OSTROGOTLAR
Ostrogotların hakim olduğu bölge
Ostrogotlar, Roma İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ortaya çıkmış bir Germen kabilesiydi. Ostrogotlar Gotların doğu koluydu. Gotların batı koluna ise Vizigotlar deniyordu.
Gotlar MS 1. yüzyılda İskandinavya'yı bırakıp, Vistül nehrinin alt kısmında yerleşmişlerdi. 2. yüzyılda Karadeniz'in kuzey kıyılarına gelmişler, 3. yüzyılda ise birçok kafileler halinde Yunanistan, Trakya ve Anadolu'nun sahil şehirlerine yerleşmişlerdi. Akrabaları olan birçok kavimleri çeşitli bölgelerde bıraktıktan sonra etnik bütünlüklerini kaybetmiş ve Ostrogotlar (Doğu Gotları) ile Vizigotlar (Batı Gotları) olmak üzere ikiye ayrılmışlardır.
Gotlar, sağlam idari, askeri teşkilatlar kurup, güçlenerek Roma İmparatorluğu elindeki Daçya'yı işgal etmişlerdir. İmparatorluk ile sıkı münasebetleri sonucu Ostrogotlar medenileşmeye başlamışlardır. Hatta bunlardan bir kısmı Roma ordusuna asker olarak katılmışlardır. Roma İmparatorluğu'nun sınırlarına yapılan baskılar, Germenlerin çoğalması ve imparatorluğun zayıflaması sonucu kuvvetlenen Vizigotlar Daçya'yı bütünüyle ele geçirip, Bizans'a, Balkanlar'a ve Kuzey İtalya'ya doğru yayılıp, buraları istila etmişlerdir. MS 269-270 yıllarında Roma imparatorlarından II. Claudius ve Aurelianus batıya doğru olan Got akınını durdurmuşlardır. Gotlar, I. Constantinus ile ittifak anlaşması yapmışlar, Piskopos Ulfilas, İncil'i Vizigot diline tercüme ederek, Gotlar'ın, Hristiyanlığı kabul etmelerini sağlamıştır.
VİZİGOTLAR
Vizigot krallığının II. Alarik döneminde hakimiyetindeki bölgeler
Vizigotlar, büyük bir Cermen kabilesi olan Gotların en büyük iki kolundan bir tanesidir. (Diğeri Ostrogotlar’dır.) MS 370 yılından itibaren Kavimler Göçü ile beraber hareket eden en önemli topluluklardandır. Batı Roma İmparatorluğu'nun çökmesinden sonra Batı Avrupa tarihinin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.
Tarihi
Vizigotların göç sırasında izledikleri yol
Kabile isminin tam olarak nereden geldiği netleştirilememiştir. Weise kelimesinin "bilge" anlamına gelmesiyle bir ilişkisi olduğu tahmin edilmektedir. Benzer şekilde Ostrogotların isminin de "mükemmel" anlamına gelen austr kelimesiyle bağı olabileceği düşünülmektedir. Tarihsel anlatımda kabileden ilk kez MS 270 yılında II. Claudius zamanında, daha sonra 291 yılında imparator Maximian için savaşmaya hazır bir kabile olarak bahsedilmektedir. Barbar kabilelere savaş için Roma ile ittifak kuran bir kabile olarak tanımlanmaktadır. Vizigotlar için önceden “orman halkı” anlamına gelen Tervigi dendiğini biliyoruz. Benzer şekilde Ostrogotlar için de “steplerde yaşayanlar” anlamına gelen Grevtingi denmiştir. Yaşadıkları doğal çevreye bağlı olarak verilen bu isimler MS 5.yüzyıla kadar korunacak, sonra ise tarih kitaplarında bu iki kabileden Vizigotlar ve Ostrogotlar diye bahsedilecektir. MS 6.yüzyılda ise tarihçi Cassiodorus yazdığı tarihsel anlatımlarda Doğu Gotları ve Batı Gotları diye bir ayrıma gidecektir. Aslına bakılırsa bu ayrım gerçek hayattaki gelişmelerle de paraleldi. O yıllarda Vizigotlar İber Yarımadasında bulunurken, Ostrogotlar İtalya bölgesinde yer almaktaydılar. Tarihçi Konstantin Veliky’e göre Vizigotların yazılı tarihi MS 256 yılında Tuna Nehri boyunca Balkan Yarımadasına gelişleri ve Roma İmparatorluğu topraklarını işgal etmeleriyle başlar. Sevillalı San İsidor, yaklaşık 15 yıl boyunca İlir Yarımadası ve Makedonya’da hüküm sürdüklerini anlatır. Eylül 268’de imparator II. Claudius ile bugünkü Sırbistan olan topraklarda çarpıştıklarını ve imparator Aurelian zamanında Trakya’da bulunduklarını ve 270 yılında Romalılar tarafından Dacia’ya yerleştirildiklerini aktarır. 