Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

















SON YAZILAR :
Loading...


08 Haziran 2020

Tekirdağ



Tekirdağ



Yüzölçümü: Tekirdağ, Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara denizinin kuzeyinde ve tamamı Trakya topraklarında yer alan 3 ilden biri olup, 6313 km2. yüzölçümüne sahiptir.
Nüfus: 2000 yılı sayım sonuçlarına göre, Tekirdağ’ın nüfusu 623.591’dir. Türkiye geneline göre İlde nüfus artışı düşüktür. Esasen turistik özellikleri, ticari ve sanayi gelişime uygunluğu bakımından hızlı bir nüfus birikimine elverişlidir. Tekirdağ’ın Merkez İlçe ile birlikte 9 ilçesi, 24 kasabası ve 256 köyü bulunmaktadır.

Coğrafya: Marmara denizi ve Karadeniz’e kıyısı bulunan Tekirdağ ili; Türkiye’de iki denize kıyısı olan 6 ilden biridir. Marmara denizinin kuzeyinde ve tamamı Trakya topraklarında yer alan Tekirdağ; doğudan Silivri ve Çatalca ilçeleriyle, kuzeyden Kırklareli iline bağlı Vize, Lüleburgaz, Babaeski ve Pehlivanköy ilçeleriyle çevrili olup, Kuzeydoğudan Karadeniz’e 1.5 km.lik bir kıyısı bulunmaktadır.
Topografya: Trakya-Kocaeli Penepleni üzerinde bulunan Tekirdağ il topraklarının yeryüzü şekilleri bakımından % 75.2’si platolar, % 15.5’i ovalar, % 9.3’ü dağlarla kaplıdır. Genel olarak yüksek dağlar, dik yamaçlar ya da vadiler yoktur. Marmara Denizi boyunca akarsularca taşınmış alüvyonlarla kaplı kıyı ovaları vardır. Platolar bir aşınma yüzeyi karakterindedir. Kuzeyinde Istıranca, Güney kesimlerinde ise Tekir Dağı ve Koru Dağı ile Ganos Dağları bulunmaktadır.
İklim: Tekirdağ, genel nemlilik indislerine göre bulunan hidrografik bölgelerden yarı nemli iklim tipi içine girmektedir. Yağış rejimi bakımından Akdeniz yağış rejimi kategorisinde bulunmaktadır.
Akdeniz İkliminin etkileri görülen Tekirdağ sahil şeridinde yazlar sıcak, kışlar ılıktır. Ergene havzasını içine alan kıyı ardı şeridinde, daha ziyade kara iklimi hakimdir. Toprağa düşen yağış türü genellikle yağmur olup, kar yağışı azdır. İklimin mutedil oluşu ziraatın yapılmasını kolaylaştırır. Tekirdağ’da ortalama olarak en az yağış Ağustos, en fazla Aralık aylarında görülür. Şarköy-Kumbağ arasındaki kıyı şeridi Akdeniz iklimi karakterindedir. Bu özelliği, kuzeyinin kıyıya paralel uzanan dağlarla kaplı olmasından ve denizin ılıtıcı etkisinden ileri gelmektedir.
İç kesimler kara ikliminin etkisi altındadır. Özellikle kışın kuzey Avrupa ikliminin etkileri görülür. Bu bakımdan kendisine ait özel bir iklim tipi yoktur. Yazlar genellikle Akdeniz’de olduğu gibi kurak ve sıcaktır. Sibirya antisiklonu Balkanlar üzerinden buralara geldiğinden kışın kuru ve dondurucu soğuklar olur. İç kesimler Marmara’nın yumuşatıcı etkisinden yoksundur. Tekirdağ İl merkezinde sahil şeridinde Temmuz ayında 25 derecelik bir sıcaklık, Çorlu ve dolaylarında 26-30 derece civarındadır.
Tekirdağ, yazın ve kışın çok rüzgarlıdır. Hakim ve sürekli rüzgar poyraz, ikinci önemli rüzgar lodostur. Orta Avrupa’da yüksek basınç olduğu müddetçe poyraz, Trakya ve Tekirdağ’da şiddetli eser. Basınç azaldığında poyraz yalnız gündüzleri eser ve meltem karakterini kazanır.
Lodos Trakya’ya Meriç vadisinden girdiği için Çorlu gibi iç kesimlerdeki ilçelerde çok eser. Tekirdağ ve sahil şeridinde sık fakat kısa sürelidir. Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki esintileri yağmur getirir.

