Sebzelerin kalori ve protein değeri fazla değildir ama bunlar vücudumuz için gerekli; çeşitli madensel maddeleri, vitaminleri, enzimleri yani hayat için gerekli canlı maddeleri içerirler. Bu maddeler, diğer gıdaların çoğunda bulunmaz.
Sebze ve meyveler ne kadar çiğ ve taze yenirse faydaları o kadar çok olur. Eski insanların sağlıklı ve uzun yaşamış olmalarının nedenlerinden biri yiyeceklerini çiğ yemiş olmalarıdır.
Sebze ve meyvelerin her birinin çeşitli hastalıklar üzerinde etkisi vardır. Bu etkileri iyi bilmek, hastalıkla ilgili sebze ve meyveyi iyi tanımak ve ona göre beslenmek çok önemli bir husustur. Sebze ve meyveyi az yiyenlerde çeşitli hastalıklar daha çok görülür. Bunlar cılız, boysuz, dayanıksız ve kısa ömürlü olurlar. Her öğün çiğ bir salatanın sofrada bulunması büyük fayda sağlar.
Ispanak
ABD, daha çok ıspanak tüketiyor ve tüketimde ıspanak salatası başı çekiyor. Ispanak; demir yönünden zengin, koyu yeşil yapraklı, güzel tadı olan bir sebzedir. Diğer yapraklı sebzelere nazaran daha çok protein içerir. Salatada yenilen çiğ ıspanak harika bir lif kaynağıdır. Suyunu sıktığınızda besleyici değerinden tam yararlanırsınız.
Bol C vitamini ile soğuk algınlıklarına karşı dayanıklılık verir. Hemoroidlilere ferahlık verir. Ispanak; provitamin A, C vitaminleri, demir ve çeşitli enzimlerce çok zengindir. Bu maddeler, insanda bol kan yapar. Kemiklerin ve dişlerin sağlamlığını temin eder.
Ispanak suyu kalp adalelerini kuvvetlendirir. Özel enzimi ile pekliği giderir, bağırsak zehirlenmesini önler. Bağırsak yolunun temizlenmesinde ıspanak vazgeçilmez bir sebzedir. Kalp rahatsızlığı olanlar haftada 1-2 fincan taze sıkılmış ıspanak suyu içmelidir. Bu su, elma ve portakal suları ile karıştırılarak içilebilir. Ancak, ıspanak suyu, her zaman diğer sebze sularıyla karış tırılmamalıdır.
Karaciğeri, lenf bezlerini, kan dolaşımını uyarır. Hamile hanımlar bol ıspanak yemelidir. Çocuk kanlı-canlı doğar. Bu faydaları sağlayabilmek için ıspanağı çiğ yemeli veya suyunu çıkartarak içmelidir. Ispanak pişince özelliklerinin çoğunu kaybeder. Bu nedenle taze ıspanakları; çiğ olarak veya salata içinde yemeli veya suyunu çıkartıp içmelidir (Salatasına biraz limon suyu, elma sirkesi konabilir).
Ispanakta biraz fazla oksalat vardır. Bu nedenle kalp, damar sertliği, romatizma hastaları pek ıspanak yememeli. Az miktarda suyunu içmeli.
Körpe, parlak, yeşil yapraklı, kısa saplı ıspanakları arayın. Ispanağı suya bastırarak iyice yıkamalı ve çamurundan temizlemeli, sonra iyice durulamalı, tamamiyle kuruduğunda büyük plastik torbalar içinde birkaç gün buzdolabında muhafaza edebilirsiniz. Ispanak yemeği; pişirildiği gün yenilmelidir. Ertesi güne kalırsa bozulur, insana zarar verir, ishal yapar.
Fasulye
Taze fasulye, hem besleyici hem de şifa değeri fazla olan bir sebzedir. Vücudun çalışmasını, gelişmesini ve tamirini sağlar. Genç ihtiyar herkese uygundur. Pankreas bezesini, karaciğeri ve kalbi kuvvetlendirir. Albümin ve şekerde çok fayda verir.
Taze fasulyede inositol maddesi vardır. Bu madde kalbi ve böbrekleri kuvvetlendirir. Taze fasulye, pankreas bezesini ve karaciğeri kuvvetlendirir. Taze fasulyede oksalat vardır. Bu nedenle romatizması olanlar pişirme suyunu 1-2 defa değiştirerek yemelidirler.