322 yılında Roma imparatorluğu ile Vizigotların yaptıkları anlaşmaya göre kabileye Roma’nın müttefiki statüsü verilmiştir. Roma, bazı barbar kabilelerle bu tür anlaşmalar imzalamıştır. Anlaşma uyarınca kabileye yapılan yıllık belirli bir ödeme karşılığında kabile imparatorluk sınırlarını koruyacak ve imparatorluk ordusu için asker verecektir. Çeşitli kaynaklara göre o dönemde Roma bayrağı altında savaşan 40.000 Vizigot bulunmaktaydı. Bunun yanısıra kabilenin önde gelen liderlerinden Ariarih ve Aorih de Roma ordusunda imparator I. Constantinus ile beraber savaşmaktaydı.
Got Savaşı 377-382
MS 376 yılında yaşanan Kavimler Göçü hareketini izleyen günlerde Fritigern liderliğindeki Vizigotlar imparator Valens’den Trakya’da yerleşebilmek için izin isterler. İmparator bu isteği olumlu karşılayacak ve aynı yıl Vizigotlar Silistre’ye yerleştirilirler. Ancak bir anda 80.000 kişinin iaşesini ve yerleşimini sağlamak kolay bir iş değildir. Romalı komutanların ve tüccarların araya girmesi yüzünden Vizigotlara ulaşması gereken gıda ve diğer malzemeler ancak büyük rüşvetler karşılığında ellerine geçmektedir. Böyle olunca da göçmen Vizigotlar çok büyük sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalır. Romalı tarihçi Ammian Martsellin’e göre Vizigotlar açlıktan bedenlerini
bir parça ekmek ve şarap için satmaktaydılar. Bu sırada Vizigotlar ve Romalılar arasında ilk huzursuzluklar ve çatışmalar başlar. İlk açık isyan 377 kış ayında yaşanacak ve maruz kaldıkları kötü muamelenin intikamını almak isteyen Vizigotlar Roma arazilerini yağmalamaya başlayacaklardır. Tarihçi Martsellin isyanı bütün açıklığıyla anlatır:
“Kimseyi ayırmaksızın bütün nefretlerini kustular; anneleri bebeklerden ayırıp öldürdüler, herkesi esir aldılar, erkekleri genç yaşlı ayırmadan öldürdüler.”
Roma ordusu duruma hakim olmak üzere bölgeye gittiğinde gerçekleşen meydan savaşında 9 Ağustos 378 günü Adrianopolis (bugünkü Edirne) civarında Romalılar tarihlerindeki en ağır yenilgiyi alır. İmparator Valens ve önde gelen tüm askeri komutanlar öldürülür, ordudan geriye hiçbir önemli silahlı kuvvet kalmaz. Vizigotların bu zaferi Roma İmparatorluğunun çöküşündeki en etkili dönüm noktalarındandır. Kuzey sınırları istilaya açık hale gelmiş ve Roma Ordusunun yenilmezliği sona ermiştir. Romanın yenilmesinden sonra isyan büyüyerek devam edecek ve Fritigern’in ölümünden sonra başa gelen Vizigotların lideri Athanarik ile yeni Roma imparatoru II. Valentinianus 382 yılında savaşacak ancak taraflar yenişemeyince barış antlaşması imzalanacaktır. Buna göre 322 yılındaki antlaşmaya geri dönülecektir. Vizigotlar Roma sınırlarını korurken, kendilerine toprak verilecek ve yıllık ödeme yapılacaktır. İmparator II. Valentinianus zamanında Roma ordusunun önemli kademlerinde birçok Vizigot komutan bulunmaktadır.