Bitki örtüsü ve doğal hayat: Tekirdağ bitki örtüsü bakımından oldukça fakirdir. En belirgin özelliği Marmara Denizi’ne bakan yamaçlara iklim tipine uygun olarak gelişme gösteren makiler ve fundalıklardır. Kısmen kara ikliminin etkisi altında bulunan iç kesimlerde kışın yapraklarını döken meşe türleri, gürgen, dişbudak, gümüşi ıhlamur, çınar ve karaağaç görülmektedir. Akarsu boylarının karakteristik ağacı söğüttür.
Hayvan Türleri ve Hayvancılık : Tekirdağ ilinde tarımsal gayri safi üretim değerinin % 25 i hayvancılıktan karşılanmaktadır. Meraya dayalı hayvancılıkta sayısal azalma görülürken, büyükbaş hayvan sayısında artış gözlenmektedir.

Tarihçe: Anadolu, yakın Doğu ve Avrupa arasındaki göç, istila,ticaret, kültür, alışveriş gibi her türlü ilişkinin Trakya üzerinden gerçekleşmesi, günümüzde olduğu gibi geçmişte de bölgemizin en önemli özelliği olmuştur.

Tekirdağ’da Eski Taş devrinin üst tabakalarına ait yerleşmelerine, Saray ilçesindeki Güneş kaya ve Güngörmez vadilerinde bulunan mağaralarda rastlanmıştır. (İ.Ö.40000-10000)Şarköy, ilçesinde ilk toprağa yerleşme dönemine ait (Neolitik) taş balta üretim merkezleri bulunmuştur.(İ.Ö.8000-5000) Marmara Denizi boyunca bazı nehir ağızlarındaki yerleşmelerde, Kalkolitik Çağ (Top tepe İ.Ö. 4300) yerleşmeleri ile yine sahil boyunca Troya’nın 1. ve II. Tabakasına ait çağdaş yerleşmelerin yer aldığı, Tekirdağ Müze Müdürlüğünce tespit edilmiştir. (İlk Tunç Çağı I-II 3000-2400)İ.Ö. 1400-1000 yılları arasında bir göç dalgası ile Trakya’ya gelen, Trakya’da Proto-Trak olarak tanımlanan, toplumsal örgütlenme bakımından çok daha geri düzeyde topluluklar bulunmaktaydı.

Traklar göçebe topluluklar halinde yaşarken İ.Ö. 8-6 Yüzyılda Ege adalarından gelen Samos’lu kolonistler Marmara Denizi kıyılarında koloni şehirleri kurmuşlardır. Bunların en önemlileri bugünkü Tekirdağ sınırları içinde bulunan Perinthos (Marmara Ereğlisi) ve Bisanthe (Barbaros) dır, Trakya bölgesi İ.Ö.546-430 yılları arasında doğudan gelen Pers istilasına uğramış ve Pers egemenliği altında kalmıştır.

İ.Ö. 352 yılında Makedonya Kralı II. Philip Trakya üzerine düzenlediği seferde, İpsala’dan M.Ereğlisi yakınlarına kadar olan sahil bölgelerini işgal etti. Perinthos (M.Ereğlisi) büyük bir direniş gösterdi. II.Philip’ten sonra yerine geçen ve Hindistan’a kadar sefer yapan Büyük İskender Perinthos (M.Ereğlisi)’ni ele geçirdi. Ölümünden sonra bu bölge Lysımochos’un hakimiyetine girdi. Bölge; İ.Ö. 30 yılında Roma İmparatorluğu hakimiyetine girene kadar Makedon ve Odris kralları arasında sürekli el değiştirmiştir.

