Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

















SON YAZILAR :
Loading...


15 Haziran 2020

Van

VAN
Yüzölçümü: 19.069 km²
Nüfus: 877.524 (2000)
İl Trafik No: 65
Van ve çevresinin coğrafya ve savunma bakımından önemli bir konumu olduğu için çok eski dönemlerden beri yerleşim alanı olmuş, birçok uygarlığın izlerini üzerinde barındırmıştır.
Van şehri, kültür varlıkları, doğal güzellikleri, yöresel gelenekleri, ulaşım imkânları ve dört mevsim farklı güzellikler yaşatan iklimiyle önemli turizm merkezlerindendir.
Van ve çevresi eski çağlardan beri devingen bir bölgedir. En eski Türkmen yerleşim alanlarından olan şehir değişik zamanlarda çeşitli etnik grupları barındırmıştır. Ayrıca bir sınır kenti olduğundan komşu ülke kültürlerinden de etkilenmiş olması Van’da oldukça renkli bir kültürel birikimin doğmasına neden olmuştur.
Van ilinin adının nereden geldiği kesin olarak bilinmemektedir. İlde adı bilinen en eski yerleşme, uzun yıllar Urartuların başkenti olan Tuşpa’dır. Yörenin en eski adı yine Urartular döneminden kalmadır. M.Ö. 9. yüzyıldan sonra bölge Urartu yazılı belgelerinde Biaina/Biane ülkesi, Assur kaynaklarında ise Nairi olarak geçmektedir. Tuşpa’nın başkent olarak kurulması I. Sarduri zamanında M.Ö. 9. yüzyıldadır. Van Kalesi Höyüğü’ndeki arkeolojik çalışmalar kent geçmişinin M.Ö. 3000’lere, Eski Tunç Çağı’na kadar gittiğini göstermiştir. M.Ö. 7. yüzyılda II. Rusa döneminde Urartu idare merkezi Rusahinili (Toprakkale) yapılmışsa da Urartu kralları “Tuşpa’nın Efendisi” unvanını gurur duyarak kullanmışlardır. M.Ö. 6. yüzyıl başlarında, İskit ve Med akınları, Urartu Krallığı’nın ve Tuşpa’nın sonunun gelmesine neden olmuştur. Eski Tunç’tan I. Dünya Savaşı sonuna kadar kesintisiz olarak yerleşime sahne olan kentte Hurriler, Urartular, Medler, Persler, Parthlar, Bizanslılar, Sasaniler, Selçuklular, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmenleri, Safeviler ve Osmanlıların izleri görülür. Osmanlılar döneminde Eyalet statüsü kazanmış olan Van’da o dönemde önemli gelişmeler olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından işgal edilen Van ve çevresi 2 Nisan 1918’de işgalden kurtarılmıştır. İşgalden kurtulduktan sonra “Bağlar mevkii” denilen bugünkü yerinde yeniden kurulmuştur. 1923 yılında il olan Van şehri gelişerek çağdaş bir kent olmuştur.
Cumhuriyetle beraber Van, uzun yıllar bahçeli konutlarıyla kırsal görünümünü korumuştur. 1965’de nüfusu 32 bindir. 1970’lerde İran demiryolunun açılmasıyla Van’da gelişme görülmüştür.
Bugün merkez nüfusu (1995 sayımı) 762.719’dur.
Van bölge ulaşımında önemli bir yer olan 5 km. uzaklıktaki iskele kesimiyle bütünleşecek biçimde gelişmektedir. Ankara’ya 1249 km. uzak olan kent Tatvan üzerinden ülkenin demiryolu ağına bağlanır. Güneydeki havaalanından Türkiye’nin diğer merkezlerine düzenli uçak seferleri yapılmaktadır. Van’daki başlıca eğitim ve kültür kurumu Yüzüncü Yıl Üniversitesidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi 20 Temmuz 1982’de kurulmuş ve çeşitli fakülteleriyle faaliyettedir. Van gölü çevresindeki il ve ilçelerde yüksek okulları vardır.
Bugün Van’da Bayındırlık adına ne görülüyorsa hepsi Cumhuriyet döneminde kurulmuştur. Bugünkü yeni Van şehri tamamen Cumhuriyetin eseridir.



