 | 62,30 | 7.095 | 40 |
İlin yıllara göre nüfusları
Hakkâri il nüfus bilgileri | ||||
---|---|---|---|---|
Yıl | Toplam | Sıra | Fark | Şehir - Kır |
1965 | 83.937 | 67 | %17 14.132 69.805 %83 | |
1970 | 102.312 | 67 | %22 | %20 20.794 81.518 %80 |
1975 | 126.036 | 72 | %23 | %24 30.332 95.704 %76 |
1980 | 155.463 | 71 | %23 | %28 44.118 111.345 %72 |
1985 | 182.645 | 70 | %17 | %30 55.563 127.082 %70 |
1990 | 172.479 | 70 | -%6 | %41 71.099 101.380 %59 |
2000 | 236.581 | 69 | %37 | %59 139.455 97.126 %41 |
2007 | 246.469 | 65 | %4 | %55 136.124 110.345 %45 |
2008 | 258.590 | 63 | %5 | %55 143.225 115.365 %45 |
2009 | 256.761 | 63 | -%1 | %55 141.632 115.129 %45 |
2010 | 251.302 | 65 | -%2 | %54 136.050 115.252 %46 |
2011 | 272.165 | 63 | %8 | %57 153.860 118.305 %43 |
2012 | 279.982 | 62 | %3 | %56 156.109 123.873 %44 |
2013 | 273.041 | 63 | -%2 | %55 149.217 123.824 %45 |
2014 | 276.287 | 62 | %1 | %55 150.779 125.508 %45 |
2015 | 278.775 | 62 | %1 | %55 152.790 125.985 %45 |
Konum Bilgileri Tablosu
Spor
2018-2019 Sezonu sonunda, Hakkâri’nin liglerdeki futboldaki tek takımı Yüksekova Belediyespor, BAL grubunda 9.olmuştur. Kadınlar futbol 1.ligindeki Hakkârigücü, lig 6.sı olmuştur. Ayrıca Voleybol erkekler 2. liginde 2, bayanlar 2.liginde 1 takımı bulunmaktadır.
Önemli spor tesisleri: Yüksekova İlçe Stadyumu (5.000), Hakkâri Kapalı Yüzme Havuzu (100) ve Mergabüt Kayak Merkezi.
Ulaşım
Hakkâri iline karayolu ve havayolu ile ulaşmak mümkündür.Sert coğrafi koşullar şehre olan ulaşımı büyük ölçüde zorlaştırmaktadır.Bu yollarda çığ ve heyelan riski yüksektir.D 400 ve D 975 devlet yolları şehre bağlantı kuran yollardır D 400 karayolu Şırnak üzerinden gelerek, Yüksekova üzerinden Esendere Sınır Kapısı'na ulaşır.Bir diğer yol olan D 975 karayolu Hakkâri ve Yüksekova yol ayrımında D 400 karayolu ile birleşmektedir. Yüksekova ve Şemdinli arası ulaşım ise rakımı 2000 metreyi aşan Haruna Geçidi'nden geçen yol ile sağlanmaktadır.Çukurca ilçesine ulaşım ise D 400 karayolundan ayrılan bir yol ile sağlanır.
2015 yılında açılan Hakkâri Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanı, Hakkâri ile ülkenin büyükşehirleri arasında hava ulaşımı sağlamaktadır.
İLÇELERİ
Çukurca
Hakkâri ili'nin 4 ilçesinden biri ve aynı ilçenin yönetim merkezi olan bölge.
Çukurca, Urartu uygarlığı'nın ilk yerleşim yerlerinden biri olarak bilinmektedir. Abbasiler bu küçük yerleşim yerini "mir" adı verilen dini, siyasi askeri şeflikle yönetmişlerdir. Selçuklular döneminde ilçe İmadiye Beyliği'ne bağlanmıştır. Selçuklular'dan sonra Osmanlı döneminde Hakkâri Beyliği'ne tabi olmuştur. I. Dünya Savaş'ında Ruslar ve Nasturi'ler Çukurca'yı tahrip etmişlerdir. Musul sorunu ile önem kazanan Çukurca, 1926 yılında Ankara Antlaşması ile Türkiye toprakları içine alınmıştır. 6068 sayılı kanunla 1953 yılında ilçe yapılmıştır. Çukurca, Türkiye-Irak sınırına yakın mesafede olması sebebiyle sık sık saldırılara ve çatışmalara sahne olmaktadır. Çukurca rakımı az olduğu için kışları görece ılıman geçer kar örtüsü çok incedir ve Mart ayı ile beraber tamamen erir.baharın erken geldiği ilçede sıcak hava meyveleri incir ve nar yetiştirilir. Yazları yağışsız geçer kuru ve sıcak bir havası vardır.
Derecik
Kuzey Irak sınırında 1450 metre rakımı olan İlçe, Şemdinli'ye 65, Hakkâri'ye 190 Kilometre uzaklıkta Kuzey Irak sınırında Hakkâri'ye bağlı ilçe.
2018 yılına kadar Şemdinli'ye bağlı bir belde olan Derecik, 18 Ekim 2018 tarihinde Hakkâriye bağlı ilçe olmuştur. İlçenin nüfusu 2018 yılı itibari ile 22.953'tür. İlçenin ilk kaymakamı İdris Arslan olarak atanmıştır.
