Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

















SON YAZILAR :
Loading...


22 Temmuz 2020

Anadolu Tarihi - 3

Demir Çağı

Hititler'in parçalanması sırasından Balkanlardan Anadolu'ya gelen Frigler kısa bir süre içinde Anadolulaştılar, büyük oranda Hitit etkisi altında kalsalar da kendilerine özgü bir kültür oluşturdular.

Frigya

Frigya, Sakarya Irmağı ile Büyük Menderes'in yukarı çığırları arasında kalan bölgenin eski çağdaki adı. Bu ad, Balkanlar’dan gelip bu bölgeye yerleşen Friglerden geliyordu.

frigler

Tarih

Frigler önce Bitinya bölgesine yerleştiler ve M.Ö. 12. - M.Ö 7. yüzyıllar arasında Orta Anadolu'nun 250px-Phrygianbatısına egemen oldular. Ama yeni göç dalgası Frigleri daha iç bölgelere itti. Frigler önce Sakarya Irmağı çevresine, ardından batıda Gediz ve Büyük Menderes’in yukarı vadileri ile doğuda Kızılırmak ve Tuz Gölü yöresine yerleştiler. Friglerin bir bölümü Burdur Gölü, Erciyes Yaylası ve Yeşilırmak vadisine kadar ilerlediler.
Batıda Gordion kentini başkent edinen asıl Frigler ilk kralı Gordios'tu. Frigler Urartularla birleşerek Asurlulara karşı savaştılar. En parlak dönemlerini M.Ö. 9.-8. yüzyıllarda yaşayan Frigler, Hitit topraklarının neredeyse tümünü ele geçirdiler. M.Ö. 738'de başa geçen Gordios'un oğlu efsanevi kral Midas, Asurlularla anlaşma yolunu seçti. Midas döneminde başkent Gordium’un yanı sıra Midas Kenti ve Pessinus de çok gelişmişti.
M.Ö. 700’lere doğru Kafkasya’dan Anadolu'ya giren Kimmerler, Frigler’in başkenti Gordium’a kadar ilerlediler. Kenti ele geçirerek yaktılar. Bu yenilgi karşısında Kral Midas’ın kendisini öküz kanı içerek öldürdüğü söylenir.

Bölgenin Sınırları

Strabon’da, M.S. I. yy’de, Frigya’nın bir kısmı Büyük Frigya, yani (Phrygia Magna) olarak geçer; burası 800px-Ruins_of_Gordion_3erken dönemde Midas’ın hüküm sürdüğü ve daha sonra bir kısmı Galatlar tarafından işgal edilen topraklardır. Hellespontos üzerindeki ve Olympos’un etrafındaki kısım ise Küçük Frigya, yani (Phrygia Epiktetos) olarak geçer . Latince’de Büyük Frigya anlamına gelen Phrygia Magna veya Hellespontos Phrygia’sı denen bölgeyi (Troas ve Mysia bölgelerinde yer alan) asıl Frigya’dan ayırmak için kullanılmıştır.
Phrygia Epiktetos, “ilaveten kazanılmış, ilaveten fethedilmiş Phrygia” anlamına gelir. Phrygia’nın Pergamon krallarınca kurtarılıp kendi ülkelerine katılan kuzeybatı bölümüne denmiştir . Aezanis, Nakoleia, Kotiaeum, Midaeium ve Dorylaeum Phrygia Epiktetos’un başlıca kentleridir. Ayrıca, Mysia’ya ait olduğu kabul edilen Kadoi’yi de Strabon bu kentler Frigya2arasında göstermiştir. Phrygia Epiktetos içinde yer alan ve Phrygia Paroreia olarak adlandırılan kısımda, Phrygia’nın Pisidia boyunca uzanan parçası ile Amorium dolayındaki kısımları, Eumeneia, Synnada ve Phrygia kentlerinin en büyükleri olan Laodikeia ile Apameia bulunur. Bunlara komşu olarak kasabalar yer alır ve diğer kentler arasında Aphrodisias, Kolossae, Themisonium, Synaos, Metropolis ve Apollonias; bunlardan daha uzakta ise Peltae, Tabai, Eukarpeia ve Lysias kentleri bulunur . Strabon’da şu şekilde geçmektedir: “Phrygia Paroreia doğudan batıya uzanan bir çeşit dağ silsilesine sahiptir, onun eteklerinde her iki tarafta geniş bir ova uzanır ve yakınında kentler vardır; kuzeye doğru, Philomelion ve Pisidia yakınındaki Antiokheia bulunur”.
frig_uzunemziklikapM.S. 400 yılından önce, kısa bir süre için, Phrygia Romalılar tarafından iki ile bölünmüş, birine Phrygia Prima (Birinci Phrygia), diğerine Phrygia Secunda (İkinci Phrygia) denmişti. M.S. 400’den sonra birincisine Pacatiana, ikincisine Saluratis denmiştir. Afyon ili güney yarımını, Denizli ili kuzey yarımını içeren bölüme “Phrygia Pacatiana” adı verilmiştir. Geriye kalan bölüme “Phrygia Salutaris” deniyordu. Burası Afyon ilinin kuzey yarısı ile Kütahya ilinin yakın çevresini içeriyordu.

Toplumsal ve Ekonomik Yaşam

frig7Frig Devleti bir kral tarafından yönetiliyordu. Ama topraklarının rahiplerin denetiminde olduğu sanılır. Eski Yunan belgelerine göre Frigler tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Bu belgelerde Friglerin büyük sürüler beslemeleri, özellikle at yetiştirmeleri, bağ ve bahçelerinin verimliliği övgüyle anlatılır. Çöken Hitit Devleti'nin kentlerine yerleşen Frigler bugünkü Ankara, Çorum, Yozgat, Afyonkarahisar ve Eskişehir'i içine alan topraklarda yaşadılar. Anadolu'da bir karayolu ağı kurarak doğudaki Asur ve Luvi devletleri, Ege kıyılarındaki Ege uygarlıkları ile ticaret ilişkilerine girdiler.

Frig Sanatı ve Kültürü
Eskiçağ yerleşmeleri Midas, Ayazini, Aslantaş, Yazılıkaya, Gordion, Pazarlı, Alişar Höyüğü, Alacahöyük agmacyble kibele frigve Boğazköy'de Friglerle ilgili kalıntılar bulunmuştur. Bu eski Hitit yerleşkelerinde yaşayan Frigler, Hitit uygarlığından etkilendiler ve kendileri de güçlü bir uygarlık yarattılar. Frig sanatı, Hititlerin yanı sıra Urartu, Asur ve Eski Ege uygarlıkları sanatının da izlerini taşır. Frigler, kaya anıtları çeşitli insan ve hayvan motifleriyle bezediler. Tanrıça Kibele için yaptıkları tapınakların duvarlarını, pişmiş topraktan levhalarla süslediler.
Frig mimarisinin ve mühendisliğinin en önemli ürünü M.Ö. 8.yüzyılda inşa edilmiş olan başkent Gordion’daki kaledir. Kale, M.Ö. 4.yüzyıla kadar ayakta kalmıştır. Kalenin anıtsal bir kale kapısı vardı. Kalenin içinde ise megaron denilen dikdörtgen yapılar ve krallık sarayı bulunuyordu. Yapıların içinde çakıl taşı mozaik döşemeleri vardı. Frigler bu bezemeci döşeme yönteminin frig6mucididirler. Maden ve ağaç işlemeciliğinde de gelişmişlerdi. Kazılarda makara kulplu bronz tabaklar, kazanlar, altın, gümüş ve bronz yaylı çengelli iğneler, değerli madenlerden giysi kemerleri, tokalar ve zengin bezemeli dokuma ürünleri, ahşaptan ve seramikten hayvan heykelcikleri ve geometrik desenlerle süslü ev eşyaları bulunmuştur. Özellikle çengelli iğne (fibula) yapımında kullandıkları teknolojinin o döneme göre çok ileri olduğu görülür. Frigler dokumacılıkta çok ustaydılar. Günümüzde Anadolu kilimlerindeki ve diğer Türk devletlerindeki binlerce yıllık motiflerin, Frig Motifleri'nde de var olmasının nedeni,halen çözülememiştir. Friglerin müzik alanında da ileri oldukları ve birçok müzik aleti geliştirdikleri bilinmektedir.
Frig kültürünün en önemli özelliği ise tümülüslerdir. Bunlar, M.Ö. 8.yüzyıl ile M.Ö. 6.yüzyılın ilk yarısı arasında yapılmış yapay mezarlardır. Sayıları yüz civarındadır. Friglerden önce bu yapılar Anadolu’da görülmemiştir. Büyük olasılıkla Frigler Avrupa’daki ölü gömme geleneklerini Frigya'ya yerleşince de devam ettirdiler. Tümülüslerin içindeki oda mezar, ana zemin üzerine inşa edilmiştir. Friglere ait yazılı belgeler, M.Ö. 8.yüzyıl ile M.Ö. 4.yüzyıl arasındaki dönemden kalmadır. Bugüne kadar ele geçen yazılı metinler sayısı az ve içeriği de kısa olduğu için tam olarak çözülememiştir. Ancak Frigler Hint-Avrupa kökenli bir dil konuşmuşlardır.