Bezelye
Kansızlığı giderir ve pekliği geçirir. Taze bezelye; madeni madde ve vitaminlere ilave olarak özel bir alkoloidi ile kansızlık çeken insanlara çok fayda verir. Kan kanserine karşı koruyucu etkisi vardır. Açık tencerede, en iyisi toprak güveçte, bol suda pişirilen bezelye yemeği çok faydalıdır.
Bezelye, kolay hazmedilir ve selülozu ile bağırsakları çalıştırır, pekliği giderir. Müzmin pekliği olanlar, yaz kış bezelye yemelidir. Gıda değeri ve insana zarar vermeme bakımından taze bezelye, fasulyeden daha üstündür.
Bakla
Taze baklanın hazmı kolaydır. Gıda değeri fazla değildir. Her mideye uygundur. İdrar yollarını temizleyen faydalı bir sebzedir. Vücuda çeşitli madeni madde ve vitamin verir. Pişirirken biraz tarçın katılırsa gaz yapmaz. Bakla kartlaşmamış olmalıdır.
Sivri Biber
Biber, müthiş bir tat vericidir ve yeşil sulu olduğundan diğer sularla karıştırılmalıdır. Biberlerde; bol beta karoten ve C vitamini, nadir yiyeceklerde bulunan P ve K vitamini ve bazı alkoloidler bulunur. Bunlar, mideyi kuvvetlendirir, iştah açar ve mide tembelliğini giderir.
Biber, ayrıca silikon içerir ve bu yüzden tendinitisin sebep olduğu şişkinliği azaltmada faydalıdır, saçlara cilde ve tırnaklara çok iyi gelir.
Biber, sebze sularına son derece hakim ve belirgin bir tat katar. Havuç ve yeşillikler gibi başka bir sebzeyle karıştırmak için orta boy bir biberin sadece 1/4'ünün kullanılması yeterlidir.
P vitamini ile damarları yumuşatır, kanamayı önler; K vitamini ile kanın pıhtılaşma kabiliyetini artırarak kanamaları durdurur. Biber, yeşil halde çiğ olarak salatada yenir. Hazmı zordur. İyi çiğnenmelidir.
Sağlam, düz kabuklu biberleri alın. Çok fazla parlayanlar muhtemelen mumlanmışlardır. Bunlardan sakınılmalıdır. Biberleri buzdolabında saklayın.
Kabak
Besin değeri yönünden salatalığa benzer. Kabağın suyu; henüz körpe ve bolken yazın sıkılabilir. Vücuda gerekli sıvıları sağlayarak doğal bir serinletici ve susuzluk giderici görevi görür. Suyu hoştur. Havuç veya elma suyu ile karıştırılmalıdır. Ayrıca bir iç organ temizleyicisidir.
Büyük kabakların derisi sert ve içi kuru olur. Daha ufak ve körpe iken satın alın. Kabağı buzdolabında birkaç gün muhafaza edebilirsiniz. Aldıktan hemen sonra sıkarsanız en fazla besin değerini alırsınız.
Patlıcan
A vitamini, fosfor ve kendine has bazı esaslara sahiptir. Bunlarla sinirleri teskin eder ve kalp çırpıntısını giderir. Pankreas, karaciğer ve böbrekleri kuvvetlendirir. Bol idrar söktürür, vücuttaki fazla suyu dışarı boşaltır ve kilo verdirir. Şeker hastaları; patlıcan salatasından çok fayda görürler. Kansızlığa iyi gelir, kanı artırır. Kalbe sükunet verir.
Yenilecek patlıcanlar tam olgunlaşmış olmalıdır. Mevsim sonu; yarısı ham, olgunlaşmamış, uçları yeşil kalmış patlıcanlar solanin denilen kuvvetli zehir içerirler. Bunlar, insanda bulantı ve ishal yapar.
Patlıcan; en sağlıklı olarak kül veya ocakta pişirilip kabukları soyulmalı ve ince kıyılmalı; tencere de bol zeytinyağı ile kıyılmış bir soğan kavrulmalı ve üzerine patlıcan katılıp yenilmelidir. Patlıcanın sulu yemeği de yapılabilir. Mide, bağırsak, karaciğer hastaları iyileşinceye kadar patlıcan yememelidir.
Lahana
Daha çok etin yanında garnitür olarak bilinir. Pişen lahanadan, daha az besin alınır. Ayrıca pişen lahananın korkunç kükürt kokusu olur. Pişmiş veya haşlanmış lahana, vitamin ve minerallerin bir kısmını kaybeder, geriye inorganik kükürt kalır. Ölü sülfür midede genleşir ve genellikle aşırı gastrik sıkıntıya sebep olur.
