Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

Loading...
LÜTFEN KULAK VERİN "COVİD" TEHLİKELİDİR

















SON YAZILAR :
Loading...


Kara Taşıtları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kara Taşıtları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

04 Ocak 2021

KKTC'nin yerli otomobili GÜNSEL

 


Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Ar-Ge ekipleri ile Otomotiv Mühendisliği Bölümü tarafından uzun yıllar süren çalışmalar sonucu ortaya çıkan, Şubat 2020'de tanıtımı yapılan KKTC'nin yerli ve elektrikli otomobili "GÜNSEL"in ilk modeli "B9"un test sürüşü Kasım 2020  başından bu yana devam ediyor.


Davetliler, GÜNSEL'i Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünde GÜNSEL Üretim Tesislerinin sürüş alanında aracı test edebiliyorlar.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, GÜNSEL'in KKTC, Türkiye ve Türk dünyasının dünyaya açılan kapısı olacağını söyledi.

Günsel, "Biz 10 yıldır bu proje üzerinde çalışıyoruz. 160 Türk mühendis ve tasarımcımız, gece gündüz heyecan ve şevkle GÜNSEL'i üretmek için çalıştı. Bugün 3 prototipimiz hazır, heyecanlıyız." dedi.



GÜNSEL'in şubatta yapılan tanıtımından hemen sonra test sürüşüne başlamak istediklerini ifade eden Günsel, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bunun ertelendiğinin altını çizdi.


"GÜNSEL'in tasarımı, Ar-Ge'si ve mühendisliği tamamen Türk mühendislere ait" 

Günsel, "GÜNSEL'in tasarımı, Ar-Ge'si ve mühendisliği tamamen Türk mühendislere aittir. GÜNSEL'in birçok parçası tedarikçilerimiz tarafından üretiliyor fakat şase, gövde ve gövde panellerinin hepsi bizim üretimimiz. Otomobil üretmek her parçasını üretmek değildir ancak tasarımına, ARGE'sine ve mühendisliğine sahip olmak çok önemlidir. Biz elimizden geldiğince ülkemiz ve Türkiye sanayisinin ürünlerini kullanıyor, maksimum yerlilik oranını korumaya çalışıyoruz. Her bir aracın içerisinde en az 40 ülke var derler, GÜNSEL için 350'si Türkiye'den olmak üzere 800 tedarikçiyle birlikte çalıştığımız ancak kendi tasarladığımız bir araç." diye konuştu.

Salgın sürecini çalışma anlamında iyi değerlendirdiklerini kaydeden Günsel, 2021'in son çeyreğinde GÜNSEL'in seri üretimine başlamayı hedeflediklerini söyledi.

Günsel, test sürüşleri için sarı, kırmızı ve mavi olarak 3 farklı rengi seçtiklerini belirterek, kırmızının bayrağı, sarının KKTC toprağını ve mavinin de Mavi Vatanı simgelediğini vurguladı.

20 Kasım 2020

Mercedes 260D (1936-1940)

MERCEDES 260D (1936-1940)


merc4

merc61


     
merc1



merc2
merc7

09 Kasım 2020

İlk Türk Otomobili Devrim

TÜRKİYE’ DE YAPILAN İLK OTOMOBİL : DEVRİM

16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 kadarı Ankara’ da bir toplantıya çağrıldılar.



Toplantıya başkanlık eden Genel Müdür Yardımcısı Emin BOZOĞLU, Ulaştırma Bakanlığından alınan bir yazıyı okudu. Yazıda “ Ordunun cadde binek ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi “ görevinin TCDD İşletmesine verildiği ve bu amaçla 1.400.000.-TL ödenek ayrıldığı belirtiliyordu.

Verilen termin 29 Ekim 1961, yani tanınan süre 4.5 aydı. Bu süre içinde bu çapta bir geliştirme çalışması yapılabilir miydi ? Bırakınız geliştirmeyi, hiçten yola çıkarak, çalışabilecek bir otomobil yapılabilir, böyle bir mucize gerçekleştirilebilir miydi? Toplantıda söz alanların çoğu böyle bir projede seve seve çalışmaya hazır olduklarını, fakat böylesine kısa bir sürede sonuç alınabileceğini sanmadıklarını dile getirmeye çalışmış, bir kısmı da “ hayır “ demişlerdi.