Tekirdağ Geç Roma döneminde İ.S.3. Yüzyılda Rhaedestus ismi ile tarih sahnesine çıkmış olup, Bizans döneminde Rodosto ismi ile anılmıştır. Osmanlılar 14. Yüzyılda Tekirdağ’ı Bizans Tekfurlarından aldıktan sonra, Rodosto adı Rodosçuk’a dönüşmüştür. 18. Yüzyıla kadar bu isimle anılan Rodosçuk, sonradan Bizans tekfurları dolayısıyla verildiği öne sürülen “Tekfurdağı” adıyla anılmaya başlanmış, Cumhuriyetten sonra 1927 yılında İl olarak Tekirdağ adını almıştır.

Jeolojik apı

Tekirdağ'ın jeolojik yapısı oldukça gençtir. I. zamanda il alanı denizlerle kaplı iken, günümüzdeki görüntüsünü IV. zamanda almıştır. Anadolu ve Trakya yükselirken, Ege Marmara ve Karadeniz havzaları alçalmıştır. Topraklar genel olarak kil içeren ve çimentolaşmış grelerden oluşur.

Deprem Durumu ve Tektonik


Tekirdağ; Karlıova'dan başlayan yaklaşık 1.200 km boyunda 100-15.000 m genişliğinde pek çok sayıdaki faylardan oluşan Kuzey Anadolu Fay (KAF) sonu yakınında yer almaktadır. (15-25 km). Tekirdağ İl sınırları içerisinde depreme neden olabilecek faylar; Saroz - Gaziköy fayı ile Marmara Denizi’nde bulunan çukurlukların kenarlarında yer alan fay parçalarıdır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 18.04.1996 tarihli "Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası" na göre Şarköy, Mürefte ve Barbaros 1. Derece deprem bölgesinde kalmaktadır.


Tekirdağ'ın Önemli İllere Uzaklıkları




Ankara 585 km
İstanbul 132 km
İzmir 505 km
Bursa 375 km
Adana 1071 km
Antalya 856 km
Ağrı 1537 km
Artvin 1436 km
Diyarbakır 1497 km
Edirne 140 km
Erzurum 1357 km
Hakkari 1944 km
Hatay 1262 km
Kars 1557 km
Kayseri 905 km
Konya 800 km
Samsun 869 km
Siirt 1684 km
Sivas 1075 km
Trabzon 1202 km
Van 1769 km





YöreMutfağı


Geleneksel Tekirdağ yemekleri arasında bulama, çeneçarpan çorbası, cıllık, elbesan tava, gülbarak böreği, höşmelim, hakuk, kalle, kodrul, mangır, papaz mancası, pireşe, şaraşura, yoğurtlu borani, zennik belli başlılarıdır. Her yıl "Turizm Haftası"nda, ilin geleneksel mutfağını yaşatmak amacıyla İl Turizm Tanıtma Derneği’nce yemek yarışması düzenlenmektedir. Şarköy-Mürfte’de üretilen üzümlerden şarap yapılmaktadır

El Sanatları ve Hediyelik Eşya
İldeki en yaygın el sanatlarıydı arasında, dokumacılık, sepet örücülüğü, saraçlık ve çarık yapımcılığı sayılabilir. Evliya Çelebi seyahatnamesinde ildeki dokumacılığın XIV. yüzyılda gelen Yörüklerle başlandığından bahseder. Kilim dokumacılığı günümüzde Karacakılavuz ve Ferhadanlı köylerinde sürdürülmektedir.