Lahananın; sebze-meyve suları içinde önemli bir yeri olmalıdır. Tadını güzelleştirmek için lahana suyu; elma, havuç ve diğerlerinin sularıyla karıştırılmalıdır. Havuçtan sonra en faydalı bir sebzedir. Kansızlığı giderir, kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir.
Bol miktarda B, C ve E vitamini ve potasyum içerir. Şeker ve romatizma hastaları içinde çok faydalıdır. Bol arsenik, kükürt ve vitaminleri ile kanı temizler, cildi güzelleştirir. Bol idrar söktürür. Vücuttaki suyu ve zehirli maddeleri idrarla dışarı atar.
Lahanada U vitamini vardır. Sadece lahana çeşitlerinde bulunan bu vitamin mide ve bağırsakların iç yüzeyini korur, oralardaki yaraların iyileşmesini sağlar.
Beyaz göbek yaprakları, çiğ salata şeklinde yenilirse bronşları yumuşatır ve öksürüğü azaltır, pekliği giderir. Acil şifa için lahananın suyu kullanılmalıdır. Taze lahana sıkılır ve suyu bekletilmeden içilir.
Pişirme, lahananın şifa değerini azaltır. Pişerken, lahananın içine bir dilim kuru ekmek konursa kokusunu alır. Lahana; yaşlanmayı önleyici ve kalp krizine karşı koruyan bir mineral kabül edilen selenyumun kaynağıdır. Selenyum ayrıca sağlıklı görünüşlü bir cilt verir .Lahana ayrıca amino asit "glutamin" le doludur. Bunun, mide ülseri tedavisinde önemi büyüktür.
Dışarıdan sağlıklı görülen lahanaları alın. Dış yaprakları bozuk lahanaları almayın. Dış yaprak birçok besleyici maddeyi içerdiğinden bunları kullanmalı. Lahana, buzdolabında bir hafta veya daha uzun süre muhafaza edilebilir. Kışın soğuk bir odada birkaç gün kalabilir.
Karnabahar
Lahanadaki besin değerinin çoğuna sahiptir. Fosfat ve potasyum bulunur. İndol-3 karbonol içerir (Bunun kadınları göğüs kanserine karşı koruduğuna inanılmaktadır).
Karnabahar çiçek olduğu için; bol bol fosfor ve vitaminleri, bol E vitamini ve protein içerir. Bu maddeleri ile kalp rahatsızlıklarını giderir. Sinirleri ve beyni iyi çalıştırır, onların yıpranmasını önler.
Suyu; genellikle havuç ve maydanozla ya da elmayla karıştırılıp içilebilir. Pişmiş karnabahar, hoş olmayan hazımsızlığa neden olabilir. Çiğ haliyle de sindirilmesi güç olabilir. Karnabahar az suda haşlanıp salata şeklinde yenirse daha faydalı olur. Çok kaynatma etkisini azaltır. Haşlama suyu atılmamalı çorba şeklinde, içilmelidir. Zira faydalı maddelerin çoğu suyuna geçmiştir. Tansiyonu olanlar karnabaharı az ve seyrek yemelidir.
Düz,beyaz, fildişi arası renkte, sağlam, sıkı karnabahar arayın. Tomurcuğun etrafında açık yeşil yapraklar bulunmalıdır. Buzdolabında veya 1-2 gün içinde suyunu içecekseniz soğuk bir yerde saklayınız.
Brokoli
Havuçtakinden daha fazla beta karoten vardır. Bu nedenle yenilebilecek, suyu içilebilecek en iyi besinlerdendir. Beta karoten, güçlü bir kanser savaşçısıdır. Yemek borusu, mide, bağırsak kanserleri tehlikesini azaltabileceği söylenmektedir. Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebzedir.
Brokoli ayrıca; B1 ve C vitamini ile doludur. Yüksek miktarda kalsiyum, kükürt, potasyum ve selenyum maddeleri içerir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Sağlık kuruluşlarınca yenmesi tavsiye edilmektedir. Suyunun havuç ya da elma suyu ile karıştırılarak içilmesi de faydalıdır. Besleyici maddelerinden ve liflerinden tam yararlanmak için çiğ yenilebilir.
Sıkıca kümelenmiş tepeleri ve sarı tomurcukları olmayan başlar seçilmeli. Tepesiyle birlikte sapları sağlam ve hoş yeşil renkte yapraklı olmalıdır. Bayat brokolinin sapı; gevşek ve tahtamsı olur.