Konumu
Van ili, 42 / 40 ve 44 / 30 doğu boylamlarıyla, 37 / 43 ve 39 / 26 kuzey enlemleri arasında yer alır. İl toprakları; 19.069 km'dir. Bu Türkiye topraklarının % 2,5'ni oluşturur.
Van, kuzeyde Ağrı ili'nin Doğubeyazıt, Diyadin, Hamur ilçeleri; batıdan Van Gölü ile Ağrı ili'nin Patnos; Bitlis ili'nin Adilcevaz, Tatvan ve Hizan ilçeleri, Güneyden Siirt ili'nin Pervari ilçesi, Şirnak ili'nin Beytüşşebap ilçesi ile, Hakkari ili'nin Yüksekova ilçesi ile sınırlıdır. İlin doğusunda ise İran devleti yer alır.
Jeomorfolojik DurumuVan ili dağlık alanlardan oluşmaktadır. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Murat – Van bölümünde yer almakta olup, kuzey ve güneyinde yüksek dağlar, doğu bölümünde ise Van Gölü ile kaplıdır.
Genel olarak Van ili'nin yükseltisi 1500 m'nin altına düşmez. En yüksek yerlerde ise 400 m'yi aşar.
İl topraklarının yeryüzü şekillerine göre dağılımı incelenecek olursa; %53.4'ün dağlarla, %32.9'un platolarla %13.7'sinin ovalarla kaplı olduğu görülür.
Yeryüzü şekilleriVan Gölü havzasının, güneyinde 2500 – 3000m. Bazı yerlerde 3500m'yi aşan yükseltiler görülür. Bu dağların Van Gölü çağına doğru uzanması, gölün kıyısının çok girintili ve çıkıntılı olmasına neden olmuştur.
İlin doğu tarafı, güneyine göre daha alçak (2200-2400m.) olup, geniş platolar ortaya çıkmaktadır. Bu yörede mevcut akarsularda doğudan batıya doğru birbirlerine paralel şekilde akarlar ve göle ulaşırlar. Bu akarsuların vadileri de, doğu-batı doğrultulu uzanırlar.
Dağlar
Kuzey kesiminde, dorukları ile sınırları dışında kalan Aladağ (3255) ve Tendürek Dağı (3542) bulunmaktadır. Tendürek Dağı'nın doğusunda güneye, İran sınırına doğru uzanan dağlar yer alır. Bu dağların yükseltisi 2600m. Civarındadır. Daha güneydoğuda ise 2900m'ye ulaşır. Buradaki başlıca yükseltiler; Dumanlıdağ, Elegen dağları, Kırklar Dağı, Tavur Dağı ve Kotur Tepesi'dir.
Bendimahi havzası ve karasu havzasının kuzeyinde, 2850m. Yükseltili Alikelle Dağı, Abaza düzüne doğru iner. Bu yöredeki dağların ve yüksek Pirreşit Dağı'dır (3200). Daha sonra sırasıyla Manda dağı (3020 m), İsabey Dağı (3000) yükselir. Bu dağ düzenli bir sırt halinde güneybatı yönünde, Karasu Vadisi ile Van Gölü arasında, Şoli Dağı (2900m) ile devam eder.
İlde yükselti güneydoğuya gittikçe artar ve düzgün sıra dağlar görülür. En önemlileri; Ahlat Dağı (2810m) ve Korahal Dağı (2700m) gelir.
Tendürek Dağı'nın uzantısı olan sınır dağları, Gündizin Dağı (3100m), Koçalan Dağı, Bilecik dağı, Melek Dağı'dır.
Kesiş gölünün bazı kesimlerinde başlayan yükseltiler arasında ise; Şuşanıs Dağı (2750m), Narkut Dağı (2800m), İspiriz Dağı (3688m) dir.
İl topraklarının güney kesimini ise, Güneydoğu Toroslara bağlı Kavuşahap Dağları sınırlandırır. Gökdağ (3604m), Müküs Dağı (3414m) Arnos Dağı (3547m), Artos Dağı (3537m) önemli yükseltilerdir.
İklimi
Deniz etkilerinden uzak ve yüksek dağlarla çevrili olduğundan, genel olarak karasal iklim görülmektedir. Güneyden gelen sıcak ve nemsiz Basra alçak basınç sisteminin etkisiyle yaz ayları yağışlı ve sıcak geçer. Kışlar oldukça uzun, karlı ve yağmurlu geçer.
Platolar – Yaylalar
İl alanının %32.9'unu kaplar. Van ilindeki en önemli platolar ve yaylalar şunlardır; 1) Norduz yaylası, 2) Kuzeyde Çaldıran İlçesinde Abaza Düzü, 3) Çaldıran ilçesinde Sultan Gölü çukurluğunun batısındaki yaylalar, 4) Ahlat Dağında Erçek Gölünün kuzeyindeki yaylalar, 5) Güneydoğu Hoşap Suyu civarında uzanan geniş yaylalar.
Ovalarİl alanının %13.7 sini kaplamaktadır. İl sınırları içinde başlıca ovalar:
Van Ovası : Karasu Hoşap Suyu arasında kalır. 150 km'lik bir alanı kaplar. İl bu ovanın içersindedir.
Erciş Ovası : 150 km lik bir alnı kaplar. Van Gölü'nün kuzeyindedir.
Hoşap Ovası : Hoşap Merkezinin güneydoğusunda 180 km'lik bir alanı kaplar. Yükseltisi 2400 m. Civarındadır.
Muradiye Ovası : 525 km alana sahiptir. Yükseltisi 2000m'dir.
Tarhani Düzü : 50 km lik alana sahiptir. Tarhani düzünün batısında yer alır.
Noşar Düzü : 80 km'lik bir alana sahiptir.
Saray Ovası : 45 km'lik bir alana sahiptir. Yükseltisi 2100m kadardır.
Karakallı Düzü ve Ercek Düzü ise diğer önemli ovalarıdır.
Vadiler
Bendimahi Vadisi : Bendimahi çayı boyunca uzanır.
Hoşap vadisi : Gürpınar ilçesinin Güzelsu (Hoşap) beldesi çivarında görülür.
Akarsular
Van Gölü havzasının akarsuları genelde Van Gölü'ne dökülür. İlin güneyinde yer alanlar Basra Körfezi'ne, doğu kısmında uzananlar ise İran'a ulaşmaktadır.
Bendimahi Çayı : Kuzeydere, Aladağ ve Tendürek Dağı arasında doğar, Van Gölü'ne dökülür. Uzunluğu 90 km dir.
Hoşap Çayı : Güneydoğu İspiriz Dağı'yla, Norduz Yayla'sından doğar, Van Gölü'ne dökülür. Uzunluğu 130 km dir.
Karasu Çayı : Özalp İlçesi'nin kuzeyindeki Pirreşit, Ahta Dağlarının sularını toplayarak doğar. Van Gölü'ne dökülür. Uzunluğu 130 km dir.
Zilan Deresi : Erciş İlçesi civarında Aladağlar'dan doğar. Van Gölü'ne dökülür.
Memedik Çayı : Saray ilçesi doğusunda İran sınırlarında doğar. Erçek Gölü'ne dökülür. Uzunluğu 60 km dir.
Kotur Çayı : Saray İlçesi güneyinde yer alır. İran'daki Urmiye Gölü'ne dökülür.
Çatak Deresi : Çatak ilçesinden geçer. Botan Çayı'na dökülür.
Van ili sınırları içerisinde; Dali Çayı, İrsad Çayı, Kırkgeçit Deresi, Miri Çayı ve Kurubaş Çayı küçük çaplı derelerdir.
Göller:
Van ili sınırları içinde çok sayıda göl mevcuttur. Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün doğu kesimi il sınırları içindedir.
Diğer gölleri; Erçek Gölü, Akgöl, Sultan (Süphan) Gölü, Kazlı Göl, Değirmi Göl, Hasantimur Gölü'dür. Göller havza alanının %20.7'sini kaplar.
Van Gölü : Göl 3713 km lik alanı ile Türkiye'nin en büyük gölüdür. Aynı zamanda yer yüzündeki en büyük soda gölüdür. Kapalı göller arasında hacim bakımından (607 km) dördüncü sırayı alır. Su seviyesi deniz seviyesine göre 1646 m yüksekliğindedir.
Erçek Gölü : Van Gölü'nün 30 km doğusunda yer alır. Yüzölçümü 99 km dir. Göl yüzeyinin yükseltisi 1803 m dir.
Nasıl Gidilir?
Karayolu : Van'dan Gürpınar-Başkale üzerinde Yüksekova ve Hakkari ile irtibat sağlayan, aynı zamanda Yüksekova üzerinden İran ile bağlantı kuran devlet yolu mevcuttur.
Otobüs terminali kent merkezine yaklaşık 4 km. uzaklıktadır. Ulaşım minibüsle sağlanmaktadır.
Demiryolu : Tren istasyonu şehre yaklaşık 5 km. uzaklıkta olup ulaşım minibüslerle sağlanmaktadır.
İstasyon Tel : (+90-432) 213 13 80
Havayolu : Havaalanı il merkezine yaklaşık 7 km. uzaklıktadır. Ulaşım minibüslerle ve THY' ye ait servis araçlarıyla yapılmaktadır.
Havaalanı Tel : (+90-432) 217 16 54
THYBilet Satış Bürosu : (+90-432) 216 10 19
Van Gölü Ulaşımı: Devlet Demir Yolları'na paralel olarak Van ile Tatvan istasyonu arasında demiryolu bağlantısı Van Gölü üzerinden feribotla sağlanmaktadır. Van İskelesi ile Tatvan iskelesi arasında karşılıklı olarak yük, vagon, araç ve yolcu taşıyan feribot seferlerin düzenlenmektedir. Van-Tatvan arası feribot yolculuğu yaklaşık 4 saat sürmektedir. Ayrıca Van Gölü üzerinde adalara turistik amaçlı yolcu taşımacılığı yapılmaktadır.
Van'ın Önemli İl Merkezlerine Uzaklığı
Ankara 1234 km
İstanbul 1637 km
İzmir 1762 km
Adana 896 km
Trabzon 715 km
Antalya 1454 km
Diyarbakır 377 km