I. Alarik Dönemi
391-394 yılları arasında Vizigotlar liderleri olarak I. Alarik’i seçerler. Alarik tüm Vizigot kabilelerinin gücünü tek merkezde toplayan ilk kraldır. 394 yılında Vizigotlar Roma ile aralarındaki anlaşma uyarınca İmparator I. Theodosius’un ordusunda yer alarak çıkan ayaklanmayı bastırırlar ancak ordunun Vizigotların bulunduğu kısmı çok zaiyata uğrar. Alarik ve komutanları savaşta öne çıkacaklar ve Roma’ya isyan edip talana girişeceklerdir. Önce Constantinopolis'e (bugünkü İstanbul) saldırmaya niyetlenen Vizigotlar bu şehrin çok iyi korunmasından ötürü Yunan Yarımadasına yönelirler. Attika’yı yakan Alarik ve ordusu, Mora Yarımadasının zengin şehirleri Korint, Sparta ve Argos’u yağmalayarak halklarını da esir eder. Atina’nın ise benzer kaderinin engellenmesi için çok büyük rüşvetler ödenecektir. 397 yılında Romalı komutan Stilicho Vizigotlarla karşıkarşıya gelecek ancak üstün durumdayken savaşmayacaktır.Daha sonra Alarik kuzeye yönelecek ve Epir’e girecektir. Artık Doğu ve Batı Roma olarak ayrılmış bulunan Roma imparatorluğunun doğudaki imparatoru Arcadius Vizigotların saldırısını engelleyebilmek için büyük bir fidye parası ödeyecektir. Ayrıca Alarik’e İlirya ordu komutanı ünvanını vermek zorunda kalacaktır.
İtalya Seferi ve Roma’nın Fethi
400 yılında Alarik İtalya’ya ilk seferini düzenler, ancak karşısında Stilicho ve ordusu vardır. 6 Nisan 402 günü bugünkü Piyemonte’de Vizigotlar ve Romalılar arasında yapılan savaşta taraflar yenişemez ve barış imzalanır. Buna göre Vizigotlar İlirya’ya çekilecektir. 408 yılında Stilicho’nun ölümüyle Vizigotlar tekrar saldırıya geçer ve Roma’yı kuşatır. Şehir kısa sürede gıda stoklarının tükenmesinden dolayı teslim olur, Alarik ise Roma’dan çok ağır bir fidye ve çok sayıda köle ister. Aralık 408’de Alarik istediği fidyeyi alınca bölgeden uzaklaşacaktır: 40.000 köle, 2.000 kg altın, 16.000 kg gümüş ve 1.400 kg karabiber. Fidyelerden sonra Alarik yeni imparator Honorius’dan yerleşmek için yeni araziler ister, bu isteği reddedilince de 24 Ağustos 410’da tekrar Roma üzerine yürür ve ordusuyla şehre girer. Acımasız askerlerine rağmen Vizigotlar şehri fazla tahrip etmezler, yakmaksızın yağmalarlar, kutsal yerlere dokunmazlar. Roma’yı yağmaladıktan sonra Alarik ve ordusu Roma'nın tahıl deposu olan Afrika’ya geçmek üzere Güney İtalya’ya doğru ilerler. Ancak onu ve ordusunu Afrika'ya geçirmek üzere hazırlanan donanma Messina Boğazında fırtınadan batacaktır. Muzaffer Alarik Calabria’da ölecek ve Busento ırmağı yatağına gömülecektir. Tarihçi Jordanes, Alarik’in beklenmedik ölümünü ve gömülmesini ayrıntısıyla anlatır:
Alarik'in ölümü
“Alarik hiç beklenmedik bir şekilde aniden ölecek ve fani dünyadan ayrılacaktır. Onu çok seven Gotlar ardından yas tutacak ve mezarı için büyük bir işe girişeceklerdir. Busento ırmağının yatağı esir alınan köleler tarafından değiştirilecek, ırmak yatağına büyük bir mezar inşa edilecek ve Alarik, savaş alanında kazandığı ganimetlerden en değerlileriyle beraber gömülecektir. Sonra ise ırmak eski yatağından akıtılacak ve mezarın yerini söylememeleri için bu işte çalışan tüm köleler öldürülecektir.”(Jordanes)
Alarik’in bahis konusu mezarı arkeologlar tarafından aranacak ancak asla bulunamayacaktır.
