Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

















SON YAZILAR :
Loading...


02 Aralık 2020

Determinizm&İndeterminizm

 

Gönderen: Mehmet Haluk Başpınar

İNDETERMİNİZMİN ŞANS SERİLERİ (aLINTIDIR)

''indeterminizm HAKTIR. Fakat gizli değişkenler savunucularının determinizmi de hortlatmaları pahasına yaratılmanın da hak olduğunu gündeme getirirken, sadece lâfta kalan "Gizli değişkenlerin" ne olduğuna ilişkin hiçbir fikirleri olmayışları Bohr görüşündeki " Gizli değişkenleri" alaya almalarına neden olmaktadır.

Biz, gizli değişkencilerin, indeterminizm ilkesi uyarınca parayı attığımızda yazı yüzü geliyorsa, gözlemlediğimiz sübjektif (Anomali) bir "Tura" da öteki evrende AYNI ANDA gerçekleşmektedir.

Anomali. AYNI ZAMANDA (Senkronize) fakat iki ayrı MEKANDA birbirine zıt pariter bir çift olayın gerçekleştiğini bildirmektedir. P- simetrisinin kendisi olan pariter paralellik, bir tek olayın eşit iki şansının aynı anda iki ayrı kozmosda gerçekleşeceğini bildirmektedir.

·          

Kesinsizlik ilkesi ya bu tek paranın "Sayısız" kez atılmasıyla ya da sayısız parayı bir tek kez (Veya daha çok sayıda) atarak ihtimali anket etmek ister. Dolayısıyla ihtimal kavramı çok sayıda tekrarlanan olaylara uygulanır.

Bir zar atınca istediğimiz sayının gelmesi ihtimali altıda- bire iner ve çok yüzlü bir zarda yüzey sayısıyla orantılı olarak ihtimal sonsuza doğru azalır.

İhtimalin sıfır olması için sonsuz sayıda yazı-tura, zar vb. atarsak, hep istediğimiz gelirse bu gerçekleşir. "Determinizm bu olgudur."

Ya da kesin ihtimalin bulunması için, bir tek paranın sayısız kopyasını çıkarıp çok sayıda alarak "İhtimalin" kesin sonucunu bulurduk!

Bu şans serileri evrene uygulandığında evrenin görüntüsü değişir. İhtimal kavramı yıkılırsa, fizik yasaları da sarsılır. Başlangıcı olmayan bir evrenden gelmiş oluruz. "Dışarıda hiç bir şey kalmaksızın ve dışarıdan bir şey eklenmeksizin burada ne görüyorsak o tüm evren oluverir. Temel parçacıkların derinliğinde de ihtimal olmayınca da başsız-sonsuz bir evren tek evren olmak" zorunda kalırız.

Ama temel parçacıklar ihtimalli tertipler üzerine kurulmuşsa, karşımıza kozmik bir karadeliğin ardındaki ihtimal aralığı olan "Tünel" ve hata "Süper-uzay" dolusu sayısız, sonsuz "Evrenler" olduğu ortaya çıkar.

En az ihtimale indirgenen "Parite" teoreminde "Yukarıdaki ile aşağıdakinin" aynı olduğu görüşü vardır. Maddenin eşleniği (Cebirin negatif sayılan olan antimadde) ve cebirin soyut sayıları takyon kütlesi ve bunun "Anti"si madde- enerji ikilsi, parçacık dalgacık düalitesi vb. evrenin ikilemi olduğunu ortaya koyar. Parite kavramı da "Her şeyin çift yaratıldığı" görüşündedir. Bu çiftleri de "bir tünel" bağlar.

Schwarzschild tüneli böyle bir "Kanal-Tünel" olayıdır, İkilem dolayısıyla birbiriyle "% 50'şer eşit şansa sahip" iki olay birden oluşur. Aralarındaki belirsizlik, netsizlik bireysel ince ayrımlar ve gizli değişkenlerle kanal olayını yaratır. "Karşı kanal" ile aramızdaki değiş- tokuş, "Eşlenik karakterli" iki şey arasında oluşur. Buradan yapılan bir nakil oradaki eşleniği dengeler ve böylece "Rosen ödemeler tüneli" fikri ortaya çıkar.