Van Tarihi  Doç.Dr.İlhan YILDIZ
Van bölgesindeki en eski medeniyet M.Ö. 4000 yıllarına kadar gitmektedir. M.Ö. 4000 yıllarından itibaren Doğu Anadolu Bölgesi’ne Kafkasya üzerinden Hurriler büyük kafileler halinde göç etmişlerdir. Hurrilerin M.Ö. 2000’li yıllardan itibaren Van Gölünden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmağın Karadeniz’e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hakim oldukları görülür.
Urartu ve Asur mücadelesi M.Ö. XIII-IX. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Asurluların bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi hakimiyet altında tutmasının zorluğu yüzünden bu bölgede Urartu Devleti’nin kurulduğu görülmüştür (M.Ö. 900-600).
M.Ö. 850-840 yılları arasında Urartu Devleti’nin başında kral Sarduri bulunmuştur. Tuşpa yani Van şehrini bu kral kurmuştur. Aynı tahtın babadan oğula geçmesi geleneğini de bu kralla başlatmışlardır’.
Kral Işpuni (M.O. 830-8i0) ve Menuas (M.O. 8i0-786) yılları Urartuların bayındırlık yönünden geliştikleri bir devirdir. Bu devirde Gürpınar ovasından Van ovasına su getirebilmek için kanallar açılmış, yollar, saraylar yapılmış ise de genişleme Kral I. Argisti (M. 0. 786-764) zamanında olmuştur.
M.Ö. 66 yılında Van, Romalıların eline geçmiştir. M.S. 200 yıllarına kadar Partlar ve Bizanslılar arasında el değiştirip durmuştur. M.S. 2. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar Sasani idaresinde kalmış ve 625 yılında bölgeye Hazar Türkleri gelmiştir. Hazarlar ve İslam orduları arasındaki mücadeleler, Hazarların Müslüman olmasıyla sona ermiştir.
Daha sonra bu bölgede ağırlığını kuran Roma ile Partlar arasında, Van devamlı el değiştirmiştir. Partların yıkılması ile Van’da Sasani etkinliği başlamıştır. Roma 395’te ikiye ayrılınca bu bölgede Doğu Roma’nın üstün kuvvetleri karşısında Bizans hakimiyeti başlamıştır.
Bizans İmparatorluğu’nun başındaki Herakliyus’un 641‘de ölümü ile Arapların Anadolu’ya akınları artmıştır. Emeviler döneminde Van, Arap hakimiyetinde, ancak Ermeni valiler tarafından yönetilmiştir. Abbasiler zamanında ise; yöre halkıyla iyi geçinmek için Aşot isimli Prens Ermeni emirliğinin başına atamıştır.
1045’de Bizanslılar, Bograt soyuna son verip yöreyi bütünüyle yönetimleri altına almışlardır. Daha sonra bu bölgenin Ermenilerini Anadolu’nun içlerine sürgün etmiş, orada zorla Ortodoks mezhebine sokmuşlardır.

