Ekinoks (gün tün eşitliği, gece gündüz eşitliği veya ılım), Güneş ışınlarının Ekvator'a dik vurması sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği an. Gündüz ile gecenin eşit olması durumudur. İlkbahar ve sonbaharda olmak üzere yılda iki kez tekrarlanır.
Ekinoks sözcüğünün kökeni Latince aequus (eşit) ve nox (gece) sözcüklerinin birleşimi olan aequinoctium sözcüğüne dayanır.
23 Eylül durumu: Kuzey ve Güney Yarım Küre, Güneş ışınları öğle vakti Ekvator’a 90°'lik açı ile düşer. Gölge boyu Ekvator’da sıfırdır. Güneş ışınları bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’ye dik düşmeye başlar. Bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’de gündüzler, gecelerden uzun olmaya başlar. Kuzey Yarım Küre’de ise tam tersi olur. Bu tarih Güney Yarım Küre’de İlkbahar, Kuzey Yarım Küre’de Sonbahar başlangıcıdır. Aydınlanma çemberi kutup noktalarına teğet geçer. Bu tarihte Güneş her iki kutup noktasında da görülür. Dünya’da gece ve gündüz birbirine eşit olur. Bu tarih Kuzey Kutup Noktası’nda altı aylık gecenin, Güney Kutup Noktası’nda ise altı aylık gündüzün başlangıcıdır.
21 Mart durumu: Kuzey ve Güney Yarım Küre, Güneş ışınları öğle vakti Ekvator’a 90°'lik açı ile düşer. Gölge boyu Ekvator’da sıfırdır. Güneş ışınları bu tarihten itibaren Kuzey Yarım Küre’ye dik düşmeye başlar. Bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’de geceler, gündüzlerden uzun olmaya başlar. Kuzey Yarım Küre’de ise tam tersi olur. Bu tarih Güney Yarım Küre’de Sonbahar, Kuzey Yarım Küre’de İlkbahar başlangıcıdır. Aydınlanma çemberi kutup noktalarına teğet geçer. Bu tarihte Güneş her iki kutup noktasında da görülür. Dünya’da gece ve gündüz süreleri birbirine eşit olur. Bu tarih Güney Kutup Noktası’nda altı aylık gecenin, Kuzey Kutup Noktası’nda ise altı aylık gündüzün başlangıcıdır.
Kuzey Yarıküre'de yaklaşık olarak 21 Mart İlkbahar Ekinoksu - 23 Eylül Sonbahar Ekinoksu'dur.
Güney Yarıküre'de yaklaşık olarak 21 Mart Sonbahar Ekinoksu - 23 Eylül İlkbahar Ekinoksu'dur.
Karalar üzerinde
çeşitli etkenlerle oluşmuş çukur yerlerin sularla dolmasıyla oluşan denizle
doğrudan bağlantısı olmayan durgun su kütlelerine göl denir. Göller
büyüklükleri, derinlikleri, sularının özelliği ve çanaklarının oluşum şekli
bakımından farklı özelliklere sahiptir.
Yeryüzündeki göllerin en büyüğü Hazar Gölü’dür . Türkiye yüz ölçümünün yaklaşık
yarısı kadar alan kaplayan bu gölün yüzeyi deniz seviyesinin altındadır ve
suyunun tuzluluk oranı fazladır. Buna karşın dağların üst kısımlarında yer
alan, büyük ölçekli haritalarda bile görülmeyecek kadar küçük göller de
bulunmaktadır.
Göller, derinlikleri yönünden de farklılıklar gösterir. Derinliği 1740 metre olan göller (Baykal Gölü) bulunduğu gibi derinliği cm’lerle ifade edilen göller de bulunmaktadır. Bazı göller ise kurak dönemlerde tamamen kurumaktadır.
Göllerdeki farklılıklardan biri de sıcaklıklarıdır. Göllerin sıcaklığını etkileyen etmenlerin başlıcaları enlem, yükseklik ve beslendikleri kaynaklardır. Kutuplara gidildikçe ve yükseklere çıkıldıkça göl sularının sıcaklık değeri azalmaktadır. Buna karşın yüksek enlemlerde ve yüksekliği fazla olan alanlarda bulunduğu hâlde sıcak su kaynaklarıyla beslendiği için sıcaklığı yüksek olan göller de bulunmaktadır.
