Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

Loading...
LÜTFEN KULAK VERİN "COVİD" TEHLİKELİDİR

















SON YAZILAR :
Loading...


Dünya Coğrafyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dünya Coğrafyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2020

Alcatraz Adası

Alcatraz Adası (İngilizce: Alcatraz Island), 1861 - 1963 yılları arasında cezaevi olarak kullanılmış bir adadır. San Francisco Körfezi'nde sahile 2,4 km uzaklıkta 9 hektar alana yayılmış olan Alcatraz Adası, ABD'nin en ünlü hapishanelerinden biri olma özelliğini taşıdı. Önceleri İspanyol'ların yönetiminde olan ada, "La Isla de los Alcatraces" (Pelikanlar Adası) adını taşımaktaydı. 1848 yılında ABD yönetimine geçen ada, bir süre San Francisco'nun savunması için askeri amaçlarla kullanıldı. 1868 yılında yapılan, yerli isyancıların önderlerinin tutulduğu hapishane, Alcatraz adasının gelecekteki rolünü de belirleyecekti. Ek binalarla giderek büyüyen cezaevi,1 Ocak 1934 tarihinde federal hapishaneye dönüştürüldü. Disiplinin sıkı tutulması amacıyla yeni hükümlü alınmayıp, diğer cezaevlerinden tehlikeli hükümlüler buraya nakledildi. 1934 Haziran'ında çeşitli yerlerden 196 tutuklu ve hükümlü bu kaçılması çok zor olan adaya taşındı. Alcatraz Adası, birçok ünlü suçluyu "ağırlamıştır". Bunlardan bazıları; Al Capone, Doc Barker, "makineli tüfek" George Kelly, "kuş adam" ya da Alkatraz Kuşçusu olarak bilinen Robert Stroud, Bonnie ve Clyde ikilisinin şoförü Floyd Hamilton ve Alvin Karpis gibi isimlerdi. Hükümlülerin sayılarla isimlendirildiği Alcatraz'da çok basit temel gereksinimler dışında hiçbir ayrıcalık yoktu. Cezaevi kitaplığından yararlanmak için bile en az beş yıl sorun çıkarmayan bir mahkûm olma şartı aranıyor, aşırı akıntıyla çevrili adadan kaçışın çok zor olduğu hapishane koşulları, esir kamplarına benziyordu. Sığınma yeri, yemek, kıyafet ve sağlık yardımının dışında hiçbir şey verilmiyordu. Çoğu mahkum, günün 23 saatini hücresinde geçiriyordu. Ancak fırsat gelirse, dışarıya -temizlikçi olarak- bir saat kadar çıkabiliyorlardı. Ana binada kapılar ve pencereler, demir parmaklıklarla kapalıydı. Burada ve gözetleme kulesinde silahlı görevliler vardı. Adanın etrafı ise soğuk körfez suları ve bolca köpekbalığı ile çevriliydi. Şu sıralar turistik mekan durumunda olan Alcatraz’dan -hepsi başarısızlıkla sonuçlanan- 14 adet kaçma girişimi olmuştur.