frig           

frigya 3frigya 4frigyolu-12Gordionkibele frigsarnic frigyayazlkayakurtvekadnne7 frigya

Geç Hititler

Geç Hititler veya Geç Hitit Devletleri, Anadolu’nun Demir Çağı'ndaki Luvice, Aramice, ve Fenikece NeoHittiteStateskonuşan siyasî varlıklarıdır. MÖ 1200'lerde batıdan gelen Ege Göçleri'nin saldırılarından kurtulabilen Hititler güney ve güney - doğu Toroslar’ın dağlık bölgelerine çekilerek yaşamışlar ve her biri bağımsız beylikler kurmuşlardır. Geç Hitit Devletleri MÖ 11. yüzyıldan itibaren hem siyasal hem de kültürel anlamda Arami etkisi altına girdiler ve zamanla Aramileştiler. Geç Hitit Devletleri Urartu ve Asurlular'a bağımlı olarak yaşadılar. MÖ 7. yüzyılda[1] ise Asurlular bu devletlerin siyasal varlığına son verdi. Bu tarihten sonra bu devletlerin her biri Asur eyaleti oldu. Karkamış, Pattin(Unqi), Sam'al, Gurgum, Kummuh, Milid, Keveh (Karatepe deki müstahkem mevki ile birlikte), Hilakku ve Tabal devletleri; Geç Hitit Devletleridir.

Uygarlık

101f3e35cbb2f4ec733cc601afc378bd9941344414906Geç Hitit Devletleri’nin ticaret ve zenginliğiyle en ünlü kenti Karkamış’tır. Sanat, mimari ve giyim kuşam bakımından Hitit İmparatorluğu geleneğini sürdürdüler. Geç Hititlerin sanatının bilinen en iyi örneği Konya’nın Ereğli ilçesi yakınlarındaki İvriz Kabartması’dır. Bu kabartmada Tuvana (Kemerhisar) kralı Warpalawa ile Fırtına tanrısı Taru tasvir edilmiştir. Zamanla Asur etkisine giren Geç Hititler sanatının son evresinde iki yenilik görülür. Bunlardan birisi dönemin özgün mimarlık örneği olan hilani denilen girişi sütunlu, dikdörtgen planlı malikane tarzı yapılardır. Diğeri ise kabartmalı ve üzerinde yazıların yer aldığı mezar stelleridir. Steller üzerindeki figürler, Geç Hitit devlerinde toplumun sınıflı olduğunu ve en azından elit kesimin okur-yazar olduğunu gösterir. Geç Hitit sanatının önemli özelliklerinden biri ise mimari ile yontuculuğun birlikte uygulanmasıdır. Sur duvarlarındaki kapılar, saray cepheleri kabartmalı taş bloklarla (ortostad) kaplanmıştır.
Geç Hitit krallıkları kültürünün ortak bir özelliği de Hitit hiyeroglif yazısıdır. Bu devirde Hitit çivi yazısı kabartmalarda kullanılmamıştır.
Coğrafya

Geç Hitit Devletlerinin yayılım sahası, kısaca Tuz Gölü’nün güneydoğusu ile Fırat Nehrinin batısı arasında kalan bölgedir. Tabal ülkesinin yayılım sahası klasik dönemin Kapadokya'sıdır(Kappadokia). 0107Kayseri, Aksaray, Niğde ve Nevşehir illerini içine alır. Tabal ülkesi batıda Frigya ile, doğuda Milid ülkesi, güneyde de Hilakku ile sınır komşusuydu. Tabal başlangıçta 24 yerel krallığın oluşturduğu bir konfederasyondu. Milid ülkesinin başkentin kalıntıları Malatya’nın 7 km. Güneydoğusundaki Arslantepe’de ortaya çıkarılmıştır. Melid, batıda Tabal, doğuda Urartu, güneyde Asur devleti’nin komşusuydu ve bu ülkeleri birbirine bağlayan yol üzerinde bulunuyordu. Gurgum ülkesi, Maraş bölgesidir. Bu ülke Asurlular tarafından ele geçirilince Marqasi Eyaleti adını alacaktır. Sam'al krallığının başkenti Gaziantep ilinin İslahiye ilçesi yakınlarındaki Zincirli harabeleridir. Sakçagözü, Zincirli’nin kuzeydoğusunda Keferdiz köyü yakınlarındadır. Burada birçok kabartma ve heykeller bulunmasına rağmen, bu eserler üzerinde yazı olmadığı için bu krallığın o dönemki adını bilemiyoruz. Karkamış kentinin kale ve yukarı şehir kalıntıları Geç Hitit SanatıGaziantep ili Karkamış ilçesinde yer alırken; aşağı şehir Suriye’de Cerablus’da bulunmaktadır. En güçlü Geç-Hitit devleti olan Karkamış’ın önemi Mezopotamya, Anadolu ve Mısır’ı bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmasından ileri geliyordu. Kummuh ülkesi, klasik dönemin Kommagene bölgesidir ve yaklaşık olarak Adıyaman ili topraklarını kapsar. Kuzeyden Milid, batı ve güneybatıdan Gurgum, Sam’al ve Arpad, güneyden ise Karkamış Krallığı ile komşu idi. Pattin krallığının ismi yakın zamanlara kadar yanlış olarak Hattina biçiminde okunurken bugün Pattin adı kullanılmaktadır. Pattin ülkesi Hatay ilinde Antakya ve Amik ovasını kapsamakta idi. Bu ülke Arami etkisine girdikten sonra Unqi adını almıştır. Keveh ülkesi, Ovalık Kilikya olarak bilinen Çukurova’dır. Bu ülke yazıtlarda Danuna ülkesi olarak da adlandırılmaktadır. Keveh, şehir krallıklarından oluşan bir konfederasyondu. Adana ve Tarsus şehirleri, Que ülkesindeydi. Asur belgelerinde Keveh ülkesi olan geçen bu ülke Luvice Hiyeroglif yazıtlarda Hiyawa Ülkesi olarak geçmektedir. Azatiwataya, Karatepe kentidir. Karatepe-Aimagesrslantaş, Kilikya Ovasının kuzeydoğu köşesinde, Ceyhan nehrinin batı yakasında, Osmaniye ili Kadirli ilçesi’ne 20 km mesafede yer alır. Sumer ve Akkad belgelerinde Amanum, Hitit belgelerinde Amana, Asur yazıtlarında Hamanu”, Yunanca Amanos ve Latince “Amanus” adlarıyla geçen Amanos Dağları (Nur Dağları), Sam’al ve Azatiwataya (Karatepe) arasında doğal bir engel oluşturuyordu. Azatiwataya, Que ülkesine bağlı şehir krallıklarından biriydi. Hilakku ülkesi Dağlık Kilikya’dır. Kilikia adının Hilakku’dan geldiği kabul edilmektedir. Bugün bu bölgeye Taşeli Platosu adı verilmektedir. Bölgenin doğu sınırını yakın bir zamana dek Lamas çayı denilen Limonlu Çayı (antik Lamos çayı) oluşturur. Bu çaya Hititler döneminde Lamiia Nehri deniliyordu. Hilakku, kısaca Keveh ülkesinin kuzey ve kuzeybatısındaki dağlık bölgedir. Batıda Göksu Havzası, kuzeyde Kapadokya’nın güneyi, doğuda Kilikya geçitleri ile sınırlıdır. Assur askeri seferlerinin batı sınırını Silifke Çayı adı da verilen Göksu Nehri (antik Kalykadnos / Hititler döneminde Hulaia Nehri) oluşturur. II. Şarrukin’in yıllıklarında Göksu’nun batısındaki bölge ve şehirler ile ilgili hiçbir bilgiye rastlanmamaktadır.
Geç Hitit Devletleri'nin listesi
Kuzeyde yer alan grupta Hitit hükümdarları iktidarda kalmıştı. Güneydeki grupta ise yaklaşık olarak MÖ 1000 yılında Aramiler iktidara geldiler. Bu devletler her nekadar birleşik devletler olarak görünseler de, aslında bağımsız krallıklardı.
Kuzeyde yer alan grup:
Tabal. Tyanitis (Tuvana Krallığı, Tunna, Hupisna, Shinukhtu, Ishtunda) adı verilen bir grup kenti ihtiva etmekteydi.
Kammanu (Arslantepe Höyüğü ile)
Hilakku
Keveh (modern Karatepe deki müstahkem mevki ile)
Gurgum
Kummuh
Karkamış
Güneyde yer alan Aramice konuşan grup:
Bit Gabbari (Sam'al ile)
Bit-Adini (Til Barsip şehriyle)
Bit-Bahiani (Hasiçi yakınlarında Guzana ile)
Unqi veya Pattina (Alalah'ın 800m yakınında Kinalua şehri ile, modern Tell Tayinat şehri)
Ain Dara, dinî bir merkez
Bit Agusi (Arpad, Nampigi, ve (daha sonra) Halep kentleriyle)
Hatarikka-Luhuti (başlangıçta Halep olan başşehir, ve daha sonraları Hatarikka)
Hama