Göllerin tuzluluk değerleri arasında da önemli farklılıklar vardır. Buharlaşmanın çok olması yağışın az olması ve göl çanağının kolay çözünen kayaçlardan meydana gelmesi göldeki tuzluluk oranını artırmaktadır. Bu nedenle bazı göllerin tuzluluk oranı çok fazladır. Örneğin kapalı bir havzada yer alan Lut Gölü’nün tuz oranı yüksektir.
Buna karşın buharlaşmanın az, yağışın fazla olması, gölden çıkan bir akarsuyun (gideğen) bulunması göldeki tuzluluk oranının az olmasına neden olmaktadır. Dışarıya akıntısı olan Superior (Superiyor) gibi Kuzey Amerika’daki göllerin tuz oranı azdır.
Lut Gölü (Ürdün)
Göller oluşumlarına göre doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılır:
a) Doğal Göller
Doğal göller oluşumlarına göre; tektonik, volkanik, karstik, buzul ve doğal set gölleri olmak üzere gruplara ayrılmaktadır
Tektonik Göller
Yer kabuğu hareketlerine bağlı olarak çökme ve kıvrılmaya uğrayan yerlerde çanaklar oluşmaktadır. Bu çanaklardan bir kısmı sularla dolarak göl hâline gelmiştir. Bu tür göllere tektonik göller denir. Hazar, Baykal, Tanganika, Malawi (Malavi) ve Lut gölleri tektonik göllerin örneklerindendir.
Malawi Gölü
Volkanik Göller
Volkanik olaylar sonucunda meydana gelen çanakların başlıcaları krater, kaldera ve maardır. Bu çanakların suyla dolması sonucunda meydana gelen göllere volkanik göl denir. Japonya, Endonezya, Yeni Zelanda, ABD , Türkiye ve İtalya’da bu tür göllere rastlanmaktadır.
Oregon (ABD)
Karstik Göller
Suda kolay çözünen kayaçların bulunduğu yerlerde çözünme sonucunda çeşitli büyüklüklerde çanaklar oluşmaktadır. Obruk, dolin, uvala ve polye bu tür çanakların başlıcalarıdır. Bu çanaklarda meydana gelen göllere karstik göl denir. Bu tür göllerin tipik örneklerine Arnavutluk Karadağ ve Hırvatistan’da yaygın olarak rastlanmaktadır. Türkiye’de de obruk göllerinin tipik örneklerine rastlanmaktadır.
İşkodra (Arnavutluk)
Buzul Gölleri
Buzul aşındırmasıyla meydana gelen çanaklarda suların birikmesiyle oluşan göllere buzul gölleri denir. Bu tür göller, yüksek yerlerde ve yüksek enlemlerde bulunur. Dağlık alanlarda daha çok sirk adı verilen çanaklarda meydana gelen sirk göllerine rastlanır. Alp Dağları’nda bu tür göller fazladır.
Kanada, Norveç, İsveç, Finlandiya, İsviçre , Rusya Federasyonu ve Arjantin buzul göllerinin fazla olduğu ülkelerdir.
Cenevre Gölü (isviçre)
Doğal Set Gölleri
Doğal set göllerinin oluşumu çeşitlidir. Oluşum şekline göre heyelan set, alüvyal set, volkanik set, kıyı set ve moren set gölleri gibi adlar alır.
Heyelan Set Gölleri
Bu tür göller, çoğunlukla akarsu vadilerinde meydana gelir. Akarsu önlerinin heyelan sonucu tıkanmasıyla bu tür göller oluşmaktadır.
Alüvyal Set Gölleri
Bu tür göllerin oluşumu iki şekildedir. Birincisi erozyon sonucu dere önlerinin tıkanmasıyla gerçekleşir. Akarsuyun taşıdığı alüvyonlarla denizin bir kısmını doldurması ve karaya doğru sokulmuş olan denizin bir bölümünün denizden koparak göl hâline gelmesi de alüvyal set göllerinin diğer oluşum şeklidir.
Volkanik Set Gölleri
Volkanik patlama sonucunda çıkan materyallerin bir çanağın önünü kapatması ve çanağın gerisinde suların birikmesiyle oluşan göllerdir.
Kıyı Set Gölleri
Dalga ve akıntıların, taşıdıkları materyallerle bir koyun önünü kapatması sonucu koy, denizden koparak göl hâline gelir . Lagün adı da verilen bu tür göllere gelgit genliğinin az olduğu sığ kıyılarda rastlanır.
