İstanbul’un en ünlü mekanlarından biridir
Ayasofya.
Doğu ile Batı’nın sınırında kurulu, kubbe
ve minarelerle dolu İstanbul, James Bond yazarı Ian Fleming’in en sevdiği
şehirdi.
Rusya’dan Sevgilerle, Dünya Yetmez ve Skyfall gibi Bond filmlerinin bazı sahneleri İstanbul’da çekilmişti.
Bugünlerde, Medyanın baş yazılarını içeren Ayasofya'da bir gezi yapalım.
Bu şehrin eski anıtları içinde en
ünlülerinden biri Ayasofya’dır. 80 yıldır müze olarak kullanılan Ayasofya daha
önce de 1400 yıldan fazla ibadet merkezi olarak hizmet görmüştü.
Bizans İmparatoru 1. Jüstinyen’in emriyle
537 yılında kilise olarak kurulmuştu bu yapı. Jüstinyen, Roma döneminin
eserlerini aşan bir yapıt bırakmak istiyordu geride.
Kilise bitip de içine ilk girdiğinde imparatorun
“Ah Solomon! Seni geçtim” dediği söylenir.
1453’te Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u
Bizanslılardan aldığında Ayasofya hala dünyanın en büyük yapısıydı.
Fetihten sonra hemen camiye dönüştürüldü.
Daha sonra yanı başında kurulan Sultanahmet Camii için de esin kaynağı oldu.
İmparator
Kapısı
Ayasofya’nın en büyük kapısıdır. Bizans
imparatorları ve yakınları bu kapıdan girermiş kiliseye. Bir söylentiye göre,
Nuh’un Gemisi’nden arda kalan tahtalardan yapılmış.
İmparator Heraklius’un yedinci yüzyılda
Doğu Anadolu’ya bu gemiyi aramaya gittiği bilinir. Kapının üstünde Ayasofya’nın
en güzel mozaiklerinden birini, her şeye kadir İsa mozaiğini görürsünüz.
Omfalyon
Bizans imparatorları bu yuvarlak mermer
alanda taç giyme törenini yapardı. Dördüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu Doğu ve
Batı Roma olarak ikiye ayrıldıktan sonra Bizanslılar kendilerini antik Roma’nın
doğal temsilcisi olarak görüyordu.
Bölünmeden sonra doğudaki Bizans, Batı
Roma’dan bin yıl daha uzun ömürlü olmuştu.
Mozaikler
Ayasofya’nın üst bölümlerinde muhteşem
mozaikler yer alır. En etkileyicilerinden biri, 11. yüzyıldaki İmparatoriçe
Zoe’nin portresidir.
İlk evliliğini 50 yaşında yapan Zoe’nin
üç kocası olmuştu. İlk kocasının zehirlenerek öldüğü ve aynı gün ikinci
kocasıyla evlendiği söylenir. Mozaikler her yeni kocaya göre değiştirilmiştir.
Kubbe
Ayasofya’nın mimari olarak en büyük
mirası kubbesidir. Kubbenin öncellerinden çok daha büyük ve yüksek olması
hedeflenmişti.
558’de bir depremde kubbe tümüyle
yıkılmıştı. 40 destekle destekli kubbede bugün Kuran’daki Nur Suresi’nden bir
ayet görürsünüz.
Sultan
Locası
Osmanlı döneminde Ayasofya külliyeye
dönüştürüldü. Binaya yapılan önemli eklemelerden biri 18. yüzyılda kurulan
Sultan Locası’ydı. Padişah kimseye görünmeden burada ibadet edebiliyordu.
Terleyen
Sütun
Ayasofya bugün ibadet için kullanılmasa
da 1. Jüstinyen zamanından kalma bir batıl inanç yaşamaya devam ediyor.
Efsaneye göre, ‘terleyen sütun’un bakır kısmındaki küçük deliğe baş parmağınızı soktuğunuzda parmağınız ıslak çıkarsa tüm hastalıklarınızdan kurtulmuş olursunuz.ıntı: BBC Dergi
0 Yorum:
Yorum Gönder