Tüm ülkede ise üniversitesinden, basınına, bir avuç sanayicisinden, politikacısına, sesini duyurabilen herkes Türkiye’de ne otomobil, ne de motor yapılabileceğine inanıyor, özel sohbetlerde, röportajlarda, hatta film gösterili konferanslarda bu görüş vurgulanıyordu.

Fakat bu inanılmaz şey gerçekleşiyor ve 29 Ekim 1961 sabahı Türkiye’ de yapılan bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde ve yine Türkiye’ de yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi binasının önüne götürülerek Cumhurbaşkanı Cemal GÜRSEL Paşa’ ya sunulabiliyor, bir ikincisi Paşa’ yı Anıtkabir’ e götürüyor, sonra da Hipodrom’ daki geçit resmine katılıyordu.

Bu nasıl gerçekleşmişti ?

Projeyle başka bir kuruluşun değil de Demiryollarının görevlendirilmiş olması,bir yandan, o tarihlerde TCDD’ nin onarım amacıyla kurulmuş fakat geniş ölçüde yedek parça imal eden Ankara, Eskişehir, Sivas ve Adapazarı’ ndaki fabrikaları ile önemli bir teknik potansiyeli ve yetişmiş işçisinden mühendisine kadar güçlü bir teknik kadrosunun bulunması, öte yandan Genel Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Emin BOZOĞLU’ nun asker kökenli ve aynı zamanda Sıtkı ULAY Paşa’ nın akrabası olması dolayısıyla Milli Birlik Komitesi ve çoğu kabine üyelerince yakından tanınıyor ve güveniliyor olmasının sonucu idi.

Yüksek Mühendis Emin BOZOĞLU yönetim grubunun başı olarak, projenin yürütülmesi ve sonucuna ulaştırılmasında da gruptaki öteki yöneticiler gibi bütün bürokratik engelleri cesaretle aşarak her türlü imkanı sağlamak ve kimi kişisel sorunlar, kimi görevin çok yanlılığı ve ivediliği gibi nedenlerle büyük gerilim altında bulunan 20 mühendisin olağanüstü bir tempoyla fakat gönül rahatlığı içinde çalışmalarını sağlamak suretiyle de birinci derecede rol oynamıştı.

Zamana karşı yapılan yarışın kazanılmasında ikinci etken, görev alan mühendislerin proje süresince hafta sonları da dahil her gün, en az 12’ şer saat, gerektiğinde bazı geceleri sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirmek suretiyle işbaşında kalmaktan kaçınmayacak ölçüde davaya gönül vermiş olmalarıydı.

16 Haziran 1961 günü yapılan toplantıda, çalışmalar için en uygun yerin, (bugünkü TÜLOMSAŞ) Eskişehir Demiryolu Fabrikalarında dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina, en uygun yöntemin de elden geldiğince çeşitli tipten otomobil yapısını yakından inceleyerek fikir edindikten sonra, yapılacak tipin boyutları, motor, şanzıman vb. öteki grup ve parçalarının nasıl tasarlanıp imal edileceği üzerinde durulması olduğu sonucuna varıldı.

İşyeri olarak seçilen atölyenin hazırlanması için Eskişehir’ e talimat verildi ve otomobili olanların 19 Haziran’ da Eskişehir’ de bulunmaları istendi. Dökümhane binası zemini, lokomotif kazanlarında kullanılmak üzere alınan saç levhalarla döşendi. Kapının üzerine, kocaman rakamlarla kaç gün kaldığını gösteren bir levha asıldı. Projenin bitimine dek bu levha, her gün bir azalarak, sonuna kadar orada kaldı. Atölyede bir baş üstü gezer vinç, çeşitli bankolar ve bir toplantı masası vardı. Yakınında bir de çay ocağı bulunan bu masa dört ay süreyle hem toplantılar, hem dinlenme, hem de gerektiğinde çalışma masası olarak kullanıldı.

