Edebi bir eseri
sinemaya aktarmak bir yönetmeni tanımamızda başlı başına bir unsur olabilir.
Çok usta kalemlerin ellerinden çıkmış romanların beyazperdeye uyarlanmış
halleri sinemamızın en nadide eserleri olageldi yıllar boyunca. İşte onlardan
bazıları...
Susuz Yaz
Necati Cumalı'nın 1962'de yazdığı aynı adlı hikâyesinden uyarlayıp
yazmıştır. Filmin başlıca rollerinde Erol Taş, Hülya Koçyiğit ve aynı zamanda
filmin yapımcısı da olan Ulvi Doğan oynamışlardır. Susuz Yaz, içerisinde
barındırdığı kuvvetli siyasi taşlamaları ile politik sinemamızın az sayıdaki
örneğinden biridir. Ülkemizde uzunca süre gösterimi yasaklanan yapıt Berlin Film
Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanarak olağanüstü bir başarı göstermiştir.
Yılanların Öcü
Fakir Baykurt'un 1954 yılında yazdığı, köy hayatını
anlatan ilk romanı. Kara Bayram karısı, annesi ve çocuklarıyla beraber sakin
bir hayat süren, toprak işleriyle uğraşan bir çiftçidir. Komşuları Haceli,
Bayram'ın evinin önüne ev yapmak için temel atar. Aslında temel iki aile
arasındaki büyük düşmanlığın başlangıcına atılmıştır. Oysa ki en büyük hata
Kara Bayram'ın evinin önünü satılığa çıkaran ve Haceli'yle bu toprağı satan
muhtardır. Ancak Bayram ve Haceli gerçek suçluları aramaktansa,aralarında ezeli
bir rekabete girmeyi seçerler. Irazca ve Bayram'ın Haceli'yle ait kerpiçleri
yok etmesiyle aralarındaki anlaşmazlık bir savaşa dönüşecektir.
Hababam Sınıfı
Hababam Sınıfı, Rıfat Ilgaz'ın Dolmuş dergisinde
yazmaya başladığı öykülerden bir bölümünü birleştirerek 1957 yılında
kitaplaştırdığı eseridir. Daha sonra, 1970'li yıllarda Ertem Eğilmez tarafından
sinemaya uyarlanmıştır.
Özel Çamlıca Lisesi'ne yeni atanan müdür muavini ve tarih öğretmeni olan Mahmut
Hoca (nam-ı diğer Kel Mahmut); kopya çeken, okuldan kaçıp maçlara giden,
hocalarla sürekli kafa bulan öğrencilerle dolu okulun 6 Edebiyat A [1] sınıfını
(nam-ı diğer Hababam Sınıfı) ilginç ceza yöntemleriyle disiplin altına almaya
çalışır. Fakat aynı zamanda öğrencilerin haylazlığı dışında ciddi olaylar da
yaşanmaktadır
Bereketli Topraklar
Üzerinde
Erden Kıral tarafından yönetilen 1979 yapımı drama
filmi. Orhan Kemal'in aynı adlı romanından uyarlanan filmin senaryosunu en
başta Mahmut Tali Öngören yazmış, ancak Erden Kıral senaryoyu beğenmemesi
üzerine oyuncu Tuncel Kurtiz senaryoyu yeniden kaleme almıştır. Hikâyede
Çukurova'ya gelip ağır şartlar altında çalışan Köse Hasan, Pehlivan Ali ve
Yusuf adlı üç arkadaşın başından geçenler konu edilmektedir.
1979 yılında çekimleri tamamlanan film, sıkıyönetim tarafından yasaklandı, daha
sonra ise kimliği belirsiz kişi veya kişilerce çalındı. Negatiflerin
bulunmasından hemen sonra film, Türkiye'de 28 yıl sonra gösterime girdi.