Tarih

Mezopotamya Devletlerinin Anadolu’ya olan ilgisi Akkad Krallığı dönemine dek uzanır. Akkad kralı Şarrukin (Sargon, 2334-2279), Amanos Dağları’nı aşarak Anadolu içlerine girmiştir. Yazıtlara göre Geç_Hititler_-_tanrıya_içki_ve_kurban_sunmaŞarrukin Tuz Gölü’nün güneyindeki Puruşhanda adlı kentte oturan Akkadlı tüccarların yardım istemesi üzerine, Orta Anadolu’ya sefer yapan ilk kraldır. Şarrukin’in torunu Naram-Sin’in (2254-2218) orduları da Güneydoğu Anadolu Bölgesine, Diyarbakır taraflarına ulaşmıştır. Asur Devletinin, Anadolu’ya olan ilgisi ise Eski Assur Krallığı dönemine kadar uzanır. Assur (Aşşur) kenti, M.Ö. 1920-1750 yılları arasında yaklaşık 150 yıl süren organize bir ticaret faaliyetine önderlik etmişti. Ticaretin Anadolu’da oluşturduğu en büyük merkez Kayseri yakınlarındaki Kaniş/Neşa (Kültepe) idi. Burada Assurlu tüccarların evleri ve dükkânlarını da içine alan büyük bir pazar yeri(karum) oluşturulmuştu. Ticaret, büyük oranda tüccar aileler tarafından yürütülmekteydi. Merkezi Assur Devleti bu ticaret ilişkilerini doğrudan yönetmemekte, bir şekilde denetleyip vergi almaktaydı. Assurlu tüccarlar, tekstil ürünleri, kalay, değerli taş, takı gibi eşyaları pazarlamakta karşılığında da altın ve gümüş almaktaydılar.
geyikliBüyük Hitit Devleti’nin kurulmasından itibaren ise Anadolu’nun bu güçlü devleti Mezopotamya ile ilgilenmeye başlamış, I. Murşili Mezopotamya’ya sefer düzenleyerek Babil kentini ele geçirmişti(1595). Kral Telipinu Metninde bu olay şöyle anlatılmaktadır:
...Mursili...Halpa (Halep) üzerine yürüdü ve Halpa’yı yakıp yıktı. Halpa’dan aldığı tutsakları ve onların mallarını Hattusa’ya getirdi. Ondan sonra Babil’e yürüdü ve Babil’i yakıp yıktı...Babil’den aldığı tutsaklarla onların mallarını Hattuşaş’a götürdü.
Ancak Mezopotamya’da Hitit egemenliği geçici olmuştur. Uzun yıllar Mitanni egemenliğini kabul etmek zorunda kalan Asur kenti; 14. yüzyıl ortalarından itibaren Büyük Hitit Devleti’nin Mitanni Devletini zayıflatması ile yeniden önem kazanmaya başlamıştır. Büyük Hitit Devletinin hükümdarı I. Şuppiluliuma (1344-1322), Mitanni Devletini yenilgiye uğratır, ancak yok edemez. Asur Devletine karşı tampon devlet olarak varlığını korumasına izin verir. Karkamış kentini ele geçiren I.Suppiluliuma, küçük oğlu Piyassili’yi oranın beyi olarak atar. Piyassili, kral II. Arnuwanda, kral II. Murşili, Mısırlılar tarafından öldürülen katuvas-hitZannanza ve Halpa’ya (Halep) kral olarak atanan Telipinu’nun kardeşidir. Karkamış Beyi Piyassili (Şarri-Kuşuh), ağabeyi II. Murşili’nin hükümdarlığı döneminde, onun yanında Batı Anadolu’daki Arzawa seferine katılır. Arzava Devletine son verilerek yerine Batı Anadolu’da küçük beylikler kurulur. Piyassili, bir müddet sonra hastalanarak ölür. Piyassili’nin soyu Karkamış’ı yönetmeye devam eder.
1274’te Mısır hükümdarı II. Ramses ile Hitit hükümdarı Muwatalli arasında yapılan ünlü Kadeş Muharebesinde kesin bir sonuç alınamaz. II. Ramses zafer kazandığını iddia etse de, Hititler bu savaştan daha karlı olarak çıkmıştır. Sonuç olarak bu iki büyük devlet de bu savaştan yıpranarak çıkmıştır. Barış antlaşması, Muwatalli’nin kardeşi III. Hattuşili’nin döneminde bu hükümdarla II. Ramses arasında yapılır(1259).
1270 yılında Assur Kralı I. Şulmanu-aşared, Mitanni Devletinin Kralı II. Sattuara’yı yenerek bu devleti ortadan kaldırır. I. Şulmanu-aşared, Doğu Anadolu’daki Uruatri kabileleriyle de savaşır.Bu dönemde Orta Assur kralları, batıda Fırat nehrine, kuzeyde de Yukarı Dicle bölgesi ve Toroslara kadar olan alanı kontrol altına alırlar.
III. Hattuşili’nin oğlu IV. Tuthaliya (1237-1209), Amurru kralı ile yaptığı bir antlaşmada Asur Devletinden kendi ülkesine denk güçlü bir devlet olarak bahseder:
Ve bana eşit olan krallarla, Mısır kralı ile Babil kralı ile Assur kralı ile (silinmiş: ve Ahhiyawa kralı ile), ben majeste dost isem, sen de dost olacaksın. Eğer ben dost değil isem, sen de dost olmayacaksın.
Bu belge sayesinde Hitit, Mısır, Babil ve Assur Devletlerinin o dönemdeki büyük devletler olduğunu anlamaktayız. Metinde Hititler tarafından Ahhiyawa Devleti’nin adının önce yazılıp daha sonra silinmiş olması da ilginçtir.
Ancak iki ülke arasındaki barış dönemi kısa sürer. Assur Kralı I. Tukulti-Ninurta (1244-1208), IV. konu_buyuk_1Tuthaliya’yı yenilgiye uğratır ve Hititlerden 28800 esir alır. I. Tukulti-Ninurta yine bu dönemde Babil kralı IV. Kaştiliaş’ı yenerek bu kenti elegeçirir. Tanrı Marduk’un heykeli Assur’a getirilir. Kuzeyde de Nairi toplumları üzerine yağma amaçlı seferler düzenler. Dicle'nin doğusunda Kar-Tukulti Ninurta adını verdiği yeni bir başkent kuran I. Tukulti-Ninurta, oğlu tarafından öldürülmüştür. Yeni başkent de bu kralın ölümünden sonra terkedilmiştir.
Deniz Kavimlerinin (Şekeleş, Şardana, Ekveş, Turşa, Peleset, Denyen) İstilası sonucunda bütün Akdeniz dünyasında dengeler değişir(1200). Anadolu, Kıbrıs, Suriye, Filistin ve Yunanistan etkilenir. Bu dönemde Büyük Hitit Devleti yıkılır(1185/ 1178). Son Hitit hükümdarı (IV. Tuthaliya’nın oğlu olan) II. Şuppiluliuma’dır. Büyük Hitit Devleti’nin yıkılmasından önce Anadolu’da Kaska, Wilusa, Mira, Seha Nehri Ülkesi, Hayasa, Isuwa, Masa, Lukka, Karkisa, Hapalla, Pala, Tumanna Devletlerinin mevcut olduğunu biliyoruz. Tarhuntassa, Amurru, Ugarit, Alasiya (Kıbrıs) Halpa ve Karkamış beylikleri ise doğrudan Hitit Devletine bağlıydı. Zamanla Anadolu ve Suriye’de Geç-Hitit Devletleri (Karkamış, Tabal, Milid, Gurgum, Sam’al, Kummuh, Pattin, Keveh, Hilakku) ve Arami Beylikleri (Arpad = Bit-Aguşi, Bit-Bahiyani, Bit-Zamani, Bit-Adini, Bit-Halupe, Hama, Dimaşk = Şam, Hatarikka ) kurulur. Geç-Hitit Devletleri, Hitit Devletinin siyasal ve kültürel mirasçıları olmuşlardır. Hüküm süren krallar, Sapalulme (Suppiluliuma), Mutallu(Muwattali), Lubarna (Labarna) gibi isimler almışlardır. Asur Devleti de bu ülkelerin topraklarını Hatti Ülkesi olarak adlandırmıştır. Ancak bu dönemde Hitit çivi yazısı birdaha kullanılmaz olmuş, Luvi Hiyeroglif yazısı ise yoğun olarak kullanılmaya devam etmiştir. Geç-Hitit toplumvetarih_0012Devletlerinin nüfusunu ağırlıklı olarak Luviler olmak üzere, Hitit ve Hurri kalıntıları ile Aramiler oluşturuyordu. Ege Göçleri neticesinde Hitit, Babil’deki Kassit, Mitanni devletleri gibi teşkilat ve kültürce büyük devletler ortadan kalkmış, uygarlık gerileyerek karanlık bir çağa girilmiştir. Mısır Devleti de, Suriye ve Filistin bölgeleri üzerindeki egemenliğini kaybederek zayıflamıştır. III. Ramses, Balkanlar, Yunanistan, Batı Anadolu ve Akdenizin kıyı şeridini etkileyen bu büyük göç dalgasını yaratan toplumları yenilgiye uğratarak Mısır’ı istiladan korumuştur. III. Ramses, Medinet Habu yazıtlarında:
Yabancı ülkeler adalarında düzen hazırladılar. Birdenbire ülkeler ortadan kalktı ve kargaşa içinde dağıldı. Hatti’den, Kode’den, Karkamış’tan, Arzava’dan, Alasiya’ya hiçbir ülke, ordularının önünde duramadı. Amurru’da bir yerde ordugah kuruldu. Halkını perişan ettiler ve toprakları hiç varolmamışa döndü. Mısır’a doğru ilerliyorlardı. Konfederasyonları Peleset (PRST), Tjekker, Şekeleş, Denyen ve Weşeş birleşmiş topraklar konfederasyonuydu, demiştir.
Ancak hernekadar III. Ramses, Karkamış kentinin yıkıldığını belirtse de, Karkamış kenti yıkılmamıştır. Bu kentte I. Şuppiluliuma’nın küçük oğlu Piyassili’nin soyundan gelen krallar hüküm sürmekteydi. Assur Devleti ise bulunduğu coğrafi konumdan dolayı bu yıkımdan en az hasarla kurtulmuştu.Yine aynı dönemde Suriye’ye asırlarca sürecek olan Arami göçleri başlamış, Assur Devletini en çok uğraştıran bu Arami tehdidi olmuştu. Bu olaylar sonucunda Bronz Çağı sona ermiş, Demir Çağı başlamıştır.