Şemdinli
Hakkâri ilinin 4 ilçesinden birisi ve bu ilçenin merkezi olan şehir.
Yüksekova'dan 2.110 metre yükseklikteki Haruna Geçiti ile ayrılan ilçe, Zap Suyu'nun bir kolu olan Pesan Çayı, Şemdinli Deresi ve kolları tarafından sulanan bir alandan oluşur. İran ve Kuzey Irak ile sınırdaş olan ilçe, doğal güzellikleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekmektedir.
Asurice (Doğu Aramicesi) 'Şamizdin' adına tarihi kaynaklarda 9. yüzyıldan itibaren rastlanmaktadır.
Musul'da Nakşibendi tarikatını ihya eden Mevlana Halid-i Bağdadi'in müridi olan Seyyit Taha 19. yüzyıl başında Şemdinan bölgesindeki Nehri köyüne gelerek önemli bir medrese kurmuş, aşiretleri barıştırmış ve Osmanlı tabiiyeti altında Urmiye'den Van'a kadar uzanan alanda etkisi hissedilen bir egemenlik tesis etmiştir. 1854-58 Rus Harbinde Hakkâri aşiretlerini Osmanlı Devleti lehine seferber etmekte önemli bir rol oynayan Seyyit Taha halen Hakkâri ve Irak arasında büyük saygı ile anılır.
I. Dünya Savaşı'nda Şemdinli dört kez Rus işgaline uğramıştır. İlk işgal 5 Kasım 1914'ten Aralık 1914'e, ikinci işgal 13 Mayıs 1915'ten itibaren kısa bir süre, üçüncü işgal 1915 sonbaharından 31 Temmuz 1916'e, dördüncü işgal 10 Ağustos 1916'dan 24 Kasım 1917'ye kadar sürmüştür. Savaşı izleyen dönemde Şikak aşireti reisi İsmail Ağa (Simko) 20.nci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa ile işbirliği yaparak Hakkâri'den İran'ın Urmiye bölgesine çekilen Nasturilerin bölgeye dönmelerine engel olmuştur.
- Taş Köprü, Şemdinli ilçe merkezine 12 kilometre ve Bağlar Nehri köyüne 4 kilometre mesafede bulunan köprünün yüksekliği 11 metre, uzunluğu ise 21 metredir.
- Kelat Sarayı, Şemdinli ilçe merkezine 17 kilometre uzaklıkta ve Bağlar köyünün güney batısında dere kenarında bulunmaktadır.
- Kayme Sarayı, Bağlar köyünün kuzeyinde bulunmaktadır.
- Kara Kilise, Şemdinli ilçe merkezine yaklaşık olarak üç km uzaklığında Beşevler Mahallesinin kuzeyinde bulunmaktadır. Çok eski bir yapıt olduğundan çoğunluğu harabeye dönüşmüştür.
Yüksekova
Hakkâri ilinin dört ilçesinden birisi ve bu ilçenin yönetim merkezi olan şehir.
Ülkenin güneydoğu ucunda, Türkiye-İran-Irak sınırlarının kesiştiği nokta yakınlarında yer alan ilçe, İran'a açılan (Esendere sınır kapısı) ve ileride Irak'a açılacak sınır kapılarıyla Türkiye'nin stratejik öneme sahip ilçelerinden biridir.
Oldukça eski bir kent olan Yüksekova'da yerleşimin MÖ 7000'lere değin uzandığı kesin olarak bilinmektedir. MÖ 1000'de ise yörede Urartular yaşamıştır. I. Süleyman devrinde Osmanlı hakimiyetine giren kentin eski adı Gevar'dir.
Şehir, I. Dünya Savaşı sırasında Rus işgaline uğramışsa da 5 Mayıs 1918'de Rus işgalinden kurtulmuştur. 19. yüzyılda Van Vilayeti'ne bağlı Hakkâri Livası'nın kazası olan Yüksekova, 1936'da ilçe durumuna getirilmiştir. İlçe merkezin eski adı o yıllardaki ismi ise Dize'dir.
1990'lı yıllarda yoğun bir göç dalgasına maruz kaldı. Ocak 2016'da Hakkâri il merkezinin idari tedbirler kapsamında Yüksekova'ya taşınacağı duyuruldu.
Yüksekova, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Hakkâri bölümünde bulunur. Kuzeyinde Van'ın Başkale ilçesi, doğusunda İran, güneyinde Irak ve batısında Hakkâri ana (merkez) ilçesi bulunur. Yüksekova, dağlar arasında bir çöküntü alanında kurulmuştur. Ovanın yükseltisi 2000 metreye yakındır. Yaklaşık olarak genişliği 15 kilometre, uzunluğu 40 kilometredir.
Kapalı bir havza konumunda olan ova, kışın soğuk hava akımlarının üzerine çökmesi ile soğuk kışlar geçirir. İlçeye ve kente genel olarak sert bir kara iklimi hakimdir.
TÜİK'in yayınladığı 2019 son sayım sonuçlarına göre ilçe merkezi nüfusu 61.859, ilçe nüfusu 118.915'dir ki Türkiye'deki diğer ilçe merkezleri ile karşılaştırıldığında nispeten büyük bir şehir sayılabilir.
0 Yorum:
Yorum Gönder