Atölyede yapılan ilk toplantıda “ Yönetim Grubu “ açıklandı. Genel Müdür Yardımcısı Emin BOZOĞLU başkanlığında, Fabrikalar Dairesi Başkanı Orhan ALP, Cer Dairesi Başkanı Hakkı TOMSU, Cer Dairesi Başkan Yardımcısı Nurettin ERGUVANLI, Eskişehir Demiryol Fabrikaları Müdürü Mustafa ERSOY, Adapazarı Demiryol Fabrikası Müdürü Celal TANER, Ankara Demiryol Fabrikası Müdürü Mehmet NÖKER’ den oluşan grupta iki de emekli subay vardı: Genel Müdürlük Müşaviri Hüsnü KAYAOĞLU ve Necati PEKÖZ. Ardından çalışma grupları belirlendi: Dizayn, motor-şanzıman, karoseri, süspansiyon ve fren, elektrik donanımı, döküm işleri, satın alma işleri ve maliyet hesapları grupları.

Önce otomobilin ana hatları saptandı. Dört ila beş kişilik, toplam 1000-1100 kg-ağırlığında, orta boy denilebilecek bir tip üzerinde mutabık kalındı. Motor 4- zamanlı ve 4 silindirli olmalı, 50-60 BG vermeliydi.
Karoseri için hazırlanan 1:10 ölçekli maketlerden seçilen birinin 1:1 ölçekli alçı modeli yapıldı. Karoserin damı, kaput ve benzeri saçları, bu modelden alınan kalıplarla yapılmış beton bloklara çekilmek ve çekiçle düzeltilmek suretiyle tek tek imal edildi. Bir yandan da Willy’s Jeep, Warswa, Chevrolet, Ford Consul, Fiat 1400 ve 1100 motorlarının incelenmesinden sonra Warswa motoru örnek alınarak yandan supaplı bir 4- silindirli motorun gövde ve başlığı Sivas Demiryolu Fabrikasında dökülüp, Ankara Demiryolu Fabrikasında işlendi. Piston, segman ve kolları Eskişehir’ de yapıldı. Motor Ankara Demiryolu Fabrikasında monte edildi. Frenlemede 40 BG’ den fazla güç alınamayan bu motora alternatif olarak Ankara Fabrikası aynı gövde ve krank milinden yola çıkarak başka bir tip geliştirdi. B- motoru adı verilen üstten supaplı bir üçüncü motorda Eskişehir’ de imal edildi.
Süspansiyon grubu ön takımlar için “ Mc Pearson “ sistemini önerdi ve numuneye göre Eskişehir’ de imal edildi.

Eylül sonlarına doğru ön ve arka camları piyasada bulunabilenlere intibak ettirme zorunluluğu nedeniyle modele göre biraz değiştirilmiş, iki gövde çakılmış ve biri A, öteki B tipinden iki ayrı motor hazırlanmış bulunuyordu. Şanzımanlar, Ankara Fabrikasınca tümü yerli olarak yapılmıştı.

Montaja geçildiğinde karşılaşılan en büyük sorun, gövde – motor uyumunu sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmalarını yerleştirmek ve direksiyonun en uygun konumunu bulmaktı. Ayarlı direksiyon önerisi kabul edilmedi. İki yıl sonra Cadillac bunu bir yenilik olarak getiriyordu.

Nihayet Ekim ortalarında Devrim otomobillerinden ilki tecrübeye hazır duruma gelebildi. Elektrik donanımı ile diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında tüm parçaları yerli idi.

Bir yandan bu ilk otomobilin yol tecrübeleri sürdürülürken bir yandan da Cumhurbaşkanı’ na sunulmak üzere B- motoru ile donatılan ikinci otomobilin yetiştirilmesine çalışılıyordu. Siyah renkteki bu 2 numaralı Devrim’ in son kat boyası ancak 28 Ekim akşamı vurulabildi. Pasta ve cilası Ankara’ ya sevk edilirken gece trende yapıldı. Buharlı lokomotiflerle çekilen trende bacadan sıçraması muhtemel kıvılcımlardan ötürü güvenlik önlemi olarak benzin depoları boşaltıldı.