Sardunya (İtalya)
Moren Set Gölleri
Buzul biriktirmesiyle oluşan morenlerin bir çanağın önünü kapatmasıyla oluşan göllerdir. Bu tür göllere yüksek enlemlerde rastlanır.
Moren-Kanada
b) Yapay Göller
Göllerden bazıları insanların bir çanağın önünü kapatmasıyla oluşmuştur . Bu tür göllerin başlıcaları göletler ve barajlardır. Göletler çoğunlukla içme ve kullanma suyu elde etmek, tarım alanlarını sulamak için yapılmaktadır. Barajların yapılış amaçları çeşitlidir.
Atatürk Barajı Gölü (Türkiye)
Bunların başlıcaları taşkın ve selleri önlemek, elektrik enerjisi elde etmek, tarım alanlarını sulamak, içme ve kullanma suyu elde etmektir.
365 gün süren yılın en uzun günü bugün. 21 Haziran'da ülkemizin de bulunduğu kuzey yarıkürede en uzun gündüz yaşanıyor. 21 Haziran yaz gündönümü tarihi dünya üzerinden yıl bazında birçok değişikliğin başlangıcı olarak kabul ediliyor.
21 Haziran Yaz Gündönümü'nde yılın en uzun günü yaşanmaktadır. Güneş ışınları, Yengeç Dönencesi'ne dik bir şekilde gelir ve Kuzey Yarıküre'ye en dik, Güney Yarıküre'ye en eğik şekilde gelmektedir.
21 Haziran tarihinden sonra Kuzey Yarıküre'de gündüzler kısalmaya, Güney Yarıküre'de ise gündüzler uzamaya başlamaktadır.
Yaz Gündönümü'nde saat 12'yi gösterdiğinde Yengeç dönencesinde gölge boyu sıfır olur.
Aydınlanma çizgisinin sınırları kutup dairelerinden geçer. Kuzey Kutup Dairesi’nde 24 saat süreyle gündüz, Güney Kutup Dairesi’nde 24 saat süreyle gece yaşanır.
Yaz Gündönümü için istisnai bir durum vardır. Her sene 21 Haziran'a denk gelmez. Dört yılda bir kez 20 Haziran'dadır. Yaz Gündoğumu ile belirli değişiklikler yaşanmaktadır.
GÜN DÖNÜMLERİ NELER VE HANGİ TARİHTE?
21 Mart: Gece ve gündüz eşit olur, bizim bulunduğumuz kuzey yarım kürede ilkbahar başlar.
21 Haziran: En uzun gündüz, en kısa gece. Yaz mevsimi başlar (Kuzey yarım kürede)
23 Eylül: Gece ve gündüz eşit olur. Yaz biter, sonbahar başlar. (Kuzey yarım kürede)
21 Aralık: En uzun gece, en kısa gündüz. Kış mevsiminin başlangıcı. (Kuzey yarım kürede)
EN UZUN GÜN KAÇ SAAT SÜRÜYOR?
21 Haziran’da kuzey kutup dairesinde 24 saat gündüz yaşanırken, güney kutbunda ise 24 saat gece yaşanıyor. Ülkemizde en uzun gündüz süresini bugün en kuzeydeki Sinop yaşayacak. Sinop'da bugün güneş 05.04'te doğarken akşam 20.19'da batacak. Sinop'ta bugün 15 saat 15 dakika gündüz yaşanacak.
21 HAZİRAN’DA GÜNEY YARIM KÜRE
Güneş ışınları Oğlak Dönencesi'ne 43°06′ lık açı ile düşer.Kış mevsiminin başlangıcıdır. En uzun gece, en kısa gündüz yaşanır. Oğlak Dönencesi'nden güneye gidildikçe gece süresi uzar, gündüz süresi kısalır. Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya, gündüzler uzamaya başlar. Fakat 23 Eylül tarihine kadar geceler gündüzlerden uzundur. Aydınlanma çemberi Güney Kutup Dairesi'ne teğet geçer. Oğlak Dönencesi'nin güneyi güneş ışınlarını yıl içerisinde alabileceği en dar açı ile alır. Bu tarihten itibaren güneş ışınlarının gelme açıları büyümeye başlar. Oğlak Dönencesi'nin güneyinde en uzun gölge yaşanır. Bu tarihten itibaren gölge boyları kısalır.