Büyük Hitit Devleti’nin yıkılmasını izleyen yıllarda, Karkamış Devleti, Karkamış ve Milid’i kapsamaktaydı. Ayrıca Samsat’ın kuzeyinde, Fırat’ın doğu yakasında yer alan Lidar Höyük’te Karkamış kralı Kuzi-Teşup’a ait mühür bulunmuştur. Yaklaşık olarak M.Ö. 1164’de Assur Devleti, Alzi ve Kutmuhi memleketlerine sokulan Muşkilerle (Muşku) savaşır. Daha sonraki yüzyıllarda Assurlular, Phrygia Devletini de Muşki olarak adlandıracaklardır. I. Aşşur-reş-işi (1132-1115), Ahlamu Aramilerine karşı seferler yapmış, onları yendiğini yazıtlarında belirtmesine rağmen gerçekte onların yarattığı tehlikeyi önleyememiş ve Asur Devleti üzerinde Arami baskısı gittikçe artmıştır. I. Tukulti-apil-Eşarra (1114-1076), zamanında Assur Devleti’nin askeri ve siyasi bakımdan güç kazanmıştır. Bu kral, Milid şehri üzerine yürümüş ve şehri savaş yapmadan teslim almış ve haraca bağlamıştır. Ancak Assur Kralı geri çekilince, Milid Devleti vergisini vermemiştir. Bunun üzerine yeni bir sefer düzenleyen I. Tukulti-apil-Eşarra, Milid Kralı Allumari’yi teslim alır ve vergiye bağlar. I.Tukulti-apil-Eşarra, Büyük Hatti Kralı olarak adlandırdığı Karkamış Kralı II. İni-Teşup’tan da haraç alır. Bu adlandırma Karkamış’ın Geç-Hititler dönemindeki önemini belirtir. Aynı dönemde Kummuh’un başında bulunan Kili-Teşup esir edilmiştir. I. Tukulti-apil-Eşarra, 28 kez Fırat’ı aşarak Aramilerle savaşır. Kendisi bu savaşların başarılı olduğunu belirtse de, seferlerin hemen hemen her yıl yenilenmesi Arami tehlikesinin ortadan kalkmadığının bir kanıtıdır. I. Tukulti-apil-Eşarra, kuzeyde de Muşkilerle savaşır. Yazıtlarında Alzi ülkesinden güneye inen Muşkilerin 20 bin kişilik ordusunu yendiğini ve 5 Muşki Kralını esir aldığını belirtir.
Bundan sonra hızla zayıflayan Assur devletinin yeniden güçlenmeye başlaması II. Aşşur-dan (934-912) ve oğlu II. Adad-Nirari’nin (911-891) dönemlerinde gerçekleşmiştir. Bu yeni döneme Yeni Assur Dönemi adı verilmektedir. II. Adad-Nirari, Arami Bit-Bahiyani Devletini ele geçirir. Habur bölgesine seferler düzenler. Babil’i yenilgiye uğratan Assur orduları Dur-Kurigalzu ve Sippar’ı ele geçirir. 920’ye doğru Sam’al devleti Aramileşir. II.Tukulti-Ninurta (890-884) da Muşkilerle savaşır. Amedi’yi (Diyarbakır) başkent yapan Arami asıllı Bit-Zamani kabilesi üzerine sonuç alınamayan seferler düzenler. Savaşçı bir kral olan II. Aşşur-nasir-apli (883-859), M.Ö. 876-866 yılları arasında Amanos Dağlarına gelmiştir. Bu kral yıllıklarında, Amanos Dağlarına (Hamanu Dağı)çıkarak sedir, servi, ardıç ve çam kütüklerini kestirdiğinden ve bir stelini buraya diktiğinden sözeder. 870 yılına doğru Karkamış kralı Sangara, II. Aşşur-nasir-apli’ye vergi vererek, ülkesini istiladan korur. 866 yılında Kummuh Kralı Qatazilu ve Pattin Kralı Lubarna, Assur hükümdarı II. Aşşur-nasir-apli’ye vergi verirler. II. Aşşur-nasir-apli, genişleyen ülkesini Assur kentinden yönetemeyeceğini düşünerek daha kuzeyde Kalhu kentini başkent yapar. Kalhu’daki sarayının açılış törenine bir Karkamış elçisinin katılmış olması, Karkamış devletinin bağımsız olduğunun bir göstergesidir. Açılış törenine Milid’den gelen elçiler de katılmıştır. II. Aşşur-nasir-apli 882, 879 ve 866 yıllarında Güneydoğu Anadolu ve Yukarı Dicle bölgesine ilerler. Tuşhan’da (Üçtepe) bir eyalet merkezi kurulur. Bit-Zamani kabilesinin etkinliği azaltılır. Nairi krallarından vergi alır. Bit-Adini üzerine de 4 sefer düzenleyen II.Aşşur-nasir-apli, 877-867 yılları arasında Fırat’ın batısına geçerek, Akdeniz kıyılarına ulaşmış ve yazıtlarında silahlarını Akdeniz kıyılarında yıkamakla övünmüştür. Bu seferler sırasında Milid memleketini(Malatya) ele geçirmiştir. II. Aşşur-nasir-apli dönemindeki yazıtlarda Muşkiler üzerine yapılan seferlerden de sözedilmektedir.
Halefi III.Şulmanu-aşared (“III.Shalmaneser”, 858-824) ise 34 yıllık saltanatında en az 34 sefer gerçekleştirmiştir.
İlk Seferinin Güzergahı (858):
Ninua > Kummuh > Gurgum > Sam’al > Pattin
Bu sefer sırasında Gurgum kralı Mutallu’nun üzerine yürüyen III. Şulmanu-aşared, Lulubi’yi ele geçirmiştir. Kummuh kralı Qatazilu ve Gurgum kralı Mutallu, III.Şulmanuaşared’e savaşsız teslim olur ve Assur Devletine haraç öderler. Daha sonra Sam’al ve Pattin üzerine yürüyen III. Şulmanu-aşared, Sam’al kralı Hayanu, Bit-Adini kralı Ahuni, Pattin kralı Sapalulme, Que kralı Kate, Hilakku kralı Pihirim ve Karkamış kralı Sangara’yı yenilgiye uğratır. Amanos eteğinde bir stelini yaptırır. Kurkh Monolitinde bu olay şöyle anlatılır:
Hamanu (Amanos) sıradağlarından haraketle Arantu (Orontes/Asi) Irmağını geçtim ve Pattinli Sapalulme’nin müstahkem kenti Alisir’e yaklaştım. Pattinli Sapalulme hayatını kurtarabilme pahasına Bit-Adini kabilesinden Ahunu’yu, Karkamışlı Sangara’yı, Sam’allı Haiyanu’yu, Queli Kate’yi, Hilakkulu Pihirim’i, Iasbuqulu Burunate ve Iahanlı Adanu’yu müttefikleri olarak ordusunun içine aldı. Efendim Tanrı Aşşur’un emriyle onların birleşik darmadağın ettim. Kenti kuşattım, teslim aldım, ve değerli savaş ganimetlerini, sayısız savaş arabalarını ve koşum atlarını ülkeme taşıdım.
Bu savaş sonunda Assur Devleti; Pattin Devletinin Taia, Hazazu, Nulia ve Butamer şehirlerini elegeçirir. Assurlular, silahlarını törenle Akdeniz’de yıkarlar. Kral, Amanoslardan kereste elde eder ve bölgeye anıtını diker. 857 yılında Pattin, Sam’al ve Karkamış Devletleri; III.Şulmanu-aşared’e vergi vererek, bağlılıklarını bildirdiler. Assur Devleti için ekonomik önemi bulunan Sam’al ülkesinin kralı Hayanu’nun verdiği haraç listesinde, gümüşün yanında sedirin de bulunması dikkati çekmektedir. Arpad Devleti ve Fenikeliler de hediyeler sunarak bağlılıklarını bildirdiler. Fenikelilerin gönderdiği hediyeleri Balawat (İmgur-Enlil) Kapısına işleten III. Şulmanu-aşared, Sam’al, Belen Geçidi ve Al Mina’da üç adet zafer anıtı diktirir. III.Şulmanu-aşared zamanında Arami Bit-Adini devleti tümüyle Assur’a bağlanır. Başkenti Til-Barsip’in adı Kar-Şulmanu-aşared olarak değiştirilir(856). 853 yılında Halpa(Halep) kenti alınır. Anadolu, Mezopotamya ve Mısır üzerindeki bütün geçişler Kuzey Suriye üzerinden yapılmakta idi. Assurlular bu bölgenin denetimini ele geçirmek istiyorlardı. Karkar Savaşı’nda (853) Assur Devleti; Başta Musri (Mısır?, Kilikya’da bir devlet?), Iruleni komutasındaki Hama (Hamath), Arpad (Bit-Aguşi), Kral Ahab komutasındaki İsrail, Ammon, Gindibu komutasındaki Arap ve Kral Hadad-ezer (II. Ben-Hadad/Adad-İdri / II. Bar Hadad) komutasındaki Dimaşk (Şam) Devletlerinin bulunduğu 11 ülkeden oluşan bir koalisyon ile savaştı. İki tarafında çok ağır kayıp verdiği bu savaşta, III. Şulmanu-aşared’in zafer kazandığı iddialarına rağmen, bir sonuç alınamadı. Assur ilerlemesi birkaç yıl için darbe yedi.
853 yılında Karkamış kralı Sangara, Milid kralı Lalli, Gurgum kralı Qalparunda (Halparutas) ve Kummuh Kralı Kundaşpi, Assur’a haraç öder. 851 yılında Kalde isyanı bastırılır. 849 yılında III.Şulmanu-aşared, Fırat Irmağını yeniden geçerek, Hama (Hamath), Şam (Dimaşk), Karkamış ve Arpad Devletlerine saldırır ve onları mağlup eder. Ertesi yıl (848) III. Şulmanu-aşared, Karkamış ve Arpad Devletlerine tekrar saldırır ve yine mağlup eder.845 ve 841 yıllarında da Suriye’ye seferler düzenlenirse de bir sonuç alınamaz. III. Şulmanu-aşared, 848, 844, 842, 840, 837 ve 833 yıllarında Amanos Dağına yine seferler düzenler. Bu seferler sonucunda III. Şulmanu-aşared, Pattin Devletinden vergi alır. Sedir ve servi ağaçlarından ordusu için gerekli olan kereste temin eder. III. Şulmanu-aşared diktirdiği yazıtlarda, Amanos Dağlarını yedi kez geçtiğini belirtir. III.Şulmanu-aşared, 844 yılında Urartulara karşı ve vergisini ödemeyen Milid Kralı Lalli’ye karşı bir sefer düzenler. Lalli, Assur kralına hediyeler vererek ülkesini istiladan kurtarır. III.Şulmanu-aşared Fırat nehri kenarına krallık tasvirini diktirir. 840 yılında Urartu Devletine karşı yine bir sefer düzenlese de başarılı olamaz.
