Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

















SON YAZILAR :
Loading...


15 Ocak 2021

Radyo

Radyo, elektromanyetik radyo dalgalarındaki ses modülasyonunu önce elektronik ortama sonra da sese çeviren elektronik alettir. Türk Dili dergisinde Kırgız Türkçesinde radyo anlamında kullanılan үналгы /ünalgı/ sözünün Türkiye Türkçesinde kullanılması da gündeme getirilmiştir.




Radyo hemen hemen herkesin evinde bulunan ve sıklıkla dinlediğimiz bir teknolojik alettir. Radyo televizyondan farklı olarak sadece ses iletilen bir teknolojik alettir. Televizyon, radyo ve telgraf birbirleri ile ilişkili olan icatlardır.

Radyoyu Kim Buldu?

Radyo farklı zamanlarda belirli kişiler tarafından bulunmuştur. Radyoyu ilk bulan kişi ise İtalyan mucit Marconi'dir. Marconi üretmiş olduğu ilk radyo prototipi çalışmayı başarmıştır. Aynı zamanda radyonun bulunmasını sağlayan ünlü bilim adamı Nikola Tesla ve Olivie Lodge'de yer almaktadır. Ardından ünlü Rus mucit Alexander Stepanovitch Popov radyo dalgaları ile ilk kez ses almayı başarmış. Fakat Rus mucit bunun herhangi bir patentini almamıştır.

Radyo İlk Olarak Ne Zaman, Nasıl İcat Edilmiştir?

İlk radyonun icadı kablosuz telgraf ile ortaya çıkmıştır. Radyo ilk olarak 20. yüzyılın başlarında icat edilmiştir. Uzun mesafe olarak ilk radyo cihazını Marconi üretmiştir. Marconi ilk radyoyu 1895 yılında üretmiş oldu. Laboratuvarda Hertz'in deneylerini devam ettirdi. Bu şekilde laboratuvarda bir alıcıya bağlı olarak bir zili çalmak amacı ile verici yaptı. 1895 yılında ilk radyo sinyallerini bu şekilde iletti.

Radyonun Tarihçesi

Guglielmo Marconi
Tarihe bakıldığı zaman radyonun bulunmasında pek çok ünlü bilim adamlarının da katkısı olmuştur. 1895 yılında ilk olarak üretilen radyo ünlü İtalyan mucit Marconi tarafından üretildi. Marconi tarafından bulunan ilk radyo 1898 yılında tamamen doğmuş oldu. Dünya'ya hızlı bir şekilde yayıldı. Radyo cihazı elektromanyetik dalgalarla iletilen bir icat olmuş oldu. Elektromanyetik dalgalarının ilk keşfini yapan İngiliz fizikçi Hertz sayesinde radyonun bulunmasının önü açılmış oldu. Belki de Hertz 1887'de elektromanyetik dalgaları keşfetmeseydi bugün radyo ve televizyon gibi cihazlar hayatımızda olmayacaktı.


Radyonun gelişmesine katkı sunan bir diğer bilim adamı ise İngiliz fizikçi J. A. Fleming'dir. Fleming geliştirmiş olduğu elektrotlu lamba radyonun büyük oranda gelişmesini sağladı. 1948'de transistörün gelişmesi ile birlikte radyo artık iyice hayatımıza girmiş oldu. Transistörün bulunması radyonun gelişmesini sağlayan en önemli etmenler olarak biliniyor. Ardından radyo frekansları oluşturularak radyo kanallarının oluşumu sağlandı.

Radyolar (radyo alıcıları) elektromanyetik tayfın belli bir aralığını dinlemek üzere tasarlanır. Radyonun seçicilik ve hassaslık faktörlerine göre kalitesini değerlendirmek mümkündür - Q faktörü.

Nikola Tesla
Popüler radyolar iki tür modülasyonu almak üzere dizayn edilmişlerdir: AM (Genlik Modülasyonu) v

e FM (Frekans modülasyonu)

Genlik modülasyonunun; taşıyıcılı yayın, SSB (Single side bant- Tek bantlı yayın) ve CW (Continuous Wave- Daimi dalga) olmak üzere alt bölümleri vardır.

Normal bir radyo alıcısında Orta Dalga (MW- Mid Wave) ve FM, bazen de uzun dalga (LW- Long wave) bulunmaktadır.