Pırasa
Pırasanın bol vitaminleri, mineralleri ve çeşitli nitritleri ile çok şifa verici özelliği vardır. Mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları, damar sertliği için faydalıdır. Pırasa yemeği, bağırsaklara yumuşaklık verir, pekliği giderir, hemoroidi olanlara ferahlık sağlar.
Pırasa çorbası, böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürür ve vücutta birikmiş üre asidi ve ürat tuzlarını dışarı atar. Pırasanın çorba ve yemekleri sinirleri kuvvetlendirir.
Enginar
Karaciğer ve kalbin en iyi dostudur. Kanı temizler, yorgunluğu giderir. Diğer zehirli maddeleri ve yorgunluk maddelerini idrarla dışarı atar. Böylece vücuda dinçlik verir, dinlendirir. Beyin yorgunluğunu çabucak geçirir. Kalp adalelerini kuvvetlendirir, onu rahatsız eden üre ve kolesterolü düşürerek kalbin rahat çalışmasını sağlar. Şeker hastaları içinde çok faydalıdır. Mide ve bağırsakları dezenfekte ederek ishalleri durdurur.
İyi bir enginar hacmine göre ağır ve pulları yanlara açılmamış olanlardır. Kartlaşmış enginar yenmez. Enginar pişirildiği gün yenilmeli, yemeği ağızda iyi çiğnenmelidir. Enginarın pişirme suyuna pirinç ve erişte katarak çok faydalı çorba yapılabilir. Pişirme suyuna tuz ve sirke katarak enginarın kararması önlenir.
Kereviz
Kerevizin hem yaprakları hem de başı yenir. İki kısmında, özellikleri değişiktir.
Yaprak kereviz
Yaprak ve sapları; bol vitaminleri ve çeşitli madeni maddeleriyle çok faydalıdır. Mideyi kuvvetlendirir ve iştah açar. İç salgı bezlerini ve özellikle vücutta çok çeşitli vazifesi olan böbrek üstü bezlerini çalıştırır. Sinir yorgunluğunu önler, zihni çalışanlara, sinir zaafiyeti olanlara çok yardımcı olur.
Kanı pisliklerinden temizler ve sivilcelerin geçmesine, yüzün pembe bir hal almasına yarar. Karaciğerin şişliğini giderir, onu yorgunluk maddelerinden temizler, sarılığı giderir. Böbrekleri çalıştırır, fazla suyu dışarı atar, böbreklerden kumu, taşı döker, şişmanları zayflatır. Kereviz suyu vücudu serinletir. Sıcak havalarda harika bir içecektir.
Baş kereviz
Böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürür. Üre ve ürat tuzlarını dışarı atar. Kalp yorgunluğu ve zaafiyeti olanlara şifa verir. Kalbi kuvvetlendirir. Böbrekleri, karaciğeri, akciğeri dezenfekte eder.
Kereviz ne kadar çiğ yenirse o kadar faydalıdır. Yeşil kısımlar ince doğranarak salata içinde yenilebilir. Baş kısımlar ise suyu çıkartılmak suretiyle çiğ alınabilir. Kervizde okzalat fazlacadır. Böbrekleri rahatsız olanlar yememelidir.
Sağlıklı yaprakları olan, sağlam, küpe kerevizleri seçin. Sapının ezik, çürümüş olması ve parlak görünmesi, kerevizin çok önce toplandığını gösterir. Kerevizi buzdolabında saklayın.
Semizotu
Kanama hastalıklarında ve peklikte çok faydalıdır. Kanı temizler. Bol idrar söktürür, kanı; üre ve benzeri pisliklerinden temizler. Sinir krizleri ve beyin yorgunluğunu geçirir. Böbrekteki kum ve taşı döker.
Şeker hastalarının susuzluğunu azaltır. Şişmanlara kilo verdirir. Semizotu, yeşil salata olarak yenirse faydası fazla olur. İyi çiğnenmelidir. Suda haşlanarak suyu ile birlikte yemek faydalıdır. Çiğ suyu çıkartılarak içilebilir.
Patates
Patates; Avrupa ve ABD'de mutfağın baş köşesindedir ve müthiş miktarda tüketirler. Besleyici maddelerinin çoğunluğu kabuğunun hemen altında ya da yakınındadır. Bu nedenle patates; kül veya buharda pişirildikten sonra soyulmalıdır, çiğken bıçakla soyulmamalıdır.
Patates, ağızda iyi çiğnenip tükürükle karıştırılmalıdır. Aksi halde hem hazmı zorlaşır hem de gaz yapar. Patates mutlaka salata veya soğanla yenilmelidir. Patates, yağda kızarmış olarak yenmezse kilo aldırmaz. Şişmanlar ve şeker hastaları için iyi bir gıdadır.