Vizigotlar Akitanya’da
Alarik’in ölümünden sonra 410-415 yılları arasında Vizigotların başına Ataulf geçer. İtalya’da tutunamayan Vizigotlar güney Galya’ya çekilirler. Ataulf 1 Ocak 414 günü Romalı Galyalı Placidia ile evlenir. Placidia, imparator Honorius’un kız kardeşidir. Ataulf, Roma ile yürütülen barış görüşmeleri sırasında Barcelona'da öldürülecektir. Ondan sonra Vizigotların başı Sigeric (415-418 arasında hüküm sürecektir), Akitanya’daki kral olacak ve imparator Honorius’nın emrine girip, İspanya Yarımadasını 407-409 yıllarında işgal eden Vandallar, Alanlar ve Süevlere karşı Roma’nın yanında savaşacaktır. 418 yılında Roma imparatoru Vizigotları müttefik seviyesine çıkaracak ve kabilelere Akitanya’da geniş araziler tahsis edecektir. İlk bağımsız Vizigot krallığının başkenti bugünkü Toulouse şehrinin olduğu kenttir. Bu dönemde artık Roma toprakları Cermen kabileleri tarafından kolonileştirilmektedir. 419-451 yılları arasında Vizigotların lideri olacak I. Teodorik, Alarik’in gayrimeşru çocuğudur. Teodorik, Toulouse krallığının sınırlarını genişletecektir. 422-427 yılları arasında Romalılarla sürekli çekişmeler yaşanacak ancak Hun komutan Attila ve ordusunun bölgeye gelmesiyle Vizigotlar ve Romalılar ittifak yapacaklardır. 20 Haziran 451 günü Hunlarla yaşanan Katalon Savaşında Romalılar, Vizigotlar ve Alanlar aynı saflarda savaşacaktır. Atila bu savaşta yenilir ancak muzaffer ordular da çok yıpranmıştır. Vizigotlar krallarını savaşta yitirmiştir. Onun yerine oğlu Torismond geçecektir. Teodorik’in ölümünü tarihçi Jordanes şöyle anlatır:
“Savaş sırasında askerlerine moral vermek için atının üzerinde süratle gezen kral Teodorik atından düşecek ve kendi atının altında ezilerek can verecektir. İleri yaşında ölen kralın, Attila saflarında yer alan Ostrogot komutanlardan Andag’ın mızrağıyla öldüğü de iddia edilmektedir. Savaşın kargaşasında kralını arayan askerler onu ölü yığınlarının altından çıkartacaktır. Omuzlarda taşınan bedenini gören düşmanlar bile saygıyla eğilecektir önünde.” (Jordanes)
Vizigotlar İber Yarımadası'nda
453 yılında Torismond ağabeyleri Frederihom ve sonradan tahta geçecek olan II. Teodorik (453-467) tarafından öldürülür. Yeni kral iktidarı sırasında Roma yanlısı bir siyaset izleyecektir. Ancak kardeşini öldürürerek başa geçen kral yine kardeşi Euric(467-485) tarafından öldürülecektir.
Kral Euric (467-485)
Euric hükümdarlığında krallık oldukça büyüyecek ve güçlenecektir. Krallık güney ve orta Galya’yı kapsamakta ve neredeyse tüm İspanya’yı içermekteydi. (Sadece kuzeybatıda kısmı Süevlerin egemenliğindeydi.) Böylelikle Vizigot krallığı Roma’nın yıkıntıları üzerinde kurulan en büyük barbar devlet olur. 475 yılında Euric Vizigotların ilk kapsamlı yazılı yasalarını oluşturacaktır. Sevilya’lı San İsidor’a göre önceden sadece geleneklere göre belirlenen kurallar yazıya geçirilmiştir. Sonra gelen hükümdarlar da bu yasaları geliştirecek ve 654 yılında ortaya çıkacak ilk barbar kanunlarıyla birleşecektir.