Tren sabaha karşı Ankara’ ya ulaştı. İki Devrim Otomobili o zamanlar Sıhhiye semtinde bulunan Ankara Demiryolu Fabrikası’ na indirildi. Manevra imkanı sağlamak için depolarına yalnızca birkaç litre benzin kondu. Asıl ikmal sabahleyin Sıhhiye’ deki Mobil Benzin İstasyonundan yapılacak, sonra da Meclis’ e gidilecekti.
29 Ekim sabahı, Devrimler motosikletli oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıktı. Çıktı ama, eskorttakiler, benzin alma işinden haberleri olmadığı için, Mobil’ e uğramadan yola devam ettiler. Meclis’ in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, acele getirilen benzin 1. Arabaya kondu. 2 numaraya konacağı sırada Cemal Paşa Meclis’ in önüne gelmiş ve Anıtkabir’e gitmek üzere 2 numaralı Devrim Otomobiline binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 m. Kadar sonra motor öksürerek durdu. Cemal Paşa’ nın “ Ne oluyor ? “ sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat SERDAROĞLU “ Paşam, benzin bitti. “ cevabını verdi. Paşa’ dan özür dilenilerek 1 numaralı Devrim’ e geçmesi rica edildi. Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir’ e bu otomobil ile gitti. İnerken ünlü “ Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama, doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz ” sözlerini söyledi.

Ertesi gün bütün gazetelerin söz birliği etmişçesine “ 100 metre gidip bozuldu “ başlığını attıkları 2 numaralı Devrim, aynı gün Hipodrom’ daki geçit törenine katılıyor, ne bundan, ne de Cemal Paşa’ nın Anıtkabir’ e bir başka Devrim otomobili ile gittiğinden söz ediliyor; yalnızca haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruluyordu. Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine konmuş bulunan “ At neslinin ıslahı “ için 25 Milyon TL. ödenek ve sonucundan kimse söz etmiyordu.


Karoseri Grubundan Y.Mühendis
Salih Kaya SAĞIN’ ın
Yazısından derlenmiştir.




NOT: * 1961 yılında 4 adet üretilen DEVRİM Otomobillerinden sadece birisi günümüze ulaşmıştır. TÜLOMSAŞ Müzesi bahçesinde, özel olarak yapılan camlı garajda muhafaza edilen DEVRİM Otomobili halen çalışır durumdadır.

DEVRİM'İN KÜNYESİ

İmal Tarihi:1961
Ağırlık: 1250 kg.
Uzunluk: 4500 mm.
Genişlik: 1800 mm.
Yükseklik: 1550 mm.
İmal Yeri: Eskişehir Demiryolu Fabrikası
İmal Süresi: 4,5 ay
Üretim Sayısı: 4 Adet Binek Otomobili
10 Adet Motor: 4 adet A4L tipi 3 adet A4T tipi 3 adet B3T tipi
7 Adet Şanzuman: 3 adet A tipi 4 adet B tipi
Silindir Sayısı: 4
Silindir Çapı: 81 mm.
Silindir Hacmi: 20 70 cm
Strok: 100 mm.
Kompresyon: 6,8 : 1
Güç: 50 Hp
Devir: 3600 d/d
Karakteristik: Dört zamanlı

22 Ekim 2020

Trenler

MD PP 0010 MD PP 0011MD PP 0012 MD PP 0013MD PP 0014 MD PP 0015MD PP 0016 MD PP 0017

29 Temmuz 2020

Dünyanın En Değerli 10 Otomobil Markası

   Günümüz otomotiv firmaları ortaya çıkardıkları sıra dışı tasarımları gerekse şaşalı sloganları ile üst düzey bir savaşın içindeler! Sizin için dünyanın en değerli 10 otomobil markasını düzenledik. İşte o otomobil markaları...