Kaçışlar 14 Kaçma girişiminden birkaçı; İlk Kaçma Olayı 27 Nisan 1936′da, Joe Bowers, görevi gereği çöp yakarken, adanın sınırındaki çite tırmanmaya başladı. İnmesi için yapılan ikazları reddedince, gözetleme kulesinden bir görevli tarafından vuruldu ve 20-30 metre yüksekten aşağıya düştü. Ağır yaralandı ve öldü. 16 Aralık 1937′da, Theodore Cole ve Ralph Roe, endüstri binasında hasır bölümünde çalışıyordu. Bir ara, penceredeki demir parmaklıkları törpüleyip kestiler. Oradan kaçıp, San Francisco Körfezi’nde kayboldular. Bu teşebbüs, şiddetli bir fırtına sırasında yapılmıştı ve körfezin dalgaları hızlı ve sertti. Çoğu kişi onların öldüğüne inanıyor. 14 Nisan 1943′te, James Boarman, Harold Brest, Floyd Hamilton ve Fred Hunter, endüstri binasında, iki görevliyi rehin aldılar. Pencereden kaçtılar. Görevlilerden biri, diğer görevlileri uyarabildi. Adadan uzaklara doğru yüzmekte olan Boarman, Brest ve Hamilton’a ateş açıldı. Hunter ve Brest tutuklandı. Boarman vurulmuştu ve görevliler ona ulaşamadan denizin derinliklerinde kayboldu. Cesedi bulunamadı. Başlarda, Hamilton’un denizde kaybolduğu sanılıyordu. Her nasılsa, iki gün boyunca sahil seridinde bir kayanın arkasında saklanmış. Hamilton endüstri binasına geri dönünce, görevliler tarafından yakalandı. 21 Mayıs 1941′de, Joe Cretzer, Sam Shockley, Arnold Kyle ve Lloyd Barkdoll isimli 4 mahkum, endüstri binasında çalışırken, görevlileri etkisiz hâle getirip rehin aldılar. Sonra demir parmaklıkları kesmeye çalışsalar da başaramadılar. Görevlilerden Paul Madigan(sonradan Alcatraz’ın 3. müdürü olan kişi), onları kaçamayacaklarına ikna etti. Onlar da teslim oldular. 31 Temmuz 1945′te, en dahice planlardan birini, John Giles, -askeri kıyafetlerin taşındığı- limanda çalışma avantajını kullanarak yaptı. Sonunda askeri üniformalardan bir tanesini yürüttü. Üniformayı giyerek, sakin bir şekilde, denize gemi indiren askerlerin yanına gitti. Gemiye usulca bindi. Kaybolduğu hemen anlaşıldı. Fakat gemi hareket etmişti. Ama ne yazık ki; gemi, Giles’in umduğu San Francisco’ya değil, bir başka adaya gidiyordu. Giles, karaya ayak basar basmaz, polisler tarafından Alcatraz’a geri postalandı. 11 Haziran 1962′de, Clint Eastwood’un ‘Escape from Alcatraz’ filmiyle şöhreti yakalayan bir kaçış olayı gerçekleşti. Bu çok ilginçti. Frank Morris ve John ve Clarence Anglin kardeşler, sessizce ve kimseye farkettirmeden hapishaneden kaçtılar. Şöyle ki; ‘Prison Break’ isimli popüler dizideki gibi burada da hücre duvarında bir delik açıyorlar ve bu delik, bitişinde demir parmaklıklar olan bir koridora çıkıyor. Yol hazır,Farkedilmemek içinde,kendi maketlerini yapıyorlar. Hem de gerçek saçlarını da kullanarak. Yatağa yatırıyorlar maketleri, üstlerini de örtüyorlar.Koridordan havalandırmaya tırmanıyorlar. Buradaki demir çubukları büküp, çatıya çıkıyorlar. Su borularına tutunarak aşağıya iniyor ve kayıplara karışıyorlar. Kaçışın ardından aramalar sonuç vermedi. Bir kaç hafta sonra, çok tahrip olmuş ve kimlik tespiti yapılamayacak bir ceset bulundu, mahkum kostümlü.Bugün bile Frank,John ve Clarence`ye ne olduğu belirsizdir. Hakkında Adanın cezaevi olarak kullanıldığı süre içinde 29 yılda 34 mahkûm 14 ayrı kaçma girişiminde

bulundu. 23'ü yakalandı, ikisi boğularak, sekiz hükümlü öldü, yakalanamayan sadece beş kişi kaldı. 1946 yılında yaşanan isyan girişimi kanlı bastırıldı: iki gün süren çatışmalarda üç hükümlü, iki güvenlik görevlisi öldü, 18 görevli yaralandı. Yakalanan üç hükümlüden ikisi gaz odasında ölümle cezalandırıldı. 1962 yılında gerçekleşen son kaçış olayında, kaçak hükümlülerin yakalanamamış olmasının sonucunda aynı yıl cezaevi kapatıldı, hükümlüler başka yerlere nakledildi. 2005 yılında Johnny Wilson adında dokuz yaşında bir çocuk, Katrina Kasırgası kurbanlarına yardım için para toplamak amacıyla "kaçılamaz" denilen Alcatraz adasından San Francisco'ya iki saatten az bir sürede yüzerek geçti. 2008 Şubat ayında Alcatraz Cezaevi'nin yıkılması için yapılan referandum, San Francisco'lu seçmenlerin % 72'lik oy oranıyla reddedildi. Bugün Alcatraz Adası ve Alcatraz Hapishanesi, yılda 750 bin ziyaretçinin gittiği bir müze ve 1982 yılından beri Golden Gate Ulusal Dinlence Bölgesi’nin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Alkatraz Adası ve Cezaevi'yle ilgili olarak IMDb kaynaklarına göre 19 sinema filmi çekilmiştir.

17 Eylül 2020

Antarktika

Güney Kutbunu da içine alan gezegenin en soğuk, en rüzgarlı ve en kurak kıtası hakkında ilginç bilgiler.