Bereketli Topraklar Üzerinde, 1981 yılında Strasbourg'da yapılan oylama sonucu
"Avrupa'nın En İyi Filmi" seçildi. Ancak yurtdışı yasağı nedeniyle
Erden Kıral'ın ödülü alması engellendi. Darbe günlerinde Kıral negatiflerin izini
kaybetti. Yapımcılardan Nurettin Sezer negatifleri korumak için İsveç'e
götürdü. Filmin negatiflerinin bulunmasının ardından 12 dakika kısaltılarak 2
Mayıs 2008 tarihinde tekrar gösterime sokuldu.
Zübük
Aziz Nesin'in aynı adlı romanından sinemaya
uyarlanmış, yönetmenliğini Kartal Tibet'in, senaristliğini Atıf Yılmaz'ın
yaptığı 1980 yapımı film. Türkiye siyasi yapısındaki çarpık karakterleri
hicveder. Zübük, Zeybek sözcüğünden ses benzeşimiyle, Aziz Nesin tarafından
yaratılmış bir sözcüktür.
İbrahim Zübükzade (Kemal Sunal) mesleğinden ihraç edilmiş bir siyasetçidir.
Sözünde durmayan, ahlaksız bir adamdır. Gazeteci Yaşar (Metin Serezli) gazetede
yayınlamak istediği yazı dizisi için Zübükzade’nin yaşam öyküsünü öğrenmek
ister. Gittiği köyü Gülören’de karşılaştığı köylüleri Zübükzade’yi nefretle
anarlar. Yaşar’ın köylüden aldığı bilgiye göre Zübük iş hayatına bir dairede
katip olarak başlamış, kısa sürede aldığı rüşvetlerle zengin olup çıkmıştır.
Foyası ortaya çıkınca kovulan Zübük, Destek Partisi’ne girip yağcılıkla ocak
başkanlığına yükselir.
Karılar Koğuşu
1989 yapımı Türk filmi. Başrollerini Kadir İnanır ve
Hülya Koçyiğit paylaşmıştır. Kemal Tahir'in Malatya Cezaevi'nde yattığı 3 aylık
bir dönemin öyküsü. 1943 Türkiye'sini sergileyen Kemal Tahir'in (Kadir İnanır)
hapishane anılarıyla iç-içe geliştiği Malatya genelevinin ünlü sermayesi
Tözey'in (Hülya Koçyiğit), çocuk yaştaki sevgilisiyle birlikte kocasını
zehirleyen idam mahkumu Hanım Kuzu'nun (Perihan Savaş) dramı.
Uçurtmayı Vurmasınlar
Yönetmenliğini Tunç Başaran'ın yaptığı 1989 yapımı
uzun metrajlı Türk sinema filmi. Çekimleri Ankara Merkez Kapalı Ceza ve
Tutukevi'nde gerçekleşti. Film, 62. Akademi Ödülleri'nde Türkiye'nin yabancı
dilde en iyi film dalında Oscar aday adayı olarak seçilmiştir.
Beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle kadınlar hapishanesinin ve sevginin öyküsüdür
anlatılan. Küçük Barış'ın (Ozan Bilen) bu dört duvar arasında ne suçu vardır
ki? Oysa esrardan tutuklanan annesi değil midir? Barış henüz algılayamadığı bir
garip dünyanın içinde, her yanı soğuk ve sağır duvarlarla çevrili bir hapishane
avlusunda gökyüzünü ve özgürlük uçurtmalarını gözlemektedir. İnci Abla’sı (Nur
Sürer), Özgürlüğüne kavuştuktan sonra bir gün uçurtma olup geri döneceğine söz
vermemiş midir? Film Feride Çiçekoğlu'nun romanından uyarlandı.
Kadının Adı Yok
Duygu Asena'nın yazdığı, 1987 yılında basılan kitabın
uyarlanması.
Kadınların sorunlarına eğilen ve kadın-erkek eşitsizliği gibi konulara değinen
kitap, mahkeme kararıyla 1988'de yasaklanmış; sonrasında ise yasak kaldırılarak
Atıf Yılmaz tarafından filme çekilmiştir. Hale Soygazi'nin filmin finalinde
çırılçıplak soyunduğu sahne büyük sansasyon yaratmıştı.
