Mercidabık Muharebesi, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında Memluk Devleti ile yapılan birinci savaştır. 1516'da Osmanlı ordusu ile Memluk ordusu arasında Halep şehrinin kuzeyinde yapılan savaşı Osmanlılar kazandı. Muharebenin sonucunda Suriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı topraklarına katıldı.
Muharebeye Hazırlık Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Han'ın, Ortadoğu’da hâkimiyetini genişletmesi; Suriye, Lübnan, Filistin, Arap Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika’nın doğusuna hakim Memlûklu Sultanı Kansu Gavri'yi (Kansuh el-Gûrî) harekete geçirip, tedbir almaya sevk etti. 23 Ağustos 1514’te, Çaldıran Savaşı'nda, Yavuz Sultan Selim Han'a yenilip kaçan Safevi hükümdarı Şah İsmail ile ittifâk kurdu. Yavuz Sultan Selim Han, haber alma teşkilâtı vasıtasıyla Şah İsmail - Kansu Gavri ittifakını öğrenince, Vezîr-i âzam Sinan Paşa'yı, 40.000 kişilik bir kuvvetle Safevîler üzerine gönderdi. Sinan Paşa'nın, Diyarbakır’a giderken, Fırat’ı geçmek için Memlûklar'dan izin isteyip de iznin verilmemesi ve Kansu Gavri'nin 50.000 kişilik bir kuvvetle Halep'e gelmesi, harp sebebi sayıldı. Devrin âlimlerinden Zenbilli Ali Cemâli Efendi'nin fetvasıyla sefere çıkıldı.
Memluk Sultanı Kansu Gavri Selim'in seferinin Suriye üzerine olacağını bilmekteydi. Onun için Suriye'yi korumak maksadıyla hazırlıklar yaptırdı. I. Selim'in Suriye'ye yöneldiğini duyunca yeğeni ve aynı zamanda baş veziri olan Eşref Tumanbay'ı Kahire'de bırakarak 18 Mayıs 1516'da Kahire'den bir Memluklu ordusu ile Suriye'nin kuzeyine yürüdü. Bu yürüyüş müzik, eğlenti ve şarkı ile geçti. 15 tane Binlerin Emiri rütbeli ve birçok daha düşük rütbeli Memlûklu ve 5.000 kişilik Sultan'ın özel kölemen ordusu bu yürüyüşe katıldı. Suriye'den ve Bedevi Araplardan da birlikler bu orduya yolda katıldılar. Abbasi Halifesi III. Mütevekkil ve diğer yüksek Mısır uleması da Sultan'ın maiyetindeydi. Sultan Kansu Gavri 9 Haziran'da büyük bir törenle Şam'a girdi; yoluna halılar serilmişti ve etrafa Avrupalı tüccarlar paralar saçmaktaydı. Burada Sultan Kansu Gavri ile ordusu bir hafta Şam'da kaldıktan sonra yine büyük törenle yola çıkıp Humus ve Hama üzerinden Halep'e doğru yürüyüşe geçti.
Halep'te I. Selim'den yeni elçilerin gelmiş olduğu öğrenildi. Bu elçiler Sultan Kansu Gavri'ye ve Halife Al-Mütevekil'e çok güzel hediyeler getirmişti. I. Selim bu sefere Memluklulerin Şah İsmail'e yaptıkları yardım nedeniyle başladığını söylemekteydi. Sultan Kansu Gavri, Memluklu Saray Nazırı Mugla Bey'i hediye olarak şeker ve tatlılarla Osmanlı ordugâhına elçi olarak yolladı. Fakat I. Selim bu elçiyi hiç de iyi karşılamadı; Mugla Bey'i tıraş ettirerek bir köhne beygirle geri gönderdi. Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavri’ye Halep’in kuzeyindeki Mercidabık mevkiinde, meydan muharebesi için hazır olması haberini gönderdi.
Bu sırada Kansu Gavri Memluklu emirlerinin sadakatsız olmaları sorunları ile uğraşmak zorunda kaldı. Memluk ordusu içinde Halep valisi Hayır Bey'in ve en tanınmış Memluklu emirlerinden olan Canberdi Gazali'nin Osmanlılarla ilişkileri olduğu söylentileri yayılmıştı. Kansu Gavri bütün emirlerin, Memluklu ileri gelenlerin ve kadıların kendine sadık olacaklarına dair yeniden Kuran üzerine and içmelerini istedi ve bu and içme için özel bir tören yapıldı.