Yöresel Kıyafetler
Kadın Giyimi
Grep: a) Buna yazma, çember, tülbent, şami, kıvrak, tartma ve vala da denir. b) Kare biçimindedir. Kenarları iğne oyaları, boncuk oyaları, çeşitli motifler, tığ işi oyaları, şakırdaklı kağıttan yapılmış oyalar, mekik oyaları ile süslenir. c) Genellikle ipek cinsi kumaşlardan yapılır. g) Genellikle beyaz renklidir, bazen renkli ve desenli olur. Günümüzde de kullanılan bir baş örtüsüdür.
Fistan:a) Buna mistan da denir. b) Bugünkü gömlek görevini yapar, şalvarın üstüne giyilir. c) Şile bezinden. Basmadan divitinden yapılır, önü düğmelidir. d) İşlemeli ve işlemesizdir.
Cepken: a) Gömleğin üzerine giyilir, yelek de denir. b) Saten yada ipekten yapılır, alıcı renklerle süslenir, ön kısmı işlemeli olanları da vardır. Bazıları sırmalarla süslenir.
Şalvar: a) Desenli yada düz renkte olup, ayağa giyilir. b) Yünlü dokuma kumaşlardan, desenli basmalardan, satenlerden yapılır. Genellikle büyük çiçekli kumaşlar seçilir. c) Parçaları dar, ağı mümkün olduğu kadar kısadır. d) Belli uçları işlenmiş uçkurlarla sıkılır.
Bindallı: a) Genellikle kadifeden yapılır. b) Hemen hemen ayaklara kadar uzundur, üzeri simle işlidir. Genellikle düğün ve bayramlarda giyilir.
Kuşak: a) Buna uçkur da denir. b) Şalvarın beline geçilir, lastik görevini yapar, iki ucunda çeşitli işlemeler vardır. Bel iyice sıkıldıktan sonra işlemeleri görülecek şekilde yandan sarkıtılır.
Hırka: a) Pamukludan yapılır. b) Mintanın üzerine giyilir, kadifeden de yapılır.
Peşli: a) Beli kuşaklı olup, tüm bedeni örten, ayaklara kadar uzun entari (elbise) dir.
Kırmalı Entari: a) Beli lastikli olup, tüm bedeni örter. b) Pamukludan yapılır.
Çetik: a) Buna terlik de denir. b) Çeşitli motiflerle süslenerek yünden örülür. Bazen yapağından da örülür.
Çorap: a) Çetiğe benzer, fakat ondan daha uzundur, diz altına kadar çıkar. b) Şasonda denir. c) Genellikle yapaktan yapılır, düz ve sade olanları olduğu gibi süslü ve motifli olanları da vardır.
Ferace: a) Siyah düz kumaştan yapılır. b) Arkalığı bele kadar gelir, bu aralık arkadan başın üzerine atılır.
Şalta: a) Bele kadar sıkı kollu, yakasız, önü iliksiz bir giysidir. Omuzdan kol ağzına kadar uzunlamasına gider. Etekleri kaytanlıdır.
Çarık: a) Genellikle manda derisinden yapılır. Ucu sivri ve iple bağlıdır. b) Urgani denilen ayakkabılarda giyilir. c) Nalın veya takunya adı verilen, tahtadan yapılan ayakkabılar da giyilir. c) Özel günlerde kalaş kundura adındaki ayakkabılar giyilir.
Para Kesesi: Tel ile kalıptanla işlenerek yapılan kese.
Ziynet Eşyaları: a) Renkli kurdelaya geçirilmiş altınlar boyna takılır. b) İnci boncuklar, nar taneleri (üçgen boncuklar) boyunlarına ve kollarına mavi boncuklar takılır.
Yağlık: a) Uçları işlidir. B) Şalvarın üzerine takılır.
Fıta: a) Kadınların iş yaparken giydikleri giysidir. b) Sık dokunmuş bir önlüktür, hota da denir. c) Genellikle düğünlerde iş yaparken bu önlükler bağlanır.
Üç Etek:a) Etekleri üç ayrı pile şeklindedir. Parça parça göründüğü için bu ismi alır.
Mendil: a) Ucu işlemelidir. Beyaz rengi yanında diğer renklerde olanlarda olanları da vardır. b) Boyna bağlanır.
Kalaş Kundura: Çok sert bir ayakkabıdır.