Şeker hastaları, ekmek yerine bol patates yiyebilirler. Ancak potasyumun zayi olmaması için patatesler külde veya çift tabanlı tencerede pişirilmelidir. Suda haşlandığında potasyum ve diğer faydalı tuzları suya geçer ve kaybolur.
Yaklaşık %20'si karbonhidrattır ve kalori değeri oldukça düşüktür. Bol B vitaminleri, C vitamini, protein, kalsiyum, demir ve fazla miktarda potasyum içerir. Orta boy bir patates, günlük C vitamini miktarının 1/3'ünü temin eder. Önemli vitamin kaynaklarında meyvelerden hemen sonra gelir. Sindirimi kolaylaştırır. Bağırsakları, böbrekleri ve kanı temizler, kabızlığı önler. Kansere karşı korur.Yorgunluğa karşı birebirdir.
Patates suyu; tek başına lezzetli olmaz. Havuç ve elma suyu ile karıştırılır, bazen de çeşni için biraz maydanoz ve tere eklenir. Patates yemeği, piştiği gün yenilmelidir. Bayatlarsa insanı ishal yapar. Suyunu sıkmak ve fırında pişirmek için büyük olanları tercih edilir. Ayrıca tomurcuğu olanları alınmalı. Zira tomurcuklar patatesin tomurcuklanabildiğini, bu nedenle de enzimler ve hayati yapılarla dolu olduğunu gösterir.
Kötü muhafaza edilmiş, cücük salmış patateslerde solanin denilen zehir hasıl olur ve insanı zehirler. Bu patateslerde selaninin sebep olduğu yeşilimsi bir kabuk olur. Bunlar alınmamalı veya cücükler çok derinden oyulup çıkarılmalı. Patatesleri soğanlardan uzak, serin, kuru bir yerde saklayın. Patatesler birkaç hafta saklanabilir. Bu süredeki ihtiyaç kadar satın alınmalı.
Mantar
Protein değeri etten fazladır. Etin yerini tutar. Nadir bulunan madeni maddeleri vardır. Zihni iyi çalıştırır, yorgunluğunu giderir. Zayıf ve kansız kimseler için iyi bir gıdadır. Kan yapar. Bedenen ve zihnen gelişmeyi sağlar. Et yiyemeyenler protein ihtiyacını mantar yiyerek karşılayabilir.
Mantar, vücuda fazla üre asidi bırakır. Hazmı çok zordur. Bir defada çok yenilmemelidir. Romatizma ve benzeri hastalığı olanlar yememelidir. Mantarlar, bayat ve kart olmamalıdır. Şapkaları ters çevrilip bakıldığında siyah görülmemelidir. Romatizma ve benzeri hastalığı olanlar yememelidir.
Domates
Bol ve çeşitli vitaminleri, mineralleri ve faydalı organik asitleri ile tıbbi değeri çok yüksek bir sebzedir. Aslında meyvedir. Ancak sebze olarak bilinir. Kavunlar için geçerli kural, domates içinde geçerlidir; tek başına kullanın. Tek istisna, salatalık ve kerevizdir. Her ikisinden veya herbirinden domates suyuna biraz eklerseniz harika bir içecek elde edersiniz.
Çiğ domatesler, vücuda kükürt, fosfor ve organik sodyum verir. Bir domatesteki C vitamini tavsiye edilen günlük miktarın %50'sinden fazladır. Damarları yumuşatır, kanı durultur, üre miktarını düşürür, vücudu gençleştirir. Kalp, karaciğer, böbrek bozuklukları ve şekerliler için çok faydalıdır.
Böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürür. Vücutta biriken üre asidi ve ürat tuzlarını eriterek idrarla dışarı atar. Vücutta biriken suyu boşaltır. Kansere tutulmamak için domates iyi bir sebzedir. Ancak kanserli hasta bunu yememelidir.
C ve E vitaminleri içerir, zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Hazmı kolaylaştırır, özellikle nişastalı yiyeceklerin (hamur işleri, kuru erzak) kolay sindirilmesini sağlar. Kabuk ve çekirdekleriyle bağırsakları harekete geçirir ve pekliği giderir.
Yemeklere katılacak domates, yağda haşlanmamalı, kendi suyu içinde pişirilmelidir. En iyi domates; kokulu ve iyi şekilde olandır. Renk koyu kırmızıdır. Bastırıldığında ağır ve yumuşaktır. Domates dalında olgunlaşmış olmalıdır. Mümkünse bahçelerden taze olarak satın alın. Domates dalında olgunlaşmış olmalıdır. Böbreklere sakıncalı olacağından, yeşil domateslerden sakının.
