Muhammed bin Ahmed el-Kurtubi, (doğum tarihi XI.
Yüzyılın sonları ve XII. Yüzyılın başları olarak tahmin edilmiştir.),
Eserlerinde Ehl-i Sünnet’i savunan,
başta Mu’tezile olmak üzere İmâmiye, Râfiziyye, Kerrâm’îyye gibi fırkaları
eleştiren âmelde Malikî, i'tikatta Eş’ari olmakla birlikte, mezhep taassubuna karşı tavır takınan ve
taklitçiliği bir metot olarak benimsemediğini dile getiren Endülüslü ve Arap, muhaddis, müfessir, fakih, dilci ve kıraat âlimi.
Kurtubi, Endülüs'ün yetiştirdigi büyük
alimlerdendir. Endülüs Emevileri’nin başşehri olan,
dönemin ilim yuvası Kurtuba’da dünyaya geldi.
Doğum tarihi 12. yüzyılın sonları ve 13. yüzyılın başları olarak tahmin edilmiştir.
Kurtuba'da çiftçilikle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası
Hıristiyan İspanyolların 16 Temmuz 1230 tarihinde
gerçekleştirdikleri bir saldırıda öldürüldü. Kurtubi, gençlik yıllarında çömlek
yapımında kullanılan toprak taşımacılığı ile uğraşarak ailesinin geçimine
yardımcı olmuştur.
Eğitiminin ilk yıllarını Kurtuba’da geçirdi ve burada
'İbni Ebi Hucce' diye tanınan Ebu Cafer Ahmed bin Muhammed el-Kaysi (ö. 1245), Rebi bin Abdurrahman bin Ahmed el-Eş’ari (ö.1235), Ebu’l Hasan Ali bin Kutral el-Ensari gibi alimlerden
sarf-nahiv (Arap grameri), belağat, Kur'ân
ilimleri ve fıkıh dersleri aldı.
Kurtuba’nın 1236 yılında Kastilya-Leon Kralı III. Fernando’nun kuvvetleri tarafından ele
geçirilmesinden sonra şehri terk ederek İskenderiye’ye geçti. Burada 'İbnü’l Müzeyyen'
ismiyle anılan Ahmed
bin Ömer el-Kurtubi’den (ö.1258) el-Müfhim fi Şerhi Sahih-i Müslim adlı eserinin
bir kısmını dinledi. Ayrıca 1251 yılında vefat
eden hadis alimi Ebu Muhammed Abdulvehhab İbn Revâc, Ebu Muhammed Abdülmu’ti el-Lahmi, el-Hasen İbn Muhammed el-Bekri (ö.1258), İbnu'l
Cummeyzi (ö.1252) gibi hocalardan dil, edebiyat, Kur'an
ilimleri, kıraat, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri aldı.
Şehabeddin
el-Karafi ile birlikte Feyyum’a seyahat etti. 1249'da Mansure’ye uğradı. Burada ders gördü. Kahire’de de bir müddet ikamet ettikten
sonra Said bölgesindeki Münyetü Beni Hasib’e
yerleşti ve hayatının sonuna kadar burada yaşadı. Kendisinden ders alanlar
arasında oğulları Şehabeddin Ahmed ile İbnü’z Zübeyr, İsmail bin Muhammed bin
Abdülkerim, Ebu Bekir Muhammed bin Ahmed bin Ali el-Meymuni ve Ziyaeddin Ahmed
bin Ebu’s Suud es-Satrici’nin adlarını zikredebiliriz.
Mütevazı kişiliği ve sade yaşantısı ile tanınan, zühd hayatına önem veren, itkan sahibi
bir âlim olarak kaynakların zikrettiği
Kurtubi 29 Nisan 1272 Münyetü
Beni Hasîb’de vefat etti ve buraya defnedildi. Kabri 1971 yılında onun
adına inşa edilip hizmete açılan bir cami avlusundaki türbesine nakledilmiş
olup halen ziyaretçilere açık bulunmaktadır.
İlmi tutumu[
Tefsir, hadis, kıraat, fıkıh gibi İslami ilimlerde çok iyi
yetişmiş olduğunu kaleme aldığı eserleriyle ortaya koyan Kurtubî’yi Zehebi
“ilimde derya” olarak nitelendirmiş diğer âlimlerde hakkında benzer ifadeler
kullanmışlardır.