Erkek Giyimi
Başa giyilenler:
a) Sarık: Şapkanın üstüne sarılır, sarı renkli büyük, kare biçimindedir. Birbuçuk metre uzunluğundadır. Kenarlarına sim geçirilmiş uçları püskülüdür.
b) Fes: Koyu kırmızı renkte, uçları püskülüdür. Silindir biçiminde etrafı biyelidir.
c) Tata: Başa bağlanan her günlük şapkadır. Kıra giderken giyilir.
Boyna Bağlananlar:
a) Mendil: Dört köşeli telle yahut kılabadanla işlenmiştir ve beyaz renklidir. Ekoseli olanları da vardır.
b) Çevre: Beyaz ve dört ucu işlenmiş, kare şeklindedir. Uçları gergefte işlenir.
Yağlık: a) Tek ucu işlenmiştir. b) Bezden yapılır.
Gömlek:
a) Beyaz amerikan bezinden yapılır. Geniş kollu uçları, yaka kenarları etekleri oyalanmıştır.
b) Ceketin içine giyilir mitan da denir.
c) Ketenden ve dokumadan da yapılır.
Cepken: a) Yelek biçiminde basmadan içi astarlı olarak yapılır, içine pamuk doldurulur, şalta adı da verilir.
b) Ceketin içine giyilir, sırmayla da işlenir.
c) Kolları tek katlı ve işlemelidir. Önü çaprazlıdır.
Potur:
a) Çuhadan yapılmış, kaytanlı pantolondur.
b) Yukarı kısmı geniş olup paçalara doğru daralır.
c) Genellikle siyah ve laciverttir.
d) Genellikle dokuma kumaşlardan yapılarak boyanır.
e) Poturun uçkurluğuna uçkur geçirilir, iki ucu yandan sarkıtılır. Poturun dizden aşağı tarafı düğmelidir.
Uçkur: Patiskadan yada yapağından dokunarak yapılır.
Kuşak: 2-3 metre boyunda genellikle kırmızı renkte olup, bele dolanır. 30-40 cm. genişliğindedir.
Palto:Buna gocuk ismi de verilir. İçi genellikle tüylü olur.
Çorap:Yünden veya yapağıdan elde örülerek yapılar. Sade olanları yanında süslü motifli olanlar daha çok kullanılır.
Ayakkabılar:
a) Tulumbacı: Hayvan derisinden yapılır. Deri birkaç kat üst üste getirilerek taban kısmı yapılır, üst kısmı ise tek bir kat deriden yapılır. Bu ayakkabılar kış için kullanılır.
b)Çarık: Bir tek kat hayvan derisinden yapılır. İple ayağa sıkıca bağlanır. Genelikle yazın tarlaya giderken giyilir. Bunlardan başka mes ve çizme de giyilir.
Para Kesesi: Meşinden ya da bezden yapılır. Ağzından bir ip geçirilerek büzülür. Meşinden olanların ise ağzına çıt çıt dikilir.

Kaleler

Hayrabolu, Malkara, Çorlu, Marmara Ereğlisi surlarının kalıntıları görülmekle birlikte sınırları ve büyükleri beli değildir. Semetli ile Dağyenice arsında ve Çimendere ile Gözsüz köylerine yakın tepeler üzerinde de kale kalıntıları görülmektedir.


