Bir varmış bir yokmuş. Belki dedemin, belki dedemin dedesinin zamanında efsaneler çokmuş…
Anlatacağım hikaye Munzur dağının eteklerinde yüksek vadilerin ve çağlayanların arasında Erzincan’ın Caferli köyünde geçtiği söylenir ve öyle anlatılır çocuklara...
Kimseye ait olmayan bir arazide kocaman mı? kocaman bir ağaç varmış… Çocuklar o ağacın adını Özgürlük ağacı; koymuşlar. Dostluk ve sevgi yemişi verirmiş her yıl bu ulu ağaç. Her bahar bembeyaz çiçeklerle süslenen dallarını, renk renk barış kuşları doldururmuş…
Her yıl sevgi ve mutlulukla beslenirmiş bu özgürlük ağacı. Sevgi, dostluk ve mutluluktan sağlarmış gereksinimini. Bu ağacın sevgiden oluşan sevgi meyvesi, diğer tüm ağaçlardan ayrı bir özellik katarmış ona. Yaprakları daha canlı, gölgesi daha serin, gövdesi daha güçlüymüş. Ona "Dostluk ve Sevgi Ağacı" denilmesinin nedeni tüm canlıları barındırırmış dallarının altında ve üstünde. Soğuktan yağmurdan kardan tutunda tüm kötülüklerden korur ve meyvesiyle beslermiş onları.
Gölgesinde barınan hayvanların sevgisi, dallarında ötüşen kuşların neşesi, altında serinlenen yaşlıların, çocuklarını emziren annelerin mutluluğu özgürlük ağacını sevindirirmiş. Tüm varlıklar bu ağacın önünde saygıyla eğilir rüzgar bile selam dururmuş.
Özgürlük ağacı her gün biraz daha yöredeki canlı cansız varlıklara sevgisini paylaşırken tüm hayvanları ve insanları da yemişiyle doyururmuş.
Yıllar yılı hayvanlar ve bu yöre halkı barış, dostluk, mutluluk ve güzellik içinde yaşayıp gitmişler. Çalışkan başarılı, sevecen,dürüst insanlarmış bunlar.
Özgürlük ağacının bereketli yemişi o yöredeki bütün kuşlara, hayvanlara, insanlara ve çocuklara yeter de artarmış, bütün canlılar faydalanırmış yemişinden. Her yaz sanki bereketlenir bitmek nedir bilmezmiş, artan yemişler de saklanır bütün kış mevsimi yenirmiş. Köyde istemiyerek iki kişi arasında bir anlaşmazlık çıksa. Köyün Cafer Ağası hemen devreye girer, bu iki dargın insana dostluk ve sevgi yemişi sunarak barış şerbetinden içirip olay hemen tatlıya bağlarmış.
Tüm gücünü ve hakseverliğini özgürlük ağacından alan Cafer ağa “dur” dedi mi sular dururmuş, ‘yürü” dedimi dağlar yürürmüş o zamanlar. O nedenle köyde kimse dargın, kırgın durmazmış, sevgi ve dostluk içinde yaşayıp gitmişler yıllar yılı. Kimse kimsenin malına göz dikmez, kimse, kimsenin hakkını yemez, her tarafta barış, dostluk, sevgi, dürüstlük ve kardeşlik hüküm sürermiş…
Bu toplumu kıskanıp çekemeyen komşu köylerin ağaları ise bu köyün huzur ve mutluluğunu bozmak için çeşitli planlar yapıp, tuzaklar kurar dururlarmış. Amaçları ise bu köyün birlik ve düzenini bozup göz diktikleri verimli arazilerini ve dostluk ağacını ellerinden alıp işgal etmekmiş. Hemen işe koyulmuşlar tabi. Araya casuslar koyup Cafer ağanın sırrını anlamaya çalışmışlar ve avuçlar dolusu altın vaat etmişler bu sırrı çözeceklere. Bu köydeki hikmetin o özgürlük ağacı olduğunu ögrenen çevre köylerin ağaları bir plan hazırlayayarak bir gece gizlice gelip bütün dallarını kesip götürmüşler özgürlük ağacının…
Artık meyve vermez, kuşlara, çocuklara gülmez olmuş özgürlük ağacı, altında çocuklar oynamayan, kuşlar konmayan özgürlük ağacı üzülmüş, üzütüsünden hastalanmış ağlamaya başlamış kökleri. “Özledim” demiş onları, “dallarıma konan rengarenk kuşları özledim, altımda oynarken çocuklar cıvıl cıvıldılar neşe bulurdum onlarla, dallarımı kestiklerinden bu yana gölgeme yaşlı nineler, dedeler de gelmez oldu. Anneler o güzelim çoçuklarını emzirmez oldu dallarımın altında” deyip derinden derine iç geçirirmiş… Derken köylüler bir bakmışki, özgürlük ağacı kurumuş, cansız, bir odun parçasından farkı kalmamış…
Köylüler toplanıp ağlamış, adaklar adamış, ağıtlar yakmışlar, dualar etmişler ama fayda etmemiş, özgürlük ağacı yeşermemiş bir daha. Bir daha dostluk ve sevgi yemişi yenmemiş o köyde, barış şerbeti içilmemiş. Kısa bir zaman sonra bu mutlu toplulukta isyanlar ve kavgalar başlamış. Bunu fırsat bilen diğer köyün ağaları ise hemen savaş açmışlar. Kendi iç kargaşaları yetmezmiş gibi bir de diğer köylülerle yıllarca savaşıp iyice yılan bu insanlar, değişik kentlere göç etmeye karar vermişler.