Kitap ve sünnet yolunu tutan tasavvuf ehline karşı çıkmamışsa da cehalet
ve hurafe temeline dayanan sûfiler hakkındaki olumsuz tutumunu açıkça ortaya
koymuştur. Bu arada devlet adamlarını
çekinmeden eleştirmiş, zamanın idarecilerinin rüşvet aldığını ifade etmiş , onların hukuk dışı
davrandıklarını, menfaat karşılığında hükmettiklerini, Allah’ın dinini
değiştirdiklerini ileri sürmüştür.
Eserleri
Kurtubi hakkında doktora ve yüksek lisans tezleri
mevcuttur. Eserlerine dair inceleme çalışmaları da vardır. Halihazırda birçok
kitapta ve makalede Kurtubi’den alıntılar yapılmakta ve görüşlerine büyük önem
verilmektedir. Bunların dışında Kurtubi’nin günümüze ulaşan veye ulaşmayan pek
çok eseri vardır.
·
El-Cami': Kurtubi
Tefsiri olarak ün yapmış olan eserin tam adı önsözünde geçtiği üzere 'el Câmi
li Ahkami'l Kur'an ve'l Mübeyyin lima Tedammenehu mine's Sünne ve Ayi'l
Furkan'dır. Kurtubi’nin en önemli eseri olup geniş hacmine rağmen ilim
çevrelerinde büyük ilgi görmüş ve çeşitli baskıları yapılmıştır. Eser, ahkam (islam hukukuna
dair hükümler) ağırlıklı olduğu için bunu Ahkamu'l
Kur'anlar içinde sayanlar da vardır. Ama bütün Kur'an'ın baştan sona kadar
tefsirini ihtiva etmektedir. Kurtubi tefsirine Kur'an'ın fazileti, okunuşunun
keyfiyeti, tefsiri, icazı, toplanması ve
tertibi, yedi harf meselesi, müfessirlerin dereceleri ve
tefsirle ilgili daha birçok konuya tahsis ettiği oldukça geniş bir önsöz ile
başlar. Bu önsöz çeşitli isimlerde ve değişik kimseler tarafından
neşredilmiştir.
Bu mukaddimenin başında, tefsirinde takip edeceği
metodu bizzat kendisi söyle açıklamıştır:
"Ömrüm
boyunca Allah'ın kitabı ile meşgul olmayı ve bütün gücümü ona sarf etmeyi
uygun gördüm. Bunu da tefsirdeki nükteleri içine alacak şekilde lügatleri,
i'rabları, kırâatleri, kalpleri doğru yoldan sapan dalâlet ehlini reddetmeyi,
bu zikrettiklerimin yanında ahkâmı, âyetlerin nüzûl sebeplerini, âyetler
arasındaki manâyı toplayan ve birbirine zıt gibi görünen ayetler arasındaki
müşkülleri açıklayan selef ve halef âlimlerinin görüşlerine şehâdet eden
hadisleri özlü bir şekilde yazmaya giriştim... Bu kitaptaki şartlarım:
Sözleri söyleyenlerine, hadisleri de (hadis mecmualarının) müelliflerine
dayandırmaktır... Müfessirlerin kıssalarından, tarihçilerin haberlerinden
lüzumlu olanlar ve açıklama için mutlaka gerekli olanlar hariç olmak üzere
yüz çevirdim. Bunun yerine "mes'ele" adını verdiğim
ahkâm âyetlerinin açıklamalarını koydum. Bir, iki veya daha fazla hüküm
ihtiva eden her âyete bazı mes'eleler ilâve ederek o mes'eleler içinde nüzûl
sebeplerini, tefsiri, garîb kelimeleri ve hükümleri açıkladım. Şayet âyet bir
hüküm ihtiva etmiyorsa tefsir ve te'vilini vermekle yetindim."
|
Mukaddimede geçen bu bilgilerden de anlaşılacağı gibi
eser baştan sona Kur’an tefsiridir. Ancak ahkam ayetlerine önem verilmiştir.
Gerçekten Kurtubi mukaddimede verdiği bu esaslara uymuş ve rivayet ağırlıklı,
son derece faydalı bir tefsir ortaya koymuştur. Tefsirde rivayete ağırlık
verilmesi yanında dirayet ihmal edilmiş
değildir. Yaptığı alıntılarda genel olarak kaynak göstermiştir.
İstifade ettiği eserler arasında Ahkamu'l-Kur'an'lar önemli yer tutar.