Anayurt Oteli
Yönetmenliğini Ömer Kavur'un yaptığı, başrollerinde
Macit Koper, Şahika Tekand, Orhan Çağman ve Serra Yılmaz'ın rol aldığı 1986
yapımı bir film'dir. Film Yusuf Atılgan'ın aynı adlı eserine dayanılarak Ömer
Kavur tarafından senaryolaştırılmıştır. Küçük bir Anadolu kasabasındaki Anayurt
Oteli'nin yalnızlıktan kurtulamayan otel müdürü katibi Zebercet'in (Macit
Koper) oldukça kasvetli hikayesi resmediliyor.
Murtaza
Orhan Kemal'in 1952’de yayımlanan ünlü romanından
uyarlanan filmde Balkan savaşının kahramanlarından Kolağası Hasan Bey’in torunu
olan Murtaza, yaşamını bir fabrikada bekçilik yaparak kazanır. İşine bağlıdır.
Ancak despotça ve acımasız bir baskı biçimiyle fabrika işçilerini
yıldırmaktadır. Herkesin alay konusu olduğu bu ‘vazife tutkusu’
Bekçi Murtaza’yı giderek hasta ve çekilmez bir hale getirirken
çevresinden koparacaktır.
Sarı Mercedes
Adalet Ağaoğlu'nun Fikrimin İnce Gülü romanından
sinemaya aktarılan Sarı Mercedes'in çekimleri 1987 yılından 1992 yılına dek
sürdü.Filmin yönetmenliği ve senaristiliği ise Tunç Okan'a ait.Almanya'da
azimle çalışıp Mercedesini alan Bayram'ın Almanya'dan Türkiye'ye gelirken
yaşadıklarının anlatıldığı film.
Hakkari'de Bir Mevsim
Ferit Edgü'nün 1977'de yayımlanan romanından
beyazperdeye uyarlandı. Filmde, sürgün olarak Hakkâri'ye giden bir
öğretmenin (Genco Erkal), orada güçlükler içinde geçirdiği bir kış mevsimi
anlatılmaktadır. Filmin başlıca oyuncuları arasında Genco Erkal, Rana Cabbar,
Erol Demiröz, Berrin Koper, Şerif Sezer, Macit Koper ve Erkan Yücel
sayılabilir. Bununla beraber, 5 yıl Türkiye'de yasaklı kalmıştır.
Ağır Roman
Salih (Okan Bayülgen), mahallenin saygı duyulan berberi Ali'nin (Savaş Dinçel) en küçük oğludur ve araba tamirciliği yapmaktadır. Mahallenin sevilen kabadayısı ve koruyucusu Arap Sado (Burak Sergen) mahalledeki kötü niyetli kabadayılarla hakimiyet mücadelesi esnasında öldürülünce Salih mahallenin yeni koruyucusu rolüne soyunur, ancak bu zor görev için henüz hazır ya da uygun değildir.
Arka planda Kolera Canavarı denen bir katil rastgele cinayetler işlemekte ve mahalleye dehşet salmaktadır. Salih'in en yakın arkadaşı Orhan (Küçük İskender) eşcinseldir ve Salih'e aşıktır. Bu karmaşada Salih, babasının evine kiracı olarak taşınan Hıristiyan kızı Tina'ya (Müjde Ar) aşık olur.
Salkım Hanımın
Taneleri
Yılmaz Karakoyunlu'nun aynı adlı kitabından uyarlanmış
1999 yapımı Tomris Giritlioğlu filmi.Filmde olay akışı gayrimüslimlere Varlık
Vergisi'nin konmasının az evvelinde başlıyor. Durmuş (Zafer Algöz) ve karısı
Nimet (Derya Alabora) Niğde'den İstanbul'a "tutunmaya" göç ediyorlar.
Durmuş'un hemşehrisi Bekir (Güven Kıraç), İstanbul'un varlıklı
beyefendilerinden olan Halit Bey'in (Kamuran Usluer) yanında çalışmaktadır.