1. Dünyadaki buzulların %90'ı kıtada bulunuyor

Kutup noktasında buz kalınlığı 4335 metreyi bulmakta.

2. Kar ve buz tabakası

Doğu Antarktika'da bir yıl boyunca yağan yağmur yerde biriken kar miktarına 5 cm'den az bir ekleme yapar.

3. En kurak kıta

Kıtanın bazı kısımlarına 2 milyon yıldır yağmur yağmıyor. Dünyadaki tatlı su kaynağının %70'i kıtada bulunduğu halde; Antarktika, dünyanın en kurak yeridir. 

4. En soğuk kıta

Yaz aylarında ortalama sıcaklık -20 °C civarındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması ise -50 °C olarak ölçülmekte.

5. Katabatik rüzgarlar

Kıtanın iç kesimlerinde hızı saatte 300 km'yi bulan Katabatik rüzgarlar esmekte.

6. Dünya üzerindeki en büyük vahşi yaşam alanı

Kıyı kesimlerde penguenler, foklar, balinalar ve martılar yaşamlarını sürdürmekte.

7. Roald Amussen

Güney Kutbuna ilk olarak 14 Aralık 1911 yılında Norveçli kaşif Roald Amundsen ulaştı.

8. Robert Scott

Amundsen'den 1 ay sonra Robert Scott liderliğindeki İngiliz keşif ekibi de Güney Kutbuna ulaşmıştır. Ancak dönüş yolculuğunda tüm ekip donarak öldü.

9. Ölçülen en düşük sıcaklık

Gezegenimizde ölçülen en düşük sıcaklık 1983 yılında Rus Vostok istasyonunda -84.5 °C olarak Antarktika'da kaydedildi.

10. Bilimsel araştırmalar

2. Dünya Savaşı sonrasında kıtada yapılan bilimsel araştırmalarda ciddi bir artış meydana geldi.

09 Eylül 2020

Kanallar üzerine kurulan 7 kent

Eski çağlarda yüklü taşımacılığın gemilerle yapılması dolayısıyla kentleri kanalların üzerine kurma düşüncesi bugün kentlerin bambaşka bir çehre kazanmasına sebep olmuş. İşte kanallarıyla bildiğimiz 7 enfes şehir

VENEDİK

image

Dünyada kanalları ile ünlü şehir dediğimizde aklımıza gelen ilk şehir şüphesiz Venedik'tir. Filmlere, oyunlara ve kitaplara sık sık konu edilen şehir, güzelliğinin hakkını tam anlamıyla vermektedir. Kuzey İtalya’nın doğusunda yer alan Adriyatik kıyılarına 4 kilometre uzaklıktaki demir yolu ve kara yolu köprüleri ile birbirine bağlanan bir şehirdir. Venedik tam 118 adacık üzerine kurulmuş olup, bir ada şehri olarak anılmaktadır. 
kuzeydoğu İtalya'da birbirinden kanallarla ayrılmış ve köprülerle bağlanan 118 adanın üzerine kuruludur. Şehir, kıyı şeridi boyunca uzanan Venetian Lagoon bataklığında, Po ve Piave nehirlerinin deltaları arasına kuruludur. Venedik doğal güzelliği, mimarisi ve sanat eserleri ile ün yapmıştır. Bu şehir bütünüyle, deniz kulağı da dahil, Dünya Mirasları listesindedir.

AMSTERDAM

image

Hollanda'nın birçok yerinde olduğu gibi, Amsterdam'da da kanallar bataklık olan bölgede öncelikle suları denetim altına almak için kazılmıştır. Bunun yanı sıra savunma ile ulaşım için de kullanılmıştır. Bazı kanalların üzerinde tekne evler bulunur. Bunlar genellikle eski tekneler ya da baştan ev olarak tasarlanmış teknelerdir. İlk olarak 60'lı 70'li yıllardaki konut sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkan tekne evler, bugünlerde yalnızca zorunluluktan değil, daha çok bir yaşam tarzı yeğlemesi olarak öne çıkmaktadır.