Akitanya’nın Kaybı
Euric’den sonra başa geçen oğlu II. Alarik (485-507) yeni düşmanlarla karşı karşıyadır. Vizigotların komşusu olan Franklar, Loire nehri boyunca komşudurlar. 490 yılında II. Alarik, Frank kralı I. Clovis’e karşı Ostrogot kral Teodorik’in de yardımını alarak saldıracak ve savaş uzun süre küçük ölçekte olmakla beraber sürecektir. 502 yılında antlaşma imzalanacak ancak 507 yılında Franklar tarafından bozulacaktır. Vouillé bölgesinde çıkan savaşta Vizigotlar ağır bir yenilgi alacaklar, krallarını savaş alanında kaybedeceklerdir. Vizigotlar Akitanya’yı ebediyen kaybedecektir. Başa geçen Gesalec (507-511) krallığı yönetmekte başarılı olamayacak, birleşmiş Frank saldırılarına karşı savaşmak yerine Barcelona’ya kaçacak ve Gallia Narbonensisi kaybedecektir. Vizigotların yardımına Ostrogotlar yetişecek ve Frankları geri çekilmeye zorlayıp Vizigot ülkesinin istila edilmesini önleyecektir. Bundan sonra başarısız hükümdar Gesalec’i ülkeden kovan Ostrogot kral Büyük Teodorik, Vizigotları fiilen başsız bırakacaktır. Bu dönem 15 yıl sürecektir (511-526). Vizigot hanedanı artık Ostrogot egemenliğine girer. Ostrogot hükümdarı Teodorik, çocuk yaştaki tahtın varisi Amalarik’i bahane ederek krallık üzerinde hakimiyet kuracaktır. Kovulan kralın torunu olarak başa geçen Amalarik, Franklarla ilişkileri iyileştirmeye çalışır, bunun için Frank kralı I. Clovis’in kızı Chrotilde ile evlenir. Evlendiği eşi Katolik olan Amalarik törenler sırasında bulunan Hristiyanlık sembollerine küfredecek ve saygısızlık yapacaktır. Dini anlaşmazlıkları bahane eden Chrotilde’nin ağabeyi I. Childebert saldırmak için bahane bulmuş olur. 531 yılında Vizigotlar Gallia Narbonensis’de yenilgiye uğrar, kral Amalrik ise Barcelona’da öldürülür. Franklara karşı savaşlar devam eder. Vizigot krallığının merkezi ise bu dönemde Barcelona şehridir. Başa geçen Theudigisel’in 549 yılında ölmesiyle beraber başa geçen I. Agila 554 yılındaki ölümüne kadar hüküm sürecektir. Sevilla’da çıkan isyanı bastıracak, Bizans imparatoruyla ittifak yapacaktır. Onun ölümünden sonra Athanagild başa geçecek, Franklara karşı yardım istediği Bizans Ordusu yardıma gelmeyince Vizigotlar 567 yılında Cartagena’dan Malaga’ya kadar tüm sahillerini kaybedecektir.
Yeniden Canlanma Dönemi
Liuvigild (569-586)
Beş yıllık geçiş döneminden sonra Vizigotlar I. Liuva’yı kral seçerler. O da kardeşi Liuvigild’i komutan tayin eder, aslında bütün yetkilerini fiilen ona devretmiş olur. O dönemde krallığın içinde bulunduğu durum hiç iç açıcı değildir. Vizigotların düşmanları olan Franklar, Süevler ve Bizanslılar farklı yönlerden saldırmaktadır. Liuvigild’in yönetimi baştan beri çok kararlı ve disiplinliydi. Bizans ile müttefik bazı şehirleri fethetti, Kuzey İspanya’daki kabilelere boyun eğdirdi ve Süevler ile Basklara ait bölgelere saldırdı. Ancak 580 yılında Franklardan Katolik prenses Leander ile evlenen kralın oğlu Hermenegild de katolikliği benimseyerek ayaklanma çıkartacaktır. Leovigild oğlunun isyanını bastıracak ve 585 yılında idam edecektir.
Babasına karşı Hristiyanlık adına ayaklanan Hermenegild savaş sonunda öldürülünce Hristiyanlar tarafından azizlik mertebesibe yükseltilmiştir.