Danuna (Keveh) Devletinin işgali altında bulunan Sam’al kralı Kilamuwa, Assur Devletinden yardım ister. III. Şulmanu-aşared, Keveh Seferlerini başlatır. Keveh Kralı Kate, Asurlularla savaşır. III. Şulmanu-aşared’in Birinci Keveh Seferi ile (839), Keveh’de ilk Assur İstilası gerçekleşir. Keveh kralı Kate’ye ait Kisuatni, Lusanda ve Abarnani adlı şehirler ele geçirilir. 838 yılında III. Şulmanu-aşared, Fırat’ı yeniden geçtiğini, Hatti ülkesinin tümünden haraç aldıktan sonra Tabal ülkesine indiğini, kral Tuatti’nin şehirlerini yakıp yıktığını anlatır. Bu dönemde Tabal Ülkesi, 24 yerel krallıktan meydana gelen bir konfederasyondur. III. Şulmanu-aşared, İkinci Keveh Seferine çıkar(837). Keveh kralı Kate mağlup ve esir edilir. Kate, kızını Assur kralına vererir ve Assur Devletine bağlılık gösterir. Timur ve Pahri şehirleri tahrip edilir. III. Şulmanu-aşared, aynı yıl Tabal’a gene bir sefer düzenler ve Tabal ülkesi kralları kendisine sunduğu hediyeleri kabul eder. Bir yıl sonra (836) aynı ülke üzerine yeni bir sefer düzenler. Bu sefer sırasında Fırat’ı geçerek, Milid ülkesinden de haraç alır. 835 yılında III. Şulmanu-aşared, Fırat nehrini bir kez daha geçer ve Milid kralı Lalli’nin elindeki Uetash şehrini fetheder. Milid ülkesi; Assur, Urartu ve Batı Anadolu’nun kesiştiği bir noktada olduğundan, Geç-Hitit Devletleri döneminde büyük önem taşımıştır.Kuzey Suriye’yi Anadolu’ya bağlayan yollar buradan geçiyordu. Bölgede demir ve bakır yatakları bulunuyordu. 834 yılında Üçüncü Keveh Seferi'ni düzenleyen III. Şulmanu-aşared’in, Dördüncü Keveh Seferinde (833), bölgenin yerel krallardan Tulli’nin kraliyet şehri Tanakum kuşatılır. Tarsus (Tarsa/ Tarzi) fethedilir, başına Kate’nin oğlu Kirri geçirilir. Keveh ülkesine yapılan seferler, askeri ve politik gerekçelerin yanında, sedir ağacı temin etmek gibi ekonomik bakımdan da önem taşıyordu. Assurlular bu seferlerle Akdeniz ticaretini tehditlerden kurtardıkları gibi Toroslarda bulunan gümüş ve mermer yataklarının kontrolünü de sağlıyorlardı. Keveh ülkesi, Tabal ülkesine düzenlenen seferler için bir üs durumundaydı. 832 yılında Dimaşk (Şam) kuşatılırsa da alınamaz. 832 yılından sonra Assur devletinin batıdaki seferleri kral yeri ordu komutanı (turtanu) Dayyan-Aşşur tarafından yönetilir. 829 yılında Pattin Kralı II. Lubarna, Surri tarafından devrilir ve öldürülür. III. Şulmanu-aşared, Surri’yi öldürtür ve kendi adamı Sasi’yi, Pattin Kralı yapar. Bu dönemden sonra Pattin Devleti hızla Aramileşerek “Unqi” adını alır. Aynı yıl Asur Devleti, Tabal üzerine yeni bir sefer düzenler. III. Şulmanu-aşared’in son dönemlerinde, eyalet valileri yönetim bölgelerinde yerel krallar gibi davranmaya başlamışlardı. Bu durum Asur devletinin, bu eyaletler üzerindeki kontrolünü zayıflatmıştı. Bu ortam dan yararlanan ve tahtı ele geçirmek isteyen III. Şulmanu-aşared’in kardeşi Aşşur-danin-apla’nın önderliğindeki isyana 27 büyük kent katılmıştı. III. Şulmanu-aşared öldüğünde (824) bile isyanlar henüz bitmemişti. Bu dönemde toplanamayan vergiler ve çevre krallıklardan alınamayan haraç ve ganimetler nedeniyle ekonomi gittikçe kötüleşmişti. III. Şulmanu-aşared’in ölümüyle Assur Devleti yüzyıllık bir duraklama dönemine girer. V. Şamşi-Adad (823-811), Nairi ve Babil’e seferler düzenlemiş, Kuzey Suriye’de kaybedilen toprakların bir bölümü yeniden kazanılmakla birlikte, devletin zayıflaması sürmüştür. Bu dönemde Sam’al kralı Kilamuwa, Danuna (Keveh) saldırısına karşı V. Şamsi-Adad’ı yardıma çağırır. III. Adad-nerari(810-783) tahta çıktığında henüz çocuk yaştaydı. Hükümdarlığının ilk beş yılında naip olarak üleyi yöneten annesi Şammuramat, daha sonra da ülke yönetiminde etkili olmuştu. Yunanca Semiramis olarak bilinen Şammuramat, Herodotos Tarihi’nde bu adla anılır. Hamath-Arpad sınırı belirlenir. Daha sonra Assurlular Arpad’a saldırır. 808 yılında Bit-Bahiyani’nin başkenti Guzana elegeçirilir ve burası bir eyalet haline getirilir. MÖ 805 yılında III. Adad-nerari, aralarında Gurgum Kralı Palalam oğlu Qalparunda’nın da bulunduğu sekiz kralın oluşturduğu bir ittifakı yener. Kummuh-Gurgum sınırını, Kummuh Kralı Uspilulume lehine düzenler. Assur Devleti zayıflarken, kuzeydeki Urartu Devleti güç kazanmış ve bütün Doğu Anadolu’ya hakim olmuştu. Milid ve Kummuh krallıkları bu dönemde Urartu Devleti tarafından haraca bağlanmışlardı. Urartu Devleti kral Minua (MÖ 810-786) ve oğlu kral I.Argişti’nin (786-764) yönetiminde en parlak dönemini yaşıyordu. Malazgirt(Manavazkert/ Manzikert) kenti adını kurucusu Urartu kralı Minua’dan almaktadır. Minua, Milid ülkesine karşı bir sefer düzenler. 796 yılında Assur’a karşı oluşturulan bir ittifakta Gurgum Krallığı yine yer almıştır. Yine aynı yıl Dimaşk(Şam) kralı Bar-Hadad, Que, Unqi, Gurgum, Sam’al, Milid ve Arpad Krallıkları; Hamath (Hama) kralı Zakkur’a karşı bir ittifak oluşturur. Ancak bu savaşı Hamath kralı Zakkur kazanır. Zakkur döneminde Hamath krallığı hızla Aramileşir. MÖ 782 yılında Urartu kralı I. Argişti, Milid kralı Hilaruada’yı yenilgiye uğratır. Urartu Devleti bu savaş sonunda Tabal Devleti ile sınırdaş olur. III. Adad-nerari’den sonra gelen üç kral döneminde de Assur Devleti gerilemeye devam etmiş, kral V. Aşşur-nirari ve tüm ailesi çıkan bir isyanda öldürülmüştür(MÖ 746). Urartu Kralı II.Sarduri (MÖ 764-735) de yine aynı Milid kralı Hilaruada’yı yenilgiye uğratmıştır. II.Sarduri, Milid seferinden sonra Kummuh üzerine yürüyerek Kummuh kralı Kuştaşpi’ye boyun eğdirmiştir. Urartular da, yenilgiye uğrattıkları Geç-Hitit Devlerini vassal hale getirmişler ve onlardan ağır vergi ve haraç almışlardır. Karkamış Krallığının başına da Urartuların desteği ile Yariris geçer. Yine bu döneme ait Halep’te ele bulunmuş bir stelde Karkamış Kralı Kamanis için: "Karkamış ve Malizi şehirlerinin yöneticisi" olarak bahsedilir. Malizi, Malatya’nın (Milid) diğer bir adı olduğu için, bu dönemde burada Karkamış egemenliği söz konusudur. Assur Devletini Ön Asya’nın en önemli siyasi gücü haline getiren III. Tukulti-apil-Eşarra ("Tiglatpileser", 745-727), 743 yılında Urartu Devletini ve müttefiklerini (Tabal kralı Wassusarma, Gurgum kralı Tarhulara, Milid kralı Sulumal, Kummuh kralı Kuştaşpi, Keveh kralı Urukki, Arpad kralı Mat’ilu, Karkamış kralı Pisiris), Kummuh ülkesindeki Halpa’da (Adıyaman-Gölbaşı) yapılan savaşta yener. 73 bin esir alınır. Kummuh kralı Kuştaşpi, Assur hakimiyetini tanır. Milid kralı Sulumal, Gurgum kralı Tarhulara ve Kummuh kralı Kuştaşpi affedilir. Savaştan önce bu koalisyon, kendileriyle birlikte hareket etmeyen Sam’al kralı Barşur’u öldürtmüşlerdi. Koalisyonu dağıtan Assur kralı, Sam’al krallığının başına II. Panamuwa’yı getirir. Ancak ondan da haraç alır. Geç-Hitit Devletleri böylelikle Assur’un üstünlüğünü kabul eder. Ayrıca bu ittifakta Unqi’nin yer almaması bu devletin Assur yanlısı olduğunun bir göstergesidir. Halpa yenilgisi Urartu Devleti’nin Doğu Akdeniz ve Kuzey Suriye ticaretinden ve bölgenin maden kaynaklarından yoksun bırakmıştır. Özellikle Karkamış üzerindeki Urartu etkisi kırılmış ve bu ülkenin kralı Pisiris, Assur’a vergi vermeyi kabul ederek ülkesinin devamını sağlamıştır. Arpad’ı kuşatan III. Tukulti-apil-Eşarra, bu kenti ele geçirir(741). Böylelikle Bit-Agusi devleti sona erer. Böylelikle yalnızca haraç almaya yönelik eski politikalar terkedilmiş, ele geçirilen bölgeler doğrudan Assur eyaleti haline getirilmeye başlanmıştır. Unqi kralı Tutamnu’nun vergi vermeyi reddetmesi üzerine Assurlular bu bölgeye sefer düzenler. Unqi Devleti, Assur Egemenliğine boyun eğer ve bir Assur eyaleti haline getirilir(738).