Anadolu’ya ilk Türk akınları Van bölgesinden başlamış, Çağrı Bey yerleşebilecek yeni bir yurt bulmak amacıyla 1018 yılında Van yöresine gelmiştir. Büyük bir direnişle karşılaşmayan Türkler kitleler halinde Anadolu’ya akmaya başlamıştır. 1054’de Anadolu seferine çıkan Tuğrul Bey Erciş ve Van yöresini 1064’de ele geçirmiştir. 1065’de ise şehir ve çevresi Alparslan tarafından fethedilmiştir.
Malazgirt zaferi ile Van yöresinde Türk egemenliği pekişmiştir. Bu zaferle Bizans Devletinin askeri gücü kırılmış ve bu bölgeye yerleşen Türkmen boyları ile Van ve çevresinde Türkleşme harekatı başlamış ve Van Anadolu’ya giriş kapısı olmuştur. Alparslan bu bölgeyi Ermenilerden değil, Bizans İmparatorluğundan almıştır.
Selçuklulardan sonra, Van bölgesi bir süre İlhanlıların, onlardan sonrada Celayirliler’in yönetiminde kalmış 13. yüzyılda ise Van bölgesi el değiştirerek Karakoyunluların yönetimine geçmiştir. Karakoyunluların baş şehri Erciş olmuştur. Bu tarihten sonra Van kısa süreli el değiştirmelere sahne olmuştur. 16. yüzyılın ilk yarısında bölge Osmanlı ve Safevi İmparatorlukları arasında çekişme konusu olmuştur. Yavuz Sultan Selim Çaldıran Seferinde yöreye geçici olarak hakim olmuştur.
Nihayet Kanuni Sultan Süleyman İran’la sürüp giden anlaşmazlığa son vermek için 1533’de bir sefer düzenlemiştir. 1534’de Adilcevaz-Erciş-Van kolaylıkla alınmıştır. Böylece Van, kesin olarak Osmanlı Devleti’nin eline geçmiştir. Osmanlı Devleti burayı eyalet haline getirmiştir. Bunun başlıca sebebi, Van’ın iktisadi, ticari ve siyasi yönden taşıdığı önem olmuştur. Zira Van, Ortadoğu’yu Anadolu’ya hatta Avrupa’ya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktaydı.
1548’de Kanuni Sultan Süleyman tekrar İran’a sefer düzenlemiştir. Ancak, İstanbul’a dönünce Şah Tahmasb Van’ı tekrar ele geçirmiştir. 1551-1554 yıllarında Erciş, Ahlat, Adilcevaz’a tekrar hakim olmuştur. Kanuni üçüncü defa İran seferine çıkmıştır. Bu sefer sonunda Safeviler tümüyle Doğu Anadolu’dan çıkarılmışlardır. 1555’de Amasya anlaşması yapılarak Van yöresi Osmanlılara kalmıştır.
1882 yılında Van Ermeni olaylarına sahne olmuştur. Üç Ermeni elebaşısının yönetimindeki 1500 Ermeni isyancı şehirden uzaklaştırılmıştır. 1895’den itibaren Van’da Ermeni çeteleri şehri kundaklamış ve bir Ermeni-Türk çatışmasına yol açmıştır. Şehir I. Dünya Savaşında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 1915’de Ruslar tamamen şehre hakim olmuşlardır. Rusların yardımlarıyla Ermeniler de Van’a girmişlerdi. 2 Nisan 1918 günü şehir işgalden kurtarılmıştır. Bu süre içerisinde vaktiyle 100 binin üstünde olan il nüfusu üç bine düşmüştür. 2 Yıl 10 Ay 13 gün süren bir işgalden sonra Türk ordusu 2 Nisan 1918’de Van’ı işgalden kurtarmıştır. Ruslarla işbirliği yaparak silahlı baskın yapan Ermeniler bu bölgeden çıkarılmıştır. Ruslar ve Ermeniler işgal esnasında Van’ı yakıp yıkmış ve harabe haline getirmişlerdir
İLÇELER: Van (merkez), Bahçesaray, Başkale, Çaldıran, Çatak, Edremit, Erciş, Gevaş, Saray
Muradiye, Gürpınar, Özalp
İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Van Gölü Kıyıları, Akdamar Adası, Bendimahi Çağlayanı, Horhor Bulağı, Toprakkale, Van, Norgüh (Norkuh), Hoşap ve Körzüt Kaleleri, Akdamar Kilisesi, Van Ulucamisi, Hüsrev Paşa ve İzdişar Camileri, Halime Hatun Kümbeti, Hoşap Köprüsü, Van Müzesi.
Kültür Merkezleri
Opera, bale, tiyatro gibi etkinliklere yönelik 480 kişilik salon
Sergi Salonu
Kütüphane
4 adet Sanat İşliği
Müze
Van MüzesiAdres: Şerefiye Mah. Hacı Osman Sok. No: 9 - Van
Tel: (432) 216 11 39