Kralın iç siyasi uygulamaları da dış siyaseti gibi başarılıdır. Üzerinde kendi adı ve resmi olan altın para basan ilk Vizigot kralıdır. Ayrıca yeni yasalar yürürlüğe koymuşlardır. Örneğin Vizigotlar ile Romalılar arasında evliliği yasaklayan yasalar kaldırılmıştır. Kendisini ve hanedanını Romalıların devamı olarak görmekteydi. Zengin asiller sınıfının etkisini azaltıp kraliyet ailesinin ve monarşinin yetkilerini artırmıştır. 580 yılında Liuvigild krallığının başkentini Toledo’ya taşımıştır. Bu dönem Toledo krallığı dönemi olarak adlandırılmaktadır.
Çöküş
Son Hristiyan Aryan Vizigot kralı Liuvigild, Süev krallığına 585 yılında son verecek ve 624 yılında Sunintila luzeydeki toprakların tamamını kazanacaktır. Vizigotlar 711 yılına kadar hüküm sürecek, bu yıl kral Roderik, Tarık bin Ziyad komutasındaki Emevilerle yapılan Guadalete Savaşında öldürülecektir. Bu savaş, İspanya'nın müslümanların denetimi altına girmekte olduğunun bir habercisi olmuş, 718 yılında bütün yarımada Emevilerin hakimiyetine geçmiştir. Yenik Vizigotlar müslümanlık dinini kabul etmek veya Emevilerin boyunduruğu altında yaşamak istemedikleri için kuzeye kaçarak Frank Krallığına sığınacak ve bu krallığın gelişmesinde önemli rol oynayacaklardır.
Devlet ve Askeri Yapısı
İktidar Yapısı
İlk zamanlarda Vizigot önderlerinin tüm kabileyi yönetecek merkezi iktidarları yoktu. Kabile irili ufaklı birçok alt kola bölünmüş ve her kolun kendi önderi bulunurdu. Olağanüstü zamanlarda bir lider tüm kollara ait liderleri birleştirirdi. Bazı Vizigot önderleri ile kabileleri arasında feodal ilişkilerin ilk örnekleri görülmektedir. Vizigotların tarihi belgelerinde bulunan Euric yasalarına göre buccellarii olarak adlandırılan ve liderlerden ekilecek toprak ve silah alanlar olduğu gibi saiones denilen ve sadece kendilerine silah verilenler de bulunmaktaydı. 364 yılında sonra başa geçen Athanarik merkezi egemenliği gerçekleştiren ilk Vizigot lideridir. Athanarik’in Almanya’da uyguladığı yönetim tarzı ona hem diğer kabile liderlerinin üzerinde bir yer tanımakta hem de olası anlaşmazlıklar halinde ona hakemlik-yargıçlık imkânı tanıyordu. Buna rağmen Athanarik iktidarı tüm Vizigotları kapsamıyor ama büyük bir kısmını içine alıyordu. Onun iktidarını tanımayanlar ise diğer bir lider olan Fritigern’i lider olarak benimsemişti. İlk başta Vizigotlar kendi liderlerini seçerken daha sonra oluşan kraliyet ailesi yoluyla yetkilerin babadan oğula geçmesi usulü seçimin yerini aldı. Kral Teodorik’in hüküm sürmesinin ardından Vizigotlar liderlerini tekrar seçmeye başladılarsa da MS 7. yüzyılda kraliyet ailesi usulüne dönüldü. Güçlü yöneticilerin yönetimi altında Vizigotlar, kralın belirlediği politikayı büyük bir disiplinle uygulamakta ve tam itaat etmekteydiler.
Askeri Yapı
Vizigot ordusunun askeri yapısı çok örgütlüdür. En küçük askeri birim 10 askerden oluşmakta ve bir sorumlusu bulunmaktaydı. 10 kişi 100 kişilik başka bir grubun parçası, o da 1000 kişilik en büyük birimin parçasıydı. En büyük birim millenarii olarak adlandırılmakta ve savaş alanında kral veya onun yetki verdiği kişi tarafından yönetilmekteydi. Bu atananlara dukam (günümüzdeki dük) denmekteydi.