Marketten alınan domatesler, muhtemelen yeşilken toplanmış ve kırmızı olması için gaza tutulmuştur. Bu onların olgun olduğu anlamına gelmez. Tadları nadiren güzeldir. Domatesleri birkaç günlüğüne buzdolabında ya da serin bir yerde saklayınız.
Soğan
Tadı kuvvetlidir. Sarmısağa benzer ve onun tedavi edici özelliklerinin çoğuna sahiptir. Soğanın acılığı, sempatik sinir sistemini normalleştiren ve faydalı bakterileri uyaran içindeki temel yağlardan gelir. Soğan suyu, vücuttan mukusun (sümük) atılmasına da yardımcı olabilir.
Soğanda bol miktarda A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunur. Kalp ve prostat bozukluğu, pankreas tembelliği (şekerliler), sinir zaafiyeti, romatizma, cilt hastalıkları, mide zayıflığı gibi hastalıklarda çok fayda verir. Bol idrar söktürür ve vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı atar.
Fazla tuz kalbe zarar verir ve vücutta çok su tutar. Böylece tansiyon da artar. Soğan, üre ve su yanında vücuttaki fazla tuzu da dışarı atar. Pankreası çalıştırarak insülin ifrazatını artırır ve kanda şeker seviyesini düşürür. Hormonların dengeli işlemesini sağlayarak ve gerekli mineral ve vitaminleri vererek vücudu dinçleştirir, mukavemetini artırır, ihtiyarlamayı geciktirir.
Fazla soğan yenen ülkelerde kanser nadir görülmekte, o ülke halkı uzun yaşamaktadır. Soğan, karaciğeri ve bağırsakları dezenfekte eder zehirlerini temizler ve gıdaların orada vucudu zehirlemesini önler, bağırsak kurtlarını döker. Soğan çiğ yenilmelidir. İyi çiğnenirse hazmı kolay olur.
Kesilen soğanın hava temasında bozulmaması için kesilen kısım cam, beton üzerine kapatılmalıdır. En iyisi soğanı tüketileceği kadarı soyulmalıdır. Ağızda soğan kokusunu gidermek için yemekten sonra biraz ekmek kabuğu veya maydanoz çiğnenmelidir.
Güneş yanığı izleri olmayan, hışırtı çıkaran, kağıtsı kabuklu soğanları satın alın. Soğanın sapı bulunmamalıdır. Soğanı patateslerden ayrı, kuru, soğuk bir yere kaldırın. Soğan ve patates birbirini etkiler ve soğan, patateslerden salınan nemle yumuşar.
Sarmısak
Güçlü bir sağaltıcıdır.Bu keskin kokulu yumruda, her türlü harika özellik mevcuttur. Sarmısağın tansiyon düşürdüğü, kan pıhtılaşmasını azalttığı, kötü LDL kolesterolünü düşürdüğü, bazı mide kanserlerini önlediği, bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır.
Sarmısakta "allicin" denilen bir madde, sadece kendi özgü kokusunu vermekte kalmaz ayrıca bakteri gelişimini önler, vücuttaki mantarı ve maya oluşumunu tahrip eder. Sindirim enzimlerinin akışını uyarır ve vucuttan deri yoluyla toksinlerin atılmasını sağlar.
Sarmısakta 2 kuvvetli antibiotik, çok tesirli esanslar, bol iyot ve kükürt bulunur ve insan sağlığında çok değerli vazife görür. Damar sertliğini giderir, kanı durultur, kalbi kuvvetlendirir, bronşları dezenfekte eder, cilt hastalıklarını giderir ve kansere karşı korur.
Kuvvetli mikrop öldürücü özelliği ile vücudun her tarafını uyartarak, çeşitli hastalıklara karşı korunmayı ve onlardan kurtulmayı sağlar. Sarmısaklı yoğurt zehirlenmelere karşı insanı korur. Pastırma, sucuk gibi yiyecekleri bozulmadan sarmısak muhafaza eder. Sarmısak en ince damarları dahi temizler ve oralara kan gitmesini sağlar. Bütün salgı bezlerini çalıştırmak ve vücudu zehirlerinden temizlemek suretiyle sarmısak, genç ve dinç olmayı, uzun yaşamayı sağlar.