Durmuş, Bekir'i bulur, ondan yardım ister ve böylece Bekir'in de yardımıyla bir
iş sahibi olur. Ancak bu durum hırslı ve paragöz Durmuş için yeterli değildir.
Halit Bey'in karısı Nora (Hülya Avşar), kocasına bir çocuk vere memenin
ezikliğiyle akıl sağlığını yitirmiştir.
Halit Bey'in konağının en üst katında yaşamaktadır. Halit Bey ise cilveli ve
gözü yükseklerde olan Nefise (Zuhal Olcay) ile bir ilişkiye başlamıştır.
Durmuş'un konağa gelişi, Varlık Vergisi'nin gündeme gelişi ve sürgünlerin
başlaması filmin tüm kahramanlarını olumsuz yönde etkileyecektir.
Abdülhamit Düşerken
Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken adlı
kitabından uyarlanmış 2002 yapımı Ziya Öztan filmi. 18 Nisan 2003 tarihinde
gösterime girmiştir. 1 milyon doları aşan bütçesiyle Türk sinema tarihinin o
zamana kadar en pahalıyla mal olan yapımı unvanını elinde tutan film, Yıldız
Sarayı, Maslak Kasrı gibi gerçek mekânların yanı sıra, Marmara Üniversitesi’nin
bahçesine inşa edilen, Beyoğlu ve İstiklal Caddesi’nin eski hallerinin yeniden
yaratıldığı dev setlerde çekildi.Merkezde yer alan bir aşk macerası çerçevesinde,
İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesi, Abdülhamid’in tahttan indirilmesi, 31 Mart
olayları ve Harekât Ordusu’nun İstanbul’a gelişi gibi tarihi gerçekleri ele
alan film; mesleğinde başarı kazanmış, Osmanlı İmparatorluğu’nun
demokratikleşme mücadelesinde ön saflarda yer almış, İttihat ve Terakki
Cemiyeti yöneticilerinden Binbaşı Şefik’in bir nazır kızına aşık olması ve
iktidar sevdasına kapılmasını konu alıyor.
Sis ve Gece
Başrollerini Selma Ergeç ve Uğur Polat'ın paylaştığı Ahmet Ümit’in
beğenilen romanı Sis ve Gece’nin beyazperde uyarlaması olan film 2007 yapımı
Turgut Yasalar'ın senaryolaştırıp yönettiği bir filmdir.
Gizli servis elemanı olan Sedat, iş ve özel hayat sorunları arasında sıkışıp
kalmış, oldukça sıkıntılı günler geçirmektedir. Bir süre evvel, amiri olan
yürekten bağlı olduğu Yıldırım’ın öldürülmesinin yıkımını üzerinden atamamışken
sevdiği kadın Mine’nin de ortadan gizemli bir şekilde kaybolması, hayatını kabusa
çevirir.
Sedat, Yıldırım’ın kendi teşkilatı tarafından öldürüldüğüne inanmakta ve
Yıldırım’a olan bağlılığının kendisinin de teşkilat içinde pasifize edilmesine
neden olduğunu düşünmektedir. Bütün bu buhranlı dönemlerde, içinde olduğu ve
ailesinin de dolduramadığı boşluğu tek bir insanla kapatabilir. Resim öğrencisi
olan Mine, Sedat’ın hayata tutunmasının tek dayanağı olmuştur. Ama artık o da
yoktur ve bütün sevdikleri, hayatından teker teker çıkıp gitmektedir.
Mutluluk
Zülfü Livaneli'nin aynı isimli romanından uyarlanan film, Meryem’in perişan ve baygın halde, bir göl kenarında bulunmasıyla başlar. Ailesi kızlarının bir namussuzluk yaptığını düşünerek töre gereği öldürülmesine karar verir. Öldürme görevi ise yakın akrabası Cemal’e verilir. Çıktıkları ölüm yolculuğunda, Meryem ve Cemal’in yolları, Profesör İrfan Kurudal’la kesişir. Bu karşılaşma üçünün de kaderlerini değiştirecek mutluluğa doğru bir yolculuğun başlangıcı olur.
0 Yorum:
Yorum Gönder