Günümüzde çoğu kişinin merak ettiği ve genellikle padişahların istediği kadınla birlikte olduğunun düşünüldüğü yer olan Harem, Arapça’daki ‘haram’ yanı ‘yasak olan’ anlamını taşıyor. Birçok tarihçi Harem’in aklımızda bu şekilde yer etmesinin sebebini Batı Edebiyatı olarak gösteriyor. İşte Harem ile ilgili gerçekler…
Harem’e yalnızca padişahlar ve aileleri girebiliyordu. Erkek doktor bile içeri alınmıyordu.
Harem kapısında “Ey iman edenler! Size ait olmayan evlere izinsiz girmeyiniz!” yazıyordu.
Harem, Osmanlı’nın kuruluşundan cumhuriyetin ilanına kadar açık kaldı.
Harem içerisinde padişahın eşleri, köleler, hadımlar ve cariyeler bulunuyordu.
Hem siyah hem de beyaz kölelere rastlamak mümkündü.
Topkapı Sarayı hareminde 400’den fazla oda vardı.
Harem, padişahın annesi Valide Sultan tarafından yönetilirdi.
Valide Sultanlar imparatorlukta siyasi anlamda da büyük güce sahipti.
Haremde genellikle çıplak vakit geçiriyor gibi resmedilen kadınlar, Batı edebiyatının hayalgücünden başka bir şey değil.
Doğru kaynaklar, Harem’in kılık kıyafete ve adaba çok önem veren bir yer olduğu bilgisini veriyor.
Bilinenin aksine padişahlar Harem’de istediği her kadınla birlikte olamazdı çünkü padişahların birlikte olduğu kadınların statü olarak padişah karısından farkı kalmıyordu.
Dolayısıyla, köleleri hanedan üyesi yapmak istemediklerinden ötürü her kadınla birlikte olmuyorlardı.
Normal kölelik kavramının aksine Harem’deki köleler düzenli maaş alıyorlardı.
Siyah ile beyaz kölelerin hadım edilme şekilleri farklıydı.
Zencilerin genital bölgelerindeki organlar kesilirken beyazlarda yalnızca testis kesiliyordu. Kimi beyaz kölelerin ise hiçbir organı kesilmiyordu.
0 Yorum:
Yorum Gönder