Sarmısağın çok yendiği yerlerde insanlar uzun ömürlüdür. Buralarda kanser oranı da düşüktür. Günde 3-4 diş sarmısak yeterlidir. İyice çiğnenir veya ezilerek çorbaya karıştırılırsa, midede yanma yapmaz. Sarmısak ezilerek yoğurt içinde yenirse fazla su içirmez, tansiyon yükselmez.
Sarmısak çiğ yenmelidir. Pişmiş sarmısak vasıflarını kaybeder. Kokusunu gidermek için yedikten sonra ağıza 2-3 kahve çekirdeği, anason tohumu, elma kabuğu veya maydanoz alınmalı ve 1-2 dakika çiğnenmelidir.
Taze sarmısağı satın alın.Yumuşaksa ya da kağıtsı kabuğunda kara lekeler varsa almayın. Sarmısak başları sağlam ve dolgun dişlerden oluşmalıdır. Sarmısağı suyu için sıkarken; sıkacağa 2 diş sarmısak koyun, sonra havuç, biraz maydanoz, kereviz, pancar ya da elma ekleyin. Sıkma işi sona erdiğinde sıkacakta sarmısağın kokusu kalmaz. Oda sıcaklığında, iyi havalanan bir kapta ya da sepette saklayın. Asla buzdolabına koymayın.
Havuç
Süratle kan yapıcı, kuvvetlendirici, ishal kesici, peklik giderici, mide ve bağırsağın yakın dostu, safra akıtıcı, karaciğeri kuvvetlendirici ve yeri doldurulamayan bir sebzedir. Kansızlık halinde; sabah-öğle-akşam taze çıkarılmış 1 çay bardağı havuç suyu içilmelidir. Suyu çıkarılamazsa ince rendelenmeli ve iyice çiğnenerek yenilmelidir.
Mide ve bağırsak kanamalarında da havuç suyu çok faydalıdır. Havuç; özel şekeri, A vitamini ve bol vitaminleri ile karaciğeri kuvvetlendirir, ona rahatsızlığında kendi kendini tamir imkanı verir. Bilhassa enginar ile birlikte havuç karaciğerin en iyi ilacıdır.
Vücuttaki üre asidi, ürat tuzları, benzeri yorgunluk maddelerini, diğer zehirleri idrarla dışarı atar. Bol A vitamini ile cilde temizlik ve pembelik verir. Gözlerin sıhhatli kalmasını sağlar. Kalp rahatsızlığı ve damar sertliği olanlara havuç çok fayda verir. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor.
Havuçtaki beta-karotin de gözleri; yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Havuçlar çiğ veya pişmiş olarak yenilirken asla soyulmamalıdır. Sadece temiz yıkamak kafidir.Uzun süre su içinde bırakılmamalı. Faydalı maddeler suya geçer.
Çatlağı, eziği veya ufak beyaz kökü olmayan, sağlam, düz havuçları satın alın. Sapının bulunduğu uçta yeni tomurcuklar veya bol yaprak varsa, bu havucun içinin tahta gibi olduğunu gösterir. Aynı şey 3-4 cm.genişliğinde havuçlar içinde geçerlidir. Rengi ne kadar parlak olursa havuç o kadar tatlı olur. Havuç buzdolabında 2 haftaya kadar muhafaza edilebilir.
Salatalık
Kanı temizler, karaciğeri çalıştırır. Böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürür. İdrarla birlikte vücuttaki üre asidi ve ürat tuzlarını eritip dışarı atar. Havi olduğu bol kükürdü ile kanı temizler, ciltteki ter bezlerini çalıştırır, bol vitamin ve madeni madde verir, böylece cildin taze ve pürüzsüz olmasına yardım eder.
Salatalığın kendisi ya da suyu, cildimizi bir tonik kadar temizler. Et yemeklerinin verdiği susuzluğu keser. Tabii ünsülin içerirek kanda şekeri düşürür. Sıcak bir havada iç ısısı dış ısıdan 20 C daha düşüktür. Bu nedenle serinletici olarak yenir. Midesi hassas olanlar salatalığı haşlayarak ve az miktarda yemelidirler.
Kabuğu koyu yeşil renkte sağlam salatalıkları satın alın. Yüzeyleri asla buruşuk, bereli olmamalı.N ormal olarak suyla iyice yıkayın ve kuru, temiz salatalıkları buzdolabında saklayın.
Turp
Çeşitli esansları, bol C vitamini, iyot ve kükürdü havidir. Karaciğeri çalıştırır, böbreklerdeki kum ve taşı döker, bronşlara çok iyi tesir eder. Dalak şişliğini giderir, cildi güzelleştirir. Bağırsakları dezenfekte eder, pekliği giderir. Akşam yenilen turp veya içilen bir kadeh turp suyu çok iyi uyku verir.