Muharebenin Gelişmesi
Yavuz Sultan Selim komutasında Osmanlılarla, Sultan Kansu Gavri komutasindaki Memluklular arasında muharebe Halep'in bir günlük yol kuzeyinde bulunan Mercidabık ovasında yapıldı. Osmanlı ve Memluk orduları sayıca ve teçhizat bakımından birbirine benzemekteydi. Her iki ordunun da kuvvetleri eşit miktarlarda olup, altmış bin civarındaydı. Ama Osmanlı ordusunun elinde çok iyi kullandıkları ateşli silahlar, özellikle de sahra topları bulunmaktaydı. Osmanlılar; ateşli silahlar, teşkilat, kumanda heyeti, sevk ve idare bakımından Memlûklardan üstündü. Buna karşılık Memlûkların da süvari kuvvetleri meşhurdu ve çok güçlüydüler.
24 Ağustos 1516 sabahı, Osmanlı ordusu hilâl şeklinde bir tertibat aldı. Ordunun merkezinde Yavuz Sultan Selim Han olup, yanında Kapıkulu askeri ve önünde birbirine zincirle bağlı üç yüz top bulunuyordu. Sağ kola Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol kola da Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa komuta ediyordu. Memlûk ordusunun merkezine, yanında Halife III. Mütevekkil olduğu halde Sultan Kansu Gavri, sağ kola Halep Nâibi Hayırbay, sol kola da Şam Nâibi Sibay kumanda ediyordu. Memlûklarda sultanın orduya, komutanların da Kansu Gavri’ye itimatsızlığı vardı. Memlük sultanı genç Memlûklüleri korumak için yaşlı Memlûklüleri ön saflara yerleştirdi; yaşlı Memlûklüler bunu, ayrılmalarının istendiği biçiminde yorumladılar.
Osmanlı topçu ateşiyle başlayan muharebeye, Memlûklar süvari taarruzu ile karşılık verdiler. Muharebe başladıktan iki saat sonra, Memlûklar bozguna uğradı. Öğleden sonra kesin netice alınarak, Memlûk karargâhı, bütün ağırlığı ile Osmanlıların eline geçti. Memlüklerin Halep valisi Hayirbey de Osmanlılar'la anlaşarak savaş alanını terk etti.
Daha kötüsünün olamayacağının düşünüldüğü bir anda, Memlük sultanı savaş alanında öldü. Kansu Gavri'nin ölümü nedeni değişik tarihçiler tarafından değişik olarak verilmektedir. Bazı tarihçilere göre doğal bir nedenle, belki de kalp krizinden ölmüştür. Bazı Osmanlı tarihçilerine göre bu ölüm bir Osmanlı askerinin eliyle oldu. Değişik Arap kaynaklarına göre Sultan Kansu Gavri ordusu yenik düştükten sonra harp meydanında hayata bulunmaktaydı; ama düşman eline düşmemesi için Memlûklular onu öldürüp cesedini saklamışlardır.
Muharebenin Sonuçları
]Boğucu bir yaz sıcağında meydana gelen muharebeden sağ kurtulan Memlûk askerleri; Halep, Hama, Humus ve Şam’a kaçtılar. Takip edilen Memlûk kuvvetlerinden ele geçirilenler imha edilerek, Kuzey Suriye bütünüyle zapt edildi. Ahalisi Sünnî olan şehirler, Yavuz Sultan Selim Hanı ve Osmanlıları davet ettiler. Suriye şehirleri, kendi rızalarıyla Osmanlı idaresini tercih ettiğinden ahaliye zarar verilmedi.
Abbasî halifesi III. Mütevekkil, muharebeden sonra Yavuz Sultan Selim Han'ın yanına gelerek, sultandan çok hürmet gördü. Yavuz Sultan Selim Han, 28 Ağustos'ta Halep’e 27 Eylül'de Şam’a gelerek Mısır’ın fethini gerçekleştirecek sefere hazırlanmaya başladı.
Mercidabık’ta kazanılan zafer, Osmanlı Devleti'ne dini, siyasi, askeri, iktisadi pek çok fayda sağladı. Hilafetin Osmanlı Hanedanına geçme yolu açıldı. Doğuda Osmanlı Devleti'nin son rakibi Mısır - Memlûk Devleti, ortadan kaldırılma safhasına getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı hâkimiyetine girdi. Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. Güneydoğu Anadolu’nun zaptedilmesiyle, Anadolu Türk birliği tamamlandı.
Kaynak : Wikipedia
0 Yorum:
Yorum Gönder