Parite kavramı iki % 50 ihtimali; indeterminizm de sonsuz sayıda ihtimali öngörür: Sonsuz boyutlarımız olduğundan, sonsuz mekanlardaki, sonsuz boyutların kurduğu, sonsuz evrenler gündeme gelir. Böyle olsa bile "Paralel evrenler" hep çift parite göstermelidir. Yâni her iki evren alındığında bunlar birbirinin aynadaki yansısı olmalı, aynı karakteristiği taşımalıdır.

İhtimal dalgası, böylece bize belirsizlik sonuçları getirir "Tek ihtimal, mutlak kalıcı ve nedensel değerler yerine" net- absolüt olmayan, belirsiz-kesinsiz bir evren sunar. Kuantum teoremi de hiçbir parçacığın sonlu bir uzay içinde sonsuza kadar kalamayacağını, öteye fırlayacağını öngörür.

Bu kargaşanın "Kur'an" ile nasıl çözümlendiğini "Negatif anomali ihtimaller" konusunda sunacağız. Böyle bir ihtimal de takyonik ya da soyut (Esiri)'tur.

Örneğin paranın yazı gelmesi % 50 ihtimaldir. (Nomali) Fakat soyut bir evrende bir paranın yazı gelmesi %- 50 ihtimaldir (Anomali). Yâni SIFIRDAN KÜÇÜK (Eksi) ihtimaldir!...

Bunun ne anlama geldiğini ve ALLAH'ın yaratmasının "İHTİMALİN SIFIR" olduğu, "Levhi Mahfuz'da" önceden ve kumara yer verilmeksizin nasıl başladığını sunacağız. Rabbin "Kumar oynamadığını" İHTİMALİN SIFIR OLDUĞU DETERMİNE Bilinçli bir yaratılışla evreni var ettiğini anlayacağız. .Her şey çift yaratıldığından ve Allah "İki doğu (yazı) ve iki batı (Tura)'nın Rabbi olduğundan" %200 ihtimalin ASIL olduğu ve dörde bölündüğü (%50, %50, %-50, %-50) yaratılışı ve Rabbin BİR=EHAD olan sayısının ( + +1 ), + +1 ), ( + −1 ), ( − −1 ) ya da +1, - 1, +1i,-1i dörtlüsünden olacağını daha sonra açacağız. Ayeti Kerimelerde geçen "Doğu ve batı" misali, sadece pozitif ihtimal çifti için geçerlidir. "İki doğu ve iki batı" misâli ise ayrıca NEGATİF (Sübjektif) ihtimallerin varlığının âlimlere göstergesidir. ALLAH, "Hem iki doğunun hem iki batının RABB'idir" ki bu ÇİFT SONSUZUN hem de bütün "Alemlerin RABBİ" olduğundan sonsuz evrenin Rabb'idir. Yâni, iki doğu ve iki batı, aynı zamanda birçok (Sonsuz) âlemden sadece dördü olup, Kur'an misâllerinde "Çiftin çifti" diye geçer. (Rahman süresindeki dört cennet gibi...)

Yukarıdaki iki âyet misâli nedeniyle, ihtimal hesaplarının sonucu, sonsuz sayıda evrenler olduğunu, bunların sonsuz sayfalı dev bir kitabın karşılıklı sayfaları olduğunu anlıyoruz. Bu kitaplar Süper uzay= Misâl âlemi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Bu demektir ki tek bir süper kâinat (Kütüphane) içinde sonsuz evren (Kitaplar) ve uzay-zamanlar (Sayfalar) bulunmaktadır.

Ama, gizli değişkenler, varlığına göre aynı zamanda, "Keyfi bir sonsuzluk" yasaklanmaktadır. Çünkü "Sonsuz" terimi kısıtlanıp da arkasında "Sonsuz ötesi" bir matematik daha keşfedildiğinden haberi olmayan biri için sonsuzun sonu gelmez.

Oysa, sonsuz dediğimiz her şeyin sonlu olduğu ve mutlak sonsuzun tekil, yani sadece ALLAH'a (C.C.) ait olduğunu bize sonsuz ötesi matematik çoktan ispatlamıştı.