Camiler
Eski Cami: Ertuğrul Mahallesindedir. 1831 yılında Zahire Nazırı Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1912 yılında yıkılan minaresi Cumhuriyet döneminde yeniden inşa ettirilmiştir. Minaresi kesme taştan ve tek şerefelidir. Caminin son cemaat yeri iki katlı olup, yirmi penceresi mevcuttur.

Orta Cami : Orta cami mahallesinde hükümet caddesi üzerindedir.1855 yılında Kürkçü Sinan Bey’in yaptırdığı caminin yıkılması üzerine hayırsever vatandaşlar tarafından eski yerine yeniden yaptırılmıştır. Eski Cami ile Rüstempaşa camii arasında kaldığı için bu ad verilmiştir.


Rüstempaşa Cami : Ertuğrul mahallesinde Mimar Sinan Caddesindedir. 1554 yılında Sadrazam Damat Rüstem Paşa (1500-1561) tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın eseridir. Tekirdağ’ın en güzel camilerindendir. Kesme küfeki taşından yapılmıştır. Tek şerefeli minaresi caminin sağındadır Giriş kapısı ceviz ağacı üzerine fildişi kakmalıdır. Kapı ve pencere kanatları geometrik motiflerle bezenmiştir.Bahçedeki yuvarlak 5 sütunlu mermer şadırvan Abdülmecit zamanında yapılmıştır. Doğusundaki kütüphane, hamam, medrese yıkık bir haldedir. Batısında bulunan 6 kubbeli bedesten sağlam olup, 1965 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilmiştir. Camii yaptıran Rüstem Paşa’nın türbesi İstanbul’da Şehzade camii bahçesindedir. Caminin Marmara Denizi’ne bakan cephesinde Valiliğimizce bedesten hüviyetinde çarşı inşa ettirilmiştir.
Sohteoğlu Cami : Tuğlacılar Lisesi karşısında kiremit örtülü camidir. Küçük avlusunda gömülü Sohtezade Ahmet tarafından 1777 tarihinde yaptırılmıştır. 1949 yılında tamir edilmiştir.

Hasan Efendi Cami : Bu adla anılan mahallededir. Ahşap olup, caminin bahçesinde gömülü olan Şer’iye Başkatibi Hasan Efendi tarafından 1627 yılında yaptırılmıştır.

Yusuf Ağa Cami : Muratlı Caddesi üzerinde olup, 1790 tarihinde Yusuf Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Mirliva Hüseyin Paşa Cami : Merkez ilçeye bağlı İnecik köyündedir. 1498 yılında yapılmıştır. Ters “T” planlıdır.

Süleymaniye Cami : Çorlu ilçesindedir. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1521 yılında yaptırılmıştır. Mimar Acem Ali’nin eseridir.

Ayaz Paşa Cami : Saray ilçesindedir. Ayaz Mehmet Paşa tarafından 1539 yılında yaptırılmıştır. Şirin ve küçük bir camidir. Kesme taştan yapılmıştır.
Güzelce Hasan Bey Cami : Hayrabolu ilçesinde olup, Güzelce Hasan Bey tarafından 1499 yılında yaptırılmıştır.

Turhanoğlu Ömer Bey Cami : Malkara ilçesindedir. Fatih’in ünlü komutanlarından Turhanoğlu Ömer Bey tarafından 1494 yılında yaptırılmıştır.

Taşoğlu Cami : Malkara ilçesindedir. Hacerzade İbrahim Bey tarafından 1406 yılında yaptırılmıştır. Minaresinin taş işçiliği değerlidir.
Türbeler

Ahmed-i Sarban Türbesi : Hayrabolu ilçesindedir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaptırılmıştır. Kanuninin Deve kolları komutanıdır. Gülteni pirlerinden olup, 1545 yılında Hayrabolu’da yerleşmiştir. Çağının ünlü şairlerindendir.