1- Toyota
34.9 Milyar Dolar
   “Kalite Devrimi” diyerek yoluna devam eden Toyota 2015 yılında en çok satan otomobil üreticisi oldu. 1937 yılında kurulan Japon araba üreticisi Toyota, 2012 yılında ise, dünyanın en büyük 12’inci otomotiv markasıydı. Yılda 10 milyonun üzerinde aracı piyasaya sürerek bu büyük başarılara imza atan bu büyük Japon firması, 34.9 milyar dolarlık değeriyle dünyanın en değerli otomobil markası oluyor.



2- BMW
28.96 Milyar Dolar
Yolumuza Alman firmalardan bir diğeri olan BMW ile devam ediyoruz. Listemizde zirveye ortak olan BMW firması i8 Spyder Concept gibi günümüz teknolojisinin ilerisinde modellere imza atarak, 100 yıllık tarihini onurlandırmayı başarıyor. Otomobil, motosiklet ve motor üretimi odaklı, Münih merkezli BMW şirketi, Mini Cooper araçlarının ve ortak şirketi Rolls-Royce modellerinin bazılarına da imzasını atıyor. 2012 yılında 117 binin üzerinde motosiklet, 1 milyonun üzerinde de otomobil üretmeyi başaran BMW, 28.96 milyar dolarlık değeriyle Almanya’nın ve dünyanın “Büyük Üçlüsü” arasında yer alıyor.
3- Volkswagen
27.06 Milyar Dolar
Dünyanın dört bir yanına adını duyurmayı başarmış bir başka Alman otomotiv firması, Volkswagen, yılda 8 milyonun üzerinde oluşturduğu otomobiller ile dünyanın en zengin 3’üncü araba üreticisi olarak kabul görüyor. Wolfsburg’da, 1937 yılında kurulan Volkswagen hakkındaki ilginç bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Jetta, Golf, Passat ve Bora gibi etkileyici modellerle dünyanın en büyükleri arasında yer alan Volkswagen, ayrıca 27.06 milyar dolarlık değeriyle de dünyanın en değerli otomotiv firmalarından bir tanesidir

4- Mercedes-Benz
24.17 Milyar Dolar
Sıra geldi dünyanın en değerli dördüncü otomobil markasına. Büyük küçük hemen hemen herkes tarafından bilinen bir otomotiv devi olan Mercedes-Benz, 24.17 milyar dolarlık değeriyle listemizde ilk sıralarda yer alıyor. 1926 yılında Almanya’nın Stuttgart kentinin önemli bir araba üreticisi olarak, Daimler-Benz adıyla otomobiller, otobüsler ve kamyonlar üreten Mercedes, dünyanın en büyük on üçüncü otomobil üreticisidir. Mercedes, “En İyisi ya da Hiçbiri” veya “Bundan İyisini Ancak Tanrı Yapar” gibi iddialı sloganlarla birbirinden etkileyici arabalar inşa etmeye devam ediyor.

5- Honda
22.15 Milyar Dolar
Listemizde beşinci sırasında 22.15 milyar dolarlık değeriyle başka bir Japon devi Honda yer alıyor. “The Power of Dreams” yani “Hayallerin Gücü” diyerek etkileyici otomobiller, motosikletler ve güç ekipmanları meydana getiren Honda, 1948 yılında dünyanın en değerli araba markalarından biri haline gelirken, 1959 yılında ise dünyanın en büyük motosiklet üreticilerinden biri oldu. Ayrıca her yıl 14 milyonun üzerinde içten yanmalı motorlar üreten bu Japon devi, 0-100 performansıyla hayrete düşüren lüks arabalar arasında bulunan Acura modelleriyle de sektörde bomba etkisi yaratmayı başardı.

