Portland Çimentonun Erken Tarihi ve Gelişimi
Uygarlıkların ilk oluşumundan beri taşları katı, şekle sokulmuş bir halde bağlayacak bir malzeme aranmıştır. Asurlular ve Babilliler bu amaçla kili kullanmışlar, Mısırlılar' da Piramit gibi yapıların inşasında bağlayıcı malzeme olarak kireç ve alçıtaşı harcını geliştirmişlerdir.
Yunanlılar bağlayıcı malzemeleri daha fazla geliştirmiş ve sonunda Romalılar sürekli dayanıklılık sağlayan yapılar üreten çimentoyu kullanıma sunmuşlardır.
Roma forumundaki bina temellerinin çoğu bazı yerlerde 3,5 metre derinliğinde harç formunda inşa edilmiştir. M.Ö.27 civarında inşa edilen büyük Roma hamamları, Kolezyum, ve büyük Konstantin Bazilikası çimento harcının kullanıldığı erken Roma mimarisi örneklerindendir.
Roma Formülü
Romalıların çimento yapmadaki başarılarının sırrı Vesivius Dağı' nın bir volkanik külü olan puzolanla sönmüş kirecin karıştırılmasına dayanmaktadır. Bu proses suda sertleşme yeteneğine sahip bir çimento üretmiştir. Orta Çağda bu sanat kaybolmuş ve bizler hidrolik (suda donan) çimentonun sırrını tekrar keşfedene kadar saklı kalmıştır.
İngiltere Cornwall sahilindeki Eddystone Fenerinin tekrar eden yapısal başarısızlığı, bir İngiliz mühendis olan John Smeaton' un taze ve tuzlu suda harçlarla deneyler yapmasına yol açmıştır. 1756 da bu testler, önemli miktarda kil içeren kalkerden yapılan çimentonun suda donduğunu göstermiştir. Bu buluştan faydalanarak Eddystone Fenerini yeniden inşa etmiş ve bu fener 126 yıl yenilenmeden ayakta kalmıştır.
1756 dan 1830' a kadar çimento alanında deneyler yapan diğer araştırmacılar Fransa' da L. J. Vicat ve Lesage , İngiltere' de Joseph Parker ve James Frost olmuştur.
Portland Çimento keşfedilmeden ve keşfinden sonra birkaç yıl, çok miktarda doğal çimento kullanılmıştır. Doğal çimento kireç ve kilin doğal olarak oluşmuş karışımının yakılmasıyla üretilmiştir. Doğal çimentonun bileşenleri doğa tarafından karıştırıldığı için, özellikleri yapıldığı doğal kaynaklar kadar değişkenlik göstermiştir.
Aspdin'in Patent Alışı
İngiltere Leeds de bir duvarcı olan Joseph Aspdin 1824' te hidrolik bir çimento üzerine patent almış ve bu çimentoya, rengi İngiltere' nin Portland adasında çıkarılan taşa benzediği için Portland Çimentosu adını vermiştir. Aspdin'in yöntemi, kalker ve kilin dikkatlice oranlanarak karıştırılmasına, toz haline getirilmesine, karışımın pişirilerek klinker elde edilmesine ve bu klinkerin nihai çimento olacak şekilde öğütülmesine dayanır.
Bugün portland çimento Aspdin'in zamanında olduğu gibi kalsiyum, silis, alüminyum ve demirin önceden belirlenmiş ve dikkatlice karıştırılmış kimyasal birleşimidir.
20. Yüzyılda Çimento
20. yüzyılın başlarında iki önemli keşif gerçekleşmiştir.
Birincisi kil yerine demir içermeyen kaolenin kullanılmasıyla elde edilen beyaz çimentonun üretim prensibinin keşfedilmesidir. Ancak, bu farklı kompozisyon gri çimentoyla kıyaslanabilir dayanım kapasitesi sağlayarak çimentonun esas özelliklerini değiştirmemiştir.
1908 yılı, kalker ve boksitle yapılan ilk endüstriyel kalsiyum alumimata şahitlik etmiştir. Saldırgan ajanlara ve yüksek sıcaklıklara dayanıklı olan yüksek aluminalı çimento pek çok farklı uygulama alanında yüksek performanslı bağlayıcı veya kimyasal reaktan olarak kullanımı gibi çok amaçlı kullanım imkanlarını ortaya çıkarmıştır. Bugün kalsiyum aluminatlar inşaat sahasındaki teknolojik gelişmenin uç noktasında durmaktadır ve özel harçlar, refrakter harçları ve diğerleri gibi pek çok teknolojik ürünün geliştirilmesini teşvik etmiştir.
Katkıda bulunanlar
İcatlar-Keşifler
FUTBOL |
BLOGLARIMIZ
SON YAZILAR :
Loading...
20 Nisan 2020
Çimentonun Tarihi
Türkiye Şehirleri
Türkiye Coğrafyası
Dünya Şehirleri
Dünya Coğrafyası
Ülkeler
0 Yorum:
Yorum Gönder