Gazi Ömer Bey Türbesi : Malkara ilçesindedir. Fatih zamanında yaşamıştır. Babası Turhan Bey’in yanında yetişmiş ünlü kumandanlardandır. 1503 yılında vefat etmiştir. Türbesi, kendi adı ile anılan caminin bahçesindedir.
Bedestenler: Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa tarafından yaptırılan ve yakın zamanda Tekirdağ İl Özel İdare Müdürlüğünce restore edilen Rüstempaşa bedesteninde, çeşitli ticari faaliyetler sürdürülmektedir.

Çeşmeler
İl’de tarihi çeşme sayısı oldukça fazladır. Bunlardan beli başları;

Tavanlı çeşme, Şabanoğlu çeşmesi, Rakoczy çeşmesi, Soğukkuyu çeşmesi, İskele Şadırvanı, Eski Cami Şadırvanı, Kuru Şadırvan, Postane çeşmesi, Çiftlikönü meydan çeşmesi, Kabakçı çeşmesidir.

Anıtlar
Hürriyet Abidesi : Hürriyetin ilanı nedeniyle yapılmış bir anıt çeşmesidir. Bugünkü Halk Eğitim Merkezi ile Belediye binaları arasında bulunmaktadır. 1908 yılında Tekfurdağı ( Tekirdağ ) Mutasarrıfı Adanalı Ömer Ali Bey tarafından 2. Meşrutiyetin ilanı üzerine Abide-i Hürriyet adıyla yaptırılmıştır.

Şehitler Anıt Çeşmesi :İlin Türkler tarafından fethi sırasında şehit düşenlerin anısına 1949 yılında Belediye tarafından yatırılmıştır.

Namık Kemal Anıtı : Tekirdağ’da hayata gözlerini açtığı günden, ölünceye kadar kalbi vatan ve hürriyet ateşi ile yanan ve bütün kalpleri aynı ateşle tutuşturan büyük vatan şairimizin doğduğu ev yıkılmış olduğu için yerine meşrutiyet devrinde halkımızın minnettarlık duygularının simgesi olarak dikilen dört köşeli uzun bir mermer sütundur. Eski Belediye Binası yanındaki bu küçük anıtın bir cephesinde alt alta Hürriyet, Adalet, Müsavauhuvvet sözleri yazılıdır.
Atatürk Anıtı : Atatürk 3 Haziran 1936 tarihinde Muratlı ilçesinde yapılan göçmen evlerini görmek üzere Muratlı’ya gelmiş ve bir göçmen evine konuk olmuştur. Buna izafeten o evin bahçesinde bir anıt yapılmıştır. Anıtın üzerinde şöyle yazılmaktadır.
Ey bahtlı göçmen
Unutma üç Haziranı
Yurdun en büyük insanı
Konuk oldu evinize
Sevgi sundu hepimize
3.6.1936 N. T.ÜLKÜ
Atatürk Heykeli : Hükümet konağının önündeki mermer heykelidir. Atatürk'ü başı açık, redingotlu ve normal duruşlu göstermektedir. Heykeltıraş Kenan Ali’nin eseridir. Yine mermer olan kaidesinde Atatürk ‘ün gençliğe hitabesinin son bölümü yazılıdır.
Namık Kemal Heykeli : Hükümet caddesi ile Mimar Sinan caddesi arasında olup, Hükümet konağının karşısındaki Namık Kemal Parkı içindedir. Belediye Başkanı Şevket CİCİOĞLU tarafından heykeltıraş Nusret SUMAN’a yaptırılmıştır.
Atatürk Bulvarındaki Anıt : Cumhuriyetin 50. Yılını kutlama Programı çerçevesinde 26 Ekim 1973 Tarihinde açılmıştır. Başöğretmen Atatürk’ün harf devrimi ve Tekirdağ’a bu amaçla gelişlerini sembolize etmektedir.