Bunlar içinde en çok Ebu Bekir er Razi el Cassas (ö. 981), İlkiya
el Herrasi (ö. 1110) ve Ebu
Bekir İbnu'l Arab’ın (ö. 1148) Ahkamu'l
Kur'an'larından istifade etmiştir. Bilindiği üzere bunlardan İbnu'l-Arabî, Malikî/Zâhirî; İlkiyâ el-Herrâsî Şafi; Ebu Bekir el-Cassâs ise Hanefi’dir. Eserlerinde görüşlerine yer
verdiği kimseleri tenkit de etmiştir. Ahkamu'l-Kur'ân'lar dışındaki tefsir
kaynakları içinde Ebu Cafer Taberi (ö.923)'nin Camiu'l
Beyan'ı, Ebu
Cafer en Nehhas’ın (ö. 949) I'rabu'l Kur'an ve
Maani'l Kur'an'ı, Ebu Bekir en-Nakkâs (ö.962)'in Sifâu's-Sudûr
adli tefsiri, Ebu'l-Abbâsî Ahmed ibn Ammar, el-Mehdevî (ö.1039)'nin et-Tahsil
li-Fevâidi Kitâbi't-Tahsili'l Câmi li-Ulûmi'd-Tenzil’i, ve el Maverdi (ö.1058)'nin Tefsir'i
sayilabilir.
·
el Esna fi Şerh-i Esma'il lahi'l Hüsna: El-Kurtubi'nin el-Câmi’de
pek çok atıfta bulunduğu eser'in tam adı eserin tam adı: el-Esnâ
fi Şerhi Esmâi´l-Lahi´l-Hüsnâ ve Sıfatihi´l-Ulyâ şeklindedir. Allah'ın 99 isminden bahseder. Bu
isimler ayetlerde geçtikçe daha geniş açıklamalar ve bilgiler için bu kitabına
atıflarda bulunmaktadır.
·
El-i’lam: Tam adı el-İ’lâm bimâ fî dîni'n-nasârâ mine'l-fesâd ve'l-evhâm
ve izhâri mehâsini dîni'l-İslâm ve işbâti nübüvveti nebiy-yinâ Muhammed
aleyhi's-salâtü ve's-selâm'dır. Tuleytula'da adı bilinmeyen bir
kişi tarafından kaleme alınıp Kurtuba'ya gönderilen bir risaleye reddiye olarak
yazılmış olup Ahmed Hicâzî es-Sekkâ tarafından neşredilmiştir (Kahire 1980). Naşir kitabın
kapağında müellif adını sadece el-İmâm el-Kurtubî olarak zikretmiş, yazma
nüshanın sonunda müstensihin:"Eserin yazımı 1326 tamamlandı" şeklindeki
kaydından hareketle kitabın başka bir Kurtubî'ye ait olabileceğini ileri
sürmüş, İbn Ferhûn'un müfessir Kurtubî'nin eserleri arasında bu eseri
zikretmemesini de delil olarak kaydetmiştir. Ancak müelliflerin eserlerinin
ölümlerinden asırlarca sonra da istinsah edilebildiği gerçeği karşısında bu
tereddüde an¬lam vermek güçtür. Ayrıca eserin Köprülü Kütüphanesi'nde mevcut
iki nüshasından birinde (nr. 794 (mükerreri) müellif adı Muhammed b. Ahmed b.
Ferh el-Kurtubî. Diğerinde (nr. 814) İbn Ferh el-Kurtubî olarak belirtilmiştir.
Faiz Saîd Salih eseri tahkik ederek bir doktora çalışması yapmıştır.
·
El-i'lâm fi marifeti mevli-di'l-Mustafâ 'aleyhi's-salâtü ve's-selâm: El-i'lâm
bi-mevludi'n-nebiyyi aleyhi's-selâm ismiyle de bilinmektedir. Eserin
bir nüshası, el İ’lam fi ma Yecib-u ale'l En'am min marifet-i mevlidi'l Mustafâ
'aleyhi's-selam adıyla Topkapı
Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde kayıtlıdır.
·
Et Tezkire fi Ahvali'l Mevta ve Umuri'l Ahire: Kurtubi bu eserinde ölüm,
ölülerin halleri, kıyamet, Cennet, Cehennem gibi mevzuları anlatır.
·
Et Tezkar fi Efdali'l Ezkar: Kur'an'ın
faziletlerine dair kırk bâbdan oluşan bir eserdir.
·
El Misbah beyne'l Ef'al ve's Sihah: Ebu'l Kasım Ali İbn-i Cafer'in Kitâbu'l-Ef'âl'i
ile el-Cevherî'nin es-Sihâh adlı lügate dair eserlerinin muhtasarıdır.
·
El Muktebes fi Şerh-i Muvatta'i Malik İbn-i Enes
El Lumau'l Lu'luiyye fi Şerhi'l İsrinati'n Nebeviyye
0 Yorum:
Yorum Gönder