Bu demektir ki. evrendeki sonsuz ihtimalli sonsuz paralel evrenin ötesinde, bütün bu evrenleri denetleyen "SONSUZ ÖTESİ' tek kâinat vardır: Burada her şey ihtimalsiz ve tek ihtimâlle yaratılmıştır. (ARŞ'ın Kürsileri, Levhi Mahfuzları, Kalemleri bu sonsuz ötesi ihtimalsizliğin ya da ihtimalin sıfır olduğu katmanlardır. Çünkü sonsuzdan ötededir.)

Arz'ın sonsuzu ise küre gibi bir evrende kısıtlanmıştır. Evren küçük bir sonsuzdur. Kaç tane evren olursa olsun, her bir kavramın (Madde, evren vb.) mutlaka bir paritesi karşılığı vardır. Bu karşılık eşleniktir. (Kuanta ters kutuplanan öteki kuant, elektron spinlerinin bakışıklığı, elektrona karşı pozitron; anti atoma karşı atom ve evrene karşı, karşı-evren gibi...)

Sonsuz kavramı böylece ÇİFT ÇİFT olduğu için YARIYA indirebiliriz. Bir varlığın karşısında mutlaka onun karakteristiğini taşıyan eşleniği vardır. (Dünya ve karşı-dünya yâni Arasat.)

Böylece (Determinist) "Gizli değişkenler" ile (indeterminist) "Sonsuz ihtimal" yanlılarının "Uzlaşımı" ÇİFT ÇİFT- TAKIM SONSUZ SETLERE olarak birlenebilmektedir.

Determinizm, "Bireylerin kaderiyle ilgilendiğinden" bunu başarmak "Bizim haddimiz" değildir. Örneğin bir okyanus dolusu su moleküllerinin her birini ayrı ayrı denetleyemeyiz. Ya da trafik anarşisinin en sevdiği ülke olan yurdumuzda yılda kaç kişinin can vereceğini D.İ.E. yaklaşık hesaplayabilir ama kurbanların "KİMLER" olacağını belirleyemez. Fakat LEVHİ MAHFUZ, bunu belirlemiştir ama onu YAZANDAN gayrisi asla okuyamaz.

Dolayısıyla fizik evrende "Bireysel kader olan DETERMİNİZMİN" savunması çok saçmadır! Evren bir yaratık olduğundan kendisi bir istatistik toplumdur. Evren bireyle, tekille değil; popülasyon (çoğulla ilgili olan KESİNSİZLİK ilkesiyle yönetilmektedir. Çünkü bireylerin (Nefislerin) kaderi sadece YARATICI ALLAH'ın işidir. Rabb'in âyetleri, "Kendi katında yalnızca kendisinin saptadığı, dilediği (İrade buyurduğu) bir determinizmden söz eder.

Örneğin "Zerre ağırlığında, bundan küçük ve büyük her özün (Bireyin) Levhi Mahfuz'a kesinkes kayıtlı" olması âyetinin ilâhi MİSALİ bize "ALLAH KATINDA DETERMİNİZMİN" hak olduğunu, oradaki bireysellik bize göre GAYB; fakat Gaybın sahibi ALLAH'a göre hiçbir şey gayb değildir. Her şey O'nun, katında İNDETERMİNİZMİN geçerliliğinin nedeni insan ALLAH gibi tam anlamıyla hükmederek, takdir ederek değil; fakat evren istatistikleri olarak "Yaklaşık" bilebilmek yetkisine sahiptir. (Buna BİLİM deniyor.)

ALLAH'ın İRADELİ KÜLLİYESİ determinist ve kesinkes; kulun iradei cûziyyesi ise kesinliksiz, belirsizlik ilkesine uyar. Determinizm sadece ALLAH KATINDA, indeterminizm ise kul katında bir ilke olarak evrenselleşmiştir

ALLAH katında bizatihi kendisinin tâbi olduğu hiçbir yasa ve ilke yoktur. ALLAH ilke ve yasaları kendisi yaratır, koyar ve yaratıkları o ilkeye tâbi olurlar. (Levhi Mahfuz tutanağı ve ona yazan KALEM misâlleri budur!)