Yaz gündönümünde; Kuzey yarımkürede en uzun gündüz yaşanır ve günler kısalmaya, güney yarımkürede en kısa gündüz yaşanır ve günler uzamaya başlar.
GÜNDÖNÜMLERİ VE EKİNOKS TARİHLERİ
21 Mart (ekinoks) : Gece ve gündüz eşit olur, bizim bulunduğumuz kuzey yarım kürede ilkbahar başlarken güney yarımküre sonbahara girer.
21 Haziran (Yaz gündönümü): Yılın en uzun gündüzü ve en kısa gecesinin yaşandığı zamandır. Kuzey yarım kürede yaz başlarken güney yarım kürede kış başlar.
23 Eylül (ekinoks): Gece ve gündüz eşit olur. Kuzey yarımkürede yaz biter, sonbahar başlar. Güney yarımkürede ise bahara geçiş olur.
21 Aralık (Kış gündönümü): Yılın en uzun gündüzü ve en kısa gecesinin yaşandığı zamandır. Kuzey yarım kürede kış başlarken güney yarım kürede yaz başlar.
Yaz, en sıcakmevsimdir. Kuzey Yarım Küre'de en uzun günler yazda gerçekleşir. Dünyaısıyıdepo ettiği için en sıcak günler genellikle yaklaşık iki ay sonra ortaya çıkar. Sıcak günler Kuzey Yarım Küre'de21 Haziranile22 Eylülarasında, Güney Yarım Küre'de ise22 Aralıkile21 Martarasındadır.
Yaz mevsimi insanlar, tabiatın çoğu güzelliklerinden faydalanma olanağı bulur. İnsan sağlığına büyük faydası bulunan ve kemiklerin gelişmesi için gerekli olan D vitamini, güneş ışınlarından alınır. Yazın insanlar cildine ve bazı hastalıkların iyi gelen deniz suyu ve deniz kumundan faydalanılırlar. Güneş banyoları romatizmalar için çok faydalıdır. Güneşin kuvvetli ışınları birçok hastalıkları yok eder ve iyileştirir. Meyvelerin, sebzelerin ekserisi bu mevsimde yetişir. Türkiye'de insan gıdasının büyük bir kısmını tutan; buğday, arpa, mısır ve yulaf gibi hububatlar bu mevsimde toplanır ve ambarlanır. Bu mevsimde araziler gelecek ekim dönemine hazırlanır.
Yazın aşırı ve kavurucu sıcaklığından da sakınmak gerekir. Uzun süre başı açık kalmak, aşırı güneş banyosu yapmak, cilt ve insan sağlığı için çok tehlikelidir. Serinletici içecekler içmede de aşırı gidilmemelidir. Bu mevsimde yiyecek ve içeceklerin yanında giyeceklere de dikkat etmek gerekir. Yazları ter emici, rutubet çekici pamuklu giyecekler tercih edilip, naylon ve buna benzer giyecekler giyilmemelidir.
Yaz mevsiminin özellikleri şu şekildedir
Yaz mevsimi en sıcak mevsimdir.
Yaz mevsiminde sıcaklık farkları oldukça azdır.
Yaz mevsimin gündüzler çok uzundur.
Yaz mevsiminde basınç merkezleri farklılık gösterir.
Yaz mevsiminde yağışlar düşer.
Yaz mevsiminde neredeyse hiç yağış olmaz.
Yaz mevsiminde canlılık faaliyetleri devam etmektedir.
Yaz mevsiminde bitkiler, hayvanlar ve diğer canlılar hayatlarına devam ederler.
Yaz mevsiminde her yer yeşil ve her yer cıvıl cıvıl olur.
Türkiye ŞehirleriTürkiye CoğrafyasıDünya ŞehirleriDünya CoğrafyasıÜlkeler
TÜRK EDEBİYATI
DÜNYA EDEBİYATI
YAŞAM
Kadın
loading...
Tıp ve Sağlık
×
×
×
×
Sinema-TV Dünyası
KISA KISA
×
Duvarı Aşamıyorsan bir Kapı Aç
...
Genç Macar Sanatçı Arpad Sebesy multimilyoner Elmer Kelen in portresini yapmak için görevlendirilmişti. Görev özellikle zordu, çünkü Kelen sadece üç kısa poz vermeye razı olmuştu. Sonuçta, Sebesy portrenin çoğunu ezberden yapmak zorunda kalmıştı.....