İlk şapka kullanımının eski Mısır ve Yunan zamanında Teb şehrinde bulunan mezarlarda erkeklerin giydiklerine rastlanılmıştır. MÖ 3200 yılında Mısırda erkelerin başlarında tüyler, krallarının ise taçlar yada peruklar üzerine geçirilmiş bezlerin olduğu bilinmektedir. MÖ 3000 yıllarında Girit adasında yaşayan Minosluların başlarında uzun sivri tepeli şapkaları, Asurluların kendilerine özgün yuvarlar şapkarı vardı.
Eski Yunanistanda şapkayı yoksullar giyer ve o tarihlerde Petasos denirdi.
Eski Roma imparatorluğunda ise durum tam tersine şapkayı zenginler giyerdir. Yoksulların ve kölelerin giymesi yasak olan şapka, ancak kölelikten kurtulunca özgürlüğün simgesi olarak konik şapkları giyilirdi. Ortaçağda deri şapklarda takılmaya başlanmıştır. 11. yy ‘a kadar sürecek Hırıstiyan
geleneğinde kadınların başlarını örtmek için vual kullanılır, daha sonra vual yerini tepesi sivri kukuleta, boynu ve ouzları örten yüzü açıkta bırakan başlıklara dönülür.
Doğu toplumları şapkadan daha uzaktırlar ve genelde saçlarını süslemektedirler. MS 11 ve MS 13 yüzyıllarda yapılan haçlı severleri, doğudaki bu saç süsleme kültürünü Batıya taşınmasına neden olur. Batılı kadında saçını taş ve boncuklarla süslemektedir. 15.yy’da çeşitler ve renkler artmaya başlar. İngiltere kralı 8.Henry’nin portreleri 16.yy’da kral
şapkalarınında çeşitlendiği gösterir. Bu şapkalar ya büyük tüylü bereler yada büyük kenarlıdırlar. Kadınların kullandıkları vualler bu yüzyıldada görülmektedir. Yüzün iki yanına sarkakta olan sonraları başın arkasını da örten başlıklara gönüşecek buna da Fransız kukuletası adı verilecektir. 17.yy’da İngiliz şovalyelerinin kulandıkları şapkalara Sombrero denilirdi. Bunlar hem geniş kenarlı hemde tüylerle süslüdür. Yine bu yüzyılda bayan şapka moda evlerinin açılmaya başlanıldığını görürüz ilk 1529 yıllarındaki kayıtlarda Milan ve kuzey İtalyada hasır, şerit vb materyaller kullanarak şapka yapalara “Millaners” denilirdi.
O zamanlar çok moda olan bu şapkalar daha sonraları İsviçre ve İtalyan hasırlar yerini emitasyon hasırlara bırakmıştır. Günümüzde kullanılan bere yine bu devirlerde İtalyanlar ve Fransızlar tarafından yapılmıştır. Bunlar genelde kağıt, kuru ot ve at kılından yapılmıştır.
18.yy peruğun altın çağıdır. Kadınlar kule biçimde topladıkları saçlarını biblolarla süslerdi.
Fransız devrimi hem erkelerde hemde kadnlarda saçlarda bir sadeleşme getirmektedir.
Kadınlar dantel yada hasır şapkalar kullanırlar, büyük şapkalara ise siperlikler takılırdı. Erkeklerde silindir şapkalar yagın bir biçimde kullanırlırdı. 1860’da hasır, 1870’de melon şapkalar yaygınlaşır. 1890’da ise fötr’den yapılmış şapkalar moda olur ve yaygınlaşır. Hasır şapkaların en kalitelisi ise üç yüzyıl önce Avrupaya getirilmiş olan ve geldiği yerin adıyla anılan “Panama” şapkalardır. Bu şapkalar yapılış özelliklerinden çok dokumanın elle olması ve dokusundaki hasırın güneşe karşı dayanıkl olması ile ünlüdür. 19.yy’da kadınlar saçlarını türbanlar, torba bonelerle gizlerlerdi. Hasırdan şapkalarını kurdele ve fiyonklarla
süslerlerdi. 20. yy şapkalarına şekil veren ise I.Dünya Savaşıdır. Savaştan önce kunduz kürkünden yapılan büyük şapkalar, savaştan sonra yerini çan biçimde küçük şapklara bırakır. 1920’lerde kaşlarına kadar inen şapkalar, erkeklerde ise fötr ve melonlar gözdedir.
1950’lerde hazır giyim dünya modasında hızla yerini alırken şapkada ona uygun olarak değişim sürecine girmiş ve değişime uğramıştır. 1960’larda saçlar iyice açılmaya başlamış şapkanın yerini kuaförlerde yapılan boyalar ve yine kuaförlerde sıkılan saç spreyleri almıştır. Fakat bu akıda çok kısa sürmüş ve yerini doğallığa bırakmıştır.
Bugün günümüzde bay ve bayanlar şapkayı tercih ederken kullanımı kolay yağmur ve soğukta koruyucu, katlanabilir olmasına dikkat ediyorlar.
0 Yorum:
Yorum Gönder