ALLAH, zamandan, mekândan ve indeterminizmden beridir (Sübhanallah). Çünkü hiçbir hız, konum, takvim O'nu bağlamaz, "O" bildiğimiz bir atomaltı yapıdan ya da başkaca (Nur gibi) birimlerden yapılmadığından uzay-zamana bağımlı değildir. Zaman kavramı içine giren nedensellik (Öncelik sonralık sıralaması) ilkesi ALLAH'I bağlamaz. Zâten belirsizlik ilkesi, NEDENSELLİK MEKANİZMASININ gereği vardır. Nedensellikli bir evren dinamiktir, yâni zerre kadar bir noktasında her an değişen bir fizik vardır. Bu nedenle evrenin maddi tarafı, sadece indeterminizm ilkesiyle yönetilmektedir. Çünkü bu ilke sadece "Zaman boyutunun" olduğu yerde (Mekânda) geçerlidir.

Zaman içinde öncelik sonralık sıralaması olan nedensellik ilkesi ışık hızı aşıldığında da peşimizi bırakmaz, TERS döner, bu kez önce "SONUÇ onu izleyecek "NEDEN" ortaya çıkar.

Nedenselliğin ' tersine dönmesiyle bu kez ANOMALİ denen negatif belirsizlik matrisleri işbaşına gelir.

Fizik evrende belirsizlik; fakat fizik-aşırı evrende belirlilik ikisi birden vardır. Yani iki tarafında belirsizliklerden bir. belirlilik ÜST SİSTEMDE denetlenir. Allah gaybına kimseyi ortak etmez.

Gayb ise ALLAH'a sır değildir; çünkü Gayb'ı yaratan ALLAH'tır. Gayb âlemi, türkçemizdeki 'KAYIP" kelimesine karşılık tutulmakla birlikte, KUR'AN MİSAL anlamı, evrende yaratılan her şeyin mutlaka "LEVHİ MAHFUZ isimli DETERMİNASYON DEFTERİNE KAYITLI OLMASI" dışında kalan, akla gelebilecek, yaratılmamış, gerçekleşmemiş her ihtimalin toplu mekânına GAYB ALEMİ demekteyiz.

Yaratılanlar (Mânâ, misâl vb.) âlemlerinden; yaratılmamışlar ise GAYB âlemi sakinleridir. Gayb âleminin diğer gizli bir adı da "ŞEYLER=EŞYA" âlemidir. Yaratılanlar ise varlıklar, nefislerden olup "LEVHİ MAHFUZ" kaydından olanlardır.

Her bir özkimliğin (Zerre, kürre, insan, atom hücre vb. gibi tüm nefislerin) Levhi Mahfuz'da özel bir yeri vardır ki, bu özel yeri bir başkası daha bilemez. (Bunun için ALLAH İLE KUL ARASINA RESULULLAH DAHİL, ÜÇÜNCÜ BİR ŞAHIS GİREMEZ! Şefaat eden ALLAH'tır; Resulullah sadece vekildir. Eğer peygamberler şefaat edebilseydi Hz. Nuh âsi oğlu YAM (Kenan)'a şefaat ederdi.)

ALLAH.Arş'ı İSTİVA etmiştir. Arş'ın dibinde, evrene bakan yüzünde ise Levhi Mahfuz denen sonsuz çarpı sonsuz bir matris (Vefk) bulunmaktadır. Bu sonsuz vefkin her bir kutusu bir varlığa aittir, onun yazgısını içermektedir. ALLAH "işlerini, işlevlerini ARŞTAN ARZ'A doğru, tavandan tabana yönetmektedir. Bunu bize birçok âyet bildirmektedir. Her varlığın özel modülünden (Vefk bölümünden) varlığın kendisine bir ŞAHDAMARI gibi "RIZK NEFES İKMAL" tüneli bağlantısı vardır ki, bu tünelden "ÜFÜRÜLÜR".