Urartular

Urartular (Urartuca: Biainili), Başkenti Tuşpa (Van) idi. Urartu Devleti en güçlü döneminde (MÖ 8.-7. yüzyıl), günümüzdeki Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran, Irak'ın küçük bir bölümü ile kuzeyde Aras Vadisi'ne egemendi.

urartular haritası

Coğrafya

Devletin başkenti Doğu Anadolu'da Van Gölü'nün doğu kıyısında yer almaktaydı; daha geç goksunaz_tuspa[1]dönemlerdeki adı 'Tosp', Urartucadaki 'Tuşpa' adının Ermeniceleşmiş halidir.[kaynak belirtilmeli] Van Gölünden 1625 metre yüksekte olup Urmiye Gölü'nden 336 metre daha yukarıda yer almaktadır. 3400 ve 5000 km²'yi bulan alanlarıyla her iki gölde Anadolu-İran bölgesinin en büyük gölleridir. "Deniz" olarak da değerlendirilirler. Asurlar (Aşurlar, eski Asurlar)'ın coğrafi metinlerinde Van Gölü'nden "Nairi'nin Yukarı Denizi", Urmiye Gölü'ndense "Nairi'nin Aşağı Denizi" olarak söz edilir. Bugün dahi Urumiye Gölü'nün Farsça'sı "Deryeça" yani "Küçük Deniz" anlamındadir. Urartu yerleşim bölgesinin sınırlarını, batıda Karasu-Fırat, kuzeyde Kuzey Ermenistan dağları, doğuda İran Azerbaycan'ındaki Savalan Dağları, güneyde ise Zagros Dağları'yla birleşen Doğu Toroslar oluşturur. Efsanevi Ağrı Dağı bu dağlık bölgenin orta noktasındadır. İncil'deki masoretik ünlüleştirmeden ötürü bu dağ, Urartu adının "R R T" ünsüzleriyle yazılması sonucu "Ararat" adını almıştır. 5165 metrelik yüksekliği ile Büyük Ağrı Dağı, Kafkasya'nın güneyindeki en yüksek dağdır. Küçük Ağrı Dağı, Tendürek, Aladağ, Süphan Dağı ve Nemrut Dağı gibi genelde 3000 metreyi geçen diğer dağların çoğu Van Gölü yakınlarında yer almaktadır

Tarih

Tevrat'ta Ararat olarak bahsedilmektedir. Daha sonraları Asur yazıtlarında Uruatri biçiminde rastlanır. Bu belgelerden anlaşıldığına göre MÖ 13. yüzyıl ile 9. yüzyıl arasında Uruatri ve Nairi gibi toplumlar images (1)Doğu Anadolu'da beylik ve aşiretler halinde yaşamaktaydılar. MÖ on üçüncü yüzyılda Urartu'ların tek bir devletten oluşmadığı ve daha ziyade değişik kabilelerden oluşan bir konfederasyon şeklinde yönetildikleri varsayımı kralların sözlerinden anlaşılmaktadır. Demir Çağına girilmesiyle birlikte demir silahların askerî alanda kullanılmaya başlanılmasıyle birlikte askerî başarılar hızlandı. Böylece yüzyıllardır süregelen birleşme süreci neticesinde MÖ 858-856 yıllarında Asurluların Kral III. Şalmaneser komutasında Urartu içlerine yaptığı akınlar neticesinde Urartu Aşiretleri arasındaki birleşme süreci hızlandı ve yaklaşık MÖ 844 yılında Van Gölü kıyısında Tuşpe'de I. Sarduri'in idaresi altında birleşme gerçekleştirilerek Urartu Krallığı ortaya çıkmış oldu. İlk Urartu yazıtı ve Van Kalesi'ndeki ilk anıtsal mimari bu krala aittir. MÖ 7. yüzyıldaki en güçlü krallardan biri olan II. Rusa'dan sonra ise gittikçe zayıflamıştır. MÖ 7. yüzyıldaki İskit ve Med akınları Urartu'ya büyük zarar verdi. Ayrıca Babiller Tarih kaynaklarında da İskit akınlarının Urartuları zayıflattığı desteklenir. M.Ö. 612'den itibaren herhangi bir etki gösteremeyen Urarular, M.Ö. 590 yılında İran'dan gelen Medler tarafından yıkıldı. Bölgenin adı, 6. yüzyılın sonlarıyla birlikte Ahameniş kaynaklarında Urartu yerine Armina olarak geçer. Urartu krallarının sıradüzeni ve tarihlendirilmesi, daha iyi belgelendirilmiş Asur kralları listesi ile kurulabilen paralellikler yardımıyla sağlıklı hale getirilebilmektedir