Tarihi Eserler
Ulu Camii
Kaya Çelebi Camii
Hüsrev Paşa Camii ve Külliyesi
Kızıl Camii
Süleyman Han Camii
Horhor Camii
Abbas Ağa Camii
Van Kalesi
Şehir merkezine 5 km. uzaklıktadır. Van Gölü kıyısında, ovaya hakim bir kayalık üzerinde kurulmuştur. Doğu-batı istikametinde uzanan kale, 1800 m. uzunluğunda, 120 m. genişliğinde ve yaklaşık 80 m. yüksekliğindedir.
M.Ö.855 yılında Urartu Kralı I. Sardur tarafından yaptırılan Van Kalesi, İç kale ve Dış Kale olmak üzere iki kısımdan meydana gelmektedir. İç kaledeki, Urartu döneminden kalma en önemli yapılar, Sardur (Madır) Burcu, sur duvarları, Urartu kralları Menua ve I. Argişti’ye ait mezarlar, su sarnıcına ulaşan Binbir Merdiven, açık hava tapınağı ve Analıkız olarak adlandırılan iki adet tapınak nişidir.
Kalenin kuzeybatı tarafında bulunan Sardur Burcu, üzerinde Kral I. Sardur’a ait çivi yazılı bir yazıt bulunmasından dolayı önem taşımaktadır. Asur çivi yazısı ile yazılmış bu yazıt, bilinen en eski Urartu yazıtıdır.
Kalenin önemli diğer bir yapısı da, I. Argişti’ye ait kaya mezarıdır. Hemen bunun dışındaki kaya üzerinde, Urartular’ın günümüze ulaşan en uzun yazıtı olan Horhor Yazıtları bulunur
Kalenin kuzeydoğu tarafında II. Sarduri döneminde yapılmış olan, iki anıtsal niştan oluşan ve bugün halk arasında Analıkız olarak adlandırılan bir açık hava tapınağı yer almaktadır.
Urartulardan Osmanlılar’a kadar yerleşime sahne olan Van Kalesi’e Osmanlı döneminde, iç kale sur duvarları, iki giriş kapısı, cephanelik, ambar, kuleler ve Van’daki ilk İslam eseri olma özelliğini taşıyan Süleyman Han Cami eklenmiştir.
Hoşap Kalesi
Çavuştepe Kalesi
Ayanıs Kalesi
Bend-i Mahi Köprüsü
Evliya Bey Köprüsü
Kırmızı Köprü
Hurkan Köprüsü
Zeril Köprüsü
Şeytan Köprüsü
(Geniş Bilgi için tıklayınız)