Her varlığın bir karakteristiği (Dublesi vb.) vardır, ikisi arasında ise GİZLİ DEĞİŞKENLER denen bir ÖDEME-DENGELEME ve RIZK-NEFS İKMAL ETME kablosu correlation.u vardır. Bu sayede gizli değişkenler değiş-tokuş edilebilmektedir.

Sayılı rızkımız P (Parite eşlenlik paralelliği) simetrisine ve sayılı nefesimiz ise zaman simetrilerinden dördüne birden uymaktadır. PT birleşik simetrisinin anlamı, iki eşit; fakat eşlenik ihtimallerin birbirini tamamlaması, bir olayı karşı tünel olayının dengelemesi, bu olayın aynadaki hayâlinin olmasıdır.

C simetrisi, determinist simetrisi olduğundan ve fizik evrende geçerli olmadığından, hiç bir -varlık mutlaka birbirinin eşi değildir. Nasıl ki 130 milyar insan hiçbiri birbirine KESİNKES benzemiyor (Sadece bazıları, ikizler birbirini andırıyorsa) hiçbir atom da birbirine benzemez; Örneğin, iki hidrojen atomunun insanların parmak izleri gibi bilinmedik İNCE AYIRIMLARI vardır.

Evrende bu "Tıpatıp benzerliği" sadece P simetrisi (Parity) verebilir. Yâni tıpatıp bizim en ince ayrımlarımıza kadar karakteristiğimize sahip olan İKİZİMİZ (Dublemiz), sadece NEGATİF ANOMALİ uyarınca BAŞKA BİR KOZMOS'da vardır. (Bunun doğruluğunu dinimiz verileri işaret etmektedir. Nitekim, gerek Levhi Mahfuz'da gerekse hyper uzay dediğimiz Mutlak misâl âleminde "Varlıkların büstleri" bir heykel gibi kazınmıştır.)

Böylece determinist C-simetrisine göre bir ikizimiz olmamasına karşılık, indeterminist P-simetrisine göre bir eşlenik, antiparalel ikizimiz vardır ama, onunla asla yan yana gelemeyiz. (Madde-antimadde annihilationu sonucu yok alma değilse de öteki) ikizimizle buluşmaya gittiğimizde, "Aynı anda" o da bizim evrene geçeceğinden yâni polarize olacağımızdan ikimizi asla gittiğimizde-göremeyeceğiz. Çünkü, hemzemin geçit olan GİZLİ DEĞİŞKENLER TÜNELİNDE bir saniyenin trilyonlardan birinden kısa zamanlarda birbirimizi görmeden karşılıklı öteki evrene deplasman ya da transfer oluruz.

CT-İ simetrisine göre, her ikimiz de zamanda ALTERNATİF AKIM misâli önce öne, sonra geriye gideceğimizden bu paralel hareket zıt fazlar nedeniyle ya çıkacak ya da aynı fazda toplanacak fakat birbiriyle kesişmeyecektir, böylece ikizimizle asla görüşemeyeceğiz.

Dublemizle görüşmemizi sağlayan tek bilimsel yöntem CPT-IV birleşik simetrisi olup, onun sonu bizim başımız; bizim başımız onun sonu olarak AYNI NOKTADA birleşebilmektedir. Daha doğrusu yaratılma öncesi aynı mekânda iken, yaratıldığımız aynı anda; fakat ayrı mekânlarda kaderimizi yaşamaktayız. Sonra aynı anda ölüp, yine aynı mekâna dönebileceğiz. (*)

___________________________________________________________________________

(*) İkimiz (Dublemiz) örneğin AHİRETTE mahşerde bizimle bir araya gelebilecektir. O zaman hükmettiğimiz ve sahiplendiğimiz her şeyin "Bize itaat etmediğini" göreceğiz. Örneğin, hırsızlık yapıp çaldığımız bir şeyi dil ve bilinç olarak inkâr ettiğimizde, onu çalan ellerimiz "Evet çaldım!" diye itiraf edince "Size ne oluyor, benim iradem dışında niçin ve nasıl konuşuyorsunuz?" diye organlarımızı azarlamaya kalkışacağız.''

Hans von Aiberg 


0 Yorum:

Yorum Gönder

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!