HAMBURG

image

Hamburg Almanya'nın kanallarıyla ünlü kenti. Kuzey Denizi'ne akan Elbe nehri kıyısındadır. Şehrin tam merkezinde iki büyük iç göl yer alır. Binnen- ve Aussenalster Gölleri. Ayrıca şehrin içinden bir sürü nehir akmaktadır, dolayısıyla bu özelliğinden dolayı şehirde tıpkı Amsterdam veya Venedik gibi çok sayıda irili ufaklı köprüler bulunmaktadır. Avrupa'nın en fazla köprüsüne sahip şehirdir. Amsterdam ve Venedik'in köprülerinin toplamı bile Hamburg'un köprü sayısını geçmemektedir. Dünya genelinde bir kıyaslama daha hiç yapılmadığı için sadece Avrupa genelinde kıyaslamayla kalmıştır. Elbe Nehri genişletilerek dünyanın en büyük limanlarından biri yapılmiştır. Hamburg eyalet'i Schleswig-Holstein ve Niedersachsen eyâletlerinin arasında yer alır. Hamburg'dan Elbe'nin haricinde Alster, Bille, Düpenau, Eilbek, Este, Flottbek, Isebek, Kollau, Osterbek ve Wandse nehirleride geçmektedir

BRUGGE

image

11. yüzyılda Avrupa'nın ticaret merkezi olan Brugge, seller ve coğrafi değişiklikler yüzünden denizle bağlantısını bir iki kanal dışında kesmektedir. Günümüzde şehir merkezinin Kuzey Denizi kıyısında bulunmamasına rağmen, denize yakınlığı nedeniyle hâlâ bir liman kenti olarak anılmaktadır. Şehrin içindeki kanallar günümüzde ulaşım maksadıyla kullanılmakta olup, bunlarda turistik geziler de düzenlenmektedir.
Avrupa'nın günümüze kadar gelebilmiş önemli Ortaçağ kentlerinden biridir. Kentin, ortaçağdaki boyutlarının dışına hiç taşmamış olması ilgi çekicidir. XII. yüzyıl malikanelerinin arasından dolaşan pırıl pırıl kanalları ve çiçek pazarlarıyla gerçek bir âşıklar kentidir. Yaz aylarında turist yoğunluğu olduğu için sezon dışında ziyaret edilmesi ayrı bir tat bırakmaktadır.

St. PETERSBURG

image

St. Petersburg 42 ada üzerine kurulmuştur. Sankt-Peterburg Baltık Denizi'nin Finlandiya Körfezi'nde Neva Korfezi kıyıları ile Neva nehri deltasında bulunan adalar üzerinde bulunan rakımı düşük orta "tayga" bölgesinde kurulmuştur. Bu şehirleşmiş adalar arasında en büyükleri Neva Körfezinde (Obvodniy kanalı ile Fontanka arasında bulunan Körfezdeki Kotin insan yapısı adalar ile doğal Vasilyevskiy Petrogradskiy ve Dekabristov adalarıdır. Krestovsky, Yelagin ve Kamenny adaları ise park alanlarıdır. Şehrin kuzeyinde bulunan Karelya Yarımadası şehrin popular mesire alanıdır. Kuzey'de Baltık Denizi-Ladoga Golü arasından İjora yaylasına bağlanır.

KOPENHAG

image

Kopenhag, Danca'da "ticaret limanı" veya "tüccar limanı" anlamındadır. Koben tüccar ve "havn" Danca'da "liman" demektir.
Kopenhag'da İsveç ve Norveç diline yakın olan Danca ana dildir.
Şehir merkezinin ana yolu, City Hall Square’dan Kongens Nytorv’ya akan yaya caddesi olan Strøget’tır. Şehir merkezi; Sortedam Gölü, Peblinge Gölü ve Skt Jørgens Gölü'nü içeren alandır ve hem şehrin orta kısımlarını hem de Christianshavn’ı içine alır. Burası ayrıca Copenhagen K. olarak da bilinir

BANGKOK

image

Tayland'ın başkenti Bangkok'ta kanallarını şehir içi ulaşımlarında kullanmaktadır. Kanalların etrafı yeşil doğal güzelliklerle kaplıdır. Kanalların ortasına yapılan gecekondu tarzında evler, insanların yaşamlarına değişik bir hava katmıştır. Kanalların içindeki gecekondularda yaşayanların kişisel tekneleri mevcuttur.

12 Ağustos 2020

Laguna Colorada Gölü, Bolivya


Laguna Colorada, Bolivya'nın Potosí Departamentosu’nda, Altiplano Platosu’nun güney kısmında , Reserva Nacional de Fauna Andina Eduardo Abaroa isimli doğal koruma bölgesinde bulunan sığ bir göldür. Deniz seviyesinden 4278 m yüksekte bulunan gölün ortalama derinliği 0.5 m olup, en derin noktası 1.5 metre ve yüzölçümü 60 km²’dir. Göl adını, burada hüküm süren alg çeşitlerinin ve suyunun içerdiği yüksek mineral içeriğinin sebep olduğu, dikkat çekici renginden alır.
Göl 3 çeşit büyük flamingo nüfusu ile ünlüdür ki bunlar Şili flamingosu, And flamingosu ve James flamingosudur.