6- NİSSAN
21.19 Milyar Dolar
Japonya, Yokohama’da öncü otomotiv şirketlerinden biri olarak faaliyetlerini sürdüren Nissan, 1999 yılında Fransız devi Renault ile ortaklık anlaşması imzaladı. 80 yıldır otomotiv sektörünün içerisinde olan “Heyecanlandıran Yenilik” sloganını kullanarak 2016 yılının en çok arzulanan otomobilleri arasında bulunan Nissan Maxima gibi bir güzelliği bizlerle buluşturdu. Dünya çapında inşa etmiş olduğu böylesi üst düzey modellerle 21.19 milyar dolarlık değere sahip olan Nissan, dünyanın en değerli altıncı araba markası olarak listemizde yerini alıyor.

7-FORD
20.24 Milyar Dolar
Bundan tam 113 yıl önce, 16 Haziran 1903 tarihinde Henry Ford tarafından Amerika’da kurulan Ford Motor Şirketi, kendi adı ve Lincoln markasının adı altında etkileyici otomobilleri biz araba severlerle buluşturmayı başardı. Ayrıca Brezilyalı SUV araç üreticisi Troller ve Avustralyalı performans araçları üreten FPV markalarının da sahibi olan Ford, Mazda’nın %2.1’lik, Aston Martin’in ise %8’lik hissesine sahip. Bu dünyaca ünlü otomotiv firması yaptığı başarılı yatırımlar ve “Farkı Hisset” sloganı altında ürettiği üst düzey otomobiller ile 20.24 milyar dolarlık bir servete ulaşmayı başarıyor

8- HYUNDAİ
18.83 Milyar
Güney Kore’nin çok uluslu bir otomotiv şirketi olan Hyundai, Samsung ile birlikte ülkenin ekonomisine en çok katkı yapan markalardan bir tanesidir. Dünyanın en büyün dördüncü araba markası olan Hyundai, “Yeni Yaklaşımlar. Yeni Olanaklar” sloganı altında, merakla beklenen 2017 model otomobiller arasında yer alan Genesis G90 gibi üst düzey modellere imzasını attı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1947 yılında bir mühendislik firması olarak kurulan Hyundai, kuruluşundan 20 yıl sonra otomotiv odaklı bir üretici olmayı başardı. Şimdilerde, Kia Motors firmasının da %32.8’lik hissesine sahip olan bu otomotiv devi geçtiğimiz yıl 4.721.156 otomobil üretti ve değeri ise 18.83 milyar dolar.

9- PORSCHE
11.37 Milyar
Yalnızca 25 adet üretilen Porsche 911 Carrera GTS gibi efsanevi modellere imza atarak, “Porsche, Onun Yeri Doldurulamaz” sloganını bizlere yaşatmayı başaran bu Alman devi, yüksek performanslı, spor, süper, hiper, SUV ve sedan otomobillerle aklımızı başımızdan almayı başarıyor. Stuttgart merkezli bu ünlü marka, bir başka Alman devi olan Volkswagen tarafından satın alındı. 1931 yılında kurulan bu otomotiv firması 1960’lı yıllardan tanınmaya başladı ve daha sonrasında ise dünyanın en ünlü araba üreticilerinden biri haline geldi. Şimdi ise 11.37 milyar dolarlık değeriyle, dünyanın en değerli otomotiv firmalarından biri olarak karşımıza geliyor.

10- RENAULT
9.01 Milyar Dolar
“Değişimi Yönet” sloganıyla etkileyici modellere imza atan Fransız otomobil üreticisi Renault, 1899 yılından beri Avrupa’nın en büyük otomotiv markalarından biri haline geldi. Her türden motorlu araca imza atan bu güçlü marka Nissan ile bir ortaklığa imza attı ve bu Japon otomotiv firmasının %43.4’lük hissesini satın aldı. 2011 yılı tam anlamıyla Renault firmasının yılıydı. Volkswagen ve PSA’nın ardından Avrupa’nın en büyüklerinen biri olmuştu. Takvim yaprakları 2013 yılını gösterdiğinde dünya çapında 2.6 milyon aracını müşterileriyle buluşturan Renault’un değeri tamı tamına 9.01 milyar dolar.

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!