Dil ve Yazı

argistiYillik_analleriUrartuların kullandığı dil ile Hint-Avrupa dil ailesi (misâl Ermenice, Zazaca, Farsça) ve Sami dil ailesi (Aramca, Arapça) arasında hiçbir bağ yoktur. Urartuların konuştuğu dil Hurrice ile ayni kola ait olup büyük akrabalık içermekte ve en çok Kuzeydoğu Kafkasya Dil ailesi (Çeçence) ile benzerlik göstermektedir. Ancak akrabalık dereceleri daha kesinlik kazanmamıştır. Ata torun ilişkisinden bahsetmek için henüz çok erkendir. Yaşayan diller arasında en çok ortak kelime Urartuca ile Kuzeydoğu Kafkas dilleri arasındadır, toplam bilinen 350 Urartuca kelime kökünden 169'u.
Yazı olarak kendine özgün bazı karakteristlik özellikler gösteren çivi yazısı ve bazı anıtsal yapılarda ise hiyeroglif kullanmışlardır. Urartu Devleti çivi yazısını ve Hitit hiyeroglif yazısını kullanmışlardır. Urartular'ın devletler arası yazışmalarda Asur dilini sıkça kullandıkları ele geçirilen çivi yazılı kraliyet metinlerinden anlaşılmaktadır. M.Ö. VII. yüzyıla ait olup Kral II. Rusa tarafından bazı idari yazışmalarda kullanılmış tabletler kale içinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Urartuca yazılı tabletler Alman dil bilgini Johannes Friedrich tarafından günümüze tercüme edilmiştir.

Din ve Tanrılar

208909Van / Mehr Kapısı (Mağara Tapınağı) anıtındaki yazıta göre, Urartuların inandığı, kutsadığı ve adlarına belirli dönemlerde kurban kestiği 79 tanrı, tanrıça ve tanrısal özellik bulunmaktadır. Bunlardan ilk üç sırayı Haldi, Teişeba ve Şivini paylaşır. Haldi - (Eşi Bagbartu / Bagmaştu / Arubani) Urartuların baştanrısı idi. İsim olarak kökeni 13. yüzyıl Asur yazıtlarına kadar inmektedir. En büyük tapınağı Musaşirin'de idi. Teişeba (Fırtına tanrısı) Hurri kökenlidir ve Hititlerde Teşup ile aynı tanrı olmalıdır. Şivini de (Güneş tanrısı) olup Hurri kökenlidir. Hititler'deki Şimegi'nin karşılığıdır. Urartular büyük merkezlerde tanrıları için kule tipi tapınaklar ve açık alanlardaki kayalara kapı görünümlü kutsal nişler yapmışlardı

İbadetler

Urartu tanrıları için ritüeller eşliğinde kurbanlar kesilmesi esasına dayanmaktadır. Kurbanlar koyun, urartinek, ve sığır olarak çeşitlilik arzeder ve Urartuların 79 tane tanrılarından her bir tanesi için kaç tane koyun / sığır kesileceği belirlenmiştir. Ayrıca devletin başkenti olan Tuşpa için de kurban kesilmekteydi. Kesilen hayvanların kanlarının Van Kalesi'nde ki bir meydanda toplanması için drenaj kanalları inşaa edilmişti. Araştırmacı bilimadamları benzer kanallardan diğer yerleşim site ve şehirlerinde de keşf etmişlerdir. Kesilen hayvanların yaşlarının ortalama iki günlük olacak kadar çok genç oldukları anlaşılmıştır. Blur-Karmir (Kızıl-Tepe) mevkîinde yapılan araştırmalar sırasında dört binin üzerinde kurban edilmiş hayvan külleri bulundu. Alman arkeologların Rusahinili (Toprak-Kale) mevkîinde yürüttükleri araştırmalar neticesinde hayvan kemiklerinin arasında bazı çocuk kemiklerininde bulunmasıyle insan kurban etme adetinin de Urartuların gelenekleri arasında olduğu sonucuna vardı. ?aldi'nin onuruna çocukların nasıl kurban edileceğini ve hangi ritüellerin uygulanacağını açıklayan bir kil tablet ele geçirilmiştir.

Cenaze Törenleri
00024951Cenaze töreni bölgeler arasında farklılıklar göstermektedir. Araştırmacılar Urartu kültürünün karakteristik bir cenaze töreni olmadığını ve defin törenlerinin değişiklik arzetttiğini saptamışlardır. Mezarlar içinde yakılan cesetlerin küllerinin yanı sıra bilezik, kemer, ve bronz eşyalar da bununmuştur. Bu bulgulardan Urartuların ölümden sonra bir yaşama inandıkları sonucuna varılmıştır. Bir yerleştirilen kül Cesetlerinin yakılması ardından Urn gibi yerlerde toprağa gömüldükleri, bazen de, küllerin saksılar içine doldurulduktan sonra saklandığı anlaşılmıştır. Urartular'da şeklinde yaygın cenaze şekli cesetlerin yakılması idi. Bu yöntem öncelikle saraylarda krallara yapılan törenlerde uygulanmaktaydı. Tuşpa'da kral küllerinin saklandığı mağaralar bulunmuştur. Van Kalesi'nde Kudüs ve Frig mezarlarına benzer kaya mezarlar ortaya çıkarıldı. Mısır antik mezarların inşası ile benzerlikler cenaze törenlerinin çok kültürlülük arzettiğini kanıtlar niteliktedir.

Siyasal ve Kültürel İlişkiler

çizim 18Urartu tarihinin önemli bir bölümü güneydeki büyük düşman Asur ile mücadeleye odaklanmıştır. Ayrıca Menua döneminden itibaren kuzeyde yerel Diauehi Krallığı Erzurum çevresinde ve mahalli beylikler üzerine, güneybatıda Hate (Malatya çevresi), güneydoğuda ise Kuzeybatı İran’a; I. Argişti döneminde Hate - Tabal (Tuate'nin ülkesi); II. Sarduri Melitia, Qumaha (Adıyaman bölgesinde) ve kralı Kuştaşpili; II. Rusa ise Hate, Halitu ve Muşki üzerine sefer yapmışlardır


aslanbashlibilezikUrartu Krallığı'nda çivi yazısı, yıllık sefer yapma, ölçü sistemi, kralı unvanlar, stel dikme, savaş taktikleri, nüfus nakilleri, resim, süsleme ve kabartma sanatı gibi uygulamalar, Asur etkili olarak gelişmiştir. Mimari, sorguçlu miğferler, kazanlardaki siren eklentileri, hiyeroglif yazısı, yakarak gömme, fildişi sanatı gibi dallar ise Kuzey Suriye'den etkiler almıştır. Bronz levhalar üzerindeki bezemelerde Asur etkisi yanında Geç Hitit izleri de görülmektedir. Bütün bu etkiler Urartu insanı ve zorlu coğrafyasıyla bütünleşerek yeni biçimler almış ve Urartu sanatını oluşturmuştur.