Kültür Yapısı
Mimari
Vizigotlardan günümüze kalan Kuzey İspanya’da bazı kiliseler bulunmaktadır. Bunlardan en çok bilineni Palencia’da bulunan San Juan de Baños kilisesidir. Vizigot mimarisinin en göze çarpan özelliği bir kolondan diğerine giden kemerlerdir. Bu kolonlarda hayvan ve yiyecek figürleri de bulunur. Vizigot mimarisi Bizans mimarisini etkilemiştir.
Vizigotlardan kalan bazı kiliseler şunlardır: Zaragoza’daki San Pedro de la Nave kilisesi, Orense’deki Santa Comba kilisesi, Burgos’daki Santa María de Quintanilla de las Viñas kilisesi.
Sanat Eserleri
Bilinen en büyük Vizigot hazinesi 1858-61 yılları arasında Toledo’nın dışındaki Guarrazare’de bulunandır. Burası çok eski bir Vizigot mezarlığı olup ölüye armağan edilen dini semboller içerir. Altından haçlar ve değerli taşlardan figürler çıkartılmıştır. En önemli buluntu ise ikisinin üzerinde kralın isminin yazılı olduğı be adet kral tacıdır. Recceswinth (649-672)ve Suintila (621-631) isimli kralların adları taclarının üzerinde yazılıdır. (Suintila’nın tacı 1921 yılında çalışmıştır ve şimdi nerede olduğu bilinmemektedir.) Mezarlıkta bulunan tüm eserler altın, safir, inci gibi değerli maden ve taşlardan üretilmiştir. Rekkesvinta’nın tacında altın ve değerli taşlarla 'ECCESVINTUVS REX DEFERET' (Kral Rekkesvinta’nın hediyesidir) yazmaktadır.
Kral Reccesvinta'nın tacı
Madrid'deki Arkeoloji Müzesinde sergilenen bu eserler diğer metallerden objeleri de içermektedir, daha erken dönem eserlerde ise yoğunlukla bronz kullanıldığı görülmüştür. Sanat eserlerinde ise çeşitli hayvan görüntüleri ile dini simgeler resmedilmiştir.
Din
İlk başta Vizigotlar, diğer Cermen kabileleri gibi pagandı. 341 yılında Vizigot lideri Fritigern, Roma İmparatoru Valens ve Constantinople patriği Nicomedialı Evsevius’dan topraklarında bulunacak bir Hristiyan dini görevli talep eder. Vizigotların İncili 332 yılında Constantinople’da Hristiyanlığı kabul eden rahip Ulfila’nın İncilidir. Aynı zamanda bu sayede Got alfabesi oluşturularak yeni İncil bu dilde yazılmıştır. Vizigotların 589 itibarıyla çoğunlukla paganizm dininde kaldığı belirtilse de kral I. Rekkared zamanında toplu şekilde Hristiyanlığı benimsemişlerdir. Rahiplerin toplumda büyük imtiyaz ve haklara sahip olduğu bilinmektedir.
Vizigot Kralları
- Athanarik (369–381) Alavivus (c. 376) Fritigern (c. 376– c. 380) I. Alarik (395–410) Athaulf (410–415) Sigeric (415) Wallia (415–419) I. Theodorik I (419–451) Thorismund (451–453) II. Theodorik (453–466) Euric (466–484) II. Alarik (484–507) Gesalec (507–511) Fetret Devri(511–526) Amalarik (526–531) Theudis (531–548) Theudigisel (548–549) I. Agila (549–554) Athanagild (554–568) I. Liuva (568–572) Liuvigild (569–586) I. Rekkared (580–601) II. Liuva (601–603) Witteric (603–610) Gundemar (610–612) Sisebut (612–621) II. Rekkared (621) Suintila (621–631) Sisenand (631–636) Chintila (636–640) Tulga (640–641) Chindasuinth (641–653) Rekkesvinta (649–672) Wamba (672–680) Erwig (680–687) Ergica (687–702) Wittiza (694–710) Roderik (710–711) II. Agila (711–714) Ardo (714–721)
- Isidor Seville, Tarih John Biklarsky Jordanes, Gotların kökeni ve tarihi
- And. R. Korsunsky, Gothic Spain V. V. Laurels, Bishop Ulfila and development of the gothic literature Dietrich Klaude, History Visigoths George Gissing, By the Ionian Sea
- British Museum Metropolitan Müzesi
0 Yorum:
Yorum Gönder