Yöre Mutfağı
Murtuğa (kahvaltılık), cacık (kahvaltılık), ilitme, ekşili, senseger gibi yemek türleri ile ünlü Van otlu peyniri yöreye özgü yiyeceklerdir. Kavut, ilitme, ekşili , sengeser ve keledoş yöreye has yemeklerdir.
Kahvaltı, Van mutfağının en çok tanınan formudur. Kahvaltı kültürü Van için gerçekten orijinal bir gelenektir. Günümüzde Van'da çok sayıda kahvaltı salonu bu kültürü yaşatmaktadır. Kahvaltıda genelde tereyağı, bal, kaymak, kavut, murtuğa, ceviz, cacık (süzme yoğurda yabani otlar ve maydanoz katılarak hazırlanır) gibi yöresel ürünler bulunur.
Van mutfağının en bilinen yemekleri keledoş, eşgili, sengeser, kurutaşı, ayranaşı, çiriş, çirişli bulgur pilavı, mercimekli bulgur pilavı, Van balığı olarak sayılabilir. Bu yemeklerin en az bir tanesi eskiden her Vanlının evinde günlük olarak pişerken, bugün yılda birkaç kereye düşmüş durumdadır. Örneğin keledoş, eşgili gibi yemeklerin hiç pişmediği Van evleri az değildir. Çünkü bu yemekler evdeki yaşlı anneler, nineler tarafından yapılmakta, onlar da geleneksel hammaddeler ile yapımını bilmektedirler. Orijinal kurut, kavurma ve yabani otlar olmazsa, evdeki yaşlı anne veya nine taze malzemeler ile bu yemeği yapmayı reddetmektedir.







0 Yorum:

Yorum Gönder

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!