Urartu Kralları Listesi

Madde madde sırasıyla Urartu Kralı -   Kullandığı Türev İsimler -   Babasının Adı -   Hükümdarlık Süresi
( M.Ö. ..)    Açıklamalar    Urartu Kralının Saltanat Dönemine Rastlayan ( MÖ ..) Asur Hükümdarlarının İsimleri
Aram    Arame, Aramu, Arama        MÖ 859 —  MÖ 844    Urartu yazıtlarında bahsedilen ilk Birleşik Ararat Devleti'nin kralı.    II. Ashur-Natsir-Apal (883 — 859)
Lutipri            MÖ 844    I. Sarduri'nin babası olup, Urartu kraliyet hanedanı başlatan şahıs olmuştur. Kendisinin hükümdar olup olmadığı belirsizdir.    III.   Şulmanu-Aşared (III.  Salman-Asar, MÖ 858 —  MÖ 824)
III.  Salman-Asar, ( III.   Şulmanu-Aşared, MÖ 858 —  MÖ 824)
I. Sarduri    Siddur,
I. Seduri,
I. Sarduri    Lutipri oğlu    MÖ 844 — MÖ 828    Lutipri'nin oğlu ve Urartu Krallığı hanedanının kurucusu olup, Tuşpa'yı Urartu Devleti'nin başkenti yapmış ve böylece Urartu ordusunu güçlendirmiştir.
İşpuhini    İşvuin    I. Sarduri oğlu    MÖ 828 —  MÖ 810    Urartu'da kuvvetli merkezî bir din oluşturabilmek için Asurlular'a karşı direndi. Dinî bir cazibe merkezi konumunda olan Musaşirin (Ar-Di-Ni) Antik Ketini Urartu topraklarına katarak, Urartu'yu bir dinî inanç merkezi haline dönüştürdü. Böylece Urartu baş tanrısı olarak kabul edilen Haldi'ye olan inancın pekiştrilmesini sağladı. Musaşirin'de bulunan Urartu çivi yazısını geliştirdi. Ayrıca, Urartu onun idaresi zamanında daha ma'mur hale gelmeye başladı.
V. Şamşi-Adad (V. Şems-î Adad (Güneş Tanrısı) MÖ 823 —  MÖ 811)
III. Adad-Nirari (MÖ 810 —  MÖ 805)
Menua    Mina    İşpuhini oğlu    MÖ 810 —  MÖ 786    MÖ 820 - 810 yılları arasında babası İşpuhini ile Eş-Naiplik görevini yürüttü. Urartu sınırları genişletilerek ekonomisi geliştirildi. Devrinde birçok sulama kanalları ve yollar inşa edildi. Geliştirdiği sulama kanalları projeleri ve inşa ettirdiği yollardan Urartu topraklarının tüm sathına yayılan bir ağ inşa etti.
Şammuramat (Şamiram / Semiramis; Asur Kraliçesi ve Tanrıçası: V. Şamshi-Adad'ın karısı ve III. Adad-Nirari'nin annesi olup oğluna Naiplik yaptı ve daha sonra da Asur tanrıçası olarak siyasî yaşamda büyük bir rol oynamağa devam etti; MÖ 805 —  MÖ 783)
I. Argişti        Menua oğlu    MÖ 786 —  MÖ 764    I. Argişti iktidarı döneminde Urartuların askeri ve ekonomik güçleri doruk noktasına erişti. Batıda ülkenin sınırları genişletilerek Asur ticaret yolları üzerinde kurulmuş yerleşim birimleri ve Transkafkasya'daki Erebuni kalesi Urartu topraklarına dahil edildi. Geliştirdiği sulama kanalları ve yollardan Urartu Krallığı sathında bir ağ inşa etti.
IV. Şulmanu-Aşared (IV. Salman-Asar; Salman / Patron / Şulman;  IV, M.Ö. 783 —  M.Ö. 772)
III. Aššur-Dan (Güçlü Asur Kralı, 772 — 755)
II. Sarduri    II. Siddur, II. Seduri, II. Sarduri    I. Argişti oğlu    M.Ö. 764 — 735    Batıdaki Urartu sömürgeleri ve III. Tiglat-Pileser'e karşı girdiği savaşı kaybetti ve muhtemelen de savaşta hayatını kaybetti. Bu yenilgi Urartu gücünün bölgede azalmasının başlangıcı oldu.
Aššur-Nirari V ( Asur'u Kurtarmak için Gelen Kral M.Ö. 754 —  M.Ö. 745)
III. Tukulti-Apil-Ešarra (III. Tiglatpalasar , III. Tukulti-Apal-Eşarra Eşarra Varisi M.Ö. 744 — M.Ö. 727)
I. Rusa        II. Sarduri oğlu    M.Ö. 735 —  M.Ö. 714    Acemice Asurlulara savaş ilân etti. Neticede Asur kralı II. Sargon başarılı bir seferden sonra Urartuların dinî merkezi olan Musaşirin'i fethederek yağmaladı. Bu yenilgilerden sonra I. Rusa bir hançer ile kendini bıçaklayarak intihar etti.
V. Şulmanu-Aşared ( V. Salman-Asar Salman / Patron / Şulman  ; M.Ö. 727 —  M.Ö. 722)
II. Šarru-Kinu (II. Şarrum-Ken, II. Sargon, Gerçek Kral, M.Ö. 722 —  M.Ö. 705)
II. Argişti        I. Rusa oğlu    M.Ö. 714 —  M.Ö. 685    Asurlular ile doğrudan çatışmaların önlenebileceğini ispatladı. İnşaatlar, yolllar, ve doğuda başarılı askerî harekâtlar yaptı.
Sin-Ahhe-Eriba (Sinahherib, M.Ö. 705 —  M.Ö. 681)
II. Rusa        II. Argişti oğlu    M.Ö. 685 —  M.Ö.?639    Ararat'ın batısına birkaç başarılı sefer düzenledi. Asurlular'ın zayıflamasını fırsat bilerek Urartular'a eskisi gibi zaferler yaşattı. Birçok yeni kaleler inşa etti. İktidarı döneminde Urartu başkenti Tuşpa içinden Rusahinili (Toprak-Kale)'ye taşındı.
Aššur-Aha-İddin (Asarhaddon, M.Ö. 681 —  M.Ö. 669)
Aššur-Bani-Apli (Aššurbanapal, Aššurbanipal, Ailein Halefi - Son Büyük Asur Kralı, M.Ö. 669 —  M.Ö. 627)
III. Sarduri    III.  Siddur, III.  Sardur    II. Rusa oğlu    M.Ö.?639 —  M.Ö.?625    Urartu gerileme dönemi hükümdârı olup, Asur kraliyet yıllıklarına bahsedilen son Urartu Kralıdır. III. Sarduri devrinde Kimmerler ve Medler yaptıkları akınlar ile Urartular'ı zayıflattılar, ve neticede Urartular Asurlular'a bağımlı bir devlet haline geldi.
Aššur-Etel-İlani (Tanrıların Gazisi, 627 — 623)
IV. Sarduri    IV.  Siddur, IV.  Sardur    III. Sarduri oğlu    M.Ö.?625 —  M.Ö.?620    Lutipri tarafından kurulan Urartu İktidar Hanedanı'nın son temsilcisidir. Erimene tarafından iktidardan devrilmiş olma olasılığı yüksektir. Böylece Erimen tarafından yeni bir hanedan başlatılmıştır.
Sin-Şumu-Lişir ( Mübarek Müreffeh Kral, M.Ö. 627 —  M.Ö. Kasım 626)
Sin-Şar-İşkun (Korkunç Kral, M.Ö. 623 —  M.Ö. 612)
Erimena    Erimen, Ermina        M.Ö.?620 —  M.Ö.?605    Yeni bir Urartu hanedanının kurucusu olmuştur.
II. Aššur-Uballit (Aššur-Etel-Şam-irsiti-Ubbalit-su (Göklerin ve Yerin Kahramanı), M.Ö. 612 —  M.Ö. 609)
Asur Devleti ortadan kalktı.
III. Rusa        Erimena oğlu    M.Ö.?605 —  M.Ö.?595   
IV. Rusa        III. Rusa oğlu    M.Ö.?595 —  M.Ö.?585    Bilinen son Urartu kralıdır. İktidarı döneminde yönetim merkezi Teişebaini'ye taşındı, merkezi otorite devlet sathında güç kaybetti ve Teişebaini'ye doğru büyük göçler yaşandı

Çanak-Çömlek Sanatı

Devletin kuruluşu ile birlikte ortaya çıkmış gözüken parlak kırmızı astarlı çanak-çömlek grubu yönetim merkezi ve önemli Urartu kalelerinde bulunmaktadır. Halkın ürettiği yöresel ve geleneksel mallar da kullanılmaya devam etmiştir

Arkeolojik Siteler ve Kazılarla İncelenmiş Önemli Merkezler

96580461bd8Tuşpa (Van Kalesi)
Aşağı ve Yukarı Anzaf: Yukarı Anzaf’ta Haldi tapınağı, büyük depolar ve surlar
Çavuştepe (Sardurihinili): Büyük bir saray yapısı, Haldi ve Irmuşini tapınakları, depolar, atölyeler ve surlar
Toprakkale (Qilbani önündeki Rusahinili): Haldi tapınağı
Ayanıs (Eiduru önündeki Rusahinili): Tapınak, depolar, surlar, aşağı şehir
Karagündüz: Höyükte sivil yerleşme, mezarlıkta içinde 80’i imagesbulan sayıda gömü olan 9 oda mezar
Altıntepe: Başkent Tuşpa’nın mezarlığı
Dilkaya: Höyükte sivil yerleşme, mezarlıkta 3 sandık-oda mezar, küp mezarlar ve kum mezarlar
Altıntepe / Erzincan: Tapınak, yönetici yapıları, oda mezarlar
Habibuşağı (Tumeişki)/Elazığ: Sınır kalesi, mezarlar, en batıdaki Urartu yazıtı
Giyimli: Mezarlık ve giyimli ev planları mevcuttur
Kefkalesi: Saray, tapınak
Kayalıdere: Kale, tapınak, kaya mezarları
Iğdır: Mezarlık
Oşakan / Ermenistan
Arin-Berd (Erebuni)
Armavir-Blur (Argiştihinili)
Karmir Blur (Teişeba URU)
Horom
Bastam (Rusai URU.TUR)
Haftavan Tepe
Hasanlu
Yoncatepe akrpol ve nekropolü

Urartu Sanatıurartukralligi

0 Yorum:

Yorum Gönder

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!