Kısa dalga (SW- Short Wave) radyoları kalitesine ve çeşidine göre alış tayfi değişmektedir. Aşağıdaki bantlar uluslararası yayın yapan kurumlara ayrılmıştır. Bu istasyonlar genelde AM (genlik modülasyonu) (Amplitude Modulation) ile yayın yapmaktadır. Bu tür yayınları dinleyenlere SWL (Short Wave Listener - Kısa Dalga dinleyicisi) denmektedir.

Radyo dalgalarının bir başka belirleyici özelliği de genliğidir. Genlik, radyo dalgasının salınım sırasında ulaştığı en yüksek salınım şiddetidir. Radyo kanallarının şifrelenmesinde genelde frekans ve genlik değerleri kullanılır. AM radyolarda genlik değeri değiştirilerek, FM (Frequency Modulation - Frekans Modülasyonu) radyolarda da kendilerine verilen frekans aralığında dalganın frekansı değiştirilerek şifreleme yapılır.

Radyo antenleri yalnızca belirli frekanstaki yayınları almak üzere ayarlandığı için geri kalan radyo dalgalarını algılamaz. Radyo dalgaları içine gizlenmiş şifreler, alıcı tarafından çözülüp, hoparlörler üzerinden dinlenilen ses dalgalarına dönüşür.

Bant (Metre)

Frekans aralığı (KHz)

120

2300-2495

90

3200-3400

75

3900-4000

60

4750-5060

49

5730-6295

41

6890-6990

41

7100-7600

31

9250-9990

25

11500-12160

22

13570-13870

19

15030-15800

16

17480-17900

17

18900-19020

13

21450-21750

11

25670-26100

Bu bantların arasında amatör radyoya, ticari gemilere ve askeriyeye ayrılmış bantlar bulunmaktadır. Genelde bu yayınlar SSB, CW, RTTY modülasyonlarını içermektedir. Bu tür yayınları almak için radyonun BFO (Beat Frequency Oscillator -Vuru Frekans Osilatörü) denilen ek bir devreye ihtiyacı vardır. Taşıyıcıyı suni olarak oluşturan bu devre ile gönderme sırasında bastırılan taşıyıcı tekrar ilâve edilerek, sinyallerin normal bir radyo alıcısı ile dinlenilebilmesi sağlanır. Bu tür radyolarda ses bandının genişliğini de değiştirmek mümkündür.


Yeni çıkan XM radyo türü de uydudan yüksek frekanslı sayısal yayınları almak üzere dizayn edilmiştir. Hâlen ABD'de ticarî olarak piyasaya sunulan bu radyo türünde ses kalitesi oldukça yüksektir. Hâlen aboneliğe dayalı ve belli bir ücret karşılığı tüm kıtaya kesintisiz ve reklamsız şifrelenmiş radyo yayını yapılmaktadır.

Teknolojinin son yıllarda hızla gelişmesine paralel olarak ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber, internet üzerinden yayın yapan radyoların sayıları hızla artmaktadır.

 

Radyo dalgalarıradyo frekansı ile gerçekleşen elektromanyetik dalgalardır. Tel gibi somut bağlantılar kullanmadan, atmosfer içerisinde veri taşınmasına olanak tanırlar. Radyo dalgalarını diğer elektromanyetik dalgalardan ayıran özellikleri görece uzun dalgaboylarıdır.

Kızılötesi ışınların önemli kullanış yerleri son yıllarda yaygınlaşmıştır. Pek çok maddenin kimyasal analizi bu tür ışınların yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Özellikle II. Dünya Savaşı'nda yansıyıp gelen kızılötesi ışınların görünür hâle getirilmesiyle karanlıktaki cisimler fark edilmiştir. Bu tür ışınların ısı etkisini kullanan fırınlar ve cilt hastalıkları tedavisinde kullanılan lambalar yapılmıştır. Geliştirilen yeni hassas filmlerle ışık vermeden sıcak cisimlerin fotoğrafını çekmek mümkün olmaktadır. Bu tür fotoğraflar gün ışığında olabildiği gibi karanlıkta da çekilebilir. Özellikle askerî sahada kullanılması, gün geçtikçe artmaktadır.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!