O günden sonra herkes biribiriyle küs ve kavgalı olmuş, o gün bu gündür ne barış, ne huzur, ne de bereket kalmış o köyde … Mutluluk ve huzur da orda yaşayan insanlar gibi terkedip gitmiş buraları…
Ve diğer kıskanç çevre köylerin de o yıl bütün ekinleri, ağaçları kurumuş onlarında çoğunluğu göçüp gitmiş uzaklara...
Alıntı (Nuri Can)
Katkıda bulunanlar
Engizisyon
Engizisyon Mahkemeleri SembolüEngizisyon (Latince: inquisitio,...Sorgusuz Sualsiz Bugüne Kadar Doğru Kabul Ettiğimiz Günlük Hayatımızdaki 9 Yanlış Bilgi
Birtakım aslı astarı olmayan bilgiler, bir şekilde nesilden nesile...Bitmiş piller neden çöpe atılmaz ?
* Bitmiş piller neden çöpe atılmaz ? Civa, kurşun, lityum, mangan,...Pusula'nın İcadı
Pusula, başlıca olarak ulaşımda ve arazi incelemesinde kullanılan,...
![]() | FUTBOL |
- Efsaneler
Kral Tantalos Efsanesi
0 18/5/2021Kral Tantalos, Yamanlar Dağı’ nda oturan İzmir Kralı ve Zeus’ un oğluymuş. Kral Tantalos’un bir oğlu bir de kızı varmış. Oğlunun adı “ Pel... Devamı
- Efsaneler
Bellerophontes Efsanesi (Söylencesi)
0 2/4/2021Hipponoes "tanrıların öğünerek yarattıkları" bir erkek güzelidir.Ormanda avlanırken,kazara kardeşi Belleros'u öldürdüğü için kendisine "Belleros'u yiy... Devamı
Dünyanın en güzel 13 okulu!
ABD'nin New York merkezli teknoloji dergisi Tech Insider’ın seçtiği 'Dünyanın En Güzel 13 Okulu'...Peyzaj Mimarlığı
Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Federasyonu'na Göre Kapsayan GörevlerÇokuluslu, ulusal, bölgesel,...Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), (İngilizce: Middle East Technical University, METU), 15 Kasım...Öğretmen ve Öğretmeler Günü
Öğretmen veya eğitmen; eğitim kurumlarında önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda öğretim...İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), (İstanbul Technical University), kökleri 1773...
BLOGLARIMIZ
Girit Adası
Girit (Eski Yunanca Krētē; modern Yunanca Κρήτη Kriti, Osmanlıca گريد Girid),...
Konusu ANNE olan Eserler
Eser
Titreyen yüreğimdir, en izbe odaların güneş aydınlığında sana şiirler yazan Ufkunda sisler çökmüş, yalamakta denizi,fırtınalardır kopan, Gezmekte…
En Kötü İcatlar' listesindeydi, en çok satan tasarım oldu
En Kötü İcatlar listesindeydi en çok satan tasarım oldu En Kötü İcatlar listesindeydi en çok satan tasarım oldu. Moda düşmanı mı yoksa tam bir…
Çıplak Kabile
Halkın önemli bir kısmının kırsalda yaşadığı Papua Yeni Gine'de, çok ilginç kabileler bulunuyor. Ormanlarda yaşayan ve sayıları 250 bin olduğu…
0 Yorum:
Yorum Gönder