Mesire Yerleri

1-Atatürk Orman Korusu: Tekirdağ-İstanbul Karayolu üzerinde olup,il merkezine 6 km. uzaklıktadır.
2-Kumbağ Ormaniçi Dinlenme Tesisleri: Tekirdağ-Şarköy kıyı bandındadır. İl merkezine 15 km. uzaklıktadır.
3-Çorlu orman Korusu: Atatürk Orman Korusu: İstanbul-Edirne (D-100) Karayolu üzerinde olup, Çorlu ilçe merkezine 8 km. uzaklıktadır.
4-Laladere Mesire Yeri: Saray ilçesine bağlı Güngörmez Köyü hudutları içindedir. Saray ilçesine 13 km. uzaklıktadır. Saray Kıyıköy Karayolu üzerinde olup, ormanlıktır.
5-Çamlıkoy Ormaniçi Dinlenme Tesisleri: Karadeniz kıyısında olup, Saray ilçesine 32 km. uzaklıktadır.

Kamping ve Plajlar

Topağaç Kamping: Tekirdağ-Kumbağ karayolu üzerinde olup, il merkezine 5 km.uzaklıktadır. 40 çadır yeri kapasitesine sahiptir.
Dallas Kamping: Tekirdağ-İstanbul karayolu üzerinde, Yeniçiftlik beldesi sahilindedir. 40 çadır yeri kapasiteli olup, il merkezine 27 km. uzaklıktadır.
Kumbağ Kamping: Kumbağ beldesi içindedir. 80 çadır yeri kapasitelidir. İl merkezine 14 km. uzaklıktadır.
Bağtur Kamping: Kumbağ beldesi ova mevkii, Mermer Sitesi yanı, sahil boyu, no:30 adresinde bulunmaktadır. 40 çadır yeri kapasitesine sahip olup, ayrıca 80 araçlık park yeri WC., duş yeme-içme gibi üniteleri mevcuttur.
Dalçık Kamping: Tekirdağ-İstanbul Karayolu üzerinde, Yeniçiftlik beldesi sahilindedir. 40 çadır yeri kapasiteli olup, il merkezine 25 km.uzaklıktadır.
Gülay Kamping: Tekirdağ-İstanbul Karayolu üzerinde, Yeniçiftlik beldesi sahilindedir. 40 çadır yeri kapasiteli olup, il merkezine 25 km. uzaklıktadır.
Kastro Kamping: İlimiz Saray ilçesine 32 km.uzaklıktadır. Karadeniz sahilinde Çamlıkoy mevkiinde olup, 120 çadır yeri kapasitelidir.
Uçmakdere Kamping: İlimiz Şarköy ilçesi, Hoşköy beldesine bağlı Uçmakdere köyünde olup, 40 çadır yeri kapasitelidir.
Alkaya Plajı: Tekirdağ-İstanbul Karayolu üzerinde olup, şehir merkezine 4 km. uzaklıktadır. Dereağzı mevkiinde bulunan bu plajda restorant, büfe ve WC. gibi üniteler mevcut olup, ayrıca 50 çadır yeri kapasiteli ve 50 araçlık otoparkı mevcuttur.
Dereağzı Plajı: Tekirdağ-İstanbul karayolu üzerinde olup, şehir merkezine 3 km. uzaklıktadır. Kabin, büfe, restorant ve WC. gibi üniteleri mevcuttur.
Değirmenaltı Plajı: Tekirdağ-İstanbul Karayolu üzerinde olup, şehir merkezine 6 km. uzaklıktadır.
Çorlu Belediye Plajı: Tekirdağ-İstanbul karayolu üzerinde olup, Merkez ilçeye 20 km.uzaklıktadır.
Şarköy Belediye Plajı: Şarköy ilçesindedir. Plajın bitişiğinde çok sayıda çay bahçesi, pansiyon ve motel bulunmaktadır.
Çamlıkoy (Kastro) Doğal Plajı: Saray ilçesine 32 km. uzaklıkta olup, karadeniz kıyısında doğal bir plajdır.


Tekirdağ Views

    








0 Yorum:

Yorum Gönder

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!