Turp yaprakları, marul içinde iyi salata olur ve çok fayda verir. Turpun hazmı zordur. Midesi ve dişleri iyi olmayanlar turpun suyunu içmelidir. Kesilmiş turp, hava ile temasta bozulmaması için hafif sirkeli suya konulmalıdır. Temizlenmiş ve kurutulmuş turplar, bir hafta kadar buzdolabında saklanabilir.
Maydanoz
Dünyadaki en besleyici yiyeceklerden biridir. Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum, kükürt ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar.
Böbrekleri, karaciğeri ve idrar yollarını temizlemeye yardım eder. Kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur. Yaprakları koyu yeşil olan maydanozları alın. Buzdolabında muhafaza edilir.
Marul
Bol miktarda çeşitli mineralleri içerir. Sağlığımız bakımından önemi büyüktür. Çiğ yendiğinde tesiri tamdır. Sinirleri teskin eder. İyi uyku verir.
Bitkisel insüline havidir. Yemekten önce salata şeklinde yenen marul, şeker hastalarının kandaki şeker seviyesini düşürür. Hazmı kolaylaştırır. Bol selülozu ile bağırsaklara yumuşaklık verir, pekliği giderir. Bol idrar söktürür ve kanı pisliklerden temizler. Karaciğer ve dalak şişliğini, sarılığı giderir. Kadınlarda adet dönemlerinin, zamanında ve ağrısız olmasını sağlar. Marulun taze göbek yaprakları 10-12 yaşlarındaki çocuklara bolca yedirilirse boyları uzun olur.
Marul suyu, yüze sürülürse ergenlik sivilcelerini giderir, oralara tazelik ve pembelik verir. Marullar, sirkeli suya batırılarak sümüklüböcek kurtlarından temizlenebilir. Yaprakları mümkün olduğunca koyu yeşil olan, körpelerini satın alın. Yapraklarını soğuk suyla iyice yıkayın ve iyice kurutun. Plastik torbalarda buzdolabında saklayın.
Roka
Çeşitli esansları, vitaminleri P ve K ve çok faydalı mineralleri içerir. Karaciğerin dostu, mideyi kuvvetlendirici, kansızlığı gideren bir yeşilliktir. Tadı ve asitleri ile mideyi çalıştırır, hazmı artırır ve iştahı açar. Böbrekleri çalıştırır, idrar söktürür, karında toplanan suyu boşaltır. Yeşil salata şeklinde yenir. İyi çiğneyemeyenler suyunu içerler.
Tere
Çiğ salatalara lezzet ve canlılık katar, ayrıca değerli bir sebze suyudur. Çeşitli vitaminler ve özellikle C vitamini, bazı faydalı esanslar ve mineralleri ile çok tesirli ve faydalı bir yeşilliktir.
Karaciğer, böbrek ve bronşları çalıştırır. Gribi geçirir. Kanda şekeri düşürür. Kansızlığı giderir. Acı tadı ve diğer maddeleriyle mideyi çalıştırır, hazmı artırır. İştahsızlık çekenlere çok fayda verir. Bol demiri ile kanı tazeler. Kansere karşı korur. Bağırsaklardaki çeşitli solucanları döker.
Sinirleri dinlendirir ve neşeyi artırır. Tere, çiğ olarak, az miktarlarda yenmelidir. Fazlası zarar verir. Tere zamanla sararır. Sararanları yenmemelidir. Ne kadar taze olursa o kadar faydası fazla olur. İyi çiğneyemeyenler suyunu içmelidir.
Midesi hasta olanlar tereyi yememelidir. Çürüme veya sararma belirtisi olmayan, taze görünüşlü tereleri satın alın. Soğuk suyla iyice yıkayın ve kurutun. Plastik torbalarda, buzdolabında 2-3 gün saklayabilirsiniz.
Şalgam
Taş ve kum döker. Bronşları boşaltır. Bol idrar söktürür. Pekliği giderir. Şalgamın yaprağı ve kökü yenir. Yaprakları ince kıyılarak salata şeklinde yenirse yukarıdaki hastalıklara iyi gelir. Şeker hastaları da şalgam yiyebilir. Şalgam ne kadar çiğ yenirse o kadar faydalıdır. Çiğ yenilemezse suyu çıkarılır ve o kadar havuç suyu ile karıştırılarak yemeklerde içilir.
0 Yorum:
Yorum Gönder