E-kitap ile basılı kitap arasındaki rekabet daha önce Roma'da ilk yapraklı
kitap ortaya çıktığında da yaşanmıştı.
Elektronik kitap ya da kısaca e-kitapları taşıma sorunu olmadığından basılı
kitaplardan daha pratiktirler. Bir tıkla binlercesine ulaşmak mümkündür. Çoğu
insan kitapların ve okumanın bir devrim geçirdiği kanısında.
Bu herkesi sevindirmiyor. Kitapseverler, yayıncılar, kitapçılar e-kitap ile
basılı kitap arasındaki rekabeti ilgiyle takip ediyor. 2020'ye kadar basılı
kitabın ölümünü ve dijital satışların artışını öngörenler, 2015'te e-kitap
satışının ilk kez düşüşüne tanık oldular. Kitap şimdilik önde görülüyor ama bu
tartışmanın bir sonuca bağlanması daha epey zaman alacak gibi görünüyor.
Fakat benzer bir durum 2000 yıl kadar önce yine yaşanmış. Yeni çıkan ve
alışılmadık bir kitap türü, okurların alışkın olduğu eski türe karşı bir tehdit
olarak görülmüş.
Papirüs rulolar
Milattan sonra 1. yüzyılda Roma yazıyla doluydu. Heykellerde, mezar
taşlarında yazılar vardı. Yurttaşlar mumla cilalanmış tahta tabletler üzerine
yazı yazar, mesaj gönderirdi. Varlıklı insanların kütüphaneleri tarih, felsefe,
sanat üzerine kitaplarla doluydu. Ama bunlar bildiğimiz türden kitaplar
değildi. Mısır papirüslerinden yapılma metrelerce uzunlukta rulolardan
oluşuyordu.
Bunları okuması da zordu. İki elle tutup açmak ya da bir ucuna ağrılık
koymak gerekiyordu. Kıvrılan uçları yıprandığı için okunmaz hale geliyordu.
Ayrıca papirüs uzun ömürlü bir malzeme değildi. Sıcak ve kuru Akdeniz
ikliminden uzaklaştıkça bozulma riski artıyordu. 275 yıllarında Roma imparatoru
olan Tacitus, Galya ve Cermanya'da (Batı Avrupa) tarihçilerin bozulan
eserlerini her yıl yeniden yazdırırdı.
Papirüs ayrıca sık sık sarılmaktan dolayı yırtılıyordu. Sadece bir yüzüne
yazı yazılabiliyordu.
İlk yapraklı kitap
1. yüzyıl dolaylarında yeni bir kitap türü görülmeye başlandı. Arkeologlar
hem ön hem de arka yüzünde yazılar ve kenarlarında boşluklar olan papirüs
parçalarına rastladı. Bunlar dünyanın ilk çok sayfalı kitabından sayfalardı.
Romalılar bu yeni kitaba 'ağaç kütüğü' anlamında kodeks diyordu. Bu kitabın ilk
nasıl ortaya çıktığını bilmiyoruz. Ama Romalı şair Martial, okurlarını bu
kitabı almaya teşvik ediyordu.
"Kitaplarımı her an yanınızda taşımak ve uzun yolculuklarda size
arkadaşlık etmesini istiyorsanız küçük parşömen sayfalar üzerine yazılmış
olanlarını alın. Rulo kutularınızı büyük yazarlara ayırın; benimkiler tek elle
tutulabilir."
84-86 yıllarında Martial'ın yaptığı bu reklam, 1. yüzyılda çok sayfalı
kitabın bilindiğini ve bunların en azından bir kısmının parşömen adı verilen
bir maddeden yapıldığını gösteriyor.
Papirüse alternatif olan parşömen ondan birkaç yüzyıl önce bir Yunan şehir
devletinde bulunmuştu. Temizlenip gerilmiş hayvan derilerinden yapılıyordu
parşömen. Üretimi uzun ve zahmetli bir süreç içerse de pürüzsüz ve dayanıklı
olması parşömeni yazı için ideal kılıyordu.
Çok yapraklı kitap olarak bilinen ilk kodeksin tam olarak ne zaman ortaya
çıktığı ve ilk olarak papirüsle mi yoksa parşömenle mi yapıldığı soruları kesin
olarak yanıtlanamıyor.
Kodeks ve Hristiyanlık
Fakat yapraklı kitap, rulodan çok daha ileri bir adımdı. Kitap yaprakları
iki tahta ya da üst üste yapıştırılmış eski papirüs ve parşömenden oluşan
kapaklar arasında birleştiriliyordu. Bu yapraklara sayfa numaralarının
eklenmesiyle birlikte indeks ve içindekiler kısmı oluşturuldu.
Bu kitaplar rulolardan daha az yer kaplıyor ve daha fazla yazı içeriyordu.
Bu kolaylıkları sayesinde kodeksin geleceği aydınlık görünüyordu.
Oysa Roma halkı içinde ve etrafındaki diyarlarda kodeksin yararı konusunda
görüş ayrılıkları vardı. Roma'nın pagan çoğunluğu ve Yahudiler eski ruloları
tercih ediyor, imparatorlukta hızla artan Hristiyan nüfus ise İncili, yorumları
ve batıni aklı içeren kitapları okumak istiyorlardı.
Bu hikayenin sonunu biliyoruz: 6. yüzyılda hem paganlık hem de ruloların
sonu gelmiş, Yahudilik ise Hristiyanlığın gölgesinde kalmıştı. Kilisenin
eşliğinde yapraklı kitap tarihteki ve toplumdaki yerini bulmuştu.
0 Yorum:
Yorum Gönder