10 Ağustos 2020

Nil Nehri

MD KDE 009

Ekvator yakınlarından kuzeye, Akdeniz'e akan 6.650 km uzunluğundaki Nil Irmağı dünyanın MD KDG 002en uzun akarsuyudur. Nil'in akaçlama havzası Tanzanya, Burundi, Ruan­da, Zaire, Kenya, Uganda, Etiyopya, Sudan ve Mısır'ın bazı bölümlerini içine alır.
Nil yüzyıllardır insanlar için gizem dolu bir ırmak olmuştur. Eski Mısırlılar ve Yunanlılar Nil'in, bildikleri öbür büyük ırmakların tersi­ne, neden güneyden kuzeye doğru aktığını ve aylarca yağmur yağmadığı halde yaz sonunda neden taştığını çözememişlerdi. Nil'in kayna­ğını bulabilmek ve ırmak sisteminin gizini çözebilmek için tarih boyunca pek çok sefer düzenlendi. Sonunda, 1862'de İngiliz kâşif John Hanning Speke Nil'in Uganda'daki Vic­toria Gölü'nden kaynaklandığını buldu. Gene de, taşkınların nedeni 20. yüzyıla değin tam anlamıyla anlaşılamadı.
Nil'in ana kolu, su düzeyi Owen Çağlayanı Barajı'yla denetim altında tutulan Victoria MD KDG 003Gölü'nün kuzey ucundan çıkar. Sığ Kioga Gölü'nü geçtikten sonra Kabarega Çağlayanı'nda alçalarak Albert Gölü'ne girer. Albert Gölü'nden çıkıp Sudan topraklarına girdikten bir süre sonra, akışının kimi kez suda yüzen büyük bitki adalarıyla kesildiği, Sudd adı verilen geniş bir bataklıktan geçer. Bundan sonra Beyaz Nil adındaki ana ırmağa, Su­dan'ın başkenti Hartum'da Mavi Nil katılır. Mavi Nil, Etiyopya'daki Tana Gölü ve çok sayıdaki akarsuyla beslenir. Nil taşkınlarının başlıca nedeni de Etiyopya'daki şiddetli yaz yağmurlarıdır. Hartum'un güneyinde, Mavi ve Beyaz Nil ırmakları arasında kalan ve Cezire adı verilen geniş toprakların sulanması amacıyla Mavi Nil üzerinde Sennar Barajı yapılmıştır. Hartum'un kuzeyinde Nil'e son büyük kolu olan Atbara Irmağı katılır. Bura­dan başlayarak Akdeniz kıyısına kadar, ürün yetiştirmeye yetecek yağmur yağmaz; bütün bölge tümüyle Nil'in suyundan yarar­lanır.

MD KDE 008 MD KDF 001MD KDF 002


Mısır'ın güneyindeki Assuan Barajı bahar­da, ırmağın su düzeyinin en düşük olduğu zamanda, sulama için gerekli suyu sağlamak amacıyla ırmağın akışını denetler. Assuan' dan sonra vadi genişler ve birçok yerde bentlerle ırmağın su düzeyi yükseltilir. Böyle­ce ırmak suyunun yılın tüm mevsimlerinde sulama için kullanılan ana ve yan kanallara ulaşması sağlanır. Nil yalnız tarım yapılan toprakları sulamakla kalmaz, bereketli ça­murlarını da tarlalara taşır. Mısır halkı yiyece­ğinin ve zenginliğinin büyük bölümünü Nil'e borçludur. Ekili toprakların yaklaşık dörtte birinde bölgenin en değerli ürünü olan pamuk yetiştirilmektedir.
Nil Kahire'de büyük deltasına ulaşır. Bir zamanlar ırmak delta içinden yedi kol halinde akarken, yüzyıllar boyunca akışı denetlenerek günümüzde iki koldan akar duruma gelmiştir. Bu iki kol Reşit (Rosetta) ve Dimyat'ta Akdeniz'e ula­şır. Irmağın bütün suyunun sulamaya ayrıldığı zamanlarda kolların biri bir barajla, öbürü de her kış yapılıp ağustosta selle yıkılan bir toprak setle denize kapatılır. Bu zaman­larda, deltada suyolu ulaşımı kanallarla sağ­lanır

MD KDF 007

MD KDF 003 MD KDF 005MD KDF 006 MD KDF 008MD KDF 009 MD KDG 001MD KDG 004 MD KDG 005MD KDF 004
 

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!